Katalog

Çarşamba 2 Eylül 2015 EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK haber 3 İstanbul Ankara İzmir Bursa Antalya Adana Trabzon Artvin Çanakkale 230/300 180/340 240/340 210/360 260/340 210/350 200/290 160/280 210/330 Yağmurlu İstanbul’da Kadıköy, Üsküdar, Kartal, Beykoz, Sancaktepe, Ataşehir ve Maltepe’nin bazı mahallelerine bugün 4 ila 9 saat elektrik verilmeyecek. 7 İLÇE ELEKTRİKSİZ! Balıkesir Sivas Diyarbakır Mersin Erzurum Eskişehir Aydın Gaziantep Konya 210/330 120/330 200/370 250/330 100/270 180/340 230/350 200/360 170/320 Atina 210/320 Berlin 210/130 Girne 260/330 Londra 100/180 Moskova 90/200 Paris 110/200 Madrid 160/300 Amsterdam 100/180 Roma 170/320 Karla karışık yağmur Çok bulutlu TARİHTE BUGÜN 1925: Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına ve memurların şapka giymesine karar verildi. 1929: Gazetemizin düzenlediği ilk güzellik yarışmasında Feriha Tevfik Hanım Türkiye güzeli seçildi. 37 34 30 28 25 21 18 14 10 7 Güneşli Parçalı bulutlu Gök gürültülü yağmur R PİS, ‘HÜCRELE K ME YERDE YE ’ YİYORUM Maltepe Hapishanesi’nde kalan Brezilyalı trans tutuklunun hücre isyanı DAMLA YUR ‘Köpek gibi kalıyorum’ İnfaz Sivil Toplum Derneği Bünyesi’nde varolan Hapiste LGBT Grubu’na Maltepe Hapishanesi’nde yaşanan mağduriyet mektup ile iletildi. Brezilyalı trans tutuklu 27 Ağustos 2015’te gruba gönderdiği mektupta yaşadığı mağduriyeti kaleme aldı: “Ben hâlâ hücredeyim, koğuşa gidemiyorum. Müdüre çıktım bana söyledi ki koğuş yok. Biz burada ayrı ayrı kalıyoruz, hücredeyiz. Hücreler çok berbat, dayanamıyorum. Hücreler çok pis. Hücrede tutuyorlar bizi. Maltepe 3 Nolu bize uygun değil, 1 Noluya geri dönmemiz gerekiyor. Burada çok mağdurum ve de yalnızım. Türk eşcinsel arkadaşlarımın yanına gitmek istiyorum. Hâlâ Adalet Bakanlığı’ndan cevap gelmedi. Yabancı erkeklere her şey serbest. Biz ise hücrede kalıyoruz. İnan ki köpek gibi kalıyorum. Ne masa ne televizyon ne sandalye hiçbir şeyim yok. Yerde yemek yiyiyorum. Moralim tamamen bozuk. Ne zamana kadar dayanacağım bilmiyorum. Burası çok kötü gerçekten. Burada köpek bile kalmaz. Bunaldım artık ölüyorum.” l İSTANBUL Öte yandan son günlerde hapishanelerde yayın yasaklarının sıkça yaşanması üzerine 21 sivil toplum örgütü “Hapishanelerdeki Keyfi Yayın Yasakları Son Bulmalıdır!” başlıklı duyuru kaleme aldı. Duyuruda Leman, Uykusuz ve Penguen’in ‘sakıncalı’ gerekçesiyle Kandıra 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’ne, Kaos GL dergisinin “müstehcen yazı ve yorumlar kapsadığı” gerekçesiyle Bafra T Tipi Kapalı Hapishanesi’ne, LGBTİ mahpusların anlatımlarının derlendiği Voltaçark adlı kitabın da gönderildiği birçok hapishane tarafından kabul edilmediği belirtildi. Akrebin kuyruğu dalet teşkilatı içinde hizipleşmelerin oluşması ve kimi yargı mensuplarının vicdanları yerine mensubu oldukları yapıların talimatları doğrultusunda karar vermeleri hepimizi üzmüştür.” Cemaate yakın bir holding ve dolayısıyla onun medya grubuna polis operasyonu sürerken bunu söyledi Cumhurbaşkanı. Ergenekon davası başladığında ne diyordu? “Savcı millet adına vardır. İddia makamı millet adına oradadır ve biz de millet adına hakkı aramanın, hakkı savunmanın gayreti içerisindeyiz. Eğer bu anlamda savcılıksa, evet savcıyım”. Bugün aranan ve yurtdışına kaçan savcı Zekeriya Öz’le özdeşleşmişti. Yargı bağımsızlığı? Gerek yoktu. Savcı da millet adına oradaydı, kendi de. Dolayısıyla millet, savcı, iktidar hepsi aynı şeydi. Hepsi de kendi şahsında birleşiyordu. Erdoğan sadece milletin adamı değildi, aynı zamanda milletti. O sebeple de her şeyi bilmesinde bir tuhaflık yoktu. Ahmet Şık, bir kitap yazdığı için tutuklanmıştı hatırlarsınız. Erdoğan bu konuda gelen eleştirilere Strasbourg’da Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde açıklık getirmişti: “Bazı kitaplar var, bombadan etkilidir.” Yeter mi? Yetmez. Eklemişti: “Bomba ihbarı gelmişse, güvenlik güçleri bunları toplamaz mı?” Toplamışlardı da. Bugün kaçan savcılarla beraber başbakan da savcılık yapar ve ta Avrupalar’da savcılarına kol kanat gererken toplamayıp da ne yapsınlar. Bir televizyon programında Ruşen Çakır kendisine, “Kitap yazmak nasıl terör olur” diye sorduğunda ise savcısının, Erdoğan’ının cevabı hazırdı: “Daha ilerde inşallah beyefendiyle bir araya gelirsek... Yani öyle kitaplar vardır ki bombadan tesirlidir”. Savcı Erdoğan’ındı, Erdoğan savcının. El ele, kol kola, kıkır kıkır iktidar tezgâhının başına geçmiş yün eğiriyorlardı. Sonra tezgâh senindi, yok efendim benimdi derken bir kavgaya tutuştular ki mübalağa cenk olundu. Artık o savcısının Erdoğan’ı değildi, savcı da Erdoğan’ın değildi. O vakit kitabın bomba tesirini unutmak sırasıydı. Bütün olanlar uzun zaman önce çok çok uzak bir galakside yaşanmıştı. O vakit şöyle diyebildi: “Kitap yazma hazırlığı yaptı diye insanlar mahkum ediliyor”. Siyasetçilerin söylem değiştirmesi neredeyse eşyanın tabiatı gereği. Malum “dün dündür, bugün bugündür”. Ancak herhalde yakın siyasi tarihimizde bir dediğinin şartlar değişince rahatlıkla tam tersini söylemekte bu derece mahir biri olmamıştır. Hakkını yemeyelim, sürekli ve tutarlı olarak verdiği bir mesaj var. O da asla yanılmaz olduğu. Milli iradenin şahsında somutlaştığı ve ne olursa olsun iktidarı bırakmayacağı. Gelgelelim yolun sonu gözüktü. Başkanlık için gereken milletvekilini bulamayacak. Şapkadan bir tavşan çıkartmazsa partisinin tek başına iktidar olma ihtimali zayıf. Doludizgin bir kişi kültüne dayanan totaliter rejim atı tökezledi. Bu travmayla baş etmesi zor. Akrepler ateşi görünce kendilerini sokarak intihar etmez. Bu bir efsanedir. Ancak sıcağı görünce vücut ısılarını ayarlayamadıkları için istemsizce spazm geçirirler ve zehirli kuyrukları kasılır. Bakalım iktidar gövdesi çok geç olmadan bu panik anında kasılan zehirli kuyruktan kendini kurtarabilecek mi? “A dalet Bakanlığı verilerine göre Türkiye’de 79 LGBTİ birey cezaevinde. Bunların 71’i hükümlü, 8’i tutuklu. LGBT bireyler ceza infaz kurumlarında en fazla 9, en az 3 kişi olarak tutulurken 5 cezaevinde LGBT bireyler tek başlarına kalıyor. Bu bireyler hücrede tutulmaya devam ederken kötü muamele ile de karşı karşıya. Yabancı uyruklu LGBTİ bireyler de Türkiye’de kaldıkları cezaevlerinde aynı sorunlarla boğuşuyor. Ceza A ‘Kaos Gl, müstehcen cezaevine GİREMEZ’ 2 kız kardeşi dalgalar aldı K ocaeli’nin Kandıra ilçesinde, plaj bölgesinde denize giren 2 kızkardeş boğularak yaşamını yitirdi. Gebze’den Kandıra’ya gelen kalabalık akraba grubu, kurtarma ekiplerinin görev yapmadığı Lahana Koyu’nda denize girdi. Ancak rip akıntılarının oldukça yoğun olduğu Karadeniz’in bu sahilinde denize girenlerden Hülya Altın (30) ile kardeşi Rabia Altın (13) dalgalara kapıldı. 2 kızkardeşin çırpındığını görerek kurtarmak isteyen yakınları Songül Turgay, Orhan Turgay ve Zekeriya Altın da dalgalara kapıldı. Bu üç kişi diğer vatandaşlar tarafından kurtarılırken, 2 kızkardeş gözden kayboldu. Hülya ve Rabia Altın’ın cansız bedenleri, arama kurtarma ekipleri tarafından bulundu. l KOCAELİ\DHA Gazetecilerin tatil köyü tarikatlara mı veriliyor! Basın İlan Kurumu, tatil köyünü İHH, Ensar ve Önder Vakfı gibi 17 dini ağırlıklı vakfın kullanması için de anlaşma yapmıştı. Basın İlan Kurumu’na ait Bayramoğlu’ndaki tatil köyünün zarar ettiği gerekçesiyle elden çıkarılmak istendiği ileri sürüldü. on dönemde basına verdiği haksız cezalandırmalarla tartışmalara neden olan Basın İlan Kurumu (B.İ.K) yönetiminin gazeteciler için yapılan Bayramoğlu’ndaki tatil köyünü zarar ettiği gerekçesiyle satmak istediği ileri sürülüyor. Yaklaşık 2 ay önce tatil köyü arazisinin ölçülerek değerlendirme yapılması satış iddialarını güçlendiriyor. Tatil köyünün 17 dini ağırlıklı vakfın kullanımına düşük ücretle açılması ise tepki çekiyor. B.İ.K Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Ertem’in genel kurul üyeleri arasından görevlendirdiği denetçiler tarafından 2015 yılının OcakHaziran aylarını kapsayan bir rapor hazırlandı. Raporda tatil köyü gelirinin 887 bin lira, giderinin 3 milyon 39 bin lira olduğu tespiti yapılarak zararın 2 milyon 152 bin lira olduğuna dikkat çe Plajda külot kavgası Böylesi ancak Türkiye’de olur apuz plajında önceki gün akşam saatlerinde alkollü M.K. ve H.K, külotla denize girmek istedi. Plaj sorumlusu Abdullah Bakır, iki kardeşin külotla denize girmesine engel oldu. Uyarıları dikkate almayan kardeşler ile Bakır arasında kavga çıktı. Olayı duyan iki kardeşin arkadaşları, plaj görevlisi Bakır’a tekme ve yumruklarla Enver Güsaldırdı. müş ağır Öfkelenen yaralandı. kardeşlerden M.K, park halindeki araçtan aldığı bıçakla tekrar geri döndü. Kavgayı ayırmak isteyen Enver Gümüş, aldığı bıçak darbesiyle ağır yaralandı. l ZONGULDAK\DHA S kildi. “Tatil köyü işletmenin” Basın İlan Kurumu’nun ana görevi olmadığı belirtilen raporda, tatil hizmetlerinin fiyatlarındaki nispi ucuzlamanın dikkate alınarak, tatil köyü işletmesinin faaliyetine devam edilip edilmeyeceğinin ciddi biçimde sorgulanması istendi. Basın tatil köyünün zarar ettiği yönündeki rapora itiraz eden Basın İlan Kurumu İlan Prodüktörleri Temsilcisi Bülent Şimşek “Tatil köyünün zarar tablosu içine bütün sene yapılan harcamalar ve emekliliği gelmiş personelin tazminat giderini de koyuyorlar. 3 ay açık kalan bir yerde bütün senenin harcamasını göstererek yanıltma yapıyorlar. Eğer güvenilir bir rapor çıkarılacak ise haziran, temmuz, ağustos ayları K Rapor güvenilir değil nı kapsayan bir gelirgider raporu çıkarılmalı” diye konuştu. Yaklaşık 2 ay önce Bayramoğlu’ndaki tatil köyünün arazisi ölçülerek değer tespiti yapıldığını ve toplantıda da bazı üyelerin tatil köyünün satılabileceğini dillendirildiğini anlatan Şimşek, “Tatil köyünün arsası bugün milyonlarla değil milyarla ölçülecek değerde çok kıymetli bir arsa. Önümüzdeki günlerde bu civara yapılacak bir marina da var, böylece arsa değeri çok daha katlanarak artacak. Öyle bir oyun tezgâhlanıyor ki; sadece yaz aylarında hizmet veren tatil köyünü önce 12 ay hizmete açtılar. Yarın da burası kâr etmiyor, haydi satalım diyecekler. Bir bakmışsın yandaş bir kişi veya kuruma gitmiş, en çok bundan korkuyorum” dedi. l İSTANBUL/Cumhuriyet BALIĞA NİYET GÖÇMENE KISMET BALIKÇILAR ‘VİRA BİSMİLLAH!’ DEDİ 2 aylık gelin koca kurbanı nkara’da 2 aylık gelin, eşi tarafından annesinin evinde bıçaklanarak öldürüldü. Evliliklerinin üzerinden 2 ay geçen Leyla C. şiddet gördüğü için 15 gün önce annesinin evine kaçtı. Eşiyle görüşmek üzere eve gelen Tuncay C, çıkan tartışma üzerine karısını bıçakladı. Leyla C, olay yerinde yaşamını yitirirken, Tuncay C. polis tarafından Mamak’ta yakalandı. Zanlı hakkında uzaklaştırma kararı bulunduğu ancak Leyla C’nin talebi üzerine bu kararın kaldırıldığı öğrenildi. l ANKARA / Cumhuriyet BABASIYLA İNŞAATTA ÇALIŞIYORDU Can erok A 25 metreden düşen çocuk işçi öldü feler’de bir inşaatın 5. katında sıva yaparken dengesini yitiren 16 yaşındaki Burhan Tultak, kafa üstü yaklaşık 25 metreden zemine düştü. Aynı inşaatta çalışan Tultak’ın babası ve ağabeyi, Burhan Tultak’ın kanlar içinde yerde yattığını görünce sinir krizi geçirdiler. Burhan Tultak 16 Hastanede yapılan tüm yaşındaydı. (DHA) müdahalelere karşın Tultak kurtarılamadı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l AYDIN/Cumhuriyet E AA alıkçılar, 15 Nisan’da başlayan av yasaB ğının sona ermesiyle önceki gece saat 00.01’de gırgır tekneleri ve küçük tekne lerle denize açılarak “Vira bismillah!” dedi. Ancak Ege Denizi’ne açılan bir balıkçı teknesi diğer balıkçı teknelerinin aksine Yunan adalarına lastik botla kaçmaya çalışan 49 Suriyeli kaçağı ölümden kurtardı. Çeşme açıklarındaki kaçaklar, lastik bottaki motorun arıza yapma sı sonucu denizde mahsur kaldı. O sırada sezonun ilk avı için Ege Denizi’ne açılan “Gencay 3” isimli balıkçı teknesini gören kaçaklar, tekneye ıslık çalarak ve ışık tutarak kendilerinin fark ettirdi. Aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 49 kaçağı tekneye alan balıkçılar, Suriyelileri Çeşme’de Sahil Güvenlik ekiplerine teslim etti. İstanbul’da ise Rumeli Feneri’nden Marmara’ya açılan Kerim Reis1 teknesinde Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de vardı. Karadeniz’in dalgalı olması sebebiyle İstanbul Boğazı sularında sonarla arama yapan tekne, gece yarısıyla ilk ağlarını denize bıraktı. Yeni sezondan umutlu olduklarını belirten Kerim Reis1 teknesindeki balıkçıların ilk avı, sardalya oldu. Bu yıl Marmara’da palamutun bol olacağı belirtiliyor. l İSTANBUL/Cumhuriyet C M Y B