16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 8 Ağustos 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY 6 evlet aklı hiç D değişmiyor. Demode “dilden” Ölüm var, yıkım var, akıl bel altında En çok okunan haber nternette en çok okunan üçüncü haber şöyleydi: “Müftü, Kuran kursu hocası kadın ile lojmanda basıldı.” Habertürk’ten Neşet Karadağ’ın haberine göre, Adana’da evli ve 4 çocuk babası olan 40 yaşındaki ilçe müftüsünün bir köyde Kuran kursu hocalığı yapan kadınla cami lojmanında, kadının öğretmen olan kocası tarafından uygunsuz halde basıldığı iddiasıyla ilgili idari soruşturma açıldı. Üstelik kadının kocası, çıplak yakaladığı müftüyü tekme tokat dövmüş... Obama’nın jelleşmesi ABD Başkanı Obama, “Türklerin sınırlarını IŞİD’e katılan yabancı savaşçılara gidişini durdurma arzusu önemlidir. O yönde bir hareketlenme var ama henüz jelleşmedi (elle tutulur, somut hale gelmek)” demiş. “Jel” sözcüğü jelatinden geliyor. Oxford Sözlüğü’ne göre, “Jelleşmek” daha “karışım 7 derecede jelleşti” veya “Saçını jelledi” gibi kimyasal anlamlar için kullanılıyor. Obama’nın sözlerinden yola çıkıp, uluslararası ilişkiler için ne demek istediğini anlamak ise zor. Ancak tahmin yürütülebilir. İ de vazgeçmiyor. Konu “acı, ölüm, yıkım” olsa da... Anadolu Ajansı geçti, TRT de servis etti. Kuzey Irak’taki Zergele Kampı. Köydü, siviller yaşıyordu, vuruldular, öldüler. Asker dedi ki: yok sivil değil kamp. Türkiye ile iyi geçinen Irak Kürdistanı yönetimi de “siviller var” dedi. Türkiye’den heyet gitti, yerinde inceleme yapıldı. Köylülerle konuşuldu. Ardından devletin ajansı, devletin “kaynaklarına” dayanarak burası için haber yaptı. Dedi ki; Zergele kampı, teröristlerce hem saklanma hem de geçiş alanı olarak kullanılıyor. Eh, buraya kadar “devlettir ne söylese yeridir” ya da “Roboski’yi inkâr edenlerden ne beklenir” denilebilir. Ancak devamı daha da vahim. Diyor ki devlet ve ajansı: Geçmişte, kaçırılan kamu görevlileri bu kampta alıkonulurken bölücü terör örgütüne yeni katılan genç kızlar da buraya getiriliyor. Yetkililer, kızların kamptaki terör örgütü yöneticileriyle cinsel ilişkiye zorlandığını belirtiyor. Evet, işte budur. Bu kamp var ya bu kamp. Kızların cinsel ilişkiye zorlandığı kamp. Söylenecek çok söz var ama başlangıç olarak söyleyelim: Ölümlerin, yıkımların olduğu yerde dezenformasyonun bile bir ahlakı olur. avcı fotoğrafları için gazeS tecilere açılan davayla ilgili gelişmeler tam bir tutarsızlık örneği. Önce, Basın İlan Kurumu 39 gazetenin ilanlarını keserek maddi ceza verdi. Sonra, 9 gazetenin hem sorumlu yazıişleri müdürüne, hem de bağlı olduğu müdürüne dava açıldı. Başka adliye kapsamına gi Nerden baksan tutarsızlık ren 3 gazeteye takipsizlik verildiği ortaya çıktı, medyaya yansıyınca alelacele onlara da dava açıldı. Ancak bu kez dava açılan 3 gazetenin sorumlu müdürlerinin bağlı olduğu müdürlere dava açılmadı. Şimdi de anlıyoruz ki, ilanları kesilen 39 gazete içinde de haklarında dava açılmamış olanlar var. Tüm bunları, gazetelere ve gazetecilere yeni dava açılsın diye yazmadık. Çünkü bundan sonra artık istense de dava açılamaz, zamanaşımı doldu. Ancak eğer ortada bir suç isnadı varsa sistemin aynı şekilde işlemesi gerekmez mi? Ahmet Kaya’nın şarkısı gibi, “Nerden baksan tutarsızlık, nereden baksan...” O general Diyarbakır’a YAŞ’ın ardından karargâh atamaları da yapıldı. Mardin’de 13 köylünün faili meçhul bir şekilde öldürülmesinden yargılanan ve beraat eden Musa Çitil, Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı oldu zeyi düşük tutulan Siber Savunma Komutanlığı’nın seviyesi yüküksek Askeri Şura’nın ça seltildi. Tuğgeneral Mesut Bedri lışmalarının ardından Ge Usta’nın atandığı komutanlık Genelkurmay Karargâhı’nda nelkurmay MEBS Başkanlığı’na bağlandı. Karargâhın önem atfedida değişiklikler oldu. Genelkurmay Başkanlığına atanan Orgene len birimlerinden bir diğeri ise Geral Hulusi Akar, Genelkurmay Ha nelkurmay YunanistanKıbrıs ve rekat Başkanlığı’na Korgeneral Sa DenizcilikHavacılık Daire Başkantı Bahadır Köse, İstihbarat Başkan lığı. Bu göreve Tuğamiral Mustafa lığına ise Korgeneral Mustafa Öz Sözer atandı. Genelkurmay Dış İlişkiler Daire soy getirildi. Başkanlığı’na ise Tümgeneral MuYAŞ’ın ardından TSK’de bazı hittin Fatih Sert getirildi. kritik görevlere atamalar da yapıldı. Bu çerçevede YAŞ’ta ilk sıÜnal’ın yerine Şanver radan Korgeneralliğe yükseYAŞ sonrası Hava Kuvvetlelen Satı Bahadır Köse Genelri Komutanlığı’na atakurmay Harekât Başkanan Orgeneral Abidin nı oldu. Karargâhın diÜnal’ın mevcut görev ğer önemli başkanlıklayeri olan Muharip Harından biri olan İstihbarat va Kuvvet ve Hava FüBaşkanlığı’na ise dördünze Savunma Komutanlıcü sıradan Korgeneral olan ğı korgeneral seviyesine Mustafa Özsoy atandı. düşürüldü. Bu komutanKorgeneral Salih Ulusoy, lığa halen Hava KuvvetGenelkurmay Plan Prenleri Kurmay Başkanlığı sipler Başkanlığı’na, Korgörevini yürüten Korgegeneral Uğur Tarçın MEBS Musa Çitil neral Mehmet Şanver getirildi. Başkanlığı’na, Lojistik Başkanlığına Korgeneral Fikret ErbilJandarma atamaları gin getirildi. YAŞ’taki terfilerin ardından İçişDişli, yerinde kaldı leri Bakanlığı bünyesinde JandarYAŞ’ta terfi alan AKP kurucusu ma Genel Komutanlığı’nda da bazı atamalar yapıldı. Bu çerçevede Şaban Dişli’nin kardeşi Mehmet Dişli’nin yeri ise değişmedi. Dişli, YAŞ’ta terfi eden Korgeneral Ata Kalkan’ın, Jandarma Genel KomuTuğgeneral rütbesiyle yürüttüğü tanlığı Lojistik Başkanlığı’na ataGenelkurmay Proje Yönetim Daiması yapıldı. Jandarma Genel Kore Başkanlığı’nı Tümgeneral rütbesiyle de sürdürmeye devam ede mutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na cek ve en az üç yıl bu görevi yap Tuğgeneralliğe yükselen Tanju Selçuk Yücel atandı. Mardin Demış olacak. Resmi Gazete’de bu rik’teki faili meçhul cinayetler idnedenle atamanın yanına parandiasıyla yargılanmasının ardından tez içinde “intibak” notu düşülberaat eden ve Tümgeneralliğe terdü. Genelkurmay’da dikkat çefi eden Musa Çitil de Diyarbakır ken bazı atamalar da yapıldı. Buna göre TSK’de geçen yıllarda ku Jandarma Bölge Komutanlığı’na rulmasına karşın komutanlık dü getirildi. SERTAÇ EŞ Y ÖZEL’E ŞEREF MADALYASI iktidarıAKP nın son dört yılında birlik Erdoğan Özel Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, AKP iktidarı döneminde görev süresi dört yıl olan ve bu süreyi sonuna kadar yapan ikinci komutan Özel’e Devlet Şeref Madalyası verileceğini açıkladı. Gönül, Bakanlar Kurulu’na önerinin getirildiğini ve Erdoğan’ın tevcih edeceğini dile getirdi. tan sonra Ergenekon davası nedeniyle cezaevinde de yatan İlte çalıştığı ve Yüksek ker Başbuğ’dan esirAskeri Şura’nın (YAŞ) genmişti. ardından emekliBaşbuğ döneye ayrılan Genelkur minde, Türk Silahlı may Başkanı OrgeKuvvetleri’nde (TSK) neral Necdet Özel’e yoğun olarak Erge“Devlet Şeref Madal nekon davası iddialayası” verilecek. Marı gündeme getirildi. dalya daha önce es Başbuğ’un, göreviki Genelkurmay Baş ni devrettiği Işık Kokanları, İsmail Hakşaner de Genelkurkı Karadayı (28 Şumay Başkanlığı makabat dönemi), Hüseyin mına oturmadı ve kıKıvrıkoğlu ve Hilmi sa süre sonra kuvvet Özkök’e de verilmiş, komutanlarıyla birlikancak emekli oldukte istifa etti. Avukatlara gazlı saldırı Özgürlükçü Hukukçular Derneği’nin (ÖHD) sivil ölümlerini raporlamak için Şırnak’a gönderdiği ancak görevini yaparken polisler tarafından gözaltına alınan avukat Deniz Sürgüt’ün tutuklanmasını Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi önünde protesto etmek isteyen avukatlara polis kalkanlarla müdahale edip biber gazı sıktı. Müdahale sırasında fenalaşanlar oldu. Şırnak İdil’de yapılan ev baskınlarında aralarında ÖHD üyesi Avukat Deniz Sürgüt’ün de bulunduğu 4 kişi gözaltına alınmıştı. İSTANBUL/Cum Fotoğraf: DHA/AA huriyet iyaset yaşamımızda bir MHP sorunu var. Bu türden sorunlar genellikle partilerin ideolojilerinden kaynaklanır. MHP’nin sorunu ise, bence, ideoloji yokluğu, daha yumuşak bir deyişle de ideoloji belirsizliğidir. Yalpalamaların, demeçlerle davranışların birbirini tutmazlığının nedenini komplo teorileri ya da siyasal çıkar hesaplarından önce, bence bu ideoloji yokluğu ya da belirsizliğinde aramak gerekir… HHH Alparslan Türkeş Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi’ne (CKMP) “müfettiş” olduğunda, partinin genel başkanı Ahmet Tahtakılıç’ın kılıcının gerçekten de tahtadan olduğu belli olmuştu... Nitekim kısa süre sonra Türkeş parti başkanı oldu ve partinin adı da Milliyetçi Hareket Partisi olarak değişti. “Dönüşüm” dergisini birlikte çıkardığımız bazı arkadaşlarım, söz konusu partideki bu değişimlerin ülkemiz için tehlikeli bir gidişin başlangıcı olduğu konusunda sezgilerimi ve Türkeş’in kişiliği konusunda duyduğum kaygıları anımsayabilirler. Henüz cinayetler işlenmemişti ve Türkiye’de sol Türkiye İşçi Partisi’nin ve genellikle bu partiye yakın ya da parti üyesi ilk solcu üniversiteliler kuşağının demokrasiye saygılı, barışçı, umutlu, yurtsever, emek dostu, emperyalizm karşıtı ideolojisine sahipti. Bu nedenle de Kızılay Bulvarı’nda antiemperyalist sloganlarla ve denebilir ki çocuksu bir coşkuyla dergimizin ilk sayısının tanıtımını yaparken nereden çıktığı belirsiz bir grubun saldırısına uğradığımızda şaşırmıştık. Çünkü böyle bir saldırıya hiçbir bakımdan hazırlıklı değildik... Bugünden bakıldığında o ilk saldırının nasıl planlı bir cinayetler zincirinin ilk halkası olduğu, ülkeyi kanlı bir kardeş kavgasına sürükleyen bu planda polisle işbirliği içindeki MHP’li gençliğin nasıl kullanıldığı çok açık görülmektedir... Amaç, yükselen solu çatışmaya sürükleyerek ve kanla boğarak durdurmaktı ve başarıya da ulaşıldı... Yazının konusuna dönecek olursak, MHP’nin o dönemlerdeki ideolojisi “Moskof” düşmanlığında odaklanan, “esir Türkleri Rus boyunduruğundan kurtarma” hedefine yönelik ırkçı bir antikomünizmdi... Beğenelim beğenmeyelim, sonuç olarak tıpkı Nazizm ya da Faşizm gibi, büyük ölçüde dışarıdaki emperyalist çevrelerce kotarılıp servis edilmiş de olsa, bu da Türkiye’ye özgü bir ideolojiydi... Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla “esir Türkler”i kurtarma hayali geçerliliğini yitirdi... Solun paramparça edilmesiyle ortada saldıracak bir sol da kalmadı… Son dönemlerindeki mitinglerinde Nâzım Hikmet şiiri okuyacak kadar dönüşüm geçiren Türkeş’in ölümüyle MHP karizmatik liderini de yitirmiş oldu… Öyleyse bu partinin günümüzdeki ideolojisi, başka bir deyişle de varlık nedeni nedir? Günümüzdeki liderinin birbirini tutmaz sözlerini, parti başkanlığına da, görünüşteki ağırbaşlılığa da, akademisyen kimliğe de yakışmayan sövgülerini ve davranışlarını, çapsız danışmanların kurusıkı tehditlerini polemik konusu yapmaktan çok, asıl bu soruya yanıt bulmak gerekiyor... HHH Soğuk savaş koşullarının çok gerilerde kaldığı günümüz dünyasında ve Türkiye’sinde ırkçı bir milliyetçiliğin ve antikomünizmin herhangi bir ideolojiye temel oluşturma şansı yoktur. Pek çok etnik kimliğin kaynaşmasıyla tarihsel bir gerçeklik olarak oluşan Türkiye ulus devletinde herhangi bir ırkçıetnikçi ideoloji, kardeş kanı dökülmesinden ve sonuçta da emperyalizm dışında kimsenin işine yaramayacak bir parçalanmadan başka sonuca ulaşamaz. Din odaklı ideolojiler için de bu böyledir ve zaten bu türden bir ideolojinin asıl sahipleri yasadışı zorlamalarla da olsa günümüz Türkiye’sinde iktidardadır… Öyleyse, bugün bir ideolojik boşlukta bulunan MHP’nin önünde iki yol bulunmaktadır... Ya, bugün yaptıkları gibi, ülkeyi dinci bir faşist diktaya sürüklemekte olan partiye payanda olarak onun içinde eriyip gitmek... Ya da asıl seçmenleri olan küçük esnafın ve köylülüğün emperyalizm ve büyük sermaye karşısında çıkarlarını savunan; genç seçmenindeki ırkçı yönelimleri gerçekçiantiemperyalist bir yurtseverliğe yöneltmeyi başaran kendine özgü bir Türkiye partisi olmak... MHP sorunu derken düşündüklerim bunlardır... S MHP sorunu Çapa ve Cerrahpaşa Meclis’te gündeme getirmişti umhuriyet’in ortaya çıkardığı, Çapa ve CerC rahpaşa Tıp Fakülteleri hastanelerinin iflasa sürüklenmesi TBMM gündemine taşındı. CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Başbakan Davutoğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde “Çapa ve Cerrahpaşa’ya kasti bir şekilde ödenek verilmeyerek iflasa sürüklenmek istendiği doğru mudur” sorusunu yöneltti. Yarkataş, hastanelerin arazileri üzerine alışveriş merkezi rezidans yapılacağı iddiasını da Davutoğlu’na sordu. l İSTANBUL/Cumhuriyet TBB, toplantı ve gösteri yürüyüşleri yönetmeliği için Danıştay’a başvurdu ürkiye Barolar Birliği (TBB), hükümetin toplantı ve gösteri yürüyüşlerini sınırlandıran yeni yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptali için Danıştay’a başvurdu. 5 Ağustos 2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren T “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kamuoyunda 90’lara dönüş olarak yorumlanmış, hukukçular tarafından keyfiliğe yol açacağı uyarısı yapılmıştı. l ANKARA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle