16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Ağustos 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 6 Şehit dedesinin açgözlüye dersi Bakan tehdit eder mi? HDP’ye verilen emanet oyların önemli bir kesiminin ortadan kalkacağına inanıyorum. Hele hele 3 gün elektriksiz kaldığında bunu doğru değerlendireceğine inanıyorum.” Bu nasıl sözdür, bu nasıl tehdittir? Eskiden bazıları Doğulu vatandaşlara “sözde vatandaş” derdi, şimdi açık açık tehdit dönemine geçtik de haberimiz yok. nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner E Yıldız, dün açık açık söylemiş: “İster erken seçim olsun isterse olmasın ardin’de şehit düşen M Antalya Serikli er Barış Akkabak’ın dedesi Ramazan Akkabak’ın fotoğraflarını gördünüz. Babası terk ettiği için yıllarca kendisinin baktığı evladı gibi torununu yitirmiş 78 yaşındaki dedenin yoksul olduğu her halinden belliydi. Birçok gazete de dedenin pantolonunun yamasına, ayakkabısının deliğine, gömleğinin eskiliğine dikkat çekti. Ama önemli olan Ramazan Dede’nin yoksulluğu değil. Ramazan Dede, yoksul olabilir ama vakurdu, gururluydu. Sadece şehit düşen evladı için “İçim yanıyor” dedi. Kaymakamın, “Bir ihtiyacınız var mı” sorusuna, “Gözümden dolayı ayda 290 lira engelli maaşı alıyorum. Yetiyor. Hiçbir ihtiyacımız yok” dedi. Gözü saraylarda, yalılarda, Mercedes’lerde, uçaklarda olanlar bu cevabı duydular mı bilmiyoruz. Ama duysunlar. Gücü bir kez kırıldı mı arkası gelir ugün RTE’nin ne için mücadelesini yoğunlaştırdığı üzerinde duracağım: Gücünün kırılmasını önleme savaşında. Ülkede istifa etmiş hükümet ve başında koalisyonu kurmakla görevlendirilmiş Başbakan Davutoğlu var. RTE Anayasa’nın bir aracısı. Anayasa diyor ki, git görevi Davutoğlu’na ver. Anayasa kuralları düzeni belirleyen kurumsal yapı. RTE’nin görevi orada bitiyor. Anayasa ona başka maddelerinde diyor ki: Sen tarafsızsın, partin yok. Benim kulumsun, ne emredersem onu yapmalısın, ne fazlası ne eksiği. RTE Davutoğlu’na hükümeti kur diyor, ama fiilen de: “Koalisyon kurulmasın, hemen erken seçime gidilsin” diye çalışıyor. Cumhurbaşkanı, Anayasayı çiğneme şampiyonu. Vaaz edilen: Cumhurbaşkanı icraatlarından dolayı yargılanamaz, vatan hainliği dışında. Anayasa’da böyle yazıyor... Cumhurbaşkanı, her yurttaş gibi, Anayasa’ya uymak zorunda. Her yurttaş gibi, hangi maddelerini çiğnerse oradan yargılanır. Yaptığı, makamından kaynaklanan bir ‘icraat’ değil, Anayasa’ya uymamaktır. Cumhurbaşkanı Anayasa’ya uymak zorunda değildir, çiğneyebilir, diye bir koruyucu madde yok... Devran döner, hakkında dava açılır. Murat Bardakçı’yı İmralı’ya yollayalım arihçi Murat Bardakçı, “Ben Abdullah Öcalan ile Lübnan’da röportaj yapan ilk gazetecilerdenim. Lübnan’da günlerce konuştuk. O zaman sadece ifade özgürlüğü ve siyasi faaliyet izni istiyordu” demiş ve şunu sormuş: “Ama şimdi, çözüm paketi diyorlar ama ne olduğunu ben bilmiyorum, biri anlatsın.” Murat Bardakçı’yı önce İmralı’ya, sonra da Beştepe’ye yollayalım. Malum Erdoğan’la arası iyi, izni de çabuk alır. Böylece adını bile yanlış bildiği “çözüm süreci”ni öğrenmiş olur. Gözümüz Avni Paşa Köşkü’nde sküdar’da, güzelim bir korunun içinde yer alan Hüseyin Avni Paşa Köşkü geçen yıl haziran ayınca cayır cayır yandı. Köşk, Boğaz’ın en gösterişli yerinde olduğu için tüm İstanbul da “içi burkularak” bu yangını izledi. Aradan bir yıl geçtikten sonra, korunun içinde iş makineleri çalıştığı haberleri geliyor. Birgün gazetesinde, Olgu Kundakçı’nın yazdığına göre, iş makinelerini bölge sakinleri gördü. Çevrede oturan bir mimar şunları Siyasette çözüm bekleyen sert problemler3... T Ü anlatmış: “Ağaçlar yavaş yavaş kesildi. Çok bilinçli bir şekilde araziye yapılaşmanın önünü açıyorlar. Koruda çok sık ağaçların olduğu alanlar seyreldi. Orada kesim yapıldığını söylediğimizde yapılmıyor deniyordu, ancak ağaçların düştüğünü görüyorduk. Kurula kadar gittik. Normalde buraya çivi çakılamaz, kalıntı bulmadan burada herhangi bir yapılaşma yapılamaz. Ancak burada inşaat yapılacak gibi açtılar yerlerini. İş makineleriyle koruda zemin düzeltiyorlar.” Malum burası, her ihaleyi alan “havuz mensubu” işadamı Mehmet Cengiz’e ait. B umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Gücünüz yetiyorsa gelin yıkın” sözleri ile savunduğu Sarayı’nın, Atatürk’ün mirası Orman Çiftliği arazisi üzerinde yapılmasına olanak tanıyan imar planı iptal edildi. Başbakanlık, mahkemeye gönderdiği savunmada arazi üzerinde uygulama imar planlarının yapılmadığını, bu yüzden alanın yapılaşmaya açık olmadığını itiraf etti. Ankara Barosu ile meslek örgütleri, Ankara 5. İdare Mahkemesi’ne açtıkları dava ile Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2010 yılında Atatürk Orman Çiftliği Arazisi üzerinde uygulamaya koyduğu, 1/10000 Nazım İmar Planı, ulaşım şeması ve ulaşım uygulama projesinin iptalini istedi. Mahkeme de plan, şema ve projeyi iptal etti. Davaya müdahil olan Başbakanlık, dava konusu planın “uygulamaya yönelik olarak hazırlanan bir plan niteliğinde olmadığını” açıklarken, savunmasında, “AOÇ arazisi üzerinde uygulamaya geçilebilmesi için bu alanlarda etaplar halinde 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planlarının ve Uygulama İmar Planlarının hazırlanmasının gerekmekte olduğu, ancak henüz bu aşamaya gelinmediği”ni itiraf etti. Bu yüzden planla, AOÇ arazisi üzerinde herhangi bir yapılaşma ve tam kullanım kararı getirilmediğini belirtti. Ankara Büyükşehir Belediyesi mahkemeye, dava konusu imar planlarının “AOÇ arazisinin parçalanmışlığına son vermek, bütünlüğünü sağlayarak Atatürk’ün vasiyeti doğrultusunda sadece Ankara halkına değil, Türk milletine hizmet vermek amacı taşıdığını” savundu. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Candan, iptal kararını “Acilen kaçak saray boşaltılmalı ve cumhurbaşkanlığı Çankaya Köşkü’ne taşınarak, en azından anayasal sınırlara çekilecek bir yönetim tarzının oluşması bir zorunluluk olarak karşımızda duruyor. Toplumsal muhalefet ve siyasi partiler harekete geçmelidir” sözleri ile değerlendirdi. Başbakanlığın itirafını “Kendi hukuksuzluklarını ihbar ediyorlar” diyerek eleştiren Candan, plan dahilindeki yolların da planla birlikte iptal edildiğine dikkat çekerek “Oradaki yollar yasadışı. Sakın ola ki orada trafik kazası yapmayın. Sigorta ödenmez. Yok hükmünde çünkü. Kaçak Saray katlamalı kaçak saray artık” değerlendirmesini yaptı. Cumhurbaşkanlığı kaynakları ise kararın hizmet binalarının “hukuki ve fiili durumunu zedelemeyeceğini” belirterek kararın “Çiftlik alanının tamamına ilişkin üst ölçekli ve Ankara Büyükşehir Belediyesince onaylanan 1/10.000’lik nazım imar planıyla” ilgili olduğunun “düşünüldüğünü” aktardı. l ANKARA ‘Saray kaçak’ itirafı C dışında kullanılamaz, üzerinde konut, ticaret ve sanayi amaçlı yapılaşma yapılamaz. Yüzde 42’si zaten uçtu: 2005 yılı sonu itibari ile arazi kaybı Atatürk’ün vasiyeti ile hazineye hediye etmiş olduğu arazinin yüzde 42’sine eşit. yasak: Yasaya göre, AOÇ’de amacına uygun değil: PlanHavyanlar unutulmuş: 3 Kuruluş 1 Yapılaşma belediyeye tahsis edilen araziler amacı lar, planlama hiyerarşine yönelik ilke 5 AOÇ’de giderek ar Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın AOÇ üzerinde yapılmasının önünü açan plan iptal edildi. Başbakanlık, mahkemedeki savunmasında arazinin yapılaşmaya açılamayacağını belirtti leşme, iktidarın geçmişte içinde yüzdüğü tüm yolsuzluk, ihale belirleme, havuz medyacılığı vb gibi konuları ciddi bir şekilde gündeme getirir. AKP içindeki “AK Partililer” müthiş rahatsızdır. Medya tetikçileri, mesela hâlâ Aydın Doğan’a, Hürriyet’e saldırıyor. Baktım, Hürriyet başmakale yayımlamış yine. Bu çizgi, ayakta kalan ortadaki etkin medyayı da bitirme girişiminin bıkmadan usanmadan sürdüğünü gösteriyor. Beştepe ve adamlarının istediği, tüm iletişim organlarını mutlak iktidarları için manipüle etmek ve hepsini halkı aldatan organlara dönüştürmektir. Bunlar medya falan değil. Bunu anımsatmamın nedeni, çizginin asla değişmediği ve Türkiye’yi götürmek istedikleri tam totaliter yönetimdir. Sözde demokrasicilik altında bir tiyatro oyunu. Gerçi bu oyun epey süredir sahnede... Erken seçim mutlak mı? İŞTE MAHKEMENİN İPTAL GEREKÇELERİ lere, nazım imar planı tekniği ve ilkelerine, AOÇ’nin kuruluş amacına uygun değil. SİT’e ters: Nazım plan kararları ile getirilen fonksiyonlar 1. Derece Doğal ve Tarihi Sit Alanı’na uygun değil. 2 4 tan yol ağının oluşturacağı bariyer etkisi düşünülmemiş, tarla sistemleri arasında hareket edecek canlıların geçişlerini tehdit edecek boyutta. ‘Biz AK Partiliyiz..’ diyenlere Bülent Arınç: Kadınlar haksız, ben haklıyım aşbakan Yardımcısı Bülent Arınç, HDP’li Nursel Aydoğan’a söylediği “Bir kadın olarak sus” sözlerine de açıklık getirerek, “Onlar haksız, ben haklıyım. Haksız olduğumu bilsem hemen özür dilerim” diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, katıldığı televizyon programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Arınç, Meclis’te sarf ettiği ‘Bir kadın olarak sus’ sözleriyle ilgili soru üzerine “Onlar haksız, ben haklıyım. Bir kadın olarak sus dememin sebebi kadınlar şefkat B Türk milleti için lidir, kadınlar hürmetlidir, kadınlar bizim diğerlerinden daha fazla saygı duyduğumuz insanlardır. Hadi erkekler bağırıyor da sen bari bir kadın olarak sus dedim. Onun üzerine bunlar benim sorularım cevapsız kalsın diyerek sorulardan dikkati aldılar bunun üzerine getirdiler. Bir sinek vızıltısı kadar önemli değil. Haksız olduğumu bilsem hemen özür dilerim. Kaç tane özür dilediğim sözler vardır. Pervin Buldan sus hanımefendi dediğim için bana ders vermeye kalkıyor” diye konuştu. l Haber Merkezi RTE, güç kaybederse, kendisi için yeni bir dönem başlayacaktır. Bu yeni dönem, ülkede her şeyi kontrol edemeyeceği dönem demektir. Hukuk ve yargı dahil.. Koalisyon kurulması, güç kaybının şimdi önümüzdeki en önemli güncel aracıdır. İlk aşamasıdır. Sadece bu açıdan bile koalisyon kurulmalı, noktasındayım artık. Güç kaybı, koalisyondan sonra sürer ve yeni aşamalara sıra gelir. Bu yeni aşamanın ilki, bir süre sonra, Parti üzerindeki mutlak etkisinin önemli ölçüde kırılmasıdır. Çünkü Parti içinde yeni bir güç odağı büyür. Bu Davutoğlu olur veya başkaları. Böylece Partisi içinde “biz AK partiliyiz, onlar AKP’li” diyen anlayışın serpilmesi hız kazanır, bu AKP içinde yenileşmenin süreci olabilir. Yeni Güç kırılması bir kez başladı mı, kâğıttan kuleler gibi bir yıkımın başlayacağını biliyorlar. Mutlaklık için yapılan siyasetin doğasında bu var. Bu nedenle koalisyona kesin karşı. Tek başına iktidar istiyor. Eğer erken seçimde 276’yı bulursa, parti üzerindeki egemenliğini sürdürür. Bulamazsa, ikinci ağır yenilgisini alır. Yani RTE için de bir riskli süreç. Erken seçim, AKP için de yeni bir dönem başlatır. Peki erken seçim kasımda ya da ilkbaharda mutlaka yapılacak mı? Savaşın bilançosuna bakacaklar. Ne getiriyor ne götürüyor. Umdukları sonuç ortaya çıkıyor mu. Ekonomi seçmen kaybettirecek boyutlara ulaşıyor mu ve benzer gelişmelerin seçmen üzerindeki etkisine, anketlere de bakıp erken seçime karar verirler. Zamana ihtiyaçları var. Davutoğlu açmazda, boyun eğmede. Bir süre daha eveleme geveleme, müstafi iktidarı sürdürmece, azınlık hükümeti denemece, en geç ilkbaharda seçim oyunbazlığı... Ama dikkat: RTE ve AKP orada, tepede, icraatte hep... Milletin iradesinin gaspı. Erken seçimde de tek başına bir iktidar çıkartamazlarsa, düşünün, AKP iktidarını sürdürmecenin yeni alavere dalavereleri... Ne zamana kadar? VEDAT ARIK Sigorta ödemez ‘Taşımalı’ yasal değil İKLİM ÖNGEL YSK temsilcileri Erdoğan’ın ‘seçimde taşımalı sistem’ önerisine karşı umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütünün baskı nedeniyle seçmenin merkeze taşınması önerisine partilerin YSK temsilcilerinden tepki geldi. CHP YSK Temsilcisi Mehmet Hamidi Yakupoğlu: Seçim kanununda çok nettir, sandık yerinden dahi kımıldamaz. Yasa ve anayasa değişikliği gerekir. Anayasa değişikliği de bir yıl sonra uygulanabilir. Daha önce de başvurular oldu ancak YSK oy birliğiyle “güvenliği devlet sağlar” denerek reddedildi. Taşımalı sistem seçme özgürlüğünün de önüne geçer. Anayasa’yı değiş C tiremeyeceklerini biliyorlar, bu nedenle YSK’yi zorlayacaklar. MHP YSK Temsilcisi Kürşat Türker Ercan: AKP yasa yapabiliyorsa yapıyor yapamazsa kurumlara baskı uyguluyor. Bu yöntemle değişiklik yapabilirler. YSK’ye bir karar aldırmaları mümkün. YSK kabul ederse, bugüne kadarki görüşünden vazgeçmiş olur. Parti olarak “silahın gölgesinde seçim yapılmaz” diye çok uyardık, sesleri çıkmadı. Oy kaybettiler ve ona uygun çözüm üretmeye çalışıyorlar. Taşımalı sistemden söz etmek, “Güvenliği sağlayamıyorum”un acziyetin itirafıdır. HDP YSK Temsilcisi Mehmet Tiryaki: Bir yerde seçim güvenliği yoksa özgürce oy ku lanımından da söz edemezsiniz. YSK’nin kararlarının arkasında duracağını düşünüyorum, bu önerilerin YSK’de karşılığı yok. AKP ikiye bölündü AKP’li yetkililer seçmeni çok az olan yerlerde seçim öncesinde seçmenin baskıya uğradığı, tehdit edildiği görüşünde. Bazı AKP’liler, “seçmen sayısının çok az olması nedeniyle kime oy verdiğinin belli olacağından endişe edenler HDP’ye oy verdi. Bu baskının ortadan kalkması için bu tip yerlerde seçmenin kentlere taşınarak oy kullanması sağlanmalı” derken, bazıları ise sistemin hem maliyetli hem de güvenlik açısından zor olduğu kanaatinde. l ANKARA Gümüştekin sonsuza uğurlandı Tatil yaptığı Sardunya Adası’nda yaşamını yitiren AB uzmanı, Sabah gazetesi yazarı Tulu Gümüştekin, Fatih Camii’nde kılınan ikindi namazının ardından Ulus Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı. Cenazeye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Feridun Bilgin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, AKP İstanbul Milletvekili Berat Albayrak, eski bakanlar Binali Yıldırım, Egemen Bağış ve Atilla Koç’un yanı sıra iş ve siyaset dünyasından birçok isim katıldı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle