28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 18 Eylül 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Gül: Bana ihtiyaç olursa bakarım “Diğer partilerle koalisyon sürecinde bir iletişim sağlanamadı. Doğrusu güçlü bir hükümetin kurulmasını çok faydalı görmüştüm. Bakanlar eğer çok partizan olursa koalisyon hükümetleri yürümez. Liyakat sahibi insanlardan seçilseydi çok faydalı olurdu, güzel hizmetler yapılabilirdi.” “Üzülerek görüyorum. ‘Az gittik dere tepe düz gittik’ diye bir söz vardır. Bir de bakmışız ki ‘arpa boyu yol gittik’ derler. Terör örgütünün, PKK’nin ne yaptığının farkında mı değil mi, kim tarafından kullanılıyor, bunlar sorgulanmalı. Sadece Türk aileleri ağlamıyor Kürt aileleri de ağlıyor. Bu asla kabul edilemez. Dikkat edilmesi gereken şey halk.” “Tabii ki dış politikanın neticeleri de terörün bu hale gelmesinde etkileri olabilir. Türkiye’yi bir şekilde rahatsız etmek isteyenlerin terör örgütünü nasıl kullandıkları bilinen gerçeklerdir. Siyasi partiler herkesin büyük bir dayanışma içerisinde çok sağlam durmalı. Farklı düşünceleri bir kenara bırakmalıyız.” (Türkiye nasıl yönetiliyor sorusu üzerine) “Bu stres halinin devam etmesi, Türkiye’ye çok maliyetli olur. Bundan Türkiye’yi bir an önce çıkarmak gerekir. Yoksa bu kutuplaşma sadece siyasi partiler arasında değil, gazetelere, yazarlara, çizerlere herkese dağılıyor. Gazeteler gazetelikten çıkıp PR organı haline geliyor.” (Ortadoğu ve İslam ülkeleri ile ilişkiler) “Türkiye tüm bu ülkele haber 5 Türklerin ve Kürtlerin sahicilik sorunu deşlikten. Konuşma yok/ Yok Kelimeler” Bejan Matur, Son Dağ Sivil demekle, sivil olunmuyor, “sivil polis”lerin sivil toplumun bir parçası olmadığı gibi. Dünkü, basbayağı bir “terötü telin” mitingi, bu ülkenin sahici sesi değil, keşke olsaydı. Kardeşlik demekle de kardeş olunmuyor, keşke olsaydı. Bayraklara gelince, bayrak tabii ki ırkçılığın, dayatmanın sembolü olmamalı, keşke gerçekten olmasaydı. Ama, bugüne kadar bayrak, o kadar suiistimal edildi ki, korkutma aracına dönüştü, keşke olmasaydı. Keşke, meydanlar sahici bir sesle çınlasaydı. Kürt siyasetinin, yeniden silaha sarılmasının hiçbir mazeretinin olmadığını düşündüğümü defalarca yazdım, bu resmi görüşüm değil, sahici kanaatim; zaten hiçbir zaman resmi görüşüm olmadı. Devlet/hükümet/devlet partisi’nin de, Kürt tarafının da bize barış vaadi vardı, şimdi bize neden bu noktaya gelindiğini izah etme borcu var dedim. Yıllardır, “Kürt meselesi kardeşlik masalı ile çözülemez, konuyu haklar, özgürlükler ve dahi siyasi statü meselesi olarak görmeyi reddederek bir yere varamayız” diye yazıyorum. Nihayet, 2013’te iktidar partisi/ devlet/hükümet, her ne ise “barış süreci” başlatarak konuyu daha gerçekçi bir zemine taşıdı. Ancak, bir süre sonra anlaşıldı ki, bu sürecin herhangi bir aşamasının kamuoyu ile paylaşılması düşünülmüyor. Dahası, bu süreç nasılsa, “Türkiye’nin demokratikleşmesi” ile paralel yürüyen bir süreç değil, zira bu zaman zarfında Türkiye daha otoriter bir siyaset yönüne savruldu. Kürtler ile barış olmadan demokratikleşme olmaz diyorduk, iş öyle bir hal aldı ki, demokratikleşme olmadan “Kürtler ile barış/müzakere ilerliyor” havası oluştu. “Bu işte bir tuhaflık yok mu?” diyen barış karşıtı ilan edildi. Daha tuhafı, Kürt tarafının bu gidişe ciddi bir itirazının olmadığını gördük. Öcalan’ın “yol haritaları”, açıklamaları hep “işler yolunda gidiyor” istikametindeydi. İktidar tarafı da, “Bu nasıl iş?” diyeni, “Kürtler memnun, en önemlisi liderleri memnun size ne oluyor?” diye paylayıp, sindirme yolu tuttu. O kadar ki, Selahattin Demirtaş bile, o dönem “Kürtler ile Türkler Cihangir’de tanışmadı” demek lüzumu hissetmişti. Ortada somut hiçbir gelişme olmadığı halde, “Dolmabahçe mutabakatı”, büyük bir adım sayıldı, ancak belli ki, iktidar bu tablodan rahatsız oldu, “mutabakat yok” açıklaması yaptı. Ama asıl sorun, HDP’nin seçim süre Dün NTV canlı yayınında Erdoğan ve AKP yönetimine üstü örtülü sert eleştirilerde bulundu, siyasete de dönüş sinyalleri verdi Koalisyon önemliydi re softpowerıyla, hardpowerıyla çok etkili olur. Biz onların iç siyasetine girmeye çalışırsak kötü hatıralar öne çıkar. Bu ikili ilişkilerde buna dikkat etmeliyiz. 10 senede dünyanın her tarafında çok büyük itibarlar sağladı Türkiye. Bunu hep birlikte yaptık herkes yaptı. Tekrar bu politikalara süratle dönülebilir.” (AKP kongresi ve Erdoğan’ın MKYK listesi yorumlarının anımsatılması üzerine) “Basından takip ettim. Üzücü durumlar da olmuş ama onları geride bırakmak lazım. Seçime en iyi şekilde hazırlanmak lazım. Mesaj gönderip düşüncelerimi, tavsiyelerimi paylaştım. Ümit ederim ki dikkate alınır. Ortak aklın öne çıkmasını, başarılı olunan dönemlerdeki politikalara dönülmesini özetleyen bir mesaj gönderdim.” “Sayın başbakan telefon açarak davet etti kongreye. Unutmuşlardı hatırlarsanız. Biraz tabii ki ister istemez alınganlığı oluyor.” “Allah’ın bildiğini kuldan mı saklayacağım. Demokrasilerde bu kadar uzun süre kalmak önemli. Yıpranmalar, yozlaşmalar bunlar normal. Bundan dönüş mümkündür.” “Cumhurbaşkanlığı’ndan öte bir siyasi kariyer yok. İleride ne gözükür ona bakmak lazım. Siyasi bir hırs ve makam mevki içerisinde yapmadım. Bir ihtiyaç sözkonusu olursa o ayrı konu.” “Kamu alanında devlet içerisinde siyasete müdahalelerini yanlış ve karşı bulmuşumdur. Arkadaşlarımı da uyarmışımdır. Böyle bir tuzağa düşmeden akıllı bir mücadele daha iyi yapılabilirdi kanaatindeyim. “ “Son 12 sene içerisinde olağanüstü durumlar yaşamıyor muyuz? Türkiye enerjisini kendi içerisinde yaşamaya başlamadı mı? Bunlar Türkiye’yi alıyor ve esas yapılması gereken şeylerden uzaklaştırıyor. Bunlardan çıkmamız lazım, çünkü kayıp yıllar olarak tarihe geçiyor bunlar.” “Çatışmacı söylemden kaçınmak lazım. Saygının makamlara karşı olması lazım. Sonra hukuku evrensel olarak uygulamanız lazım. Tüm bunlar Türkiye’yi doğru bir istikamete sokacaktır.” Hayırseverlilikleri özellikleridir. Sadece bir cemaat değil tüm vakıf, dernek kim iyi iş yapıyorsa herkese yardım eden insanlardır. Şüphesiz hiç kimse dokunulmaz değil ama bir yolu var. Bir ciddi mevzu varsa bunlar araştırılmalı. Bunları yaparken de incitmemek gerekiyor. Yoksa tepkiler doğuyor. Titiz davranmak lazım. “Bunların hepsi yanlış. Türkiye’nin bunları yaşamaması, konuşmaması lazım. Bunlar herkese çok zarar verir. Basın ve ifade özgürlüğü en önemli meselelerdendir. Basın da dürüst olmalı. Basın olunca her şey serbest değildir. Ama düşünce, ifade, basın hürriyeti bunun zedelenmesi her şeyi etkiler.” “Çok üzüldüm ve yakıştıramadım. Akıl alacak bir şey değil. Olmayacak şeyler bunlar.” “O lmayan bir ülkeden söz ediyorlar / Olmayan dilden, kar Medyaya saldırı Kayıp yıllar PKK’yi kim kullanıyor? Ortak akıl Boynukalın meselesi Çatışmacı söylem Dış politikanın etkisi İnsan kırılıyor Boydak operasyonu Yozlaşma normal (Babacan ve Atalay gibi isimlerin MKYK dışında kalması) Onlar AK Parti’nin başarısında en büyük paya sahip olan insanlar. Bu arkadaşların çok hesapsız çalışmaları olmasaydı bu başarı ortaya çıkar mıydı bilmiyorum. AK Parti’nin başarısı ekonomideki başarısıdır. Sadece seçimler ve milli irade ile gelmek ekonomik kalkınmayı getirmez. Bazılarının dışarıda kalmasına üzüldüm. (Yönetim modeli değişikliği gerekli mi sorusu üzerine) Devlet idaresinde belirsizlikler kuralsızlıklar olmaz. Bunları gidermek gerekir. Anayasanın 1 maddesini 30 yıl geçiyor değiştiremiyoruz. Böyleyken sistem değişikliği üzerine açık seçik bir şey yazılırsa, kuvvetler ayrılığı vs... Kavgalı ve kutuplaşmalı şekilde olmaz. (Erdoğan’ın rejimin değiştiği açıklamasının anımsatılması üzerine) Sayın Cumhurbaşkanı’nın sözlerini değerlendirmek, polemik konusu yapmak yakışmaz. l ANKARA Milli irade yetmez Kavgayla olmaz Maliyeti yüksek olur İhtiyaç olursa SoftPower’a geçilmeli Cemaatle mücadele AKP’de Sümeyye sürprizi Cumhurbaşkanı’nın kızı Sümeyye Erdoğan’ın listeye girebileceği belirtiliyor EMİNE KAPLAN aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun “sır gibi” sakladığı AKP’nin milletvekili aday listesi dün büyük oranda tamamlandı. Davutoğlu başkanlığındaki üst kurul, bugün listeyi kesinleştirecek. Partide, büyük olasılıkla eski ve mevcut bakanların kendi seçim bölgelerinden aday yapılması bekleniyor. Parti yöneticileri, “Önceki seçimlerde bakanlar başka illerden aday gösterildi. Seçmen, kendi bölgesinde bildiği bakanı görmek istiyor” dedi. Bu kapsamda bakanların eski yerlerinden aday yapılması bekleniyor. Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ı aday yapmak istediği, ancak Babacan’ın istekli olmadığı kaydediliyor. Davutoğlu’nun Konya’dan mı İstanbul’dan mı aday olacağı bugün netleşecek. Kulislerde, Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın ardından kızı Sümeyye Erdoğan’ın da milletvekili adayı olacağı iddia ediliyor. Parti yöneticilerinin, bu iddiayla ilgili olarak sessiz kalması dikkat çekti. Yine MHP’nin ihraç ettiği Sinan Oğan’ın AKP’den aday olabileceği iddia edildi. Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi dünkü yazısında “AK Parti listelerinde çok ama çok önemli bir sürpriz yaşanabilir. Bbu seçimler AK Parti açısından ya yeniden dirilişi sağlayacak ya da AK Parti, albenisini kaybeden diğer sistem partilerinden biri olacak” yorumunda bulundu. l ANKARA B ZİYARETÇİ ALINMADI Çalışkan Özçelik K Liste mesaisi 19.00’da MY a tıd lan Top ı. lad baş yla tısı toplan ayına Parti Meclisi’nin (PM) on lisy ada ili vek llet mi cak sunula erdeğ an pıl Ya teleri görüşüldü. ştu olu an ınd ard in ler lendirme PM i. ild ilet rulan listeler PM’ye rde baştoplantısı gece geç saatle lletmi e layabildi. Çünkü CHP’d onan ’ni PM ın, rın vekili adayla . Kriyından geçmesi gerekiyor tiye par yle eni ned tik toplantılar madı. gün boyunca ziyaretçi alın cinde “Kürtler başkanlık pazarlığı yapmayacak” zemininde siyaset yapması oldu. Henüz ortada çatışmalara dönüş olmadığı halde, HDP “teröristlik” ile suçlanmaya başlandı. Sonrasını biliyorsunuz, Kürtlerin demokratik zeminde gösterdiği seçim başarısını boşa çıkaracak bir çatışma süreci başladı. Bu konuda tevatür muhtelif, ama açık olan tek şey, tam tersi olması gerekirken, barış sürecinin, demokratik siyaset zemininde yaşanan kazanım sonrası nihayet bulması gibi bir acayiplik. Bu arada, Kürt siyasetinin lideri Öcalan tamamen devre dışı kalmış durumda. Öcalan ile görüşmelerin neden devam etmediği sorusunun cevabı yok. Malum, devlet/iktidar, Öcalan ile ne görüşüyordu, ne noktada anlaşıyor, ne noktada anlaşamıyor bilgisine sahip değiliz, o nedenle tahmin yürütmek zor. Ama, durum ne olursa olsun, pek çok soru geçerliliğini koruyor. Şöyle ki; eğer iktidarın öteden beri ima ettiği gibi, Öcalan barış istiyor, ama Kandil istemiyor ise, Öcalan’ın bu yönde mesaj vermesi için neden açıklama yapmasına mani olunur? Gerçekten Kandil, liderlerinin görüşü hilafına, kendi başına mı silahlara dönme kararı almıştır? Yok, öyle değilse, iktidar neden hiç Öcalan’dan bahsetmez, sadece Kandil ve HDP’yi işaret eder? HDP’ye oy verenlerin bile teröre destek vermekle suçlandığı bir ortamda, örgütün liderinin görüşü, tutumu nedir, neden hiç mevzu olmaz? Dahası, iktidar kalemleri “Öcalan devreye girecek ama şimdi değil”, “süreç sürecek ama bu kez HDP ile değil Öcalan ile” gibi esrarengiz bilgiler veya tahminler paylaşır? Hâlâ, “Öcalan iyi, çevresi kötü” anlayışı ve siyasetinden mi medet umulmaktadır? Kürt siyaseti içinde ayrışma mı var, varsa ne konuda? Kim neyi niçin yapıyor? Bundan sonra bizi neler bekliyor? HDP seçimlerde nasıl bir siyaset izleyecek? Özyönetim ilan edilen yerde seçim nasıl yapılır? Yapılması mı, yapılmaması mı isteniyor? Tüm bunları açıkça konuşmadan, anlayıp, dinlemeden bu konularda siyasi tutum takınmanın artık imkânsız olduğunun kimse farkında değil mi? Cizre faciasına karşı, Kürtlere linç girişimlerine, HDP’ye düzenlenen ırkçı saldırılara, hepsine hepsine sonuna kadar sesimizi yükseltelim, bu konuda kimseden izahat talep etmeye gerek yok. Ama bir adım ötesinde, ne diyeceğiz? Bayraklı, terörü telin mitingleri ile özerklik güzellemeleri arasında daha ne kadar sıkıştırılacağız? Diğerleri bir yana, Kürt siyasetinin de ciddi bir sahicilik, samimilik sorunu yok mu? Sahiciliğin olmadığı yerde barış, çözüm olur mu? Rize: Kutsal topraklar Erdoğan: Ümmetin lideri inop’un Boyabat İlçesi’nin AKP’li Başkanı Şefik Çakıcı, katıldığı Bayat Köyü şenliklerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın memleketi Rize için “kutsal topraklar” ifadesini kullanırken Erdoğan için de “Ümmetin lideri” dedi. Tepkiler üzerine bir açıklama yapan Boyabat Belediye Başkanı Şefik Çakıcı, “Orada Cumhurbaşkanımızı kastederek konuştuğum cüm Babacan istemiyor Çalışkan var Özçelik yok FIRAT KOZOK S Sinan Oğan iddiası Selvi: Sürpriz olabilir HP, 1 Kasım seçimi için milletvekili aday listelerini belirledi. Parti, 7 Haziran’da seçilen milletvekillerinin büyük bölümünü korudu. Bir süredir partide sorun yaşayan Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Murat Özçelik aday listesine konulmadı. Özçelik’in İstanbul 3. Bölge, 7. Sıradaki yerini 2 sıra yükseltilen Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu; Bekaroğlu’nun yerini ise Kılıçdaroğlu’nun danışmanı Doç. Dr. Koray Çalışkan aldı. Partiden istifa eden İstanbul 1. Bölge milletvekili İhsan Özkes’in yerine genel başkan yardımcısı Yakup Akkaya getirildi. Parti kulislerinde önceki gün Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşen Abdüllatif Şener’in C Özkes’in yerine atanabileceği konuşuldu ancak iddia ilerleyen saatlerde yalanlandı. MYK’de bir konuşma yapan Özçelik, PM toplantısını beklemeden partiden ayrıldı. 7 Haziran seçimlerinde ön seçimden çıkan ancak Anayasa Mahkemesi engeline takılarak aday olamayan Atila Sertel İzmir 2. bölge 6. sıradan aday gösterildi. 7 Haziran seçimlerinde İzmir 2. bölge 6. sıradan aday gösterilen Kamil Okyay Sındır’ın ise 7. sıraya kaydırıldığı belirtiliyor. Özçelik dışında, MYK üyelerinden Seyhan Erdoğdu ve Ercan Karakaş aday listesine giremedi. Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarından Fatih Gürsul Elazığ’dan aday olurken; MYK’den 3 isim yok Kahramanmaraş’ta eski RTÜK üyesi Ali Öztunç, Ardahan’da eski Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz liste başı olarak aday gösterdi. Hafta sonu yapılan eğilim yoklamasından çıkan Gürsel Erol da Tunceli’de birinci sıraya konuldu. 7 Haziran’da listeye alınmayan Umut Oran, 1 Kasım için de listeye giremedi. İlk bilgilere göre geçen seçimlerde Tokat 1. sıradan aday gösterilerek milletvekili seçilen Orhan Düzgün’ün yerine 1 Kasım seçimleri için eski il başkanı Kadim Durmaz aday gösterildi. Gaziantep’te 7 Haziran seçimlerinde birinci sıradan aday gösterilerek milletvekili seçilen Mehmet Şeker’in, listede 4. sıraya getirildiği, eski il başkanı Akif Ekici’nin seçilebilir bir sıradan aday gösterildiği belirtildi. l ANKARA le ve Rize’nin kutsal yer olması farklı farklı anlamdadır. Konuşmanın içeriğine baktıysanız, orada misafirlerimizi onurlandırmak adına onu söyledim. Fakat Tayyip Erdoğan ve Türkiye, ümmetin lideridir. Bunu savunuyorum sonuna kadar. Türkiye’de şu anda ümmete liderlik yapacak bir ülkedir. Lider diyoruz. İsteyen istediği gibi anlayabilir” dedi. MHP’den ‘sol’ esintili slogan Haziran seçimlerinde “Bizimle yürü Türkiye” sloganını kullanan ve kampanyanın ana eksenini çözüm süreci karşıtlığı ile 1725 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları üzerine kuran MHP, 1 Kasım seçimlerinde “Gelecek MHP, MHP de gelecek” ile “Ülkenin geleceğine oy ver” sloganlarını da kullanacak. Bu slogan Türkiye’de solun yaygın sloganlarından biri olan “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm” sloganını anımsatırken, sloganın isim babasının Genel 7 Başkan Devlet Bahçeli olduğu belirtiliyor. “Toplumsal Onarım ve Huzurlu Gelecek” başlığını taşıyan seçim bildirgesinde de revizyona gidiliyor. Beyannamenin özellikle “Terörle Mücadele” ve “Ekonomi” başlıklarının genişletilmesi bekleniyor. 1725 Aralık vurgusunun yine korunacağı bildirgede ayrıca gençlerden, genel sağlık sigortası primi alınmaması ve prim borçlarının silinmesi vaadinin de beyannameye eklenmesi planlanıyor. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle