18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 28 Eylül 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Bildirgede ‘birlik’ vurgusu Haziran seçimleri için “Milletçe alkışlıyoruz” sloganı ile meydanlara inen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Kasım seçimlerinde ise Türkiye’nin değişen “siyasi iklimini” de dikkate alarak, “Önce insan, önce Türkiye” sloganıyla sahaya inecek. CHP’nin 30 Eylül’de açıklanacak bildirgesi ise artan terör olayları ve insan hakkı ihlalleri dikkate alınarak “birlik, kardeşlik” vurgusunu da içerecek şekilde revize edildi. 7 Haziran seçimlerinde “emekliye iki maaş ikramiye”, “asgari ücretin 1500 TL’ye çıkarılması”, “çiftçiye mazotun 1.5 TL’ye satılması” gibi önerilerileriyle dikkat çeken CHP, 1 Kasım seçimle 8 Seçim bildirgesinde insan hakkı ihlallerine ve artan terör olaylarına dikkat çekilecek 7 ri için ise bildirgesini Türkiye’nin değişen siyasi iklimini de dikkate alarak revize etti. CHP’nin son seçim bildirgesi, “Katılımcı demokrasi, hukukun üstünlüğü, devletin saydamlığı ve hesap verebilirliği”, “Türkiye’nin uluslararası alanda rekabet gücüne kavuşması”, “Sosyal devletin güçlendirilmesi” ve “Devlet kurumlarına siyasetin müdahale etmemesi” olarak 4 ana ayağa oturtulmuştu. Parti bu temel başlıkları 1 Kasım bildirgesinde aynen koruyor. CHP’nin yeni bildirgesinde gençlerle ilgili özellikle eğitim başlığı altında vaatlerin öne çıkması bekleniyor. Türkiye’nin için ‘Sorunu CHP çözer’ den geçtiği sürecin bildirgenin giriş bölümünden itibaren ele alınması ve “Sorunu CHP çözer” vurgusunun yapılması planlanıyor. Bildirgede, emekliye dini bayramlarda iki maaş ikramiye vaadi yerini korurken, 1500 lira olarak açıklanan asgari ücretin artırılması bekleniyor. Bildirgenin önemli ayaklarından birisini ise artan terör olayları ve buna tepki gerekçesiyle özellikle Kürt yurttaşlara yönelik “linç kampanyasına” karşı yapılan “birlik, kardeşlik” çağrısı oluşturuyor. Bu çağrı, seçimde kullanılacak sloganlara da yansıyacak ve “Önce insan, önce Türkiye” sloganı kullanılacak. l ANKARA/Cumhuriyet Kurban Bayramı’nı yurtdışı seçmenine ayıran Kılıçdaroğlu, yurtiçi seçim st ar Eylül’de partisinin tını ise 30 seçim bildirgesini açıklayarak ve lıçdaroğlu 3 Ekim’d recek. Kıen itibaren ise yurtiçi mitingle re başlayacak. Kılıçdaroğlu’nu n gi Mersin’de yapm ilk mitinası planlanıyor. Propaganda sü re olması nedeniyle şim sinin kısa de miting planlanırk dilik 25 ilen da ilçenin de partili , çok sayımilletvekilleri ve yöneticiler tarafın edilmesi düşünülü dan ziyaret yor. 25 ilde miting usya’nın Suriye’ye müdahalesi ve oyuna açıkça girmesini eleştirenler kendine baksın, Suriye’ye bugüne kadar kim müdahele etmedi ki? Sadece Rusya ve Suriye mi taraf? ABD, İngiltere, Fransa, Suudi Arabistan, Katar, Türkiye, Suriye’yi bugünkü felaketine sürükleyen müdahalelerde bulunmadı mı? Bu arada, Lübnan Hizbullahı rejim için savaşmak üzere taraf oldu da, Lübnan’ın Sünni cephesi rahat durdu mu? Zamanında Sünni/Hariri cephesinin Filistin mülteci kamplarında desteklediği İslamcı milisler, rejime karşı savaşmak üzere Suriye’ye geçmedi mi? Kimse inkâr edemez, bu ülke elbirliği ile yıkıma sürüklendi ve artık olaylar bir insanlık suçu boyutuna ulaştı. Suriye: Bir insanlık suçu R nu düşünüyorum. Dahası, Türkiye Suriye’nin komşusu olan bir ülke olarak herkesten daha temkinli davranmak durumundayken, bölgesel aktör olma hevesi ile çok ama çok kirli bir işe bulaşmakta tereddüt göstermeyip ortaya çıkan gerçekler tablosuna rağmen tutumunu değiştirmediği için olanlardan sonuna kadar sorumlu. Ancak, bu böyle diye bazı gerçekler unutulmasın diyorum. Kim itiraz etti? Bu arada, şimdilerde Türkiye’nin Suriye’de izlediği siyaseti eleştirenlerin kaçı, zamanında bu siyasete itiraz etti? Ben, şimdikinden tamamen farklı bir tablo hatırlıyorum ve hafızam gayet iyidir. Arap Baharı’nın Suriye’yi ziyaret ettiği farz edilen Mart 2011’de, AK Parti iktidarı, “demokrasi cephesi yanında hemen tavır takınmakta tereddüt ettiği” için çokça eleştirilmişti. Şimdi Suriye politikasını eleştirenler, o zaman “neden Esad’a karşı kesin tavır takınılmıyor?” diye ortalığı inletiyordu. Ayrıca, Türkiye Batılı müttefiklerinin ağır baskısı altında kalmıştı, sonra istenilen oldu, Türkiye, müttefikleri ile eşgüdümlü olarak, Esad rejimini devirme siyaseti benimsedi. O dönem, Batılı müttefiklerin tam desteği ile, Özgür Suriye Ordusu Türkiye’de kuruldu, muhalifler Türkiye’de örgütlendi, şimdilerde çok eleştirilen Suriye’ye cihatçı geçişine kimse ses çıkarmıyordu. Ses çıkarmak bir yana, “Suriye’de silahlı muhalefet denilenler aslında radikal İslamcı örgütler, çoğu yabancı savaşçı” diyenler “Esadcılık” ile suçlandı. Sahi, ta en başında Suriye’de ne oldu da, bir ülke bu hale geldi? Suriye otoriter bir rejimle yönetilen bir ülkeydi, ama hangi Ortadoğu ülkesi demokratik bir yönetime sahip? Sahi, Suriye’de, Arap Baharı’nın etkisi ile Esad’a karşı başlayan ufak çaplı hareketler, rejimin sert tepkisi nedeniyle mi, kısa sürede bir iç savaşa dönüştü? Otoriter rejimlere karşı yükselen Arap Baharı ayaklanmaları Bahreyn’e uğradığında, neden uluslararası planda kimse muhalefete destek çıkmadı, dahası Suudi Arabistan’ın rejim yanlısı askeri müdahalesine itiraz eden olmadı? Nasıl bu hale geldi? Proje çuvalladı Kılıçdaroğlu, Viyana’da partililere seslendi. ‘Erdoğan doğruyu söylemiyor’ CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Viyana’da iktidarın hedefindeki Aydın Doğan’a sahip çıktı HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçim öncesi çıktığı Avrupa turunda Münih ve Viyana’da partililerle bir araya geldi. Aydın Doğan’ın mektubuna ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, Doğan üzerindeki baskıları bildiklerini belirterek, “Ortaya çıkan tablo; Erdoğan’ın doğruyu söylemediğidir. Bunun da Süleyman Demirel’in mektubuyla kanıtlandığı gerçeğidir” dedi. Münih’te DGB Haus salonunda dün partililerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, mülteci krizi konusunda hükümeti ve Avrupa ülkelerini eleştirdi. Kılıçdaroğlu, “Sığın Herkes ağız değiştirdi Sonra işler değişti, yani 2012 yılının sonlarına doğru ABD’nin siyaset rotası değişti, ama Türkiye’de iktidar bu değişimi önce algılayamadı, sonra ise müttefikleri ile bozuşma pahasına, bu değişime sonuna kadar direndi ve nihayet boğazına kadar Suriye’deki savaşa bulaştı. Bu sefer herkes ağız değiştirdi; Türkiye neredeyse Suriye’deki kirli savaşın baş müsebbibi ilan edilmeye başlandı. Bunları, AK Parti iktidarının Suriye siyasetini temize çıkarmak için söylemiyorum, tam tersine bu siyasetin, Suriye trajedisinin baş müsebbiblerinden biri olduğu C macılar Batı’ya doğru gelince bu kez Batı ayağa kalktı, biz bunlara nasıl bakacağız diye... İyi de kardeşim düne kadar 2 milyon 375 bin kişiye Türkiye bakarken sesiniz çıkmıyordu. Sadece alkışlıyordunuz, bravo Türkiye diyordunuz. Şimdi Biz Batı’ya gideceğiz diyorlar, bu kez Batı ona önlem aldı, buraya gelmesinler diye. Mülteci sorunu Türkiye sorunu olmaktan çıkmıştır. Mülteci sorunu artık bir Avrupa sorunudur” dedi. ‘Şantaj’ değerlendirmesi Kılıçdaroğlu, tek parti döneminin bittiğini vurgulayarak, “13 yıllık saltanat bitti. Eğer birisi çıkıp ‘bana 400 milletvekili niye vermediniz’ derse bu da halkın önüne şantaj koymak demektir” dedi. Avrupa turunun son durağı Avusturya’nın başkenti Viyana’ya geçerek Avusturya Sosyal Demokrat Parti Genel Merkezi’ni ziyaret eden Kılıçdaroğlu, Etap Event Center’da düzenlenen etkinlikte seçmenlerle bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, “Avrupa Birliği bize fasılları açtı, hiç bunlara bakmadan birinci sınıf demokrasi neyi gerektiriyorsa onların yasalarını çıkaracağız. Onun talimat vermesini mi bekleyeceğim. Onlar bile şaşıracaklar. Bunları yapıyor diye” dedi. Kılıçdaroğlu, Aydın Doğan’ın mektubuna ilişkin bir soru üzerine ise “Sayın Doğan üzerinde büyük baskıların olduğunu biliyorum, hepimiz biliyoruz. Hürriyet Gazetesi’nin üzerindeki baskıları da biliyoruz. Bazı yazarların ölümle tehdit edildiğini de biliyoruz. Ortaya çıkan tablo; Erdoğan’ın doğruyu söylemediğidir. Bunun da Süleyman Demirel’in mektubuyla kanıtlandığı gerçeğidir” dedi. l Haber Merkezi Bu soruların daha da devamı var, ama işin özeti, Suriye’de olanların asıl nedeninin, “diktatörlüğe karşı muhalefeti desteklemek” bahanesi ile Batı karşıtı, İran yanlısı rejimi değiştirme projesi olduğu. Bu proje fena halde çuvalladığı için, şimdi ülke yıkıldıktan, yani “badel harabüssuriya”, müzakere masasına dönülüyor. Suriye’nin kaderi artık, farklı gerekçeler ile Suriye’de söz sahibi olmak isteyen tüm tarafların ve dolayısı ile İran ve Rusya’nın dahil olduğu müzakereler ile belirlenecek. Bunların hiçbiri olmadan diplomatik yollar denenebilir, milyonların hayatı feda edilmeyebilirdi, yazık, çok yazık! Yine de her şeye rağmen, “müzakere” siyaseti “vekâlet savaşları”ndan iyidir, bu noktada kimsenin birbirini suçlamaya, dışlamaya hakkı yok. Müzakereye karşı olanlar, bari artık şimdi seslerini kesip otursunlar diyorum. Suriye trajedisi, “Esad diktatörlüğü” ve “IŞİD terörü” gerekçelerinin çok ötesinde, irili ufaklı hegemonya hamlelerinin, onların uzantısı olan yanlış hesapların, akılsızlığın, vicdansızlığın eseri, kısacası elbirliği ile işlenen bir insanlık suçu. Zaman içinde, daha fazla gerçek ortaya çıkacak, bu suçun asıl boyutlarını o zaman göreceğiz, ama keşke bitse artık bu kepaze didişme. Artık bitsin 57 milyon sandığa gidiyor 7 Haziran seçimlerine göre seçmen sayısının arttığı 1 Kasım seçimlerinde yurtiçinde 54 milyon 75 bin 851, yurtdışında 2 milyon 895 bin 885 seçmen sandık başına gidecek 6 siyasi partinin katılacağı 1 Kasım seçimlerinde seçmen sayısı 7 Haziran’a göre arttı. Buna göre, yurt içinde 54 milyon 75 bin 851, yurtdışında 2 milyon 895 bin 885 seçmen sandık başına gidecek. Doğu’daki illerde oy verme saatleri 07.0016.00, diğer illerde 08.0017.00 olarak uygulanacak. YSK’nin 1 Kasım’da yapılacak milletvekili genel seçimi için hazırladığı seçim takvimi işliyor. Buna göre, aday listelerini 18 Eylül’de YSK’ye veren partilerin kesin aday listeleri ise 28 Eylül’de ilan edilecek. Türkiye genelinde 21 bağımsız milletvekili adayı yarışacak. Bilirkişi olmayan bilirkişi inceledi CANAN COŞKUN ALTIN KAPLAMA TUVALET DAVASI 1 Tatlıses: Gençler ölmesin diye yı olan İbrahim Tatlıses, adaylığının kabul edilmemesi üzerine yeniden bağımsız aday oldu. Seçim çalışmalarına sosyal medyadan başlayan Tatlıses, üzerinde kendi resmi ve ay yıldız bulunan “763 yalanla değil 63 doğruyla geliyor” Tatlıses yazılı bir afiş paylaştı. Tatlıses, “Doğru olanın yanındayız eğriyle işimiz olmaz. Sloganımız; doğru siyaset, dürüst siyaset, işsize doğru siyaset. Gençlerimiz ölmesin diye siyaset, analarımız ağlamasın diye siyaset, çocuklarımız yetim kalmasın diye siyaset! Benim siyaset anlayışım bu” diye yazdı. l Yurt Haberler AKP’den 3. Şanlıurfa’da kez milletvekili aday ada Seçimler için toplam 75 milyon 288 bin 955 birleşik oy pusulası basılacak. Seçmen arttı YSK seçmen sayılarını, yurt içinde 54 milyon 75 bin 851, yurtdışında 2 milyon 895 bin 885 olarak açıkladı. Yurtiçi seçmen sayısı 7 Haziran seçiminden bu yana 310 bin 620 kişi, yurtdışı seçmen sayısı ise 28 bin 227 kişi arttı. 1 Ka sım Pazar günü saat 08.00’den 17.00’ye kadar oy verme süresi olacak. Doğu illerinde ise oy vermenin başlangıç ve bitiş saatleri 07.0016.00 olarak uygulanacak. Oy sandıkları bu saatlerden önce açılmayacak. İlk oylar 8 Ekim’de Yurtdışındaki seçmenler için 54 ülke, 113 temsilcilikte sandık kurulacak, ayrıca 30 gümrük ka pısında oy kullanabilecek. Gümrüklerde ve yurtdışı bazı temsilciliklerde oy verme işlemi 8 Ekim’de başlayacak, 25 Ekim’de sona erecek. Gümrük kapılarında oy verme işlemi ise 1 Kasım Pazar günü saat 17.00’ye kadar sürecek. Seçmenler 22 Eylül’den itibaren nerede oy kullanacaklarını YSK’nin internet sitesinden öğrenebilecek. l ANKARA/ Cumhuriyet ocaeli Valiliği döneminde makam tuvaleti tadilatında altın kaplama malzemeler kullandığı ortaya çıkan Hatay Valisi Ercan Topaca’nın makamına ilişkin açtığı tespit davasında, bilirkişi olmayan kişinin hâkim tarafından dosyaya bilirkişi olarak atandığı ortaya çıktı. Kocaeli Adliyesi’nin bilirkişi listesinde halihazırda kuyumcu satış temsilcisi olarak görev yapan ve bölümü altın, pırlanta, saat olan bir bilirkişi olmasına karşın bilirkişi olmayan Volkan Kılıç’ın dosyaya bilirkişi olarak atanması dikkat çekti. Bilirkişi olmayan bilirkişiler ise altın kaplama tuvalet haberine dayanak pursantaj tablosunda altın kaplama olduğu belirtilen malzemeler haricinde her şeyi inceledi. Kocaeli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açılan dava kapsamında Kocaeli Valiliği’nin önceki hizmet binasında keşif yapıldı. Kocaeli Valiliği Yazı İşleri Müdürü İsmail Akbıyık, Vali K Boş binada keşif Topaca’nın görev yaptığı dönemde binanın hazineye devredildiğini belirtti. Akbıyık, 20 Mayıs 2015’ten itibaren binanın tamamen boşaltıldığını ifade etti. Keşif tutanağında tuvalet ve duşun bulunduğu bölümdeki sıhhi tesisat malzemelerinin söküldüğü ve yerde durduğu da yer aldı. Keşfe, bilirkişi listesinde yer almayan, Volkan Kılıç ve Cihangir Bur da götürüldü. Bilirkişiler, sarı renkli sıhhi malzemelerin altın kaplama olmadığını tespit ettiklerini bildirdi. Bilirkişiler, duş askılık aparatı, musluklar, duş ahizesi, kapı kollarının sarı renkli olduğunu, altın kaplama olduğunu belirtti. Klozetin sarı malzeme olmadığını, seramik olduğunu kaydeden bilirkişiler, makam odasının sökülen kapılarının kollarının da altın kaplama olmadığını ifade ettiler. Oysa tadilat işiyle ilgili pursantaj tablosunda “altın kaplama çöp kovası, altın kaplama diş fırçalık, altın kaplama tuvalet kâğıtlık, altın kaplama sabunluk, altın kaplama havluluk, altın kaplama tuvalet fırçalık, altın kaplama askılık” şeklinde sıralanmıştı. l İSTANBUL C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle