28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 4 Ağustos 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN ‘Elektrik’ tehdidi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, HDP’ye oy verenlerin ‘3 gün elektriksiz kaldığında doğru değerlendirme yapacağını’ söyledi nerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, HDP’ye verilen “emanet oyların” erken seçim “olsa da olmasa da” ortadan kalkacağı görüşünü dile getirdi. Yıldız, HDP’ye verilen oyları işaret ederek, “3 gün elektriksiz kaldığında bunu doğru değerlendireceğine inanıyorum” dedi. PKK’nin enerji üre haber 13 E Taner Yıldız timi ve dağıtımına zarar verdiğini de belirten Yıldız, Doğu ve Güneydoğu’daki hizmetlerin aksamasının nedeni olarak PKK’yi gösterdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, HDP’nin, “silahlar bırakılsın, terör olmasın” ifadelerini AKP’ye değil, PKK’ye söylemesi gerektiğini belirtti. HDP’nin 7 Haziran seçimleri öncesinde “şirin gözükme” çabası içinde olduğunu vurgulayan Yıldız, “Şirin gözükmeleri, yüzünde ki boya aktıktan sonra gerçek haline dönüştü. Bir terör dili haline dönüştü. İster erken seçim olsun isterse olmasın HDP’ye verilen emanet oyların önemli bir kesiminin ortadan kalkacağına inanıyorum. Hele hele 3 gün elektriksiz kaldığında bunu doğru değerlendireceğine inanıyorum” diye konuştu. Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi’nin hazırladığı Türkiye Enerji Raporu Tanıtım Toplantısı’nda konuşan Yıldız, PKK’nin enerji üretimi ve dağıtımına zarar verdiği görüşünü paylaşarak, “Petrol, elektrik üretimi, dağıtımı yapılmasın. Oradaki Kürt kardeşlerimiz zarar görüyor. Devlete zarar vermek adına yaptığınız bu işlemi, devlet bunu finanse eder. Oradaki vatandaşımızın hizmetini aksatan Kürtçülük adına hizmete ettiğini iddia eden PKK’dir. Her hizmetin aksamasını da bundan sonra açıkça ifşa edeceğiz” değerlendirmelerinde bulundu. lANKARA /Cumhuriyet Bitmeyen KCK operasyonları iyasal sözlüğümüze “paralel” sözcüğü 2009’da girdi. 2009 yerel seçimlerini izleyen günlerde, emniyet müdürlüğü önünde avluda sıraya sokulmuş, elleri kelepçeli DTP’lilerin fotoğrafının basına servis edilmesinin ardından “paralel devlet yapılanması” suçlamasıyla ilk kez karşılaştık. Partinin yerel örgüt yöneticilerden belediye başkanlarına, il genel meclisi ve belediye meclisi üyelerine kadar uzanıyordu gözaltına alınanlar listesi. Bunu birçok benzer gözaltına alma ve tutuklama dalgası izledi. Tutuklananların sayısı binlerle ifade edilmeye başlandı. Aralık 2009’da DTP, Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. KCK operasyonu adı altında sunulan ve resmi amacı “PKK terör örgütünün paralel devlet yapılanması niteliği kazanmış sivil alandaki uzantılarını” etkisiz kılmak olarak sunulan bu bastırma ve sindirme operasyonları 2012’ye kadar devam etti. Şubat 2012’de iktidarın zirvesinde, Oslo görüşmelerini bahane edip, MİT Başkanı’nı hedef alarak yürütülen iktidar ortakları arasındaki güç savaşından sonra bu tutuklamaların hızı kesildi. Bu KCK operasyonlarını Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bilgi ve onayıyla planlayan ve yürürlüğe koyan polis, savcı ve hâkimlerin birçoğu, 1725 Aralık soruşturmalarının engellenmesinin ardından, 2014 başından itibaren başka bir “paralel yapı”ya ait oldukları gerekçesiyle pasif görevlere alındı ya da resen emekli edildi. Bir kısmı “Gülen terör örgütü” üyesi veya destekçisi olma veya “paralel yapıyla ilişkili olarak davranmak” iddiasıyla şu anda tutuklu. Herhalde bu polis ve yargıçlar, Kürt sorunu konusunda Tayyip Erdoğan’ın 2015 ilkbaharından beri dayattığı yeni çizgiye ve seçim sonrasında yeniden başlatılan PKK ile savaş stratejisine bakarak, “fikirlerimiz iktidarda, önerilerimiz uygulanıyor, biz de hapisteyiz” diye düşünüyorlardır. Haksız değiller. Gülen cemaatine yakın bazı kalemler, bugün AKP’lilerin Selahattin Demirtaş’a yüklenirken riyakârlık yaptığını, binlerce KCK’linin tahliye edilmesini 2013’te AKP hükümetinin Meclis’ten geçirdiği yasa değişikliği paketinin sağladığını hatırlatmaya devam ediyor. PKK ile müzakereyi içeren çözüm sürecinin ihanet ve teslimiyet olduğu konusu, sadece MHP’nin işlediği bir tema değildi. Bu konuda KCK operasyonlarını tasarlayanların da fikirlerinin değişmediğini görüyoruz. KCK operasyonları Kürt siyasal hareketinin tecrübeli yerel kadrolarını tasfiye etmeyi, siyasal alanda boşluk yaratarak, mütedeyyinmuhafazakâr kadroların bu boşluğu doldurmasını amaçlıyordu. Bu stratejinin görünen ağır bedeli 2010’dan 2012 Ekimi’ne kadar yeniden başlayan çatışmalarda ölen ve yaralanan binden fazla insan oldu. Daha az dikkat çeken sonucu ise, Kürt siyasal hareketinin yerel örgütlenmesindeki boşluğun, gözünü hayata açtığından beri çatışma dışında siyasal tecrübesi olmayan daha genç kişilerin yaratılan yönetim boşluğunu doldurması oldu. Bir diğer sonucu, güvenlikçi stratejinin tutuklama ve sindirme dalgaları altında ezilen yerel sivil toplum kuruluşlarının diyalog kapasiteleri ve dengeleyici etkileri zayıflamasıydı. Bu nedenle, dönemin başbakanının Kobane ile ilgili provokatif sözlerinin tetikleyicisi olduğu 68 Ekim 2014 olayları, büyük ölçüde HDP ve DBP yöneticilerinin çaresiz bakışları altında gerçekleşti. KCK operasyonlarının somut sonuçlarından biriydi bu. Siyasal alanın güvenlikçi politikalarla daraltılmasının barış imkânlarında uzun vadede yarattığı en büyük tahribat, etkitepki dinamiği içinde şiddeti merkeze alan unsurları öne çıkarmasıdır. Bunu bugüne kadar birçok kez yaşayarak, gördük. Bu nedenle bugün Tayyip Erdoğan ve ekibinin, 7 Haziran seçim sonuçlarını iptal etmek, sandıktan kendi istediği sonucu elde etmek umuduyla yeniden başlattığı güvenlik devleti politikası ve çatışma stratejisinin siyasal ve toplumsal sonuçlarını öngörmek zor değil. Akla ilk gelenin milletvekillerinin dokunulmazlıklarına el atılması olması, parti kapatılmasının tartışmaya yeniden açılması yeterince anlamlı. Erdoğan ve ekibi neredeyse PKK’den daha fazla HDP yönetimini ve en başta Selahattin Demirtaş’ı öncelikli hedef ve asli düşman olarak görüyor. Ortadoğu’nun durumunu da dikkate alınca, bu politikanın bütün topluma ödeteceği bedel geçmişte ödenen bedellerden çok daha ağır olabilir. S ‘Doğubayazıt saldırısı iç savaşı yakınlaştırdı’ Jandarma karakoluna düzenlenen saldırıyı değerlendiren Times gazetesinden çarpıcı yorum. ngiliz Times gazetesi Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesindeki Karabulak Jandarma Karakolu’na yönelik patlayıcı yüklü bir traktörle gerçekleştirilen intihar saldırısının ardından yayımladığı haberde, “Kürt intihar saldırısı Türkiye’yi iç savaşa daha da yakınlaştırdı” ifadelerine yer verdi. Hannah Lucinda Smith imzalı, Diyarbakır mahreçli haberde PKK’nin geçmişte intihar saldırılarını yoğun biçimde kullandığını ancak Doğubayazıt’ta gerçekleştirilen saldırının Mayıs 2012’den bu yana düzenlenen ilk intihar saldırısı olduğu vurgulandı. Saldırının Türkiye’nin Kuzey Irak’taki hava operasyonlarında 8 sivilin yaşamını yitirmesinin ardından geldiğine dikkat çeken gazete, Türk hükümetinin PKK’ye karşı saldırıların Suruç’ta patlayan bombanın ardından terör örgütlerine karşı daha geniş mücadelenin bir parçası olduğunu savunduğuna dikkat çekti. Times, görüşlerine başvurduğu Diyarbakırlıların çatışmaların yeniden yoğunlaşmasındaki amacın Haziran’daki seçimin tekrarı öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve iktidardaki AKP’ye desteği arttırmak olduğuna inandığını aktardı. Haberde ayrıca birçok kişinin AKP’nin çatışmalar sonrası milliyetçi oyları alıp çoğunluğunu yeniden elde etmesi durumunda cumhurbaşkanlığına daha fazla yetki verileceğinden ve ülkenin otoriter bir yola gireceğinden kaygı duyduğu vurgulandı. l Haber Merkezi İ Cenazeler için nöbet ojava’da IŞİD’e karşı savaşırken ölen 13 YPG’linin cenazesi İçişleri Bakanlığı’nın izin vermemesi nedeniye 26 Temmuz’da beri Habur Sınır Kapısı’nda bekletiliyor. HDP’li vekiller dün Şırnak Valiliği önünde oturma eylemi başlattı. AKP Milletvekili Muhsin Kızılkaya, cenazelerin yakında ailelere teslim edileceğini söyledi. Rojava’da IŞİD’e karşı savaşırken ölen 13 YPG’linin cenazesi 26 Temmuz’de Habur Sınır Kapısı’na getirildi. Ancak İçişleri Bakanlığı cenazelerin içeri girmesine izin vermedi. Günlerdir soğutmalı bir TIR’ın kasasında bekletilen cenazeler çürümeye başladı. HDP Şırnak Milletvekilleri Faysal Sarıyıldız, Ferhat HDP Şırnak milletvekilleri ve partililer, valilik binasının girişindeki merdivenlerde oturma eylemine başladı. HDP’liler günlerdir sınırda bekleyen 13 YPG’linin cenazesini alabilmek için oturma eylemi başlattı. AKP’li Muhsin Kızılkaya, cenazelerin ailelerine verileceğini söyledi Otoriterlik artar R Encü, Aycan İrmez ve Leyla Birlik’in de aralarında bulunduğu HDP’liler, valilik binasının girişindeki merdivenlerde oturma eylemine başladı. HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, Vali Ali İhsan Su ile görüşene kadar eylemlerine devam edeceklerini belirterek, “Tüm çabalarımıza rağmen bir sonuca ulaşamadık. Verilen karar Bakanlar Kurulu’nda onaylanmış, sözlü bir karardan öteye gitmemektedir. Biz de bugün Şırnak’ın tüm seçilmişleriyle birlikte valiyle görüşmeye geldik. Biz randevu talep etiğimizde, ‘yarın (bugün) saat 10.00’da gelin’ diye bizi oyalamaya yönelik bir karar içerisine girdiğini gördük. Biz de tüm seçilmişler olarak bu durumu protesto etmek için yarın saat 10.00’a kadar burada oturma eylemi gerçekleştireceğiz” diye konuştu. AKP Mersin Milletvekili Muhsin Kızılkaya ise “Ortadoğu’da en kutsalımız cenazelerimizdir. Öteden beri PKK cenazeleri gereğinden fazla istismar ediyor. Birçok cenaze daha önce bekletildi. Her biri bir yerde siyasi malzeme haline getirildi. Başbakan ile görüşen STK temsilcileri konuyu gündeme getirdi ve Başbakan ilgileneceğini söyledi. Sanırım kısa sürede cenazeler Türkiye’ye giriş yapılarak sahiplerine verilecektir” diye konuştu. l Yurt Haberleri Yakında verilecek Kürtler yine kaçmak zorunda Independent, Mahmur Kampı’ndaki endişeli bekleyişi aktardı. ndependent’ta dünya haberleri sayfasında PKK’nin Mahmur Kampı’ndan geçilen izlenim haberi yer aldı. Haberde IŞİD’in yaz aylarında kampı ele geçirdiği, sonra da ABD’nin hava saldırılarının da yardımıyla Peşmergeler ve PKK tarafından püskürtüldüğü anlatılıyor. Haber şöyle devam ediyor: “Şimdi Kürtler bir kez daha kaçmak zorunda. Bu kez dağ köyleri Türk Hava Kuvvetleri’nin saldırısı altında. Hafta sonu sosyal medyada paylaşılan görüntüler Mahmur’a 80 kilometre uzaklıktaki Zergele’nin Türk saldırısından sonraki halini gösterdi. Görgü tanıkları PKK’yi hedef alan jetlerin en az beş köylüyü öldürdüğünü söylüyor. Türkiye ise Zergele’nin sivil bir hedef olmadığını ve hedeflerin dikkatle belirlendiğini belirtiyor.” PKK Sözcüsü Zagros Hiwa da hava saldırılarının barış sürecini tek taraflı bir şekilde bitirdiğini anlatıyor. Hiwa Türk güvenlik güçlerine yönelik saldırılar sorulduğunda “PKK’nin demokratik çözüme bağlı olduğunu” söylemekle birlikte “kendimizi savunmalıyız” diyor. l Haber Merkezi Arınç’a da Zergele daveti! uzey Irak’ta PKK’ye yönelik hava operasyonunda Türk silahlı kuvvetleri tarafından vurulan Kandil yakınlarındaki Zergele köyünde sivillerin ölümüyle ilgili HDP heyeti bugün o köye giderek incelemelerde bulunacak. Zergele köyüne gidecek olan heyette, HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Siirt Milletvekili Kadri Yıldırım, İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ve HDP’nin Dış ilişkilerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nazmi Gür ile MYK üyesi Hatice Altınışık yer alacak.HDP Grup Başkan vekili İdris Baluken, heyetin köyde incelemelerde bulunduktan sonra Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi yetkilileri ile görüşebileceğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Sivillerin hedef alındığı iddiası, PKK’nin alçakça bir yalanı” sözlerine tepki gösteren HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise “Eğer Dışişleri Bakanlığı veya AKP yetkilileri veya Bülent Arınç arzu ediyorsa, gidip alçaklığı bizzat yerinde görmek istiyorsa, buyursun gelsin. Alçaklık nedir, orada tespit edelim. Biz ille öyle oldu demiyoruz, gidip göreceğiz. Heyetimize dahil olsunlar. Raporlasınlar, Türkiye’ye de dönüp açıklasınlar. Bir kaç gün sonra da raporları açıklayacağız” diye konuştu. l Yurt Haberleri HDP heyeti sivil ölümlerini incelemek için bugün yola çıkıyor. Demirtaş ‘Sivillerin hedef alındığı alçakça bir yalan’ diyen Arınç’a ‘Gel de alçaklığı yerinde gör’ dedi I K Almanya, Türkiye’de görevli askerlerini çekmeyi tartışıyor Türkiye’nin PKK’ye operasyonlarının devam etmesi ve PKK’nin saldırıları, Almanya’da endişeyle izleniyor. Deutsche Welle’de Sven Pöhle imzalı habere göre Patriot birliklerinde görevlendirilen 260 Alman askerinin güvenlik durumu endişe konusu. Haberde “Almanya’da muhalefet partileri Yeşiller ve Sol Parti, Alman askerlerinin Türkiye’den çekilmesini talep ediyor. Bild am Sonntag gazetesinin yaptırdığı ankete göre Almanların yüzde 48’i bu görüşü paylaşıyor. Ankete katılanların yüzde 81’i Türkiye’ye tatile gitmeyeceğini belirtiyor” denildi. Gazetecilere ‘hava harekâtı’ soruşturması iyarbakır Cumhuriyet Başsavcılğı, Kuzey Irak’taki PKK kamplarına yönelik hava operasyonlarına sırasında Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığı’nı görüntüleyen, fotoğraf çeken ve yayınlayan medya kuru O bebeğin adı ‘Barış’ oldu Hakkâri’nin Çukurca ilçesine bağlı Akkaya köyünde geçtiğimiz hafta Cuma günü doğum sancısı tutan ve yolun kapalı olması nedeniyle askeri helikopterle Hakkâri Devlet Hastanesi’ne yetiştirilen Lahican Kaçar, bebeğine Barış adını verdi. Lahican Kaçar, “Herkesin talebi adının ‘Barış’ olmasıydı. Biz de Barış koyduk, umarım bu kan durur ve barışa vesile olur” dedi. D luşları hakkında soruşturma başlattı. Savcılıktan yapılan açıklamada, soruşturmanın “2565 sayılı Askeri Yasak Bölgeler ve Güvenlik Kanunu’na muhalefet suçundan” yürütüldüğü belirtildi. l Yurt Haberleri C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle