18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 18 Eylül 2015 yorum TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 18 15 Uyanan uyanıklar! eçildiğinde söylemiştik. Ancak sahibi, kendi sesinden durumu ortaya koydu. Sahaya indiğine, AKP’nin kongresinde müdahil olduğunu açıkladığına göre, hâlâ tartışılır yanı kalmış mıdır?.. Cumhurbaşkanlığı makamının temsili, milletin bir bölümüyle, AKP’ye oy verenlerle çerçevelenmiş sayılmaz mı? Zaten anayasaya aykırı, görünürde iki, pratikte tek başlı abuk bir düzen sürdürülüyor... HHH Şu ülkenin haline bakın! Azgınlaşan terör yüzünden “sıra Türkiye’de mi?” tartışmaları yapılıyor. Masum insanlar, askerler, polisler şehit oluyor, gençler ölüyor. Şehit ailesine ölüm haberi getiren devletin görevlisi, tüyleri diken diken ediyor. Kılıçdaroğlu’nun sorusu önemlidir: “Ne oldu da çözüm çözüm derken 7 Haziran’da PKK terörü başladı?” Ne oldu sahi? Terörü, farklı yönleriyle kullananlar ne hesabı yaptılar da ülkenin başına bu belayı sardılar? Ne oldu da komşuda yüz binler öldü, milyonlar topraklarını terk edip sığınmacı oldu. Şimdi “sığınmacı sorunu” diyorlar, sıkılmadan. Ne ilgisi var, insanlık dramı yaşanıyor. Soruna yol açanlar, küresel egemen güçler değil mi? Onların işbirlikçileri, Türkiye’deki “kraldan çok kralcılar” değil mi? HHH Basına baskılar, faşist darbe düzenlerine rahmet okutuyor adeta. Akıllara sığmıyor. Bir zamanlar Genelkurmay başkanını terör örgütünün lideri ilan edip Silivri zindanlarına tıkmışlardı. Şimdi bırakın muhalif olanını, merkez medyaya bile tahammülleri yok, Hürriyet terörist ilan ediliyor. Ergenekon sürecinde gazeteci sıfatlı tetikçiler yargısız infaz yapmışlardı. Şimdi Can Dündar’ı ölümle tehdit ediyorlar. HHH Gidişat belliydi. Cumhuriyet, yıllar önce oyunu görmüş, “Tehlikenin farkında mısınız?” demişti. Sol yanımda, kütüphanede gözüme Merdan Yanardağ’ın “Liberal İhanet”i ilişiyor. Bu kimi liberal, eski solcu, dönek, yetmez ama evetçi tayfa, sahte aydınlar, akil adamlar siyasal İslamdan demokrasi çıkarmak için yırtındılar. “Türkiye bağırsaklarını temizliyor” yalanıyla kumpas davalarına destek verdiler. Tarikatları, cemaatleri “sivil toplum örgütü” diye kakaladılar. Televizyon ve gazete köşelerinde grup olarak her gün her gece “Tehlikenin farkında mısınız?” diyenleri demokrasi düşmanlığıyla, faşistlikle, dinozorlukla suçladılar. 2010 referandumunda bugünkü tek adam düzenine yol verdiler. Bütün bunları merkez medyada kuruldukları koltuklardan yönettiler. Toplum mühendisliğinin baş aktörleriydiler. İleri demokrat diye boyadıkları düzenin en azgın savunucusuydular. Nemalandılar. Sonra... Kullanılıp bir kenara atıldılar. Şimdi kimi pişkin, kimi pişman, kimi hâlâ yüzsüzlüğü sürdürüyor. Kimileri yarattıkları düzenin “mağduru” oldu. Kimileri, 13 yıl sonra “Yanılmışız. İslamcılar demokrat olamıyormuş” tiviti atıyor. Sosyal medya kullanıcıları da bu tarihe geçecek analizle kafa buluyor... Yaşadığımz sorunlarda günahları çoktur. Çünkü bu tayfanın bazı üyeleri “yeni köşelerde, yeni koltuklarda” yaşadıklarımızla ilgili, sanki hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi mevzileniyor, yine ahkâm kesiyor. Adamakıllı özeleştiri yapmadan halkın gözünde yeni itibar arayışlarına soyunmak boşunadır. Hele ders vermeye kalkmak! Ciddiye alınmıyorsunuz, farkında mısınız?.. 18 EYLüL 2015 SAYI: 32853 S Eylül “Dünya Demokrasi Günü” idi… Resmi bir yansıması olmadı! Ama Avrupa Birliği Türkiye’de “Demokrasi ve insan hakları konusunda bilinç oluşturulması ve tartışılması amacıyla 20 ilde halka açık etkinlikler” düzenledi… 17 Eylül Adnan Menderes’in 1961’de idam edilişinin yıldönümüydü. Herhangi bir anma duymadım. 27 Mayıs 1960’ta Albay Alparslan Türkeş’in, radyodan askeri yönetim duyurusunu çok iyi anımsarım: “Sevgili Vatandaşlar! Bugün demokrasimizin içine düştüğü buhran ve son müessif hadiseler dolayısıyla kardeş kavgasına meydan vermemek maksadıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, memleketin idaresini ele almıştır. Bu harekâta Silahlı Kuvvetlerimiz; partileri içine düştükleri uzlaşmaz durumdan kurtarmak ve partiler üstü tarafsız bir idarenin nezaret ve hakemliği altında, en kısa zamanda adil ve serbest seçimler yaptırarak idareyi, hangi tarafa mensup olursa olsun, seçimi kazananlara devir ve teslim etmek üzere girişmiş bulunmaktadır. (…)” 27 Mayıs öncesinde Demokrat Parti’nin (DP) basın özgürlüğünü engellemesi de belleğimde tazedir… Yazarlar cezaevindeydiler… Daha da ilginci, gazeteler baskıya girerken, polis mat... baaları dolaşır, tüm haberTaner Özek leri okur, Menderes hakkındaki haberleri kazıtırdı. Gazeteler, o sütunları boş olarak çıkarlardı! HHH Falcılar, “üç vakte kadar” gibi bir söz söylerler… Bu üç gün, üç hafta, üç ay anlamına gelir… Böylece fala baktıran kişi istediği haberi umutla bekle Demokrasi Günü! turma istendiğini, 105’ine izin verildiğini, 8 tutuklamanın yapıldığını açıkladı. Türkiye Yayıncılar Birliği raporuna göre, 201415 Haziran ayları arasında bir yılda 392 yazar ve yayıncı hakkında Sultan’a hakaret savıyla dava açıldı. HHH AKP İstanbul Milletvekili Abdürrahim Boynukalın’ın önderliğinde Hürriyet gazetesine saldırılar düzenlendi. Boynukalın, “Bunlar dayak yememiş hiç… Bizim hatamız bunlara zamanında dayak Kavşak atmamak olmuş!” da dedi… AKP kongresinde Başkanlık Divanı’ndaki göreviyle onurlandırıldı! Bakırköy Başsavcı vekili İdris Kurt, Güneş gazetesinin “Al sana belge” haberini ihbar kabul ederek “terör örgütü propagandası yapmak…” suçlaması ile Hürriyet’e dava açtı. ABD Büyükelçisi John Bass, meye başlar… Hürriyet’i ziyaretinde “Basın özFuat Avni de Türk demokrasisingürlüğü evrensel haktır. Olmazsa deki siyasal falcılık rolünü başarı ile olmaz… Ben, bu hakların demoksürdürüyor. 26 Ağustos’ta “Cumhuratik toplumlarda özgürce kullanılriyet susturulacak. Doğan’a el konuması gerektiğine bu kadar güçlü lacak…” duyurusunu yapmıştı. bir biçimde inandığımızı kesin biÇok geçmedi Cumhuriyet’in inçimde göstermek için buradayım!” ternet sitesine, Telekom’dan dedi… sonra TTNET, Uydunet ve PTT Sayın Büyükelçi, haddinizi bilin Cell’den de erişim yasağı geldi. karışmam, yoksa Sultan sizi “perHa Menderes’in polisleri gazesonanongrata (istenmeyen adam)” te sayfalarında haberleri kazıilan edip kovabilir! mışlar, ha Sultan’ın yönetimi HHH gazete haberlerini internette Nokta dergisi, kapağında Sultaengellemiş. nı şehit tabutu önünde “selfie (özCüneyt Arcayürek, çekim)” yaparken gösteren bir resim Özgür Mumcu, Meriç VeHürriyet’ kullandı. Dergi toplatıldı. Savcılık, yalidedeoğlu, Emre Döten... zıişleri müdürü Murat Çapan’ı gözalker, Ceyda Karan, Alican tına aldırdı, adli kontrol ile serbest bıraktı. Uludağ’ın haklarında sultanlık fetvaları ile Sultan, “O kapağı yapan şerefsizdir. Bedelini ödedavalar açılması ayrı! Star gazetesi yazarı Cem Küyecekler” sözleri ile hakaret ve tehdit etti… Bırakın çük bir TV konuşmasında, Can Dündar’ı boy hedefi dünyadaki bir devlet adamının böyle sözler söyleyaparak “MİT öldürmeliydi” dedi… Ama ne demokyip söylemeyeceğini, ben Menderes döneminde bile ratik meslektaş değil mi? böyle bir konuşma duymadım… HHH Şöyle bir falcılık yapabiliriz… Sultan, aynaya baktıAdalet Bakanlığı, Sultan’ın AK Saray’daki ilk alğı bir gün, oradaki görüntüsünü bile dava edebilir! tı ayında Cumhurbaşkanı’na hakaretten, 235 kovuş Özgen Acar KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] Dava sürüyor rtadoğu ülkelerinin gündeminden “asker” hemen hemen hiç düşmez; bu bölgenin bir ülkesi olan “Türkiye” için de öyle; bunun nedenine niçinine hiç uzanmadan ülkemizin günümüzdeki durumuna değinelim. “TSK” bugün, Doğu’da ve Güneydoğu’da “çolukçocuk” demeden kan akıtmaya doymayan “PKK” terör örgütüne gecikmeli de olsa gereken yanıtı verirken “kumpaslar”la emekli edilmiş askerler de mahkemedeydiler. Ne var ki bu kez, “Silivri”de değil “İstanbul Çağlayan”da “18. Asliye Ceza Mahkemesi”nde, üstelik “davacı” olarak. “Sanıklar”sa “Silivri”de onların “sanık” sandalyesine oturtulmalarını, “hüküm” giymelerini sağlayanlar... Kimlerdi bunlar? “TÜBİTAK”ın üç çalışanı, üç bilim adamı (!): “Hayrettin Bahşi”, “Tahsin Türköz”, “Erdem Alparslan”. Anımsanacağı gibi bu “üçlü”nün hazırladığı “19.2.2010” tarihli “bilirkişi raporu”na dayanılarak tutuklamalar yapılmış, mahkeme yine bu “üçlü”nün bu raporunu “gerekçe” göstererek, haklarında onlarca yıl “hüküm” tesis etmişti. Oysa bu “üçlü”nün bilirkişi raporunun, “bilimsel gerekçeler”e aykırı olduğu sözde delil “dijital veriler”in içeriklerinin de türlü yalan dolanlarla değiştirilerek gerçeği olduğundan başka türlü gösterdikleri yurtiçi ve yurtdışı raporlarla kanıtlanmıştı ve bu durum açıkça biliniyordu; dolaysiyle bu “üçlü”, “adil yargılama” hakkını “ihlal” edecek bir rapor hazırlamışlardı... Gelelim bu “üçlü”nün nasıl oluşturulduğuna; “Balyoz Davası”nda soruşturmayı yürüten “Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Bilal Bayraktar” TÜBİTAK’tan “dijital veriler”in incelenmesini, bunun için de “Hayrettin Bahşi”nin görevlendirilmesini ister; ayrıca aynı gün bu “Hayrettin Bahşi” zorunlu olan “yemin”i de yapar, “Savcı B. Bayraktar”ın huzurunda (4.2.2010) Oysa TÜBİTAK’ın, “H. Bahşi”nin görevlendirilmesine verdiği olumlu yanıt, “Savcı”nın eline “15 gün” sonra “19.2.2010”da ulaşır... Bu durumda “H. Bahşi”; henüz ataması yapılmadan çok önce başlatılmıştır görevine... “Nasıl oluyor” demeyin; beterin beteri var... Sözü edilen bilirkişi raporunda, “H. Bahşi” ile birlikte “T. Türköz” ve “E. Alparslan”ın da imzaları var; oysa bu kişilere zorunlu olan “yemin” ettirilmemiş; dolaysiyle hiç “görevlendirilmemişler!”... “Hukukçular” bu “üçlü”nün, “Savcı B. Bayraktar” ile birlikte hareket ettiklerini, böylece burada “örgütlü bir suç”un söz konusu olduğunu belirtiyorlar. Peki, bütün bunlar olup biterken “iktidar” yani “R.T. Erdoğan” ne yapıyordu? Dönemin “Başbakanı Erdoğan”, “Ruanda Hukuku”nu yaya bırakan bu “Silivri Hukuku”nun oluşması için gereken ilk adımı, kendisini “SAVCI” olarak atayıp başlattığı için, “Silivri”de yaşananları, yaşatılanları yıllar boyu “keyif”le izlerken bir de baktı ki, “aa...” aldatılmış; tıpkı çocuklar gibi... Üstelik, Fethullah Gülen’in örgütü “FETÖ” tarafından... Kurdukları “paralel yapı”yı oluşturan yargıçların, savcıların, Emniyetçilerin, gazetecilerin birlikte oluşturdukları “kumpaslar” yoluyla... Ne var ki “kumpas mağdurları”nın, “Anayasa Mahkemesi”nce verilen “yeniden yargılama” kararıyla özgürlüklerine kavuşması, “hak arama ve gerçeği” gün yüzüne çıkarma savaşımlarının “ilk” aşamasıydı. Sıra, “kumpasları düzenleyenler”in, bir bir “yargı” önüne çıkarılmasını sağlayacak “ikinci” aşamadaydı; işte bu “üçlü”nün yargılanması bu aşamanın bir adımı... Sanırım ardından bu “üçlü”nün raporunun “düzmece” olduğunu bile bile “Balyoz Davası”nı yürüten “yargıçlar”, “savcılar” da sıraya girecek. Bu, “kaçınılmaz!”... “Üçüncü” aşama da, bütün bunları öylece izleyip, ardından “Aldatıldım! Aldatıldık!” diyenlerin yargı önünde hesap vermeleri; kumpas mağdurları, askerler “Adil yargı önünde!” diyerek “not” düşüyorlar... O ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] HARBİ SEMİH POROY İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ AKIn AtALAY İcra Kurulu Başkanı Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın l Haber Reklam Tanıtım ve Halkla İlişkiler Genel Koordinatörü Ayşe Cemal Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur tunalı Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: Doğan Dağıtım Satış Pazarlama Matbaacılık Ödeme Aracılık ve Tahsilat Sistemleri AŞ Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. Miyase İlknur, geçmişten günümüze Alevi mizahının en seçkin örneklerini derledi. İlhan Selçuk’un dediği gibi dağınık, savruk, unutulmaya dönük Alevi fıkralarını dost meclislerinde kaybolmamak üzere titiz bir çalışmayla belgeselleştirdi. İstanbul Ankara İzmir İmsak 05.12 04.58 05.24 nAMAZ VAKİtLERİ Güneş Öğle İkindi 06.40 13.06 16.32 06.25 12.50 16.17 06.48 13.13 16.39 Akşam 19.19 19.03 19.25 Yatsı 20.39 20.22 20.42 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle