28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 28 Eylül 2015 TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 13 En az dokuz metrelik yayla yollarındaki çalışma devam ediyor. Sit ve Milli Park alanı olan Galer Düzü’nde istinat duvarları yükseliyor. Bu duvarlar bölgede hayvancılıkla geçinenler için büyük sorun oluşturuyor. Yaz başında hızlanan Doğu Karadeniz’deki Yeşil Yol inşaatı aralıklarla, direniş ise tam gaz sürüyor. Doğaya, ekonomiye, devlete bakışın iki türü aynı yolda karşılaşmış sanki uşaklar değişse run Yaylası’ndan Heva de yaylalardan Reyhan, çocukluğunkonuşurken büdan bir anıyı, giderken tün gözler parlıyor. Hateşekkür için bıraktıkvasını suyunu övüyorları kap kacağı “turist lar, ahbaptan söz eder tabağı” diye senelergibi ismiyle hayvanlace kullandıklarını anlarını anıyorlar, köyden tıyor gülerek. Ama hePınar yaylalara sekiz saat südeftekiler hakikaten ren patika yürüyüşleriyayla için gelmiş çadırÖğünç ni, hiçbir eğlentide tadılı, dolayısıyla “çulsuz” nı bulamadıkları “yayla neşesituristler değil. ni” anlatıyorlar. “Nerede o neşe Katakulliler peşinde şimdi” dertleniyorlar. Devletin zor gücü yeri geldiSisten güneşin yüzünü on gün ğinde bir dozer kılığında dolaşıgöstermeyebildiği, yağmurun hafyor ortalıkta. Doğu Karadeniz’de talarca kesilmediği, senede ancak sekiz ilin yaylalarını denizden üç ay çıkılabilen yaylalara kitle iki bin, üç bin metre yükseklikturizmi planlamak, tabiatı hafife te birleştirmeyi, bu şekilde yealan, gülünç de bir heves taşıyor. ni bir turizm havzası oluşturTrabzon Havalimanı’ndan başlamayı hedefleyen Yeşil Yol proyarak her yer Arapça ilanlarla dojesi yaz başından beri yöre hallu; arazi satın alan birtakım Arap kını yol makinelerinin önüne şirketlerinin adı dolanıyor. döktü. Jandarma destekli yol açTahribat mümkün ki katakulma çalışmaları defalarca durdu, eylemlerin tüm Türkiye’de duyulmasıyla zafer kazanılmış da proje rafa kalkmış hissi oluştu. Lakin Yeşil Yol’a direnenlerle hayata geçirmek isteyenler aynı fikirde. Geçen haftalarda AK Parti Rize Milletvekili Hasan Karal, Yeşil Yol’un durmadığına dair beyanat verdi. Fırtına İnisiyatifi zaten aynısını söylemeye çalışıyor. Zira devasa yol açma aleti ‘ekskavatör’ bozulduğu için Samistal Yaylası’ndan gitmişti sadece. Kimsenin akıl sır erdiremediği, en az dokuz metrelik yayla yollarının açılması biz oradayken de sürüyordu. Sit ve Milli Park alanı olan Galer Düzü’nde istinat duvarları Çin Seddi gibi yükselmekteydi. Gördük, Kara Bela namlı yörede şampiyonluklar sahibi bir boğa, duvarın arkasında kalmış böğürüyor. Neden? Duvarlar yüzünden aşağı inemiyor. Hayvan sahiplerinin temel derdi bu. Yeşil Yol’da Kara Bela gibiler için de bir proje konuşuluyor ama. Bölgede meşhur boğa güreşleri için bir “arena” planlanıyor. Stadyum şeklindeki arenanın turist çekeceği düşünülüyormuş. “Yol medeniyet demektir”, yine harekete geçen Yeşil Yol’u destekleyenlerden sık duyduğunuz bir cümle. Fakat zaten yola kesinlikle karşı olduğunu söyleyen yok. Misal Çamlıhemşin’den Samistal’e uzanan üç buçuk saatlik yol, hakikaten böbrek taşı düşürtüp bel fıtığı azdıran cinsten. Amlakit Yaylası’nda 80’lerinde bir amca, “Yoldan geldikten sonra 10 gün yanlarım ağrıyor” diye yakınıyordu. Herkes, hem de hevesle var olan yayla yollarının onarılmasını istiyor. Karşılarındaki proje ise çift şeritli otoyol ve yaylaları birleştirmek için de örneğin 2800 metreye oyulacak yenileri. Böylesi bir hazırlığın ardında asıl hedefin maden aramak olduğuna dair kuşkular mevcut. En azından “müjdelenen” otellerin, motellerin, yaylaların yapısını değiştireceğinden endişe ediliyor. Yeşil Yol’a karşı çıkanların ekoturizme değil kitle turizmine itirazları var. Turizme uzak değiller, hatta her yaştan insandan unutamadıkları çadırlı turist hatıraları dinleyebiliyorsunuz. Kav ‘Kendimuz zaten yeşiluk. Yolun yeşilu olur mu?’ K rı, kocaman bir mevzu örneğin. Sabah 7 gibi ot bağlıyor Rabia Özcan. Yeşil Yol direnişinin simge simalarından o, “Devlet biziz. Devlet bizsiz olur mu, biz devletsiz olabilir miyiz?” diye haykırmıştı yol makinelerinin önünde. Çok tehdit almış. Susması için teklifler gelmiş, anlatmıyor. “Kitap değil, hayat okumuşuk biz” diyor bilgece, “Kendimuz zaten yeşiluk. Yolun yeşilu olur mu?” Özcan 11 yaşından beri katırcılık yapıyor, o yaşlarında kahvede babasına yardım etmişliği var. Lafını esirgemeden büyümüş. “Kaynatama bile” diyor şimdi. Horoncu, horon idare ediyor yani. Çok karıştığı için kocasından ayrılmış; o “Severek aldum, sinirimi bozunca şutladum” diye açıklıyor. Kılıçdaroğlu kendisini aradığında “Sen de bir hükümet kuramadın. Akılli olmayacaksan kurma zaten” diye çıkışmış. Gerçi normal konuşması bu Rabia Hanım’ın. “Damarımı kessen Ecevit” diyor; çocuklarının isimleri de ondan zaten. Ama CHP’nin milletvekilliği teklifini de reddetmiş, yaylaların vekili olduğunu söylüyor. Yeşil Yol taraftarları nedense gazetecilere konuşmaktan imtina ediyor. Samistal’de tanıştığımız Ali Bayraktar kadar coşkulu yol seven var mıdır bilmiyorum. Bayraktar eski DYP Hemşin İlçe Başkanı olarak 90’lardan beri KavrunSamistal yolu için nasıl uğraştığını anlattı önce belgelerle. “Bu yol dayatılmıyor, istediğimiz için yapılıyor” diyor. AK Partili değilmiş ama yol yüzünden oy verecekmiş. Ona göre temel mesele Hemşinlilerle Çamlıhemşinlilerin çekişmesi. Elindeki belgede görünen 5 metreyi soruyorum, açılan kimi yollar 1112 m çünkü. “Araziye göre genişleyebilir” diyor. Yolun yaylanın bir km uzağından geçmesi, içeri trafik ve otel sokulmaması önemli onun için. Şu an durdurulan inşaat 300400 metre yakına gelmiş halbuki; trafik ve otel kısmı için de devlete güvendiğini söylüyor. “Asıl doğacı biziz, araba sokmak isteyeni dövdüm geçen gün” diyor. Öyle bir doğa sevgisi. Bu iştahı da, devlete bu denli güveni de anlamak istiyorum. “Ben de devletin bir bireyiyim. Anayasayı ezbere bilirim. Devletin yanlışları olmadı mı, oldu” diyor. “Bir HES meselesi. Hepsi yanlış bence. Kentsel dönüşüm projeleri var, onlar da yanlış” diye devam ediyor. Bir ara da 500 ağaçlık arazisine kadastronun el koyduğunu anlatıyor. “Kürt olsa isyan ederdi, bize ‘helal olsun’ demeleri lazımdı” diye burularak ekliyor. “Helal olsun” dediler mi? “Yok” diyor. Ali Bey, maden arandığına da, oteller yapılacağına da, 12 metrelik yollara da inanmıyor, şaibeli söylentiler ona göre. O devlete güveniyor. “Peki” diyorum, “size iyi günler”. Direniş sürüyor, yargı sürecinde olan başvurular var. Hülasası iki devlet ve yurttaşlık tahayyülü aynı yolda karşılaşıyor böyle. Devlet kim o zaman? Bir yayla dekoru olarak AYDER ki yandaki silme yeşili, geYaylası’nda biri dedi ki, “60 ce vakti gözünüzü alan yıllık hayatımda ilk trafik polirenkli led ışıkları bölüyor. Kisini Ayder’de gördüm”. mi Arapça tercümeli dev lokanHer yer dolu ama ilginç bita menüleri, irili ufaklı “apart”, çimde girişte solda yükselen “butik otel”, tek tük “pansiyon” yeşil tepenin bir kısmı fotoğraf tabelaları... Yeşil Yol’la hayastüdyosu fonlarını andırırcasıli kurulan turizmin neye benna boş bırakılmış; hazır bir selzeyeceğini görebileceğiniz yer fie köşesi gibi. İyice kalabalık lerden biri Uzungöl’se, diğezamanlarda otomobillerin, turi de Ayder Yaylası. 1350 metrist minibüslerinin bu yeşil bare yükseklikteki bölgede bir de kaplıca mevcut. Zaten Ayder’in kaderi 1990’lı yıllarda devletin bir mahalleyi tamamen istimlak ederek tesis yapma Ayder, kitle turizmi kurbanı bir yayla. sıyla başladı. Bugün üzücü bir hali var yıra da park ettiği söyleniyor. Ayder’in. Geleneksel yayla evi Ayder’de umacağınız yayla taklidi yapılmış ahşap çok kat huzuru da, tüm bu yoğunluğu lı yapılar, kötü bir tiyatro dekaldıracak altyapı da yok. Çöp korunu andırıyor; otantik taş toplamaya yetişilemediğinden görüntüsü vermek için betoher yana “Temizlik imandanna “çizilen” taşlar süfli görünü dır” tabelaları asılmış. yor. Yapılar dip dibe, paparazAyder’in son halini beğenen zi giren Ege, Akdeniz tatil beltek Karadenizli bulamıyorsudelerinde görülebilecek bir innuz; ironik şekilde Yeşil Yol’a san ve araç trafiği var. Kavrun taraf olan dahi... İ Arap turistlerin yoğunluğu, yöreye ek bir dil de katmış. lalar kime aittir? Aslen yüzyıllardır o yaylalara gidenlere. İzinsiz taş oynatan (tanıdığı yoksa) yargılanıyor zaten. Yayla ve tapuyu bir araya getirmekse bu politikaların ürünü. Meraları, köylerin ortak alanlarını, yaylaları kolek İsteyenler konuşmuyor ‘Particilik yüzünden aileler parçalandı’ tuğunuz çok insanın cümlelerinde şu kelime var: Particilik. Mühim bir dönüşüm yatıyor altında. Ekolojik tahribat, kitle turizmi, turizm kaynaklı rant, hayvancılığın bitirilmesi, hepsi elbette ideolojik bakışla fikir şekillendirilecek mevzular. Fakat gelinen nokta, mümkün bir politik tartışmanın tamamen AKP’li olmak ya da olmamakta kilitlendiğini gösteriyor. Seçmeni için, hükümetin projesiyse tartışacak alan çok kalmıyor. Rize, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın şehri ve “Allah ömrümden alıp ona versin” diyenler için, HES’lerden şimdi tartışılan Yeşil Yol’a taraf belirlemek zor değil. Aynı anda herhangi bir hükümet icraatını eleştirmenin tamamen Erdoğan düşmanlığından kaynaklandığı iddiasını da duyabiliyorsunuz. Kavrun Yaylası’nda ismini vermeyen bir esnaf şöyle diyordu: “80’lerde kimi sağcıydı, kimi solcuydu. Birimizin civarında Çamlıhemşin Yeşil Yol’la ilgili konuşçocuğu tutuklandığında, cezaevine girdiğinde neci diye bakılmaz, beraber nerede tanıdık var diye soruşturulurdu. Particilik buraları bitirdi. Ahbaplık bozuldu, aileler parçalandı. Kimse Yeşil Yol olarak düşünmüyor ki şu anda.” Hedef çulsuz turist değil Rabia Özcan, Yeşil Yol direnişinin simgelerinden. Tehdit de almış, teklif de. Lafını esirgemiyor, öfkesinden bal damlıyor. ‘Devletin yanlışları...’ ‘Bunlar Gezici’ Yeliz Ertanç ve Heva Reyhan Kavrun’da yol istemiyor. liler düşünülmüş. ÇED raporundan sıyırmak için 19 km’lik ihaleler açılmış örneğin; 20 km olsa rapor şart. Ağaç yetişmeyen yükseklikler inatla orman statüsüne alınmak isteniyor. Böylelikle hem mera olmaktan çıkacaklar, hem de malum, kâğıt üzerinde “orman statüsünü” değiştirmek kolay. Yeşil Yol, neoliberal ekonomi politikalarının doğurduğu bir sorunsalı da önümüze koyuyor: Yayla mülkiyeti. Kimi İpek Yolu’nun parçası olan kadim yay Ali Bayraktar, nadir konuşan Yeşil Yol taraftarlarından... tif mülkiyetten uzaklaştırmak yeni rant alanları açtığı gibi hayvancılığın da sonunu getiriyor. Şu anda “yayla yağı” diye orada burada satılanların çoğu sahte örneğin. Gerçi karşı taraf da hayvancılık bitti, yaylalar yazlık olarak kullanılıyor argümanıyla hareket ediyor. Peki neden? Karadenizlilerin Türkiye içindeki ya da dışındaki “gurbetçilik” hikâyelerini, göç nedenlerini dinlemek gerekiyor. Rusya’da mesleğin sırrına ermiş Hemşinli fırıncılar, pastacılar ay Projenin gündelik siyasetle kesiştiği bir kavşak da HDP. Yöredeki yaygın Kürt “hassasiyeti”, örneğin Fırtına İnisiyatifi’nin kimileri tarafından HDP’li, PKK’li, Gezici olarak anılmasına neden olmuş. Hak aramanın, eylem yapmanın adı buna dönmüş aslında. Yıllardır ekoloji mücadelesi içinde olan akademisyen Beyza Üstün’ün Samistal’e gidişi sadece HDP milletvekili olmasına indirgenerek tartışılabilmiş örneğin. Yeşil Yol’a karşı olanlar dahi, “Bu projeyi tekrar değerlendirmeliyiz” diyen yeni Kalkınma Bakanı Müslüm Doğan’ın HDP’li olmasına kilitlenmiş. Bu anlamda da particilik öyle katı hale gelmiş ki, fikirlerden önce ezber kayıtlar dönüyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle