23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 8 Ağustos 2015 yorum TASARIM: İLKNUR FİLİZ 18 aklaşık 50 yıldır, bu ülkede yaşayanlar hep ölüm konuştular. Ailelerinden, yakınlarından, komşularından, dostlarından biri mutlaka kim vurduya gitti. Yamacımızda, çevremizde bir ölüm makinesi döndü durdu. Öldürülmek ya da öldürmek, bir yazgı gibi hepimizin boynuna asıldı. Yaşamayı ve yaşatmayı unuttuk sanki. İnanılmaz gibi geliyor, ama asıl olması gerekeni, yani yaşamayı ve yaşatmayı unutmayanlar aramızdalar hâlâ... Örneğin, Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Anabilim Dalı öğretim üyeleri Prof. Dr. Meltem Ülker Aylı ile uzman Dr. Güldane Cengiz Seval... Bu iki iyi hekimimiz, kemik iliğindeki bir grup hücrelerin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasına yol açan ve tedavi edilmediği takdirde mutlak ölüm ile Y Gerçek barış adımı Yaşatmak için sonuçlanan bir kök hücre hastalığı olan kronik myeloid lösemiye (KML) karşı hayatın direncinin bilimsel yöntemini buldular. Hastalığın “gonadal fonksiyonlar üzerindeki olası etkilerini gidermek için sağlıklı fare populasyonu üzerinde KML tedavisinde kullanılan bu gruptan bir ilacın fertilite üzerine etkilerini” araştırdılar. İlaç verdikleri erkek ve dişi fareler ile ilaç verilmemiş erkek ve dişi fareleri karşılaştırarak ilacın etkilerini “folikülogenez ve spermatogenezin nicel ölçümleri” ile analiz ettiler. Çalışmanın sonucunda, bugüne değin literatürde belirtilen veriler ile uyuşmayan bir sonuç elde ettiler. Elde ettikleri sonuçları, Amerikan Hematoloji Derneği kongresine gönderdiler. Kongrede, çalışmaları “Wallace Coulter” ödülünü kazandı. Aynı çalışmaya Türk Hematoloji Derneği de “Deneysel Hematoloji” ödülü verdi. Meltem Ülker Aylı ile Güldane Cengiz Seval, şimdi çalışmalarının ikinci aşamasını tamamlamak için uğraş veriyorlar. Tek amaçları var: Yaşatmak, sağaltmak... yılki bayram, 24 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bu yılın tartışma konuları “insan hakları bağlamında” üst başlığı altında “eğitim”, “sağlık” ve “çevre” olarak belirlendi. KK’ye elini tetikten çekme çağrısı yaP pan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın şu tümcesi önemsenecek nitelikte: “Devlet silah bıraksın demiyorum. Devlet tabii ki kendini koruyacak.” Bugüne değin ayrılıkçı, etnikçi Kürt hareketinin “TC” diyerek küçümsemeye, aşağılamaya, reddetmeye çalıştığı üst yapının kabullenilmesi, o üst yapının yurttaşlık temelinde eşit, özgür bir kardeşlik birliğine dönüşmesi çağrısı gibi algıladık biz bu sözü. Dileriz bu algı, tek taraflı bir iyi niyet belirtisi değildir ve yanılmayız. Yanılmamışsak, Türkiye’ye işte gerçekten o zaman iç barış gelir. Bir katil niye devletten şefkat bekler? ilyonlarca mülteci niye Avrupa’ya göç etmek ister de, örneğin Afganistan’a göç etmek istemez. Çünkü Avrupa’da hukuk devletleri vardır. Bu ülkelerden birine kapağı attıktan sonra, mülteci olsan da hakkın, hukukun vardır, karnını doyurmak, çocuğunu okutmak zorunda hisseder o ülkeler kendilerini. Garanti altına alınırsın, çocuğunun hayatı teminat altına girer. Her şeyin temelinde hukuk vardır buralarda. İnsanların kaçtıkları ülkelerde ise hukuk yoktur. Zorbalık vardır, keyfilik vardır, gücün iktidarı vardır. Gazeteci Nuh Köklü, kendi halinde, çok sevecen, herkesin yardımına koşan bir gazeteciydi. Sendikal haklar için çalışırdı. Çalıştığı gazetede de sendikanın işyeri temsilcisiydi. Sadece bu yüzden işten çıkarıldı. Yıllarca işsiz kaldı. Olabilir. Gazeteciler işsiz kalmaya mahkum insanlardır. Zaten o da, buna aldırmadı hiç. Hayatından memnundu, yalılarda, saraylarda, plazalarda, Bodrum beachlerinde, pahalı lahmacunlarda gözü yoktu. Kadıköy balıkçı çarşısı ona yetiyordu. Bir gece, arkadaşlarıyla sokakta kartopu oynarken, camı kırılan esnaf tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Şimdi cinayetin duruşmasında gördük ki, cinayet sanığının abisi Cumhurbaşkanı’na mektup yazmış, bir şeyhe bağlılığından söz etmiş, Erdoğan’dan “Şefkat” istemiş. Kardeşi korumak haktır, bir ağabeyin, cinayet sanığı da olsa, kardeşini korumak için bu tür girişimlerde bulunması normal karşılanabilir. Ancak burada anormal olan, yazılan mektupta hitap edilen kişiye, “Ölen kişi, Gezici ve AKP karşıtıydı” demesi, bunu gerekçe göstermesi. Düşünmesi gereken, böyle bir mektuba muhatap olanlar. Hazreti Ömer adaletine inananlar, işte tam bu noktada, ellerini başına koyup düşünmeli. Yok yere bir masumu öldüren kişi, sizden çeşitli gerekçeler göstererek, cinayetine “Şefkat” göstermeniz için “Meşruiyet” arayışına girmişse, bir kat daha fazla düşünmeniz lazım. Milyonlarca mülteci, bu ortamlardan kaçıyorlar ve kendilerini daha güvende hissedecekleri ülkelerde, sokakta yatmaya razı oluyorlar... 3 yıl önce, Erivan’da Türkiye kökenli bir Ermeni manavla karşılaşmıştım pazarda. Gayet iyi Türkçe konuşuyordu ve “Ben aslında Halep’te yaşıyordum, olaylardan kaçtım” dedi. Türkiye’ye niye geri dönmediğini sorunca eliyle bıçak işareti yaparak aynen şöyle dedi: “Türkiye’de, en ufak tartışmada bıçağı saplıyorlar.” Ne kadar haklı olduğunu Nuh Köklü cinayetinde gördük. Ve şimdi bir şeye daha tanık oluyoruz ki, bıçağı saplayanlar, devletin en tepesinden “şefkat” arıyorlar. İyi gerekçe bulursa, kendilerine bu şefkatin gösterileceğine inanıyorlar. Eskiden Demirel, “Bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz” diyerek tavrını net ortaya koymuştu. Şimdi de, “Bir kişi ki Gezicidir, AKP karşıtıdır, öldürülür” mü diyeceğiz? Türkiye’nin, bu kadar “hırpani” bir görünüm vermesinin temel gerekçesidir bu anlayış. Ne zaman ki, katiller devletten “şefkat” umudunu keser, o gün saygıdeğer bir ülke oluruz. M Toplu avuntu amu çalışanlarının gelecek iki yıl için K haklarını belirleyecek sınırlı, sorumlu toplusözleşme görüşmeleri başladı. Gazeteci Nuh Köklü Besni Eğitim Bayramı dıyaman’ın Besni ilçesi, A meslek yüksekokulunun eğitimöğretime başlangıcını “Besni Eğitim Bayramı” olarak kutlama kararını 16 yıldır başarı ile yürütüyor. Besni Eğitim Vakfı’nın da katkılarıyla düzenlenen bu Birleşik Kamu Federasyonu, görüşmeleri bir “ortaoyunu”na benzetiyor. Çünkü ortada ne bir görüşmeden söz edilebilir, ne de pazarlık masasından. Bir yanda yandaş sarı sendika, diğer yanda da yetkisiz bir hükümet var. Hükümet tarafını temsilen masaya oturduğunu söyleyen Çalışma Bakanı, geçici bir hükümetin üyesi. Milletvekili bile değil. Toplu pazarlık adı altında sınırlı AKP hükümeti ile AKP’den sorumlu yandaş sendika, dostlar alışverişte görsün hesabı birbirlerini avutuyorlar, o kadar. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr Düşünmesi gereken ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com.tr HARBİ SEMİH POROY 8 AĞUSTOS 2015 SAYI: 32812 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına Orhan Erİnç İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörleri Murat Sabuncu Ayşe Yıldırım Başlangıç Yazıişleri Müdürleri Bülent Özdoğan Baydu Can Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu l Haber l Ekonomi: Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. Nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur Tunalı T.C. GAZİANTEP 3. (SULH HUKUK MAH.) SATIŞ MEMURLUĞU’NDAN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2013/24 SATIŞ Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri : 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri : Gaziantep İl, Oğuzeli İlçe, 245 Ada No, 37 Parsel No, SUBAŞI mahallesinde bulunan taşınmaz tapu kayıtlarında bağ olarak geçmekte olup, taşınmaz üzerinde 68 yaşlarında zeytin ağaçlarının seyrek dikili olduğu, taşınmazın işlendiği, sürüldüğü, zirai mücadelesinin yapıldığı, taşınmazın zeytin bahçesi olduğu, killikireçli % 23 eğimli orta verimli 2. Sınıf tarım arazisi niteliğindedir. Yüzölçümü: 3.918,00 m2. Arsa Payı: Tam İmar Durumu: İmar planı dışındadır. Kıymeti: 50.934,00 TL KDV Oranı: %18. Kaydındaki Şerhler: Dosyasında. 1. Satış Günü: 18/09/2015 günü 10:30 10:40 arası 2. Satış Günü: 19/10/2015 günü 10:30 10:40 arası Satış Yeri: GAZİANTEP ADLİYESİ MEZAT SALONU Satış şartları : 1 İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50’sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50’sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellâliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133’üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2013/24 Satış sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur. 09/06/2015 “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” (Basın:126426) Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak Web Koordinatörü: Oğuz Güven editor@cumhuriyet.com.tr Ankara Temsilcisi: Erdem Gül Ahmet Rasim İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Sok. No: 14 Çankaya 06550 Ankara Bulvarı 1352 S. 2/3 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: Tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. İstanbul Ankara İzmir İmsak 04.16 04.06 04.36 NAMAZ VAKİTLERİ Güneş Öğle İkindi 05.59 13.1 7 17.07 05.46 13.01 16.50 06.12 13.24 17.11 Akşam 20.22 20.05 20.24 Yatsı 21.56 21.36 21.52 ürkiye sıkıntılı günlerden geçiyor, tabii biz de. Savaş tamtamları, sınır ötesi askeri operasyonlar, havuz medyasının ateş, kan, ölüm kışkırtıcılığı, barış sürecinin sonu, düşük yoğunluklu savaşa geri dönüş, yeniden asker ve sivil ölümleri... Bütün bunlar ne anlama geliyor? Bu soruyu yanıtlayabilmek için olup bitenleri anlamaya çalışıyoruz. Anlayabildiklerimiz sınırlı. Toplumdaki genel kanı, Cumhurbaşkanı’nın, AKP’nin son genel seçimler sonucu TBMM’deki çoğunluğunu yitirmesini içine sindiremediği yönünde. Barış politikasının sonlandırılıp askeri güçler aracılığıyla güvenlikçi politikaya dönüşün Milliyetçi Hareket Partisi’ne kaçan oyların geri kazanılacağı düşünülüyor. Burada doğal olarak bir erken/ tekrar seçim hesabı var. Bu hesabın bir başka yönü de seçimlerde yüzde 13.1 oy oranıyla TBMM’ye 80 milletvekili sokan Halkların Demokratik Partisi’ni toplumun gözünde itibarsızlaştırmak. Bunu başarabilmek için AKP’liler en tepeden en alta yalana dolana da başvurarak ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Her olanakta HDP, “terör örgütünün TBMM’deki uzantısı” olarak suçlanıyor. Eş genel başkanları hakkında savcılar tarafından fezlekeler düzenleniyor. Ellerinden gelse HDP yöneticilerini, milletvekillerini bir kaşık suda boğacaklar. Sözgelimi, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ YPG’nin 19Temmuz 2012’de Kobane’deki kontrolü ele geçirmesinin 3’üncü yıldönümü nedeniyle Şanlıurfa’nın Suruç ilçesindeki kutlamalarda yaptığı konuşmada, “Sınırın arkasında gördükleriniz, Türkiye halklarının öz kardeşidir. Bu halkların buluştuğu yeni bir siyasi anlayışın önünü açmalıyız. Oradaki halk iradesini tanımak Türkiye siyasetinin en baş görevi ve sorumluluğudur. Oluşacak koalisyonun ilk görevi Rojava’daki demokratik halk iradesiyle demokratik bir diyalog oluşturmaktır. Bugün siyasi iktidarın yapması gereken şey, Rojava sınırına askeri yığınak yapmak değildir. Savaş borazanlığı yapmak değildir. Yapması gereken en önemli şey Rojava halklarına elini uzatmaktır”. Sonra HDP için “sırtını terör örgütüne dayayan parti” diyenlere yanıt veriyor: “Anlamayanlara tekrardan buradan cevap veriyoruz. Biz sırtımızı Rojava’ya, Kobane’ye, IŞİD vahşetine karşı direnen halklara, insanlık mücadelesi yürüten PYD, YPGYPJ’ye dayıyoruz.” Kuruluş ve varlık amacı Kobane Kürtlerini korumak, bölgedeki halkların güvenliğini sağlamak olan PYD’nin silahlı güçleri YPG ve YPJ’nin Türkiye’ye silah doğrultmadıkları biliniyor. Bu örgütler Türkiye’ye yönelik savaş çağrıları da yapmamışlar. Öyleyse Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, hükümet üyelerinden havuz medyasına kadar tüm iktidar sahiplerinin ve yandaşlarının Rojava’nın devrimci kurum, kuruluş ve örgütlerine karşı besledikleri düşmanlığı anlamak olası değil. Ortada görülen bir gerçek daha var. İktidar saflarından savaş tamtamları yükselirken, CHP ve HDP barıştan yana, çatışmasızlık koşullarına geri dönülmesi yolunda tavır alıyorlar. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, PKK ve KCK ile partisi arasında giderek belirginleşen bir mesafe koyuyor. “PKK silahlarını susturmalı,” derken, TSK’nin silah bırakmasının söz konusu olmayacağını, bunun eşyanın doğasına aykırı olduğunu söylüyor. “Ama devlet de elini tetikten çekmeli” diyor. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı yetkilileri ile Brüksel’e gidip KCK üst düzey temsilcileri Zübeyir Aydar ve Remzi Kartal ile görüşüyor. Tüm çabalar ölümsüz günlere yeniden dönebilmek… Aydar ve Kartal’ın önerileri konunun İmralı’da Abdullah Öcalan’la görüşülmesi yolunda. Oysa devlet Öcalan’a karşı bir “tecrit” uyguluyor. Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı yetkilileri dışında kimseyle görüştürülmüyor. Anlaması zor bir durum! Ne var ki tek anlayamayan ben değilim. Konuyu, Ahmet Hakan’ın dünkü Hürriyet’teki yazısından bir alıntıyla noktalayalım: “Kısa bir süre öncesine kadar bölgede mantar tabancası patlasa ‘Aman Öcalan, yandım Öcalan’ diye İmralı’ya koşanlar... Nice koçyiğitler ölürken... Öcalan’ın Ö’sünden bile söz etmiyorlar. Ne iş yahu, ne iş? Ne işler dönüyor? Ne işler çevriliyor? Bize bir söyleyin hele.” Anladıklarım, anlamadıklarım T C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle