18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 28 Eylül 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN haber 7 Cemaat kanalları Tivibu’dan atılıyor ürk Telekom bünyesinde faaliyet gösteren dijital yayın platformu Tivibu’daki muhalif televizyon kanallarının yayınlarına son verileceği ileri sürüldü. Bugün TV Genel Yayın Yönetmeni Tarık Toros, “Tivibu; BUGÜN TV, Samanyolu Haber ve Mehtap TV kanallarını gerekçesiz olarak platformdan çıkarıyor. Uygulama bu akşam (dün akşam) başlıyor” dedi. Bugün Gazetesi yazarı Toros, dünkü “Ve karartma başladı” başlıklı yazısında uygulamaya tepki gösterdi. Toros, şunları yazdı: “10 sene önce, bu iktidar döneminde, Türk Telekom’un yüzde 55’i Suudi Öger Grubu’na satılmıştı. Dev şirketin yüzde 30’u Hazine’de, yüzde 15’i ise halka açık. Bakmayın bu tabloya… Telekom’u bu iktidar tarafından atanan isimler yönetiyor. Yönetim kurulundaki şu isimler tanıdık gelecektir: Abdullah Tivnikli, Fahri Kasırga, İbrahim Eren, Yiğit Bulut. Kamu mülkleri kimsenin babasının malı değil, bu halkın. Maalesef iktidar, kamu imkânlarını tümüyle yandaşlara paylaştırıyor. Şimdi de bir kamu yayın platformu, iktidarın istemediği kanalları kapının önüne koyuyor. Daha iyisini yapıp rekabet edemeyince. Rakibinin ayağına sıkmak bir zavallılığın, acizliğin sonucudur. Bu ancak, saklayacak bir şeyi olanların yöntemidir... Ey seyirci; 2 milyona yakın abonesine sormadan, onların tercihlerini hiçe sayarak bu kararı alan Tivibu yönetimine tepkisiz kalma!..” T ‘Burası Türkiye’ sansürü umhuriyet Gazetesi’nin internet sitesine TTNET, UyduNet, PTT Cell’den erişim sansürünün ardından, UyduNet’in şimdi de mahkeme kararı olduğu iddiasıyla Twitter’a sansür uyguladığı iddia edildi. Kimi Uydu net kullanıcıları, DNS ayarlarını değiştirmeden Twitter’a ulaşmakta zorluk çektiklerini belirterek, sosyal medya üzerinden tepki gösterdi. Uzmanlar Twitter’ı topyekün erişimi engellemeyi gerektirecek bir karar olmadığına dikkat çekerek mahkeme kararı alınması durumunda tüm erişim merkezlerinde geçerli olması gerektiğini belirtti. Avukatlar UyduNet’in hukuka aykırı bir engelleme yaptığına dikkat çekti. Ulaşmaya çalıştığımız Uydu net yetkilileri mahkeme kararını gerekçe gösterirken, üst düzey yetkililerden herhangi bir açıklama yapılmadı. Kullanıcılar, internete erişim sağlayıcı UyduNet’ten Twitter’a giremediklerini söylüyor. UyduNet müşteri hizmetleri yetkilisi ‘mahkeme emri üzerine engellendi’ diyor, diğer erişim sağlayıcıları ise ‘bize ulaşan bir mahkeme emri yok’... İnsan serveti talanı as Auto”, Alman kalitesine “sahtekârlık kalitesi” de katınca kabak başlarında başladı; küçük bir şirket ve akıl, “dokunulmaz” gibi duran bir “dünya muktediri”ni minik fiskeyle devirdi. Soru basitti: Bu adam yüzde 40 daha düşük dizel egzos emisyonuna nasıl ulaştı? Bir test, devi yere serdi. Dünya yıkılıyor, bizim ülkeden bakalım ses seda çıkacak mı? Niyetim Das Auto’yu yazmak değil, iki haftalık güzel bir aradan sonra okura merhaba ile bir giriş yapalım dedik. Ama Almanya’da kalacağız. Merak ettiğim soru şu: Acaba Das Auto felaketinden sonra Almanya, 800 bin göçmen alma programını değiştirir mi? “D C Karar sistemde Gazetemizi arayan UyduNet kullanıcıları yaklaşık bir aydır Twitter’a giremediğini belirtti. Diğer internet sağlayıcı şirketlerin internet servisini kullanan kişilerin Twitter’a girmekte bir sorun yaşamamasına rağmen, Uydu net’in erişim yasağı tepki çekerken, şikâyetler üzerine aradığımız UyduNet müşteri hizmetleri yetkilileri sistemlerinde “mahkeme kararı” tarafından engellendiğine dair bilgi olduğunu söyledi. Mahkeme kararını istediğimizde de kendilerinin mahkeme kararını görmediğini sadece sistemde bu bilginin yer aldığını belirtti. Sadece UyduNet kullanıcılarının Twitter’a ulaşamaması dikkat çekti. MAhKEME KARARI OLSA TÜMÜ KESİLİR ydunet yönetiminden konuya ilişkin açıklama çabalarımız sonuçsuz kalırken, ulaştığımız Erişim Sağlayıcıları Birliği yetkileri “Uzun süredir bize mahkeme kararı gelmedi. Mahkeme kararı geldiğinde tüm erişim sağlayıcılarının erişimi engellemesi gerekiyor. Tek bir şirket U adına engelleme yapılmıyor. Vatandaş hak ihlali gördüğü paylaşımları şikâyet ediyor, mahkeme Twitter’dan kaldırılmasını istiyor. Eğer Twitter kaldırmazsa komple erişimi yasaklıyor. Bu durumda da hemen itiraz edilip, genelde sorun çözülerek erişim sağlanıyor” dedi. Biliyorsunuz, Suriye’yi dağıtan ABD/Batı (+Ankara), karşılarında yüz binlerin göçünü bulunca yelkenleri suya indirdi ve “bizim için melanet olan bu durumu nasıl kazanca dönüştürürüz”ü planladı. Almanya öne çıktı: İşgücü açığım var. Hele genç işgücüm azalıyor, ne kadar fıştıklasam, keyfi yerinde Almanlar doğurmuyor. Bu bir nimet olabilir, yetişkin işgücü, 20 biner Avro’luk bir eğitim ve uyum programıyla, geleceği kurtarırım... Suriye’nin insan servetini talan programı desem? Bu açıdan bakın. Ekranlarda gördüklerimizin büyük çoğunluğu iyi eğitimli, yetişmiş insan gücü. 600 bin işgücü açığı var Almanların. Bu bir bereket, hayırlı olay diyorlar. Almanya, ABD’den sonra en çok istenen ikinci göç ülkesi. Spiegel: Yeni Almanya! Bu insanlar bir şans. Bakıyorum grafiğe, ülke belli tarih aralıklarında görülmemiş mülteci akınlarına uğramış. 1956: Macar isyanı ve 16 bin göç. Türkiye’de 12 Eylül 1980 darbesi sonucu 108 bin göç. 1990: Yugoslavya’yı parçalamaları sonucu 400 bin göç. 2015: Mülteci dilekçesi sayısı kestirimi 800 bin! 1960’larda Türkiye ve diğer ülkelerden milyonlarca emeği ucuza kapatan Almanya, bu işin ustası, entegrasyon konusunda geniş bir deneyime sahip. Yüz binlerin göçü ve anlamı Genç nüfus ithalatı Siyasi tarihe geçer CHP’li Eren Erdem de Twitter’da olaya tepki gösterdi. Erdem, “Korku dağları sarmış. Anlaşılan o ki, AKP tüm stratejisini ‘yok etme’ üzerine kurmuş. Bunun adı sansürdür. Gerçekleşmesi halinde siyasi tarihimize geçer” diye yazdı. l İSTANBUL TÜRK TELEKOM: ÖYLE BİR UYGULAMA YOK ürk Telekom Çekirdek ve Taşıyıcı Şebeke Direktör Yusuf Kıraç ise “Türk Telekom’da böyle bir uygulama yok şu an. EnGELLEME hUKUKA AYKIRI, DERhAL KALDIRILMALI ilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden Prof. Dr. Yaman Akdeniz “Ortada Twitter’a topyekün erişim engellemeyi gerektirecek bir karar T Öyle bir karar da yok. Olsa zaten tüm erişim sağlayıcı şirketlerin bu kararı uygulaması gerekir” ifadesini kullandı. B yok. Olsa zaten bütün ISS’leri kapsar, sadece Uydu Net’i değil. Uydu Net hukuka aykırı olarak bir engelleme yapıyor ve derhal kaldırmalı” dedi. l İSTANBUL Gayri Milli Alman Medyası tifa etti. Yenisi şu sıralarda kamu kurumlarının ve “gayri milli” Alman medyasının sıkı eleştirisi altında. Skandal iki bağımsız araştırmacının (Peter Mock ve John German) ABD Çevre Koruma Müdürlüğü’ne (EPA) yaptıkları araştırma sonuçlarını iletmeleriyle ortaya çıktı. Aslında dizel motorların da çevreci olabileceğini göstermek isteyen bu iki kişi, Volkswagen’in verdiği rakamlarla emisyon testlerinde elde ettikleri sonuçlau Almanlarda “milliliğin” boyuna değerlendirdi. Konuya zerresi yok. Olsaydı, mil çalışkan çevreci arkadaşım Pe rın örtüşmediğini gördü. EPA, li otomobilleri sayılacak lin Cengiz’in Taraf gazetesinde Volkswagen’in üzerine gidince dünyanın en büyük otomobil Volkswagen’larını bu kadar yeki köşesinden bir cümleyle girin dibine batırırlar mıydı? Onriş yapabiliriz: “Nasdaq.com’da üreticisi suçunu itiraf etmek zoların milli duygularını korumak (Ünlü teknoloji borsasının inter runda kaldı. Bu da tüm dünyada Türk medyasına düştü. Dün net sitesi) bir yazar,‘Kapitalizm da egzoz emisyon ölçümlerinin ne kadar güvenli olduğuna dayanın bütün medyası çalkalaiçin kötü bir haftaydı’ diye ir yeni soruları gündeme getirnıyor, Türk medyası yasak sayazdıktan sonra Marx’ın ünvıyor. Oysa konu bizi de yakınlü cümlesini eklemiş: ‘Kapita di. Spot ışıklarının tutulduğu bir dan hem de çok yakından ilgilizm, yok oluşunun tohumları başka alan da egzoz emisyonlarını ölçen kuruluşlar. İngiltere lendiriyor. Konuyu kısaca uzma nı kendi içinde taşır.’ ” hükümeti emisyon ölçümleri için nından özetleyelim. Olup biteBüyük skandalın özeti şöykendi testlerini yapmaya, bunlani, herkesin anlayacağı biçimledir: Volkswagen’in, dünrı yoldaki araçlarla karşılaştırmade bütün açıklığıyla değerli arya çapında 11 milyon aracıya hazırlanıyor. kadaşım Özgür Gürbüz Birna özel bir yazılım yükleyerek Türkiye’de ise sorun daha kaGün gazetesinde yazdı. Bu ara emisyon ölçümlerini olduğunrışık, çünkü yılda 2 milyon 700 da sevgili Nilgün Cerrahoğlu dan düşük gösterdiği anlaşıldı. bin aracın egzoz emisyonunu ölda Cumhuriyet’te konuyu enine Volkswagen’in ünlü CEO’su is Ş çen TüvTürk’ün ortakları arasında Volkswagen’in Türkiye temsilcisi Doğuş Otomotiv de yer alıyor. Doğuş Holding henüz konu ile ilgili bir açıklama yapmadı. Şimdilik işimiz onları suçlamak değil, ama bir açıklama beklemek hakkımız. Volkswagen ithalatçısı firma kuşkusuz imalatçı firmanın kabul etiği gerçekleri yadsıyacak, ayrıca kendi ithal ettiği otomobillerin egzoz emisyonlarının ortağı olduğu firma tarafından nasıl yapıldığını açıklamaktan geri duracak değildir. Bu skandalın ayrıntısı benim köşeme sığmaz ve benim asıl görevim Türk medyasının bu konuya neden ilgisiz olduğunu sormak, soruşturmak, okurların ilgisini bu ilgisizliğe çekmek. Türk medyası konuyu kelimenin tam alamıyla “geçiştirdi”. Geçiştirmeyi de sürdürüyor. Oysa halkın haber alma hakkı ve gazeteciliğin temel ilkeleri bu olayın tüm ayrıntılarıyla halka duyurulmasını zorunlu kılar. Hiçbir gerekçe, örneğin bu büyük firmanın reklamlarından mahrum kalmak gibi bir gerekçe kabul edilebilir değilir. Ayrıca merak etmeyin değerli medya yöneticileri, reklam servisleri, Volkswagen firmasının şimdi daha fazla reklama gereksinimi olacak. Hem durumu nasıl düzelttiğini anlatmak, o emisyon hacmini gizleyen yazılımın nasıl kullanıldığını açıklamak hem de milyarları aşan zararını karşılamak ya da durumu örtbas etmek için kesenin ağzını açacak. Umarız reklamlara dikkat eder, örtbas etme çabalarına prim vermezsiniz. Böyle durumlarda Alman medyasına bakmanızı salık veriyorum. Biri örtbasa destek çıksa öteki açığa çıkarır. Alman “gayri milli” medyasının bu olaydaki tutumunu izleyerek ders çıkarabilir mi Türk “milli” medyası diye bir soru takılıyor aklıma, umutlanıyorum. Bir haftadır Alman gazete ve dergilerini izliyorum; konu bitmiyor, tükenmiyor, üstü örtülmüyor. Alman kapitalizmi için tam bir rezalet olan durum hemen hemen tüm ayrıntısıyla, tüm can alıcı sorularla sayfalarda. Peki, siz neden ilgi göstermiyorsunuz? Hâlâ “çevre mi, o da neymiş” havasında mısınız? ABD+Batı, Irak’ı, Suriye’yi parçaladı, insanlarını savurdu, öldürdü, göç ettirdi... Şimdi ihtiyacı olanlara talan programı başladı. “Safkan” Almanlar, Merkel’i “vatana ihanet” pankartlarıyla karşılayadursun! Alman aklı geleceğe bakarak, mülteci taleplerinde şu nüfus yapısını görüyor: Yüzde 32’si 17 yaşından küçük (Alman nüfusunda yüzde 16). Yüzde 49’u 1834 yaş arası (Alman: yüzde 20) Yüzde 18’i 3564 yaş arası (Alman: yüzde 43) Yüzde 1’i 65 yaş üstü (Alman: yüzde 21) Yani büyük bir genç nüfus ithalatı ile topluma gençlik aşısı! Ucuz işgücü, maliyetlerde düşüş, yeni bir tüketici kitlesi... Bir Suriyeli genç kadının fotoğrafının altında şu yazılı: “Eğitimli, kültürlü, yükselme hırsı var.” Tabii ithalat sadece Suriye’den değil. Bu yılın ilk 6 ayındakiler: 42 bin Suriyeli, 30 bin Kosovalı, 30 bin Arnavut, 10’ar bin Sırp, Iraklı, Afgan vb. Bu yılın sonunda Suriye mülteci sayısı da tepe yapacak. Alman patronları büyük göçte yeni bir “büyüme ve refah” görüyor. Toplum hazırlanıyor: “Yeni bir ulus konseptine neden ihtiyacımız var?” ikna edici bir yazı. “Alman ne demek”, öğreniyoruz: “Dakiklik, disiplin, berraklık, düzen, titizlik/özen”.. Mültecilere bu öğretildi mi, “Alman” korunuyor demektir! Peki, das Auto ne olacak? Bölerseniz, bölünürsünüz Mesele Almanya değil. Mesele Suriye ve Türkiye (İslam dünyası)! Türkiye’nin ekonomik yapısı, en iyi yetişkin işgücünü zaten kullanamıyor, dışarıya göç ettiriyor. Bir ülke parçalanıyor, talan ediliyor. Suriye politikasının mimarları, Şam’da kayısı yiyecekler, namaz kılacaklardı. Yüzleri beş karış, ama palavraya devam. 4 yıl önceden beri yazıyoruz ki, Rusya Esad’ın arkasında! Hiçbir şey yapamazsınız, Batı kuyruğunu kısar geri çekilir. Tek yapacağınız, derhal Esad’a ülkesinin birliğini sağlaması için yardımcı olmaktır. Kin ve nefretiniz buna engel oldu. Ayrıca, Suriye’nin parçalanması Batı emperyalist politikasıdır; buna destek, yarın Türkiye’nin de bölünmesini gündeme getirir. Ahlaksız politikanın hiçbir yerinden tutamazsınız. toğlu, Enver Paşa’nın torununu nasıl şaşırttı?” başlıklı yazısında değindiği Atatürk ile ilgili sözleri Churchill değil, Lloyd George söylemiştir: “Below are the words of the English Prime Minister Lloyd George, known as a Turkish enemy, while he answered the accusations and criticism in the English Parliament for the ret ayın DoS ğan Satmış’ın 22/08/15 tarihli “Davu Churchill değil, Lloyd George reat of the British Army from Anatolia in 1922: ‘Dear Sirs, you may see an exceptional genius in centuries. It is very unfortunate for us that the great genius of this era came up from the Turkish Nation. There was nothing to be done against the brilliance of Mustafa Kemal.’ Lloyd George, Former Prime Minister of the UK.” Hafızalarımız bazen bizi böyle yanıltabiliyor. Saygılarımla, A. Ersan Yücel maz” başlıklı haberin giriş bölümü şöyle: “Eğitim Sen tarafından 20152016 öğretim yılı öncesinde, çatışmalı sürecin eğitim, öğretim ve öğretmenler üzerinde etkisini belirlemek amacıyla, Ağrı, Bingöl, Dersim, Diyarbakır, Hakkâri, Kars, Mardin, Urfa, Şırnak ve Van illerini kapsayan bir anket çalışması yapıldı.” Haberi hazırlayan kişi bu paragrafı doğrudan Eğitim Sen’den almış olabilir. Ancak dikkat ederseniz il adlarında Dersim şu an resmi olarak herhangi bir ilimize ait değil, Urfa’nın adı ise resmi olarak Şanlıurfa. Yazıyı yazan Eğitim Sen’li veya haberi yazan Cumhuriyet görevlisi Tunceli’yi Dersim olarak kabul edebilir, ama bu haber olmaz; 3 Eylül 2015 günlü gazeteniz2 de, “Eğitim” sayfanızda (sf. Tunceli Dersim 15) yer alan “Çatışmada Eğitim Oltemenni olur. Cumhuriyet gazetesinden, haberlerde temenni değil, doğru haber beklediğimizi belirtmek isterim. Bu bağlamda, daha önce gazetenize birkaç kere yaptığım fakat dikkate alınmayan bir önerimi tekrarlamak isterim. İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü Koordinatörlüğü’nde çalışan Ulusal Coğrafi Adlar Uzmanlar Kurulu tarafından kabul edilen ve anılan kurumun internet sitesinde yayımlanan “Ülke Adları ve Başkentleri Türkçe Egzonimleri” listesinde, Türkiye’nin resmen tanıdığı ülkeler ve başkentlerinin Türkçe yazılışları yer almaktadır. Anılan listeye http://www.illeridare si.gov.tr/ulkeadlarivebaskentleri bağlantısından veya, Harita Genel Komutanlığı’nın http://www. hgk.msb.gov.tr/images/urun/ulkebaskentbmuyetrtanima onay2012.pdf bağlantısından erişebilirsiniz. Böylece ABD başkenti Washington yerine Vaşington yazımının kullanılabileceğini, Kanada’nın başkentinin Ottava olarak yazılabileceğini gazetenizde yer alan haberler aracılığı ile okurlarınız öğrenebilecektir. Saygılarımla... Selman Çobanoğlu Okur Temsilcisi’nin notu: Haberci arkadaşlar sanırım hemen hemen tüm politikacıların (AKP, CHP, HDP) Tunceli yerine Dersim’i kullanmalarından etkilendiler. Dersim adının tarihsel anlamı kuşkusuz var. Ama Tunceli’nin adı değişmedi. eçici hükümetteki Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı görevinden istifa eden HDP Kocaeli Milletvekili Ali Haydar Konca, önceki gün evinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılmıştı. Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’ndeanjiyo yapılarak stent takılan Konca, dün taburcu edildi. Konca’nın sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Konca’nın yaşadığı rahatsızlıktan dolayı 1 Kasım genel seçimlerinde milletvekilliği adaylığından çekilme talebinde bulunduğu ancak partisinin bunu kabul etmeyerek adaylığa devam etmesini istediği kaydedildi. l KOCAELİ /AA Konca taburcu edildi G C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle