23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 27 Ağustos 2015 EDİTÖR: CAN DOKER TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK haber 13 İFADEYE ÇAĞRILAN ŞEHİT KUZENİ: KARDEŞİM PARAMPARÇAYDI Nasıl isyan etmeyeyim? SELİN GÖRGÜNER iirt’te şehit olan yeğeni Recep Beycur’un Erzurum’daki cenazesinde “Kardeşi kardeşe kırdırıyor. Cumhurbaşkanı bunu bilsin. Ben bunu bu yaşa getirene kadar ne çektim biliyor mu? Allah’tan hiç mi korkmuyor?” diye isyan eden Ömer Bulur, Erzurum Emniyeti Terörle Mücadele Şubesi’nden aranarak ifadeye çağrıldı. Bulur, “Beni tutuklayınca bu sorun çözülecekse tutuklasınlar. Değil 1 yıl 5 yıl, bir ömür boyu hapis yatmaya razıyım ama yeter ki bu kan dursun, bu savaş dursun, bu genç fidanlar kırılmasın. İki kişinin çıkarı için bu canlar gitmesin” dedi. AKP’ye yakın, Sabah, Akşam, Yeni Şafak, Yeni Akit, A haber gibi medya kuruluşları Bulur’u ‘Provokatör’, ‘PKK’li’, ‘YPG sempatizanı’ hatta ‘IŞİD’ci’ olmakla suçladı. Bulur, dün Erzurum Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi tarafından ifadeye çağrıldı. Bulur, neden ifadeye çağrıldığını sorduğunda “terör kapsamında” yanıtı aldı. Gazetemize konuşan Bulur yaşananlara isyan etti. Komutanlar ve il müftüsünün katılımıyla önceki gece mevlüt okuttuklarını, hâlâ taziyeleri kabul ettiklerini belirten Bulur, “Beni PKK’li, IŞİD’ci ilan ettiler. Provokatör dediler. Provokatör ol S Şehit Beycur’un cenazesinde ‘Kardeşi kardeşe kırdırıyor. Cumhurbaşkanı bunu bilsin’ sözleriyle gündeme oturan Ömer Bulur ifade vermeye çağırıldı. Bulur, “Cenazem 40 parçaydı. Cenazesini poşetle verdiler. Kendim verdim toprağa. Buna can nasıl dayansın. Nasıl isyan etmem?” dedi İfadeye çağırılan Bulur, “Bir ömür yatarım, yeterki kan dursun” dedi. sam burada ne işim var? Teröristsem provokatörsem komutanların müftünün yanımda işi ne? Bize acımızı yaşatmadılar. Daha yeğenimin yedisi çıkmadı. Beni terörle mücadeleden ifadeye çağırıyorlar. Bu mu insanlık? Gazetelerde televizyonlarda çarşaf çarşaf görüntülerimi fotoğraflarımı yayınlayıp hedef gösterdiler. Benim can güvenliğim yok. Erzurum’a gidersem linç edilmekten korkuyorum. Ben 20 nüfusa bakıyorum. Benim başıma birşey gelirse bunun sorumlusu kim? Bunları yazan gazetecilerin hiç mi vicdanı insanılığı yok. Yarın (bugün) ilçeye gidip önce hakkımda bunları yazanlar için suç duyurusunda bulunacağım sonra ifade vereceğim. Beni tutuklayınca bu sorun çözülecekse beni tutuklasınlar. Değil 1 yıl 5 yıl bir ömür boyu hapis yatmaya razıyım ama yeter ki bu kan dursun, bu savaş dursun, bu genç fidanlar kırılmasın. İki kişinin çıkarı için bu canlar gitmesin. İki taraf da aynı. Her iki tarafa da sözüm. Kardeşimin sebebi kim? Bize bunu yaşatanlar da aynı acıyı yaşasın. Ben 20 yaşında fidanımı toprağa verdim?” dedi. Yaşadığı acıyı gözyaşlarıyla anlatan Bulur, “Benim kardeşim, fidanım daha 20 yaşındaydı. Bunu aynen yazın. Benim cenazem 40 parçaydı. Cenazesini bize poşetler içinde verdiler. Kafası, göğsüyoktu. Ben kendim verdim toprağa, kimseyi yaklaştırmadım. Buna can nasıl dayansın? Ben nasıl isyan etmeyeyim? Yeter artık. Başka fidanlar kırılmasın. Beni terörist provokatör ilan edenler gelsin görsün. Biz hâlâ köyümüzde taziye çadırında taziyeleri kabul ediyoruz. Hiç mi Allah’tan korkmuyorlar. Kendilerini bir kez bizim yerimize koysunlar. Benim ablamın çocukları, amca çocuklarımız 5 yeğenim askerdedir. Acının rengi, dili, dini, ırkı olmaz. Hepimizi bir Allah yaratmadı mı? Bizden daha ne istiyorlar. Bıraksınlar acımızı yaşayalım? Bunları yazanlara hakkımızı helal etmiyorum. Çocuklarının yüzüne nasıl bakıyorlar. ‘Ben sana helal ekmek getirdim’ diyebiliyorlar mı? Hepsini Allah’a havale ediyorum” dedi. ‘Acımızı yaşatmadılar’ ‘Can nasıl dayansın?’ İran: PKK lideri yok ran Dışişleri sözcüsü Merziye Afham, PKK’nin üst düzey yöneticilerinin Kandil’e hava operasyonlarının ardından İran’a kaçtığı haberlerini yalanladı. Afham, haftalık basın toplantısında, PKK liderlerinden bazılarının İran’a kaçtığı iddiaları sorulunca, “Haberler doğru değil. İddiaları tümüyle reddediyoruz. Bu kişilerden herhangi biri İran topraklarına giriş yapmış değil” yanıtını verdi. l Tahran/Cumhuriyet İ atışmaların başlamasıyla ard arda şehit haberleri gelirken, önceki gece kazalar nedeniyle 3 güvenlik görevlisi şehit oldu. Mardin’de zırhlı polis aracının devrilmesi sonucu polis memuru Oktay Uçar şehit oldu, 1 polis de yaralandı. Siirt’in Oya Köyü’nde geçici köy korucularını taşıyan minibüsün önceki gece şarampole yuvarlanması sonucu korucu Cevdet Yeyrek ile akrabası Remzi Yeyrek şehit oldu. Kazalara 3 şehit Ç Cenazede protestoya tutuklama ırnak’ta 21 Ağustos’ta PKK’lilerin roketatar ve otomatik siŞ lahlarla düzenledikleri saldırıda şehit olan 32 yaşındaki Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan için memleketi Osmaniye’de düzenlenen cenaze töreninde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’ye tepki vardı. Törenden sonra İl Emniyet Müdürlüğü kamera görüntülerini incelemeye aldı. İncelemede Nail Toplu, Emir Melih Avşar ve Mehmet Asker, Erdoğan’a “hakaret ettikleri” iddiasıyla gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Asker serbest bırakılırken, Toplu ve Avşar tutuklandı. ürt savaşının yeniden başlamasında, Tayyip Erdoğan’ın mutlak güç konumunu koruma, AKP’nin tek başına iktidar olmaya devam etme saplantılarının rolüne çok işaret edildi. Buna Kürtlerin Ortadoğu’da artık başat siyasal aktörlerden biri haline gelmesi karşısında devlet güçlerinin yaşadığı öfkeyle karışık paniğin oynadığı rolü ilave etmek doğru olur. Gene de bu üç etmen karşılığını, Kürt siyasal hareketleri cephesinde var olan şiddet yoluyla siyaset yapmaya yatkınlık eğilim veya refleksinde bulmasaydı, yeterli olmazdı. Bugün şiddetin baş döndürücü bir hızla yayılmasında, PKK ve çevresinin şiddet, hatta aşırı şiddet yöntemlerini siyasal faaliyetin asli tamamlayıcısı olarak görmeye devam etmelerinin rolü yadsınamaz. Dün PKK’nin gayri resmi haber ajansı işlevi gören Fırat Haber Ajansı, 2 Ağustos’ta Doğubayazıt’ta Karakulak Karakolu’na karşı “fedai eylemi” yani intihar saldırısı düzenleyen HPG savaşçısı Murat Bütün’ün eylem öncesi kayda alınan uzun konuşmasını yayımladı. Konuşmada, Kürtlere iki yol tanındığını, birinin kendini inkâr ve “kendinin haini olma” yolu, diğerinin ise “imha ve inkâr politikasına karşı durma (…) Kürt halkının öcünü o düşmandan alma” yolu olduğu iddia ediliyor. “İntikam istencinin en fazla sağlanabileceği yerin PKK safları” olduğu söyleniyor. Ölmeye hazırlanan bir militanın aşırılık dolu sözcükleri olarak çok önem verilmeyebilir bu sözlere. Sanırım yanlış olur. PKK’nin iki yüzünden birini çok iyi gösteriyor. Bu aşırı şiddet içeren mücadele yöntemlerini ve intikam politikasını yücelten, mutlaklaştıran, siyaseti silah ve şiddete dayalı gücün bir türevi olarak gören yaklaşımdır. Diğeri ise, siyaset dilini kullanan, Abdullah Öcalan’ın “Artık silahların susacağı, fikirlerin konuşacağı” döneme girildiğini ilan edişini sahiplenen, siyasal mücadeleyi ön plana çıkaran yüzdür. PKK hareketi içinde bu iki farklı yüz ve dil hep var oldu. Silah ve şiddetin gölgesinde ‘demokratik’ özerklik K Türkiye’de iktidar güçleriyle dolaylı ve zaman zaman doğrudan yapılan görüşmelerle başlayan çözüme yönelik süreç içinde PKK giderek daha fazla siyasal eylemi ön plana çıkarma, silahlı mücadeleyi ve ondan da öteye giden aşırı şiddet yöntemlerini eleştirmese bile, güçlü biçimde savunmama eğilimi içine girmişti. HDP’nin seçim başarısında bunun da payı vardı. Şimdi ise PKK, Kürtlere “siyasal soykırım” uygulandığını ilan ederek buna karşı, başta silahlı mücadele olmak üzere, her türlü direnişin meşru olduğunu iddia eden bir yol izliyor. Fedai eylemlerini yüceltiyor. Birkaç ilçe ve il merkezinde savaşı şehir içine çekiyor ve bunun yaygınlaşması yönünde hazırlıklar yapıyor. Diğer yandan bazı yerlerde, belediye başkanlarının da katıldığı toplantılarla “halk meclisleri”nin demokratik özyönetim ilan etmesini teşvik ediyor. HDP’nin son seçim başarısının bambaşka bir seviyeye taşıdığı ve kıyas kabul edilmez biçimde genişlettiği siyasal alanı neredeyse AKP ile el ele vererek baltalamayı amaçlıyor. Tasarlanmış niyet belki bu değil ama sonuç bu. Demokratik özerklik ve özyönetim, siyasal alanda tartışılması, değerlendirilmesi gereken, yüzde yüz meşru taleplerdir. Ne var ki kentin içinde silahların karşılıklı olarak konuşlandırıldığı, kent çevresindeki köylerin bazılarının silahlandırıldığı bir ortamda ilan edilen bu özerkliğin demokrat niteliği sadece kâğıt üzerinde kalmaya mahkumdur. Bu kentlerde yaşayan halkın bir kısmı, belki büyük bir kısmı için devletin kurum ve temsilcileri meşruiyetlerini kaybetmiş olabilir. Ama bu siyasal meşruiyet yitiminin yanıtı şiddet, silahlı mücadele olduğu zaman, dile getirilen özyönetim idealinin başka bir silahlı gücün yönetme arzusunun maskesi olma dışında bir anlamı kalmaz. İç savaş yoluyla elde edilecek bir özerkliğin her taraf için insani bedeli son derece ağır olmakla kalmayacak, ondan sonraki dönemin de silahlı gücün gölgesinde kurulmasına yol açacaktır. DİYARBAKIR Özyönetim açıklaması gerekçesiyle tutuklanan başkanlar: Bizim haberimiz yoktu iyarbakır’da ‘özyönetim’ açıklaması yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan belediye başkanları Diyarbakır 5. Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklandı. Diyarbakır’da 19 DAMLA Ağustos’ta gözalYUR tına alınan DBP’li merkez Sur İlçesi Belediyesi Eşbaşkanları Seyid Narin, Fatma Şık Barut, DBP Sur İlçe Eşbaşkanı Ali Rıza Çiçekli ve bildiriyi okuyan Özgür Kadın Kongresi aktivisti Güneş Ölmez verdikleri ifadelerde özyönetim açıklamasından haberdar olmadıklarını yaşanan olaylar sebebiyle bir açıklama yapıldığını sandıklarını belirterek, basın açıklamasına katıldıklarını söyledi. İşte o ifadeler... Sur Belediyesi Eşbaşkanı Fatma Şık Barut: “Benim bu metinden önceye dayalı herhangi bir bilgim yoktu. Ben oraya basın açıklaması olduğunu bilmeden gittim. Gitme amacım orada bu Gündüz hayat durdu akşam çatışma çıktı iyarbakır’ın Silvan ve Lice ilçelerinde yaşanan olayların ardından DBP Eşbaşkanı Hafize İpek dün “hayatı durdurma” çağrısı yaptı. “Kepenkler açılmayacak, kontaklar çalışmayacak” açıklamasının ardından Diyarbakır’da, fırın ve eczaneler dışında esnafın büyük bölümü kepenk açmadı. D Gülten Kışanak, Fırat Anlı ve baro başkanı Tahir Elçi de adliyedeydi. lunan Ali Rıza Çiçekçi ile görüşmek içindi. Benim söz konusu basın açıklamasına ilişkin içeriğinde yer alan yazılarla ilgili hiçbir bilgim yoktur. Biz son 15 gün içerisinde bu olayları önlemek için kaymakamlık, emniyet, il yönetimimiz ve milletvekillerimiz ile çalışma içerisindeydik. Hatta emniyet teşekkür amaçlı bir çok defa telefon açtı. Benim bu tür olaylara sebep olarak açıklamanın olduğu yönünde herhangi bir bilgim yoktur.(...)” DBP Sur İlçe Eşbaşkanı Ali Rıza Çiçekçi: “Basın açıklamasının içeriğine ilişkin olarak herhangi bir bilgim yoktur. Bildirinin kimler tarafından hazırlandığı ve kaleme alındığına ilişkin herhangi bir bilgim yoktur. İlçemizde meydana gelen olaylar nedeniyle valilik emniyet tarafından olayların yatıştırılabilmesi ve kimseye zarar gelmemesi açısından milletvekillerimiz, il yöneticilerimizin orada bulunması ve kimsenin zarar görmemesi için orada bulunmamız istendi.” Sur Belediyesi Eşbaşkanı Se yid Narin: “Olay günü ilçemizde meydana gelen olayların yatışması amacıyla Sur kaymakamlığında kaymakam beyle görüşme yaptık ve olayların yatışması amacıyla elimden gelen gayreti göstereceğime ilişkin beyanlarımı kaymakama bildirdikten sonra kaymakamlıktan ayrıldım. Benim olay günü yapılan basın açıklamasının içeriğine dair herhangi bir bilgim yoktur.(...) Hatta kazılan hendekler gerek emniyet gerekse bizler tarafından kapatıldı. Hatta hendekleri kapattığımız için bazı kepçelerimize gençler tarafından el konuldu.” D lar, Sur, Yenişehir ve Kayapınar ilçelerinde yollarda barikatlar kuran göstericilere polis biber gazı ve basınçlı su ile müdahale etti. Emek caddesinde polis plakası olmayan zırhlı araçlardan gazetecilere biber gazı attı. Yüksekova’da yasak Öte yandan Hakkari Valiliği, Yüksekova’da dün akşam 23.30’dan itibaren sokağa çıkma yasağı ilan etti. l MAHMUT ORAL / DİYARBAKIR Gazetecilere biber gazı Akşam saatlerinde ise sessizlik yerini olaylara bıraktı. Bağ ‘Bilmeden gittim’ Özgür Kadın Kongresi aktivisti Güneş Ölmez: “Bildiri okunan yerde bulunan bayanlar süreçte yaşanan çatışmaların sona ermesi ve müzakere sürecinin tekrardan başlanabilmesi açısından toplanmışlardı, ben de o esnada kalabalığa dahil oldum. 3540 yaşlarında bir teyze elinde metin bize okumamızı istedi. Ben de bunun üzerine okudum. İçeriğini tam olarak bilmiyordum.” l İSTANBUL ‘İçeriği bilmiyordum’ İnternette özerklik ilanına ev hapsi iirt’in Eruh Belediye Başkanı Hüseyin Kılıç, dün sabah evine giden polis tarafından gözaltına alınarak emniyete götürüldü. Kılıç’ın sosyal paylaşım sitesi üzerinden “Eruh olarak biz de özyönetim ilan ediyoruz” paylaşımında bulunduğu için gözaltına alındığı belirtildi. Kılıç’a, çıkarıldığı mahkemece S denetimli serbestlik yasası kapsamında ev hapsi ve yurt dışına çıkma yasağı verildi. Mardin’in Nusaybin ilçesinde özerklik açıklamasıyla ilgili gözaltına alınan HDP İlçe Başkanı Sabiha Gündüz, DBP ilçe yönecisi Erhan Dinç ile MEYADER Şube Başkanı Sabih Cebe tutuklandı. l Yurt Haberleri C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle