16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 9 Ağustos 2015 EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Ulucanlar’da devlet mahkum AYM, ‘Hayata Dönüş’ adı altında Ulucanlar Cezaevi’nde 1999’da yapılan ve 10 mahkumun öldüğü operasyona ilişkin 161 jandarma hakkında açılan davanın 15 yıl 8 aydır sonuçlanmaması nedeniyle hak ihlali kararı verdi Mahkeme, iki başvurucuya 25’er bin, diğer başvuruculara ise 20’şer bin TL olmak üzere operasyonda ölen Abuzer Çat’ın yakınlarına toplamda 190 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. nayasa Mahkemesi, “Hayata Dönüş” adı altında 1999 yılında Ulucanlar Cezaevi’ne yapılan ve 10 kişinin öldüğü operasyon konusunda devleti mahkum etti. Yüksek Mahkeme, operasyonda ölen Abuzer Çat’ın yakınlarının yaptığı başvuruyu, katliama ilişkin 161 jandarma görevlisi hakkında 15 yıl 8 aydır süren ceza davasının sonuçlanmaması nedeniyle, başvurucuların “yaşam hakkının usul yönünden ihlal edildiğine” hükmetti. ALİCAN Mahkeme, iki başvurucuULUDAĞ ya 25’er bin, diğer başvuruculara ise 20’şer bin TL olmak üzere toplamda Abuzer Çat’ın yakınlarına 190 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi. Ankara’da bulunan Ulucanlar Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 26 Eylül 1999 tarihinde “Hayata Dönüş Operasyonu” adı altında katliam yapıldı. Siyasi mahkumların başlattığı direnişe karşı yapılan operasyon sonucu 10 mahkum hayatını kaybederken, 100’ün üzerinde tutuklu ve hükümlü ise yaralandı. Yaşanan ölümlerle ilgili 161 jandarma görevlisi hakkında dava açıldı, ancak bu zamana kadar bir türlü sonuçlanmadı. Yine haber 7 SORUŞTURMA YETERLİ DEĞİL YM, yaşam hakkının usul yönünden ihlal edildiği kararının gerekçesinde, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008 tarihinde 161 kişi hakkında beraat kararı verdiği, bunun Yargıtay tarafından bozulduğu anımsatıldı. Davanın halen Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sürdüğü belirtilen kararda, ihlalin nedenleri şöyle açıklandı: “Devam etmekte olan ceza yargılamasında altı müşteki ve 69 mağdur ve 161 sanık olması, olayın ciddiyeti ve karmaşıklığı nedeniyle dosyanın ilerlemesinde güçlükler yaşanması kabul edilse bile bu soruşturma ve kovuşturma sürecinin yaklaşık 15 yıl 8 aydır devam etmesinin, öldürücü güç kullanılmasıyla ilgili bir soruşturmada halkın hukukun üstünlüğüne olan bağlılığını sürdürmesi ve hukuka aykırı eylemlere hoşgörü gösterildiği görünümü verilmesinin engellenmesi ilkesiyle bağdaşmadığı değerlendirildiğinden soruşturmanın hızlı ve yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır.” Diğer yandan Abuzer Çat’ın yakınlarının, olayda idarenin hizmet kusuru olduğu iddiasıyla Adalet Bakanlığı aleyhinde açtığı tazminat davası 3 Temmuz 2013 tarihinde reddedildi. Karar Danıştay onayından da geçti. Anayasa Mahkemesi, 13 yıl 7 ayı aşkın yargılama sürecinde makul olmayan bir gecikmenin olduğu gerekçesiyle hak ihlali verdi. A A Siyasi mahkumların başlattığı direnişe karşı yapılan operasyon sonucu 100’ün üzerinde tutuklu ve hükümlü yaralanmıştı. devlet aleyhinde açılan tazminat davaları edildiği yönündeki şikâyeti de mahkeme kabul edilebilir buldu. Mahkeme, başvuise reddedildi. Ulucanlar’da ölen Abuzer ruculardan Hüseyin ve Fatma Çat’a 25’er Çat’ın 9 yakını, ceza ve tazminat davalabin TL, diğer 7 kişiye ise 20’şer bin TL rından sonuç alamadıkları gerekçesiyle tazminat ödenmesine hükmetti. MahkeAnayasa Mahkemesi’ne başvurdu. me, yaşam hakkının esas yönünden ihlal Oybirliğiyle devlet mahkum edildiğine ilişkin şikâyeti ise “başvuru yollarının tüketilmemesi” yani, ceza daYüksek Mahkeme, oybirliğiyle başvuvasının sonuçlanmadığı gerekçesiyle karucuların anayasanın 17. maddesinde bul edilemez buldu. Yaşam hakkına yögüvence altına alınan yaşam hakkının usul yönünden ihlal edildiğine hükmetti. nelik esas inceleme ise ceza davası bittiMakul sürede yargılanma hakkının ihlal ğinde karara bağlanacak. l ANKARA 1999 yılında Ulucanlar Cezaevi’nde ‘Hayata Dönüş’ adı altında yapılan operasyonda 10 kişi hayatını kaybetmişti. Duvarı zedeler Hükümlü Cemal Aydoğan’a gözaltında kaybedilen kardeşinin fotoğrafı, cezaevi duvarınının zedeleneceği gerekçesiyle verilmedi. HİLAL KÖSE TÜBİTAK 1 yıldır sessiz Dink cinayetine ilişkin görüntülerde Ogün Samast’ın arkasından gelen kişinin Osman Hayal olup olmadığına ilişkin rapor yaklaşık bir yıldır hazırlanmadı CANAN COŞKUN HKP/C hükümlüsü Cemal Aydoğan’a, 1998’de gözaltında kaybedilen kardeşi Hasan Aydoğan’ın fotoğrafı verilmedi. Cezaevi yönetimi, fotoğrafın asılmasının oda duvarına zarar vereceğini ve fotoğraftaki kişinin geçmiş dönemlerde olaylara karıştığını öne sürerek fotoğrafa el koydu. Kocaeli 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden mektup gönderen Cemal Aydoğan, kardeşinin fotoğrafıyla ilgili yasaklamayı şöyle anlattı: “Oğlumun gönderdiği vesikalık fotoğraf, ‘bahse konu resimlerin oda duvarına alınması asılması demek istiyor sanırız oda duvarlarının zarar göreceği ve bahse konu posterdeki kiHasan Aydoğan şi internetten araştırıldığında, geçmiş dönemlerde olaylara karıştığı tespit edilmiştir’ denilerek bana verilmedi. Kardeşim Hasan, İzmir’de gözaltına alınmış ve kaybedilmiştir. Şimdi de hapishane idaresi bana Hasan’ın resmini yasaklıyor.” Hasan Aydoğan, Neslihan Uslu, Metin Andaç ve Mehmet Ali Mandal’dan 31 Mart 1998’den beri haber alınamadı. 4’ü birlikte en son İzmir Çeşme’de görüldü. 4 kayıpla ilgili şimdiye dek hiçbir soruşturma yürütülmedi. Neslihan Uslu’nun ailesi, 4 Temmuz 1999’da Çankırı Cezaevi’nde DHKP/C militanları tarafından sorgulanarak öldürülen JİTEM elemanı Turan Ünal’ın itiraflarının araştırılması için yeni bir dilekçeyle savcılığa başvurmuştu. Dilekçede, Turan Ünal’ın itirafları şöyle aktarılmıştı: “ 4 arkadaş Foça’da Askeri alan içerisinde olan kontrgerillaya ait binalarda işkence altında sorgulandılar. Sonra İzmir’in Hatay Üçkuyular semtindeki kontrgerillaya ait binada tutuldular. Ağır işkenceden çıkmış, kolları kırık, uyuşturulmuş bir halde İzmir Seferihisar kıyısında küçük kamarası olan bir balıkçı teknesine bindirildiler. Bindirildikleri tekne bomba ile infilak ettirilerek batırıldı.” Ancak, bu iddialar araştırılmadan 2001 yılında takipsizlik kararı verildi. D gos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in katledilmesiyle ilgili mahkemenin cinayetin işlendiği sırada sanık Ogün Samast’ın arkasından geldiği iddia edilen kişinin sanıklardan Osman Hayal olup olmadığını tespiti için olay yerine ait kamera görüntüleriyle ilgili rapor istediği TÜBİTAK’tan yaklaşık 1 yıldır ses yok. TÜBİTAK, sahte diplomalı olduğu ortaya çıkan eski Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün’ün kardeşinin damadı ve Ankara Hayvanat Bahçesi müdürünün atanmasının ardından dijital delilleri inceleyecek personelinin olmamasıyla gündeme gelmişti. Hrant Dink davasının görüldüğü İstanbul 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 30 Ekim 2014 tarihindeki duruşmada, olay yerine ait kamera görüntülerinde cinayetin işlendiği sırada sanık Ogün Samast’ın arkasından geldiği id Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de Agos Gazetesi önünde vurularak öldürülmüştü. dia edilen kişinin sanıklardan Osman cevap yazısı girmedi. Hayal olup olmadığını tespiti için göTÜBİTAK’tan yine ses soluk çıkmarüntüler ile Hayal’in polis tarafından dı ve heyet duruşmayı 3 Eylül’e ertele3 Eylül’e ertelendi çekilecek fotoğraflarının TÜBİTAK’a di. Rapor istenmesine ilişkin ara karar gönderilerek rapor hazırlanmasını isHeyet bu defa yazılan yazının ceoluşturulmasının üzerinden 2 duruştemişti. Duruşmanın ertelendiği 23 vabının beklenmesine karar vererek, ma geçmesine ve 3. duruşmaya günler Ocak 2015 tarihindeki oturumda da duruşmayı 28 Nisan’a erteledi. Ankalmasına rağmen TÜBİTAK mahkemahkeme dosyasına TÜBİTAK’tan bir cak Nisan ayındaki duruşmada da me dosyasına hâlâ bir rapor yollamadı. A ‘BÖCEK’TEN KOLTUK ÇIKTI ALİCAN ULUDAĞ aşbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı’na Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çalışma ofislerine konulan dinleme cihazlarıyla ilgili böcek raporunu hazırlayan başmüfettiş Mehmet Emin Baysa atandı. Baysa’nın rapor sürecinde dönemin TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz’ı “Biraz takvimin geriye alınması gerekiyor, senin için hoş olmaz, görevden alınırsın” diyerek tehdit ettiği öne sürülmüştü. AKP hükümeti, koalisyon görüşmelerinin sürdüğü bir ortamda dün bazı kritik atamalara imza attı. Bu kapsamda Adalet, Aile ve Sosyal Politikalar, Çevre ve Şehircilik, Milli Eğitim ve Orman ve Su İşleri bakanlıklarına ait atama kararları dün Resmi Gazete’de yayımlandı. İstifa nedeniyle boşalan İnsan Hakları Kurulu üyeliklerine dikkat çeken atamalar yapıldı. Fatma Benli’nin istifasıyla boşalan üyeliğe Mavi Marmara gemisini organize eden İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) yönetim kurulu üyesi avukat Gülden Sönmez atandı. Yılmaz Ensaroğlu’nun istifasıyla boşalan yere de Salih Melek getirildi. Melek, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın danışmanı. l ANKARA B JİTEM itirafları araştırılmadı Alevi kanaat önderlerine saldırı Toplantıya katılmak için Ankara’ya giden grubun bulunduğu araca ateş edildi levi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir ve Yurdanur Düzgün’ün içinde bulunduğu araca uzun namlulu silahla ateş edildi. Öte yandan geçen Perşembe günü de Alevi Kültür Dernekleri Sultangazi Şubesi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş, Cemevi’nden evine giderken silahlı saldırıya uğradı. İstanbul’dan 8 Ağustos Cumartesi günü Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda yapılacak olan “Aleviler Barış İstiyor” konulu toplantıya katılmak için Ankara’ya giden Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün, Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir ve Yurdanur Düzgün’ün içinde bulunduğu araca Ankara’ya 80 kilometre kala uzun namlulu silahla ateş edildi. Tek el ateş edilen olayda araç isabet almazken, Doğan Demir “Ankara’ya 80 kilomet A re kala yokuş aşağı gelirken aracın tekerleklerine nişan alınarak ateş edildi. Aracın lastiğine mermi isabet etmiş olsaydı biz muhtemelen kaza yapardık. Kaza süsü vermek istediler sanırım. Ben aracın altından geçen kıvılcımları gördüm” diye konuştu. Akşam saatlerinde olayın gerçekleştiğini belirten Doğan Demir, Ankara Valisi ve Emniyet Müdürü’ne konu ile ilgili bilgi verdiklerini, güvenlik önlemlerinin alınması için valiliğin gerekli çalışmayı başlattığını belirtti. Alevi Kültür Dernekleri Sultangazi Şubesi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş’ın 5 Ağustos akşam saatlerinde aracıyla seyir halindeyken üç araç tarafından takibe alınarak aracına çok sayıda kurşun sıkıldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Odabaş, “Ülkenin durumu ortada, artık Alevilerin can güvenliği yok. Aleviler hedef tahtası halinde. Nereden, ne zaman, nasıl saldırıya uğrayacağız belli değil. Can güvenliğimiz yok” dedi. Şahısları gördüğünü kaydeden Odabaş, “Gayrımeşru işlerle uğraşan, ürkütücü tiplerdi. Tekstil kent’ten Beşyol’a kadar saldırı devam etti” diye konuştu. l İSTANBULAMASYA/Cumhuriyet “Aleviler hedef tahtası” Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş Yıllık iznimi kullanıyorum... İki hafta sonra buluşmak üzere... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle