16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 31 Ağustos 2015 EDİTÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: SERPİL ÜNAY AB’nin teknolojisini Koç, şekillendiriyor oç Holding’in bu yıl 70. yılını kutlayan bilgi teknolojileri şirketi KoçSistem Avrupa Birliği’nin yeni teknolojiler ve projeler geliştirmek üzere oluşturduğu EUREKA ITEA 3 organizasyonunun yönetim kurulu üyeliğine girerek, Avrupa’nın geleceğini şeŞEHRİBAN KIRAÇ killendiren ArGe çalışmalarının belirlenmesinde söz sahibi oluyor. KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu, “Uluslararası arenada ürün üretmek için odaklanmış bir yapımız var. Biz şu anda 8 tane Avrupa Birliği projesinde araştırma geliştirmede ortağız. Yani dünyadaki gelişmeleri yönlendiren bir ekibin içindeyiz. Şu anda sayısı 10’u bulan uluslararası ArGe projesinde’de iş ortaklığı yapıyoruz” dedi. Bilgi teknolojileri alanında Türkiye’nin bir cazibe merkezi olduğunu aktaran Nalbantoğlu, bilgi teknolojileri alanında Türkiye’nin diğer ülkelere göre minimum iki kat büyüdüğünü bu trendin gelecek 10 yılda da böyle devam edeceğini ifade etti. ekonomi 9 Fırtına geçti mi? ünya borsalarını sarsan Çin merkezli sarsıntı yatışmış gibi duruyor. Sarsıntı Çin merkezliydi ama, Çin borsalarında yabancı yatırımcının payı yüzde 2’yi geçmiyor (New York Times, 27/08). Sarsıntının ana kaynağı mali piyasalar, hele Çin borsası hiç değil. Dünya ekonomisinde mali sarsıntılara zemin hazırlayan spekülatif balonlar, deflasyonist baskılar, talep yetersizliği, bunların kaynağındaki yapısal sorunlar aşılamıyor: Merkez ülkelerde egemen neoliberal model, 2008 mali kriziyle çökmüştü. Çin borsasında, hazirandan bu yana yaşanan yüzde yaklaşık 40 gerileme, “Pekin mutabakatı” olarak bilinen “hibrid” (devlet kumandalı liberal) büyüme modelinin de tükendiğini gösteriyor. Bu ikisini yan yana koyunca Yükselen Piyasaların ekonomik modellerinin çöktüğü de söylenebilir. Merkez ülkelerde, neoliberal model, “yüzde 99”dan alıp “yüzde 1”e transfer etti, sermayenin spekülasyona kaçmasını kolaylaştırdı, yavaşlayan sermaye birikimini, tüketici talebini, kredi genişlemesi, finansallaşma ile destekledi, çevre ülkelerin ekonomilerini dışa, talana açtı. Neoliberal model “Yükselen Piyasalar” olarak adlandırılan ülkelerin ekonomilerini, merkez ülkelerden gelen sermayenin, ticaret, yatırım, spekülasyon, özelleştirme yoluyla değerlenmesini kolaylaştıracak biçimde şekillendirdi. Bu model, gıda malları, mineraller, metaller, petrol gibi temel malların, tekstil, elektrikli ev aletler vb., teknolojik bileşimi düşük sanayi mallarının ihracına, bu ihracatın büyük ölçüde ithalata bağımlı kalmasına, yüksek teknolojili malların, lüks tüketim mallarının ithalatına, bu ithalatı, tüketimi ve yatırımları besleyen yabancı sermaye girişine dayanıyordu. Gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının, özellikle 2009’dan sonra, izledikleri genişlemeci politikalar borçlanmayı (merkezin sermaye ihracını) kolaylaştırıyordu. Çin ekonomisindeki güçlü büyümenin beslediği temel mallar ithalatı da bu modeli destekliyordu. Bu modelin bir yan etkisi de inşaat sektöründe spekülasyon ve giderek artan kapasite fazlası oldu.. Çin ekonomisine bakınca da yatırıma, ihracata öncelik veren bir model görüyoruz. Çin yönetimi iç piyasadaki sıkışmaları aşmak, yeni gelir yaratmadaki yetersizliğin toplumsal basıncını, “orta sınıfları” son yıllarda, borsaya yönlendirerek hafifletmek için de sürekli parasal genişleme yaratıyor, borçlanmayı kolaylaştırıyor, toplam borç yükü 29 triyon dolara ulaşırken, “şüpheli alacakların” artışını, büyümeyi sürdürme adına görmezden geliyordu. Merkez ülkelerde egemen olan büyüme modeli, 20078 mali kriziyle tükendi. Merkez bankalarının genişlemeci politikalarına rağmen, deflasyonist bir ortam gelişti, kronik düşük büyüme eğilimi yerleşti. Merkez ülkelerde düşük büyümeye Çin ekonomisinin yavaşlaması da eklenince, temel malların fiyatları düşmeye başladı. Temel malların fiyatlarındaki düşüş, petrol piyasalarındaki rekabetin “heç fonların” spekülasyonlarının aşağı çektiği petrol fiyatlarının basıncıyla hızlandı. Merkez ülkelerde parasal genişlemenin kesilmesine, faizlerin artacağına ilişkin beklentiler de kolay borçlanma ortamının biteceğini düşündürüyordu. Yükselen Piyasaların modeli de tükendi: Son 13 ayda YP ekonomilerinden 1 triyon dolar çıkarak merkeze döndü. Çin ekonomisindeki yavaşlamayı, emtia fiyatlarındaki gelişmeleri, sermaye hareketlerindeki değişimi, 20112014 arasında 5070 arasında seyrederken Ağustos 20142015 arasında 200’ün üstüne çıkan aylık ortalama grevdireniş olaylarını (China Labour Bulletin), Çin borsasındaki çöküşü bir araya koyunca Çin’in büyüme modelinin de tükendiğini söyleyebiliriz. Kısacası kriz devam ediyor. Sorunlar da birikmeye devam ettiğinden mali piyasalarda yeni, büyük olasılıklar daha sert sarsıntılar beklemek yanlış olmaz. Koç Holding’in 70 yıllık teknoloji şirketi KoçSistem 8 projeyle Avrupa Birliği’nin geleceğini belirleyen ArGe çalışmalarında söz sahibi oldu D K bütün olarak kurumlara sunabilen nadir şirketlerden biri. Türkiye’de KoçSistem’in önü açık, müthiş fırsatlar var önümüzde” açıklamasını yaptı. KoçSistem 70 yaşında KoçSistem’in 1945’te kurulduğunu anımsatan Mehmet Nalbantoğlu şu bilgileri paylaştı: 4 70’inci yılımızı kutluyoruz. Sürekli değişimin yaşandığı, uzun soluklu ve sürdürülebilir başarı yakalamanın zor olduğu günümüz iş dünyasında 70’inci yılımızı pazar liderlikleri ile geride bırakıyoruz. 4 Dünyada yaşanan bilgi teknolojileri tarihinin neredeyse her evresinde KoçSistem vardı. 70 yıl teknoloji sektörü için aslında inanılmaz önemli bir olay. Çünkü bırakın 70 yılı son 30 yılda bile dünyadaki teknoloji şirketlerinin yüzde 85 90’ı şu anda yoklar. Hızlı bir şekilde teknoloji alanında şirketler geliyorlar ve misyonlarını doldurup gidiyorlar. Teknolojiyle tamamen yıkıcı değişimlerin olduğu dönemler var. 35 yıllık profesyonellik hayatımda böyle 3 tane yıkıcı değişim dönemi yaşandı. Bir dönem bilgi dalgası vardı. Şimdi bulut bilişim dalgası var. Bulut bilişimle kendini dönüştüren şirket ayakta kalır. 4 Biz işe bürodaki evrakla, mürekkeple başladık. Ardından daktilo geldi, hesap makineleri ve akabinde elektronik daktilolar oldu. Sonra PC dönemi başladı. Biz bu dönemlerin hepsinde o günkü dünyadaki en etkili üretici firmaların ya Türkiye dağıtıcısıydık ya da temsilcisiydik. Ya da onların ürünlerini alıp Türkiye’de proje yapan konumdaydık. 4 KoçSistem’de bugün 1250 civarında teknik uzman çalışıyor. Birleşmeler olacak Bu dönemde bütün sektörlerde şirketlerin birleşmeleri satın almaları konuştuğuna işaret eden Nalbantoğlu şöyle konuştu: “Son 5 yıl içinde sigorta sektöründe sessiz sedasız bir sürü şirket satınalması yapıldı. Bu daha da devam edecek. Bankacılıkta mutlaka birleşme olmak zorunda. Bilgi teknolojileri sektörüne dönüp baktığım zaman birleşmelerin şirket satın almalarının en çok yaşandığı sektör olacak ve katlanarak devam edecek. Çünkü her yıl binlerce şirket alt taraftan yeni teknoloji yaratmaya çalışıyor. Birçok şirketin varlığını silip atabiliyor. Böyle bir dünyada birileri mutlaka yeni çıkan şirketleri satın alıp bünyesine katıyorlar.” Büyüme modelleri... Mehmet Nalbantoğlu Kapımızı çalıyorlar Nalbantoğlu, Türkiye’de bilgi teknolojileri pazarının yılda ortalama yüzde 10 büyüdüğünü dile getirerek, “Biz KoçSistem olarak pazar ortalamasından iki kat fazla büyüyoruz. Dünyada bu konudaki istisnasız bütün liderler, lider adayları Türkiye’ye yönelik olarak bir planları yatırımları olduğunda, bizim kapımızı çalıyorlar. Çünkü KoçSistem yeni dünyanın teknolojisi altyapısı ve birikimi itibarıyla bir pazar lideri Türkiye’de. Pazar lideri olmasının getirdiği gücün yanında bütün bileşenleri bir KoçSistem olarak Koç topluluğunun 100’ü aşkın şirketine hizmet verdiklerini, Koç Holding’in yönetsel anlamda ihtiyaç duyduğu her türlü bilginin sağlıklı bir şekilde üretilmesi ve korunmasını sağlayan bir yapılarının bulunduğunu anlatan Nalbantoğlu, “Bu hizmetleri biz holding dışındaki şirketlere de sunuyoruz. Bizim portföyümüzün cirosal olarak yarısı Koç Holding’den geliyorsa yarısı topluluk dışı şirketlerden geliyor. Sayısal olarak baktığımızda portföyümüzün 3’te 2’si topluluk dışı işlerden geliyor. Sigorta sektöründe de bankacılıkta da Türkiye’nin önde gelen kurumlarına hizmet veriyoruz. 10 tane bankaya faal olarak hizmet veriyoruz” diye konuştu. Yarısı Holding dışı 160 milyon dolarlık yatırım ünyanın en büyük veri merkezi yatırımcısı Zenium Technology Partner’i ikna edip Türkiye’de yatırım yapmasını sağladıklarını ifade eden Mehmet Nalbantoğlu, işbirliği kapsamında yaklaşık yaklaşık 160 milyon dolarlık bir yatırımın söz konusu olduğunu merkezin resmi açılışının bu ay içinde yapılmasının planlandığını söyledi. Nalbantoğlu “Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük veri merkezi İstanbul One projesinde işbirliği yaparak uluslararası bir şirket tarafından yapılan en büyük yatırımlarından birini ülkemize kazan D dırıyoruz. İstanbul One’da, büyük hacimlerde toplu alan kiralama ve sistem yönetimi ihtiyacı olan şirketlere, barındırma ve yönetilen hizmet çözümleri sunacağız. Merkezde tabiri caizse Zenium’da elektriğin saati 30 kuruşsa biz bunu 18 kuruşa 15 kuruşa satma gibi şeyle önemli bir avantaj yaratacağız” açıklamasını yaptı. Nalbantoğlu, Türkiye’deki bütün kurum ve kuruluşlar sayısal yeni dünyada kendilerini yeniden tanımlamak zorunda olduğunu anlatarak, “Şirketler tüketicinin âşık olduğu bir marka yaratmalılar” dedi. ... tükenince aşar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Durmuş Özdemir, uzun zamandır devam eden döviz kurundaki artışların ev ekonomisini olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulundu. Özdemir, “Kredi kartı kullanıcılarına, sadece var olan ve kesin gelecek olan paralarını kullanmalarını, asla dövizle borçlanmamalarını tavsiye ediyoruz. Kurlar evi sarsacak Y TÜFE’de, sepette bulunan ve döviz ile ithal edilen tüm ürünlerin fiyatlarını, döviz artışı kadar arttıracağı malum. Bu ürünlerin sepetteki ağırlıklarına göre de döviz kurundaki bu artış enflasyonu arttıracaktır. Kaba bir hesapla, döviz kuru yüzde 50 arttığında sadece ulaştırma kaleminin yol açtığı enflasyon artışı en azından yüzde 6 civarında olacak” diye konuştu. l Ekonomi Servisi Otomobil fiyatlarına eylül ayından itibaren kademeli olarak zam yapılması planlanıyor. Herkes can yeleği satmaya başladı uriyeli sığınmacıların merkezi haline gelen İzmir Basmane ve çevresindeki esnaf vitrinlerini ve ürünlerini sığınmacılara göre düzenledi. Asıl işi ne olursa olsun işlerlerinin tamamı can yeleği ve şambrel satmaya başladı. DHA’ya konuşan esnaflar alışverişin piyasadaki belirsizlik nedeniyle durduğunu ve Suriyeliler olmasa siftah bile yapamadıklarını anlatarak, “Sadece sığınmacılara can simidi satarak ayakta kalabiliyoruz. Evimizin ve işyerimizin masrafını can yeleği satarak çıkarabiliyoruz” diye konuştu. l Ekonomi Servisi S Otoya zam geliyor Otomotiv üreticileri sektörde maliyetlerin yüzde 910 civarında arttığını belirterek eylülde oto fiyatlarına zam geleceğini açıkladı. issan Türkiye Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Anaç, kurdaki artışların ağustosta oto fiyatlarına tam yansımadığını, ancak eylül ayından itibaren kademeli olarak zamların geleceğini söyledi. Anaç, “Eylül’de fiyat artışları ufak ufak başlar, ekim sonrası daha da artar. Bu doğrultuda otomobil fiyatlarında yüzde 56 civarında artış beklemek doğru olur” diye konuştu. Kur açısından şu anda ciddi bir devalüasyon yaşandığına dikkat çeken Anaç, “Bugün itibarıyla ay başı ile ay sonu arasındaki devalüasyon oranı yüz N de 9. Bu da maliyetlerin yüzde 910 civarında arttığı anlamına gelir. Artan maliyetler de fiyatlara yansıyacaktır” dedi. Anaç, Avro/TL’de 3’ün üzerindeki her rakamın, belli fiyat artışlarını gerektirdiğini savunarak, ancak fiyat artışlarını kısa vadeye bakarak yapmadıklarını biraz daha bekleyip görmek istediklerini açıkladı. Anaç, şu anda gelinen noktada, kurun çok da aşağı inmeyeceği şeklinde bir beklentinin olduğunu kaydederek, “Avro/ TL’nin 3.20’lerde dengeleneceği gibi bir beklenti söz konusu. Aynı şekilde dolar/TL’nin de 2.90’ın altına inmesi iyimser bir tahmin olur” dedi. Sektör oyuncularının üzerinde ciddi bir kur baskısı bulunduğunu vurgulayan Anaç, 2013 başından bu yana ÖTV etkisiyle sektörün üzerindeki baskının yüzde 2830 arasında olduğunu, bunun hepsinin yansıtılamadığını söyleyerek, “Zaten sektör 2013 başına göre yüzde 10 geride kalmış diyebilirim. Son çeyrekte ciddi kampanyalar da olmayacak. Araç almayı düşünenler için en ideal dönem gelecek birkaç hafta” dedi. l Ekonomi Servisi Maliye Bakanlığı’ndan sınır güvenliğine 203 milyon TL Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Suriye sınırındaki güvenliği artıracak “Sınır Fiziki Güvenlik Sistemi”nin oluşturulması için Milli Savunma Bakanlığı’na 203 milyon lira ödenek aktardıklarını söyledi. Toplam 4 ilde 134 kilometre uzunluğunda modüler duvarla birlikte yol, aydınlatma ve güçlendirilmiş kafes tellerinin yapılacağı bilgisini veren Şimşek, Türkiye’nin sınır güvenliğini sağlamak için gerekirse daha fazla önlemin de alınabileceğini belirtti. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle