16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Işçıler en çok yazın ış kazası geçırıyor MESS’in araştırmasına göre, metal sektöründe çalışanların yüzde 4.5’i iş kazasına maruz kaldı. Toplam kazanın yüzde 26.7’si yaz aylarında yaşanıyor ESS Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası verilerine göre yaşanan iş kazaları sonucunda yaklaşık 63 bin kayıp işgünü kaydedildi. Bölgelere göre dağılımda en fazla gün kaybı İstanbul bölgesinde meydana geldi. İstanbul bölgesinde, bu kazalar sonucu oluşan kayıp işgünlerinin 9 bin 272’si, ölçek dağılımına göre 500999 arası çalışanın istihdam edildiği işyerlerinde yaşandı. Metal sektöründe iş sağlığı ve güvenliği alanında genel durumu yansıtan “MESS Üyelerinde İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları İstatistikleri” araştırması yayımlandı. Araştırmaya göre 2014’te 5 bin 446 iş kazası yaşandı, 32 meslek hastalığı tespit edildi. Çalışanların yüzde 4.5’i iş kazasına maruz kalırken, erkek çalışanların yüzde 4.8’i, kadınların ise yüzde 1.1’i iş kazası geçirdi. 2014’te yaşanan 5 bin 446 iş kazasının yüzde 43’ünü 5 gün ve üzeri kayıp işgünüyle sonuçlanan kazalar, yüzde 24’ünü kaza günü çalışılan (iş göremezlik yok) kazalar oluşturdu. EKONOMİ 8 Altın zamlandı, imdada ‘Hediyelik çeyrek’ yetişti Çeyrek altının fiyatı, yıl başından bu yana yaklaşık yüzde 20 artarak 175 lirayı geçince, vatandaş çareyi 65 liralık “hediyelik çeyrek” almakta buldu. Düğün sezonunda zor durumda kalanlar, 0.625 gram olan 22 ayar “hediyelik TASARIM: SERPİL ÜNAY çeyrek”e rağbet gösteriyor. Yılbaşından beri gram altının fiyatı yüzde 19.9 artışla 88.9 liradan 106.60 liraya çıktı. Yurtdışında altının ons fiyatı yılbaşından bu yana 1.183 dolar seviyelerinden, 1.073 dolara kadar geriledi. Pazartesi 31 Ağustos 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ Kısas bir hak olsa M Geçen yılın verilerine göre, iş kazalarının kazanın olduğu günlere göre dağılımında en çok kaza perşembe (991) günleri yaşandı. Bunu sırasıyla salı (910), cuma (909), çarşamba (864), pazartesi (860), cumartesi (632) ve pazar (280) günleri takip etti. Saatlere göre dağılımda ise en çok kaza 2. iş saatinde (842) yaşandı. Bunu 775 kaza ile 3. saat izledi. İş kazalarının meydana geldiği ay ve kayıp işgünü dağılımında, yoğunluğun haziran ayında ve 5 gün ve üzeri kayıpla sonuçlanan kazalarda olduğu görüldü. Mevsimsel dağılıma göre, kazalar en çok yaz aylarında yaşandı. Haziran, temmuz ve ağustos aylarında meydana gelen kazalar, toplam kazanın yüzde 26.7’sini oluşturarak ilk sırada yer aldı. Bunu yüzde 25.6 ile ilkbahar izledi. Verilere göre 2014’te meydana gelen 5 bin 446 iş kazası sonucu yaşanan kayıp işgünlerinin ortalaması 11.63 oldu. İşyeri nezdindeki kıdeme göre dağılım incelendiğinde, kaza geçirenlerin yüzde 26.8’inin 24 yıl kıdem aralığında yer aldığı görüldü. l Ekonomi Servisi Yaza dikkat En çok perşembe Gençler ilk sırada Kazalıların yaşa göre dağılımında 2534.9 yaş aralığı yüzde 51 ora nı ile ilk sırada yer aldı. En yüksek kayıp işgünü ortalaması ise; 16,76 ile 3544,9 yaş aralığında gerçekleşiyor. 2014 verileri ile 2013 verileri karşılaştırıldığında kaza sıklık oranında yüzde 9’luk artış, kaza ağırlık oranında ise yüzde 14’lük düşüş görüldü. Brezilya’dan sığır gelecek t fiyatlarındaki artışlar karşısında çözümü ithalat yolunu açmakta gören hükümet, Brezilya ile anlaşma sağlayarak, bu ülkeden besilik sığır ithalatı yapacak. Brezilyalı üreticiler, tarihlerinde ilk kez Türkiye’ye canlı hayvan ihraç etmeye hazırlanıyor. Brezilya, dünyanın ikinci büyük sığır üreticisi konumunda. Kırmızı ette yıl sonuna kadar 30 bin tonluk kota açan ve gümrük vergisini sıfırlayan hükümet, Brezilya’dan sonra Kolombiya ile de görüşmeler başlattı. Geçen yıl 50 bin büyükbaş hayvan ithal eden Türkiye, daha çok Avusturya, Belçika, ABD ve Almanya’dan hayvan alımı yapıyor. l Ekonomi Servisi Doğal afetlerin yanı sıra çiftçinin üretimden çekilmesi ve ihracata verilen ağırlık kuruyemiş fiyatlarını yüzde 100’ün üzerinde artırdı ZEKİ TEZER Kuruyemiş cep yakıyor eçen yıl yaşanan kuraklık ve don gibi doğal afetlerin etkisiyle fiyatları rekor düzeyde artan kuruyemişte, destek görmeyen çiftçinin üretime rağbet göstermemesi nedeniyle rekolte düşerken, iç piyasa doymadan yapılan ihracat da fiyatları yükseltiyor. Fındığın fiyatı son bir ayda 68 liradan 80 liraya çıktı. Fındıkta son bir yılda görülen artış ise yüzde 100’ü aştı. Antepfıstığı 6065 liraya, badem 5054 liraya, kuru kayısı 4044 liraya, geçen yıl 48 lira olan ceviz içi ise 80 liraya satılırken, badem 3638 liradan 5054 liraya çıktı. Geçen yıl 45 liraya satılan kuru incirin fiyatı da 1819 liraya yükseldi. E G Bu yılki fıstık rekoltesinin 150 bin tonu aşması bekleniyor. Antepfıstığında İran ve Afgan uyarısı ürkiye’de baklava ve tatlı üretiminin iddialı markalarından Faruk Güllüoğlu’nun Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Güllü, dünyanın en büyük antepfıstığı üreticisi İran ve bu yıl atağa kalkan Afganistan’ın antepfıstığı için risk oluşturabileceği uyarısında bulundu. Türkiye’nin bu yılki fıstık rekoltesinin yaklaşık 150 bin ton olduğunu, ancak bunun da yetersiz kaldığını belirten Güllü, antepfıstığının son iki yıldır yükselen fiyatlarıyla tartışmalarında odağında bulunduğuna dikkat çekerek, “Özellikle kimi üreticilerin çok dikkat etmesi gereken gizli bir tehlike var, o da İran ve Afgan fıstığı” diye konuştu. Stokçuların neden olduğu karaborsa ortamına özellikle Temel sorun tarım politikası Kuruyemiş üretiminde düşüş ve fiyatların artması temelde belli bir tarım politikası olmamasına bağlanıyor. Planlı tarımın gereğine dikkat çeken uzmanlar, tarımla sanayi arasında güçlü bir ilişki kurulamadığını, tarımsal üretim miktarı ve kalite açısından taleplerin karşılanamadığını belirtiyorlar. Fiyatların yükselmesinde tekelciliğin de önemli etkisi var. Sadece birkaç elde toplanan ürünlerin fiyatları, ürünlerin saklanması, stokların piyasa sürülmemesi yüzünden de tırmanıyor. Kuraklık ve donu bahane eden bazı toptancılar, ürünleri stoklayarak fiyatların düşmesine engel oluyor. Üretim yetersiz Açık satılan gıdaya dikkat ünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre gelişmekte olan ülkelerde açıkta satılan gıdalardan kaynaklanan hastalıklar sonucu, her yıl 2 milyon kişi hayatını kaybediyor. Dünya genelinde her yıl açıkta satılan gıdalardan kaynaklanan hastalıkların maliyeti ise 80 milyar dolar. Gıda Güvenliği Derneği Başkanı Samim Saner, son kullanma tarihi geçmiş ürünün kesinlikle tüketilmemesi gerektiğini ifade etti. l Ekonomi Servisi T D dikkat çeken Güllü, Türkiye’de fıstık ithalatı yasak olmasına rağmen ülkeye kaçak ve kontrolsüz yollardan yabancı kaynaklı fıstık girdiğini vurguladı. Güllü “antepfıstığı üreticileri, tarım ve hayvancılık bakanlığı ile daha verimli bilimsel çalışmalar yapmalı, daha çok fıstık ağacı fidesi dikilmeli ve yıllık üretim rekoltemizi artırmanın yollarını keşfetmeliler. Bununla birlikte en önemlisi mevsim ve hava koşullarından etkilenerek yıllık hasat azalışlarını engelleyecek formüller bulunarak fiyatlar üzerinde oynanan oyunlar hepten ortadan kaldırılmalıdır” açıklamasını yaptı. l Ekonomi Servisi Bilimsel üretim Fındık, yerfıstığı, badem ve ceviz gibi ürünlerde yeterli üretim yok. Kuraklık ve donun yanı sıra çiftçinin üretimi bırakması, yüzde 8090 oranında rekolte kaybına yol açtı. Piyasada yeterince ürün bulunmaması, henüz fabrikaya gelmemiş ve işlenmemiş halde, çiftçide, tedarikçide ya da toptancıda bulunan ve hammadde diye adlandırılan mahsullerin fiyatları da yüzde 20 ile yüzde 120 arasında artış gösterdi. Özellikle antepfıstığı, fındık, kayısı, badem, ceviz gibi ürünlerde yüksek artış kendini hissettiriyor. İç piyasada yeterli mal olmadan ürünlerin ihraç edilmesi de fiyatları iyice yükseltiyor. 2014 yılı verilerine göre, kuruyemiş ihracatı, endüstriyel fındık da dahil edildiğinde 2.5 milyar doların üzerinde ve bu yıl sektörün hedefi, 3 milyar dolarlık ihracata ulaşmak. eorik düzeyde hâlâ bir hukuk devleti sayılıyoruz. Dolayısıyla bir İslam hukuku normu olan kısas, halihazırda bir insan hakkı değil; suç. Yani elinizi kesen birinin elini, siz de kalan elinizle kesmeye kalkarsanız yargıçlar size “tebrikler ey vatandaş, serbestsiniz” demiyor. Fakat yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sayın Ayşen Gürcan, kısasın bir insan hakkı olduğu kanısında. Bu görüşünü birkaç ay önce herkese açık sosyal medya hesabında paylaşmış da. Eğer çok kısa süre içinde fikrini değiştirmemişse, belli ki Sayın Gürcan, günün birinde bakan olacağını pek dikkate almamış. Yoksa yeni görevini öğrendiği Mecsidi Aksa’dayken, kısası savunduğu sosyal medya hesabını birkaç saat içinde kapatmazdı. Bakanlık görevine İslam hukuku değil, yürürlükteki yasalara göre atanan Gürcan, bu mesajınını sorun yaratacağını düşünmüş olabilir. Yok eğer hâlâ aynı fikirdeyse, yani bir kadın olarak düşüncelerini her zeminde savunabileceği beklentimize uygun da davranıp bizi mahcup edebilir. Ve kim bilir, belki ilk basın toplantısında kısas’ın bir insan hakkı olduğunu ve “IŞİD görüntülerinin hırsına kimse kapılmamalıdır” mesajını yeniden kamuoyuyla paylaşır bile. O zaman da biz Sayın Bakan’a IŞİD’in kadınları köle pazarında takas konusu ettiğini nasıl değerlendirdiğini sorarız. Gerçi çok fazla vakit yok; Sayın Bakan basın toplantısı yapmaya fırsat bulamayabilir. Eğer 1 Kasım’da seçim yapılacaksa tabii. Kaldı ki, düzenlese de bakanlığın adında zaten “kadın” yok. Dört yıl öncesine kadar adı Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı olan bakanlığın adı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak değiştirildi malum. Hatırlıyorum; o dönem izlediğim toplantılarda kadınla ilgili sivil toplum kuruluşlarının şimdi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı olan dönemin bakanı Fatma Şahin’e bu konuda ilettiği bütün yakınmalar sonuçsuz kalmıştı. Şahin’den değilse bile, erkek siyasetçilerden o dönem duyduğumuz gerekçe şuydu çünkü: “Ya, kadın, zaten ya anne, ya da bir evlat. Sonuçta bir ailenin parçası. Aile denmesinden neden rahatsız olunuyor?” Bu kadar işte. Sonuç olarak yeni Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı koltuğunda bir kadının oturuyor olması tek başına bir anlam ifade etmiyor. İktidar zihniyeti “baskıcı erkek” anlayışıyla şekillendiği müddetçe etmez de. Etse, Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna göre Türkiye cinsiyet eşitliğinde 142 ülke arasında 125. sırada yer alır mıydı? Bir önceki yıl olan 2013’te 120. sıradan beş basamak daha geriler miydi? Ülkede her gün en az beş kadın, erkek şiddeti sonucu ölür müydü? Binasının aylık kira bedeli 850 bin TL olan yeni görevi Sayın Gürcan’a hayırlı olsun. Bu arada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın takdiri hak eden yanları yok mu? Şüphesiz var. TÜİK’in gizlediği yoksulluk rakamları, bakanlığın 2015 bütçe kitapçığı sayesinde ortaya çıkmıştı. Kitapçığa göre, Türkiye’de sosyal yardım ve destek hizmetlerinden yararlanan 8 milyon hane ve 30.5 milyon kişi vardı. Fakat bu rakama, bakanlık hizmet binasının bulunduğu 33 katlı Via Twins kulesindeki taşeron işçiler dahil mi, doğrusu onu bilmiyorum. Bildiğim, yürürlükteki hukuka göre, kısasın bir insan hakkı olmadığı. T Balıkta ‘emezat’ dönemi Kumkapı Balık Hali’nin Gürpınar’a taşınmasıyla balıkçılıkta elektronik satış sistemine geçilecek ve balıklar elektronik ortamda yapılacak açık artırmayla satılacak. 240 bin metrekare büyüklüğündeki Gürpınar Su Ürünleri Hali, eylüldeki yeni av sezonunda hizmet vermeye başlayacak. Komisyoncuların anlaştığı kayıkların avlayarak hale getirdiği balıkların, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından belirlenen ölçülere uygun olup olmadığı eksperler tarafından kontrol edilecek, balıklar kalite ve ölçüleri açısından sınıflandırılacak. Bu aşamadan sonra balıkların fotoğrafı çekilerek “Hal Balık Satış Sistemi” adı verilen elektronik ortama aktarılacak. Satışa çıkan balık için alıcılar, internetten teklif verme yöntemini kullanacak. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle