16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 8 Ağustos 2015 Selda Bağcan, sesindeki isyanı dünyadaki adaletsizliğe bağlıyor. Bağcan ‘Savaşların ve kadın şiddetinin nedeni erkeklerdeki testosteron fazlalığı. Bu durumda illa ki şiddet uygulayacak. Hiç savaşan kadın gördünüz mü?’ diyor u toprakların acılı sesi hatta parçaları tüm dünyada dinlenen bir sanatçı Selda Bağcan. Bağcan, sanatında 40 yılı devirdi ve “40 yılın 40 şarkısı” albümünü çıkardı. Onu dünyada efsane yapan “Anadolu Folk Rock” tarzı müziğin güçlü bir kadın sesi olması. Bağcan’ın Tarabya’daki CEREN ÇIPLAK evine konuk olduk. Tam bir kedi sever olan Selda Bağcan, sorularımızı kedilerini severek ve çay içerek yanıtladı... Protest müziğin sesi olan bir sanatçı olarak bugünlerde ülke gündemiyle ilgili nasıl duygular içindesiniz? Ülkedeki kaostan etkilenerek kaosumsu duygular içerisindeyiz. Üzüntü veriyor olanlar. Halkın zulüm gören insanları Gezi’de ayaklandı. Gezi müthiş bir ayaklanmaydı, yönetimden hoşnutsuzluk ancak böyle anlatılabilirdi fakat kötü bastırıldı. Ölenleri konuşuyoruz hep, sakat ve kör kalanların da yanında olmalıyız. Bunlarda vicdan, merhamet yok, iktidar için her şey mubah. Bunların doktrinleri makyavelizm. Bugünkü Türkiye atmosferinde barış yok, kin ve nefret var. Bu kaso atmosferinin sizce sorumlusu kim? Baş sorumlu belli, malum kişi. Bugünkü yöneticiler kanunsuz yapıyorlar her şeyi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın adını neden kullanmıyorsunuz? Ben nasıl eleştireyim? Her şeyi söylüyorum daha ne söyleyeyim. Ama bunu dersen Cumhurbaşkanı’na hakaretten, yallah içeri. Bunu yapabilirler. Onun için baş sorumlu bir kişi diyeceksin. Anlayan anlayacak zaten. Üç kere içeri girmişim. Gerekirse bir daha girmez misiniz içeri? Biraz da siz girin artık. Biz yaşlandık artık gençler girsin. Peki, yeni bir Gezi’ye ihtiyacımız var mı? Hem de nasıl. Daha yoğun, daha disiplinli bir Gezi’ye ihtiyacımız var. Daha düzgün olabilir. Biraz dağınıktı. Partileşemediler. Yeni bir Gezi derken daha dağınık olmayan daha dayanışma içerisinde ve bu düzenden hoşnutsuz olan bütün partilerin de des ‘Tek sorumlu testosteron’ B Vedat ARIK KULTUR Leyla Gencer Şan Yarışması başlıyor İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) ve La Scala Tiyatrosu Akademisi tarafından düzenlenen 8. Leyla Gencer Şan Yarışması 6 11 Eylül arasında İstanbul’da gerçekleşecek. Finale kalan 8 yarışmacı, Süreyya Operası’nda, Antonio Pirolli yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası eşliğinde jüri ve dinleyiciler önünde birer arya seslendirecek. Etkinliğin final serisi jürisine bu yıl ünlü İtalyan soprano Luciana Serra başkanlık edecek. l Kültür Servisi EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: BETÜL BERİŞE 17 “Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daha önce olmadık kadar büyük suçlar var. Şimdi AKP iktidardan düşerse hesap sorulacak, onlar hesap sorulmasını istemiyorlar. Ve bu hesabın sorulmaması için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Koalisyona hayır demek de bunlara dahil. Yeni seçimde oylarını artırarak ‘AKP’den gelen hiçbir teklifi kabul etmem’ geleceklerini zannediyorlar. Ben halkıma güvenmiyorum. Hâkimler, savcılar ya zulüm görmedik kimse kalmadı. Bir ben kaldım (gülüyor). Bir intikam gibi... Devlet içinde devlet yapısı varsa bu çok vahim. Halk zulmedilenlere sahip çıkmıyor. AKP’den gelen hiçbir teklifi kabul etmem. Ne akiyl insan ne makil...” “HDP’yi takdir eden ‘şerefsiz’lerdenim” 40 yıllık sanat tecrübesinden sonra yolu sanata düşenlere neler söylemek istersiniz? İhtiras tramvayına binin ve inmeyin. Bazen düşersiniz bazen de atağa geçersiniz insan her zaman popüler olmayabilir, ama hiç vazgeçmesinler ve iyi bir beste yakalamaya çalışsınlar. Bütün mesele müziğin ve sözün uyumu. Ve tabii ki müziğin kulaklara hoş gelmesi. Bahçeli en son HDP’ye oy verenler için ‘yalılarında viski yudumlayıp oy veren şerefsizler’ diye seslendi... Zurnanın zırt dediği yer. Politik dilin düzeyi çok düşük. Bütün aydınlar gibi, “şerefsizler” gibi HDP’yi takdir ediyorum. Ben de o şerefsizlerden biriyim. (Gülüyor) Takdir ediyorum ama oyum her daim CHP’yedir. Ne yalıda oturuyorum ne viski içkiyorum. Rakı ve şarabı çok severim. Biz eski tüfeklerin meskeni meyhanelerdir. Lokantalarda ve evlerde içilsin ama sokakta içki içilmesi hoş değil. Ben bir sol muhafazakâr olarak böyle düşünüyorum. tekleyeceği yeni bir direnişe ihtiyaç var aslında. Artık ‘Yeter!’ diyor musunuz? Yeter noktasını geçtik. Patlama noktasındayız. Bu kadar suçların örtbas edildiği, hırsızlıklara yolsuzluklara çerez parası dendiğini bu halk nasıl göremiyor? Göz göre göre soyuluyorsun kardeşim. Âşık İhsani’nin türküleri geliyor aklıma. Uyan kardeş uyan! Hem Türkiye’de hem de yurtdışında bu kadar sevilmenizin nedenini etnik ve evrensel müziğinize bağlayabilir miyiz? Tabii ki, hem etnik hem evrensel ikisini birden yakalayınca bu durum kaçınılmazdı zaten. Selda Bağcan’ın önlenemez yükselişi... (gülüyor) 40. yılınızdan sonra Selda Bağcan’ı nasıl tanımlıyorsunuz? Bu toprakların acılı sesi. Sesimde acı ve isyan var. Ne yakaladınız da Selda Bağcan oldunuz? Ses. Sesimde hüzün, acı ve isyan var. Bunların da zaten bir arada bulunması önemli. 76’da türküleri rock tarzında yaptığımız albümün dünyada hit olması inanılmaz bir şey. Bir şeyi demek ki Batı’ya sunmak için illa rock yapmak gerekiyor. ‘Sesimde isyan var’ Bir röportajınızda kadın erkeğin artık birbirine çok yaklaştığını, ilişkilerde biseksüaliteye doğru gidildiğini ve biseksüel oldu ğunuzu söylemişsiniz. Dünyada evet ama Türkiye’de daha lüman toplumlarda olmaz. Biseksü olmadı. Müselim dim onu uydurdular. Türkiye’de bun demeu diyebilecek adam anasından doğmadı daha. Ya ben böyle bir şey söyleyebilir miyim? Böyle bir şey sin Türkiye’de. Aforoz ederler. Öze söyleyemezl hay bugüne kadar hiçbir şey konuşmadım atımla igili . Bugün konuşun öyleyse... Aseksüel diyelim o zaman. Türkiye leri anabacı olarak görürler. Anabac’de türkücüiçin bize seksi olmayan insanlar göz ı olduğumuz üyle bakarlar. Halk beni aseksüel olarak görüyor zaten. Siz kendinizi nereye koyuyorsu nuz? Çapkın. (gülüyor) Saman altından su yürütenlerdenim. Gizli yaşarım. LGBTİ’ye neden destek olmuyorsu Rahatsızlığımdan dolayı yürüyüşler nuz? rum ama gönülden destek oluyorum. e katılamıyoDestek konseri için çağırsalar giderim. Selda Bağcan’ın sesindeki bu isya n Dünyadaki adaletsizliğe bu isyan. Dün neye? yada adalet olsa terör olmayacak tabii ki. Dün yanın yüzde 90’ı böyle, geriye kalan yüzde ond lar ordusunun ise illa o testosteron aki psikopatunun coşması lazım. Savaşların ve kadın şiddetin in keklerdeki testosteron fazlalığına bağ nedenini erlıyorum. Bu dünyanın sorumlusu erkekle r mi diyorsunuz? Her şeyin sorumlusu testosteron bir de mahalle baskısı. ‘Aseksüelim, halk zaten beni öyle görüyor’ İrfan Önürmen (İsimsiz, 2001) Güncel sanatın ‘saha’sına destek SAHA Derneği, kâr amacı gütmeyen sanat inisiyatiflerine katkıda bulunmak amacıyla, iki yıl önce başlattığı “Bağımsız Sanat İnisiyatiflerinin Sürdürülebilirliğine Yönelik Destek Fonu” projesine devam ediyor. Dernek bu kapsamda, 2015–2016 döneminde Apartman Projesi (Berlin), BAS (İstanbul), mest (online), Torun (Ankara) ve Videoist’e (Mardin) destek verecek. Dernek bu projeyle, bağımsız inisiyatiflerin oluşması, gelişmesi ve varlıklarını sürdürebilmesine katkıda bulunmanın yanı sıra kamuya açık program ve etkinliklerinin sürekliliğini teşvik etmeyi amaçlıyor. SAHA, kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olarak, çağdaş sanatı destekleme amacında birleşen bir grup sanatsever tarafından dört yıl önce kurulmuştu. Dernek, Türkiye çağdaş sanatının tanınırlığını ve bilinirliğini artırmayı amaçlıyor ve bu doğrultudaki projelere karşılıksız destek veriyor. Evrensel değerlere saygılı ve demokratik bir duruşla, Türkiye çağdaş sanatı için özgür bir “saha” oluşturulmasını misyon ediniyor. l Kültür Servisi 5.9.2015 1.11.2015 14th Istanbul Biennial 14° İstanbul Bienali BİENAL ÖZEL BİLETİ DOLAŞIMDA TUZLU SU: Düşünce Biçimleri için Bir Teori başlıklı 14. İstanbul Bienali yepyeni bir sanat vizyonuyla bir daha bakmaya çağıran bir bienal modeli kurmak üzere geliyor. Carolyn ChristovBakargiev’in şekillendirdiği bienal, sanat formlarıyla düşüncenin aldığı çeşitli öncü formları bağlayacak. Ve hızlı okuyanlar için ipucu: Olaylar bütün İstanbul’da, özellikle de İstanbul Boğazı’nda geçiyor. Tarih: 5 Eylül 1 Kasım 2015. Ayrıca; Bienal bu kez de ücretsiz ziyaret edilebilecek! DİKKAT: ‘Bienal Özel’ bir destek ve ayrıcalık bileti. Bienali var kılanlardan biri olmak için bir vesile. 34 Eylül tarihlerindeki ön izlemeye 2 kişilik katılım, bir adet ücretsiz bienal rehberi edinme hakkı; 2 Eylül’deki bienal açılış partisine iki kişilik davetiye, 5 Eylül1 Kasım tarihleri arasında 2 kişilik rehberli tur imkânının yanı sıra belirli kafe, restoran, kitabevi ve müzikevlerinde indirimler. / istanbulbienali 23. Operalia Ödülleri Londra’da verildi Dünyaca bilinen Opera Yarışması Operalia, Placido Domingo’nun da öncülüğü ile 23. yılında, ilk kez önceki akşam Londra’da ki Royal Opera House’da düzenlendi. Domingo imzası ile 1993’ten itibaren her yıl düzenlenen Operalia’da, 18 ile 32 yaşları arasında yaklaşık bin şarkıcı arasından sadece 40’ı ön elemeleri geçerek finale kaldı. Euronews’ün haberine göre, etkinlikte birincilik ödülünü Romanya’dan Ioan Hotea, Norveç’ten Lise Davidsen ile paylaşırken ikincilik ödülünü Yeni Zelandalı Darren Pene ve Güney Koreli Hyesang Park, üçüncülüğü ise Edward Parks (ABD) ve Noluvuyiso Mpofu (Güney Afrika) kazandılar. Yarışmanın Birgit Nilsson Ödülü Norveç’ten Lise Davidsen’e sunuldu. Gecenin seyirci ödülünü de Darren Pene Pati (Yeni Zelanda) ve Lise Davidsen aldı. l Kültür Servisi Cumhuriyet’in katkılarıyla yayımlanmıştır. stanbul Modern’de bir yıl süreyle izlenecek olan “Sanatçı ve Zamanı” adlı yeni koleksiyon sergisi açıldı. Sanatçı ve Zamanı sergisi, Türkiye’nin tanınmış düşünür ve edebiyatçılarından Ahmet Hamdi Tanpınar’ın (19011962) “Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında” sözlerini de bir çıkış noktası olarak belirliyor. 115 sanatçının 186 çalışmasına yer veren sergi, sanatçının zamanı ile toplumun, kültürün, doğanın ve evrenin zamanı ara İ sında kurulan bağa ve hesaplaşmaya dair bir düşünce alanı öneriyor ve geçmişten geleceğe farklı zamanları, belirli ortak temalar çerçevesinde bir araya getiriyor. “Sanatçı ve Zamanı” koleksiyon sergisi süresince çeşitli panel ve söyleşiler gerçekleşecek. Serginin küratörlüğünü İstanbul Modern Direktörü Levent Çalıkoğlu üstlenirken Artistik Program Yöneticisi Birnur Temel de serginin yardımcı küratörü olarak yer alıyor. l Kültür Servisi TUZLU SU SALTWATER ‘Sanatçı ve Zamanı’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle