28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 24 Ağustos 2015 EDİTÖR: ELİF TOKBAY haber 7 Sarraf’ın avukatı ‘bir şekilde tanışmışlar’ diyor ama kurye Karahan’ın, aileyle yakın ilişkileri ortaya çıkıyor Aralık yolsuzluk soruşturYıldırım’dan kuryeye para ması kapsamında gözalAdem Karahan’ı yaptıkları yazılı açıklama tına alınan İşadamı Rıza Sarraf’ın avukaile ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği ve bütı Şeyda Yıldırım, kurye Adem Karahan’ın tünlüğü aleyhinde çalışmalarına devam eden gazetemize yaptığı açıklamalarının arşer odakları ile işbirliği yapmakla’ suçlayan dından Cumhuriyet’e tazminat davası aç ALİ ve Cumhuriyet Gazetesi’ni de Karahan’ın tı. Basın yoluyla özel hayata müdahale AÇAR suç ortağı olarak gösteren Sarraf’ın avuve şahsiyet haklarının ihkatı Şeyda Yıldırım’ın tüm lali iddialarıyla mahkeYILIN RÖPO bunlara karşı 2014 yılında RTAJI meye başvuran Yıldırım, Karahan’a banka kanalıyla pa2014’te hakkında şantaj ra gönderdiği belirlendi. Adem iddiasıyla dava açtıklaKarahan’ın kayınbiraderi olYılda 18 katrilyonluk 200 ton Paranın yüzde 4’ü siyasilere rı Sarraf’ın kuryesine ayduğu belirlenen Yunus G.’nin altını yurtdışına çıkardık. yüzde 4’ü ise Sarraf’a kalıyordu nı yıl banka kanalıyla 4 bir banka şubesindeki hesa1 bin 200 TL para gönderbına 2 Haziran 2014’te Adem 2 miş. Karahan’ın Sarraf’ın Karahan adına 4 bin 200 TL 3 Davutoğlu eşi Ebru Gündeş’in şoförü 4 koalisyon için EFT gönderdiği gözüküyor. ‘zırhı’ deliyor 5 olduğu belirtilen Tolgay Belgede Karahan’ın o tarihte Ayaz’a 12 bin TL havale kullandığı soyadı Gelgeç olaMasaya biryarattı İtirafları yankı yapması Sarraf ve Kararak geçiyor. Paranın ne için Kurye Adem Karahan’ın gazetemizde 18 Lula’ ya da han arasındaki yakın ilişyolsuzluk gönderildiğini sorduğumuz Temmuz 2015 tarihinde yayımlanan “Altın İtisoruşturması kiyi ortaya koyuyor. raflar” başlıklı röportajı sonrasında avukat Şey kurye Adem Karahan, “O para yaşam ortağından da Yıldırım, Sarraf ile Karahan’ınİki ‘bir şekilde bana Royal’de çalıştığım için bir temmuz sohbeti 30 bin TL istiyor tanıştığı’nı öne sürmüş, Adem Karahan hakkınverilen maaştı. Ben şer odakşantaj davası açıldığını belirtmişti. SonraKuryenin Sarraf ile olan da Kozmik ları ile işbirliği yapıyorsam sında Oda’daki Yıldırım ile kurye arasındaki yazışmalar 21 suça perde ilişkilerinin olduğunu orTemmuz’da yine Cumhuriyet’te yayımlanmışneden bana maaş ödemişler o tı. Yıldırım’ın Dubai Başkonsolosluğu tarafından zaman” diye konuştu. taya çıkaran haberlerde öpeceğiz’ düzenlenen 393 belge nolu ve 22.08.2011 tarihli isminin geçmesi üzerine vekaletname ile kurye Karahan’ın vekilliğinden Şoföre havale Şeyda Yıldırım avukatı Ay avukatlığından istifa etmesi de 29 Temmuz’da kez vali faciası ten Hiçyılmaz aracılığıyKurye Karahan’ın Sarraf ile gazetemizde “Şeyda hanıma ikinci sürpriz; kurla 3 ayrı haber için gazete yenin avukatıymış” başlığıyla yer almıştı. olan ilişkisi, bir başka banka kaydında daha da belirgin. mize 10’ar bin liradan topRıza Sarraf’ın 2010 yılı Şulam 30 bin liralık tazminat davası açtı. Yıldırım özetle, “Davalılar müvekki bat ayında evlendiği Ebru Gündeş’in şöförü oldulimi ötekileştirmeye toplum nezninde itibarsızğu belirtilen Tolgay Ayaz’a, Karahan tarafından laştırmaya çalışmıştır. Davalı müvekilimin ma12 bin TL gönderiliyor. Adem Karahan’ın bir bannevi bütünlüğüne saldırıda bulunmuş ve müveka şubesindeki hesabından 18 Ağustos 2010 tarikilimin onuruna, ticari itibarına haysiyet ve şehinde Tolgay Ayaz ismine havale yapması kuryerefine zarar vermiştir. Bu nedenle her bir haber nin Sarraf’a ne kadar yakın olduğunu gösteriyor. bakımından 10 bin TL olmak üzere toplam 30 Ayaz’ın da sosyal medyada 2000 yılından bu yabin TL ödenmesini talep etmekteyiz” dedi. na Ebru Gündeş ile çalıştığı bilgileri yer alıyor. Gündeş’e bile çalışmış 1725 CUMARTESİ 18 TEMMUZ 2015 91. YIL SAYI: 32791 KURUCUSU YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARLARI NADİR NADİ (19451991) İLHAN SELÇUK (19922010) FİYATI 1.5 TL (KDV içinde) KKTC’DE 2 TL RIZA SAR RAF’IN ADEM KAR KURYESİ AHAN CUMHUR İYET’E ANL ATTI ALTIN ITIRAFLAR SOYADINI DEĞİŞTİRDİ GÜNDE 1 TON BOMBA AÇIKLAMALAR 1.5 ay önce Gümrük Müfettişi Mehmet Eryılmaz’a ifade veren ve “TürkiyeDubaiİran hattındaki para trafiğini” anlatan Rıza Sarraf’ın eski kuryesi Adem Karahan Cumhuriyet’e konuştu. 1725 Aralık olayının ardından tehdit alınca soyadını değiştiren Karahan şöyle dedi: “20122013 yıllarında yurtdışına günde 1 ton altın çıkışı yapılıyordu. Türkiye’den altınlar Dubai’ye götürülüyor, orada bozdurularak para İran’a gidiyordu. 20 milyarlık altın gitti, paranın yüzde 4’ü siyasilere, yüzde 4’ü Sarraf’a kalıyordu. ” >> ALİ AÇAR 12’de 4 BAKANIN KADERİ başbakan Ahmet Davutoğlu, 4 eski bakanın Yüce Divan’a gönderilmesi konusunda “Zırh koruyor görünüyor ama aslında hareket et menizi engelliyor” sözleriy le Erdoğan ile bir kez daha ters düştü. Davutoğlu’nun sözleri “AKP bu konuyu koa lisyon görüşmelerinde sorun yapmayacak” şeklinde yo rumlandı. EMİNE KAPLAN 5’te ‘HEDİYELERİN ON DIŞINDA MİLY GİTTİ’ DOLARLAR adem karahan, ali açar’a can korkusu yüzünden soyadını değiştirmek zorunda kaldığını söyledi. (solda) karahan’ın ‘200 ton altın transfer etti’ dediği rıza sarraf, bakanların elinden ihracat şampiyonu ödülü almıştı. (üstte) Altını 22 kişilik iki grup taşıyordu Sarraf avantaları bizzat ödüyordu Çıkan sorunları bakanlar çözdü Gümrükçüler her şeyi biliyordu TBMM çağırsın konuşacağım TV’deki ses yarışmasına katılan Kaya, sevgilisi olduğu öne sürülen bir kişi tarafından başından vurulmuştu. BAYRAM SÖYLEŞİLERİ BREZİLYA AFFETMİYOR ‘Dolmabahçe mutabakatını asla kabul etmiyorum’ PARLAMENTOYU HATIRLADI ‘DEMİRTAŞ CİCİ ÇOCUK’ Cumhurbaşkanı Erdoğan çözüm sü reci ve HDP’ye yönelik sert eleştiriler yöneltti. Erdoğan, Dolmabahçe’deki top lantı için, “Neyin mutabakatını, kimle sağlıyorsun? Burada ülkemizin geleceği ne yönelik atılacak bir adımsa bu muta bakatın yeri parlamentodur” dedi. gelen çatışma haberlerini ha tırlatan Erdoğan, “Parlamentoda temsil kabiliyeti bulmuş olan uzantının kalkıp elinden geleni yapması gerekir” diyerek HDP’yi suçladı. Erdoğan Demirtaş için de “Ondan sonra eline saz ver cici çocuk di ye çıkar meydanda göster” dedi. brezilya’da hakkında yol suzluk soruş turması açılan lar arasına es ki Devlet Baş kanı Luiz Inácio Lula da Silva da Lula katıldı. “Yoksul lukla mücadelenin şampiyo nu” olarak tanıtılan Lula, bir inşaat şirketinin girdiği iha lelerden komisyon almakla suçlanıyor. 10’da Zeynep Altıok altıok ve aysan: hayatlarımız ortaktı, biz geç fark edebildik. ‘Sibel Can’dan nefret ediyorum’ utlu Kaya komada geçirdiği 38 günün ardından GATA’daki tedavisine devam ediyor. Kaya’nın son söyleşisi önceki gün Vatan Gazetesi’nden Melis Güvenç imzası ile yayımlandı. Kaya yarışmada birlikte çalıştığı Sibel Can’a ateş püskürdü. Sibel Can yarışmada, Kaya’yı veliahtı olarak göstermiş, Kaya komada iken de destek olacağını açıklamıştı. Ancak söyleşide Kaya, “Sibel Can’dan nefret ediyorum. Yalan konuşuyor” dedi. Anne Hanım Kaya ise, “Sibel Can yardım ediyorum diye kendini ortaya koydu, daha çok yardım edeceklerin önünü kapattı. Sibel ‘DERİN’ TESPİT CEZASIZ İmparator’un gazabı madımak yangınında kat ledilen aydınlardan şair Beh çet Aysan ve şair Metin Altıok’un kızları Eren Aysan ve Zeynep Altıok, Cumhuri yet için bir araya geldi. altıok, ‘rotası siyasi cinayet lerle çizilmeyen bir ülke’ mü cadelesini birlikte yürüttükleri Aysan’la gecikmeli tanışmala rını “acının yarattığı suskunlu ğa” bağladı. 13’te saVCı Tekin Küçük, Bü lent Arınç’a suikast iddi asıyla başlatılan Kozmik Oda soruşturmasında 5 yıl sonra verdiği takipsizlik kararında, odada Gayri Ni zami Harp planları buldu ğunu açıkladı. Planların hukuka aykırı olduğunu belirten Küçük, buna rağ men soruşturma açmadı. >> ALİCAN ULUDAĞ 5’te VEDAT ARIK “Fatih Terim’i kızdıran kö pekler” haberi hem muhabiri işinden etti, hem de gaze teye tekzip yayımlattırdı. M Bizim halka bişeyler oldu istanbullular sahillere akın edince sakin şehrin tadını çı karmak da turistlere kaldı. bayram tatilinin 4 gün olması nı değerlendiren istanbullula rın tatile gitmesi üzerine, cad de ve sokaklar turistlere kaldı. şehrin boş sokaklarında iste dikleri yere rahatça gitmenin tadını çıkaran turistler, tarihi yarımadada bolca fotoğraf çek tirdi. 15’de RTÜK’ten pijama cezası Ayakkabı siz düşünün ermenek’teki kömür ocağında hayatını kaybeden 18 işçinin ya kınları bayramın burukluğunu yaşıyor. maden kazasında ölen ali haznadar’ın mezarını 4 kardeşiyle birlikte ziyaret eden hanife’nin “ben şimdi kimin elini öpeceğim” sözleri yürekleri dağladı. Can sadece Diyarbakır’daki hastaneyi iki kere menajerine arattı, bir defa da gazetecilerle yanımıza geldi. Ne hassasiyeti, ne de bir yardımı oldu” dedi. FENERBAHÇE’YE EN ZOR RAKİP SADECE ON KİŞİ İZLEDİ ROBOT OTELİ Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Rumen teknik adam Lucescu’nun çalıştırdığı Ukray na temsilcisi Shakhtar Donetsk’le eşleşti. Sarı Lacivertliler ilk maçı 2829 Temmuz’da İstanbul’da oynayacak. Rövan şı ise 45 Ağustos tarihlerinde Ukrayna’da yapılacak. Garanti Koza Arena, milli takımlar arasındaki Davis Cup AvrupaAfrika Bölgesi maçlarına ev sahipli ği yapıyor. Turnuvanın dünkü serisinde milli takımın başa rılı ismi Marcel İlhan, Belarus lu rakibi Egor Gerasimov’la karşılaştı. Sıcağın etkisi ile maçı sadece 10 kişi izledi. Rİ İŞÇİLE ÜZDÜ Erdoğan Bektaş Sırp Jelena Jankovicİstanbul dünyanın ilk robot oteli açıldı. Japonya’nın Nagazaki kentin de hizmete sunulan otelde tüm işlemler robotlar tarafından yapılıyor. manisa Valisi Bektaş, Soma’da işten çıkartı lanların tazminatlarıy la ilgili soruya, “Bize yeni iş, istihdam ne ge rek? Biz bir yerden taz minat bulup yiyip ya talım” yanıtını verdi. Vali Bektaş, bayram mesa jında da Soma’da yaşamını yi tiren madencilere tek bir sa tır ayırmadı. Madencilerin ai leleri, “Valisinden bürokratına kimse hatırlamak istemese de bizler bu faciayı unutturmaya cağız” dediler. Sibel Can da sosyal medya üzerinden şöyle yanıt verdi: “Açıklama beni inanılmaz derecede üzmüş ve kırmıştır. Adımı ‘nefret’ kelimesi ile yan yana koyan Sevgili kızım Mutlu Kaya’ya; Gençliğin verdiği o heyecanla, sakın ha Güzel Kızım. Ben sana inanıyor ve güveniyorum.. Herşey çok güzel olacak.” l istanbul/Cumhuriyet Can’dan yanıt Twitter’da paylaşmak Cumhuriyet’in web sitesinden kim sorumlu, bulamadığım için size yazıyorum, doğru adres misiniz, emin olamadan. Köşe yazılarını iOS uygulaması üstünden entegre bir şekilde Twitter’dan paylaşabiliyoruz, fakat web sitesi için bu mevcut değil. Facebook üstünden paylaşılabiliyor, hatta Google’ın sosyal medya aparatı üstünden de (ki bunu gerçekten kimse kullanmıyor) fakat Twitter yok. Sadece yazarın yazdığı ilgili bölümün Twitter adresini takip etmek için bir buton çıkıyor, ama yazıyı paylaşmak için bir buton yok. Eklemesi çok basit bir şey, ama kullanıcıların paylaşımını kolaylaştırmak açısından çok faydalı. Bir Cumhuriyet okuru olarak böylesine basit bir konunun eksik olmasına hiç anlam veremiyorum, umarım eklemeyi düşünüyorsunuzdur. Saygılarımla... Baran Zoral Sorumlu yöneticinin yanıtı: Merhaba, Cumhuriyet. com.tr web sitesi yazarlar sayfasında Twitter’da paylaş butonu ve yazarı takip et butonu site kurulduğu andan itibaren yerleşik şekilde duruyor. Önerim, okurumunuz tarayıcısını yenilemesi, güncellemesi veya bu işlemi başka bir bilgisayardan kontrol etmesidir. Selamlar... Emek Deniz Yıldız. Dijital Rezervasyon Yöneticisi edya zor zamanlardan geçiyor ve mesleğin yüz akı gazetecilerin görevi ve sorumlulukları da artıyor. Artık sakin zamanlardaki gibi davranmak, yazmak, çizmek görevini yapıyor olma duygusu ve huzuru vermiyor bize. Şimdi daha özenli, daha gerçekçi, nesnellikte kılı kırk yaran bir gazetecilik gerekli. Gazetecilere barıştan, insan haklarından, demokrasiden yana olma görevi veren Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nin bu vazgeçilmez kuralına eksiksiz uyma zamanıdır. Her zamankinden daha fazla. Gazetecilik bugün iktidar sahiplerinin, onların kendi mesleklerine ihanet eden yandaş medyasının ağır saldırısı altında. Değerli meslektaşım Nazım Alpman bu durumu BirGün gazetesinde 22 Ağustos’ta yayımlanan makalesinde açık, net cümlelerle gözler önüne serdi. Bu önemli makaleden geniş bir özeti Cumhuriyet okurlarının da ilgisine sunuyorum. Alpman durumu şöyle anlatıyor: “Üzerine sert projektör ışıkları düşenler etraflarını göremezler. Kör bir karanlıkta oldukları hissine kapılırlar. Sahne sanatçıları bu duruma alışık oldukları için seyircileri görmeseler de gösterilerini sürdürürler. Bilirler ki, seyircileri oradalar… Benzeri durum siyaset sahnesi için söz konusu olduğunda projektör ışıkları altındakilerin sanatçılar gibi masum olmadıklarını bütün dünya âlem görür, bilir, seyreder… Ama gündemi sert ışıklar altında her türlü numarayı yapıp bütün icraatını sergileyen siyasilerin açıklamaları belirler! Burada ihtiyaç olan tek şey gazetecilik ve sahici gazetecilerdir! Onlar hem sahneyi çekebilirler, hem de sahnede olan biteni izleyen seyircileri… Oyun bitmeden durumu yazıp çizerler: Sahneye koyduğunuz oyun, izleniyor! Bu yüzden (iktidardaki) siyasetçiler gazetecileri sevmezler… Türkiye’de yukarıdaki pozisyonda bir oyun sahneleniyor. Sert ışıklar her şeyi ayan beyan gösteriyor. Kanlı oyunu herkes görüyor. Medya hariç! Kastettiğim yaygın medya… Tıpkı 1990’lardaki gibi. OHAL Valisi Hayri Kozakçıoğlu gazetecileri toplamıştı, Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin Savaş Medyası M Levent’teki büyük balo salonuna. Sonra da talimatını vermişti: Basın Güneydoğu’yu milli maç gibi izlemeli! Medyadaki bu “milli ruh” etkisini hiç kaybetmedi. Bağımsız gazetecilik yerine 657 Sayılı Devlet Memurları gibi çalıştılar. Karşılığında maaş yerine her ay servet aldılar. Ama bu dönem, ne hizmetinde oldukları devlete, ne de kendilerine kazandırdı! Devlet büyük bir savaşı kaybetti. Onun hizmetinde olan gazeteciler de itibarlarını!.. Kanlı dönemlerin gerçek sorumluları arasında bu anlayışla gazetecilik yapanlar da vardır. Kısaca yazalım: Savaş medyası!” KISA... KISA Motosiklet 10 Ağustos 2015 Cumhuriyet Gazetesi’nin ikinci sayfasında motorsiklet kelimesi geçiyor. Bilindiği gibi bu kelimenin aslı motosiklettir. Bu yanlışlıklar üzüntü veriyor, saygılarımla... Dr. Sedat Ongan Biz onların ‘nesebini’ biliriz! Gazetenizi internetten yakın takip etmekteyim. Cumhurbaşkanı’nın muhtarlara yaptığı konuşmada “Siz mahalle sakinlerinin kim olduğunu, nesebinin ne olduğunu herkesten iyi bilirsiniz” demiştir. Burada nesep (akrabalık, hısımlık) demektir. Siz ise bu terimi Cumhurbaşkanı mezhep ayrımı yapıyor anlamında bir haber başlığı yaparak ya bilgisizlikten ya da kasten çok yanlış bir manşete imza atmış du Önemli bir yazıya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Cumhuriyet gazetesinde 22 Ağustos’ta Tora Pekin yazdı; gerçekleri gizleme, olup biteni hafızalardan silme operasyonuna parmak bastı. İnternet sitelerindeki haberleri hedef alan tuhaf mahkeme kararları, daha doğrusu “özel yetkili” Sulh Ceza mahkemeleri kararları kanıtlanmış haberleri sosyal medyadan silmeyi amaçlıyor. Hatırlayacaksınız, Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş’un bir yurttaşa “gavat” diye seslenişi bütün çarpıtma çabalarına karşın kanıtlanmış, Vali de sonunda itiraf etmek durumunda kalmıştı. Ama bu gerçeği geçmişe dönük internet sitelerinden silme çabası, hukuk literatürüne geçecek bir kararla şimdi önümüzdedir. Valinin başvurusu üzerine Sakarya Sulh Ceza Mahkemesi tarafından alınan bu ilginç kararı Tora Pekin’in yazısından aktaralım: “Karara göre, Kamuoyunun bilgisinde olan fakat ‘güncelliğini yitirmiş’ haber, ‘Valinin devlet idaresinde ve toplumdaki yerinin küçük düşürülmesine yol açacak ve kişilik haklarını ihlal edici nitelikte’ imiş, bu nedenle de bunları artık okumamamız gerekirmiş. Bunu şöyle tercüme etsek, yanlış mı olur? Ey vatandaş, ortada tümüyle doğru bir bilgi var, ama sen bunu bilmeye devam edersen bundan etkilenir, maazallah ona göre kanaat üretirsin. O yüzden bunu unutman gerek. Unut!” Unutalım, unutturalım mı değerli okurlar? Gerçekler halkın belleğinden silinebilir mi? Camisi... camii... İyi günler, Köklü bir geçmişe sahip olan gazetenizin 22/8/2015 tarihli sürmanşetinde kullanılan CAMİSİ ifadesini kınıyorum. Zaten güzelim Türkçe’miz yeterince katlediliyor bari siz yol gösterici olmayın. O kelimenin doğrusu CAMİİ’dir. Dilara Gülgün Okur Temsilcisi’nin Notu: Ben de bu türden değişikliklerin olmamasını dilerdim,ama ne yazık ki yazım, imla kılavuzları artık camii yerine camisi diye yazmayı da yanlış bulmuyor. Başka dillerden Türkçeye kazanılan, aktarılan sözcüklerde zaman içinde bu türden değişiklikler kaçınılmaz oluyor. rumdasınız. Umarım düzeltirsiniz. Yıllarca güzel Türkçe için, bulmacalarını çözmek için saatler harcadığımız gazetenize yakışmıyor böyle basit haber başlıkları.. Saygılarımla... Cemal Saraç Okur Temsilcisi’nin Notu: Nesep sözcüğünü yanlış kullanan ne yazık ki Cumhurbaşkanı idi. O konuşmasında da daha sonra da bu sözcükle neyi, kimi kimleri kastettiğini açık açık söyledi. ukuksuzluğu “Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez” mantığı ile başlatırsanız varacağınız yer, kan revan içinde bir ülke olur. HHH Önce, terör örgütü liderliğinden ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını çekmekte olduğu için Medeni Yasa gereği kısıtlanmış olan Öcalan’ı kullanacaklarını sandılar. Verilen her ödünün “alındı” hanesine kazanılmış hak olarak yazıldığının bile ayırdında değildiler. Doğu ve Güneydoğu’dan aldıkları oyları artıracağı varsayımıyla iletilerini meydanlarda mikrofondan okutarak konum atlamasına yol açtılar. “Çözüm süreci” bahanesiyle daha önce da yazdığım gibi askeri kışlalardan, polisi karakollardan çıkamaz duruma soktular. Bu süreçte atı alan Üsküdar’ı geçti. Yani yayılmasının engellenmesi olanağı kaçırıldı. Dağdan ovaya, ovadan da kente indi; hem de silahlarıyla. Teknik izleme, bu işin kurdu olmuş astsubay ve subaylardan alınıp, özel örgüt durumuna getirilen MİT’e verildi. Kevgire dönmüş sınırlardan sürekli silah, cephane, patlayıcı sokulduğu bile öğrenilemedi. Anlaşılıyor ki AKP Hükümeti Öcalan’ı değil, Öcalan AKP’yi kullanmış. Bu bir varsayım değil, gerçek. Kanıtı da her gün birliğinden anasına, babasına, eşine, yavuklusuna al bayrağa sarılı tabutlarda ve omuzlar üzerinden dönen Mehmetçikler. Siz de “şehit” ilanlarını hangi komutanlığın verdiğine dikkat etmişsinizdir: Jandarma Genel Komutanlığı. Neden PKK, jandarmaya saldırıyor? Şimdilik bilmiyoruz. 45 günde 16 polis de şehit oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü kendi sitesinde yayımladığı taziyelerle yetiniyor. Polisin garipliği böyle yansıyor. Giderek artan ve şehit yakınlarının haykırışlarından yansıyan öfke karşısında panik başladı. “Ülke nereye sürükleniyor” paniği değil ha. “Bizim oylar nereye gidiyor. İktidarı yitirirsek ne oluruz!” paniği... HHH “Çözüm süreci bitti” ya da “buzdolabında” diye efelenmeler var ama kapı gibi yasası yürürlükte. Kendi kendinize verdiğiniz yasal görevi nasıl yok sayıyorsunuz? 10 Temmuz 2014’te çıkardığınız 6551 sayılı yasa “yürütülen çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları” düzenliyor. Yasa’nın gerçek amacı ise, daha önce yasadışı olarak sürdürülen “Yurtiçindeki ve yurtdışındaki kişi, kurum ve kuruluşlarla temas, diyalog, görüşme ve benzeri çalışmaların yapılmasını kararlaştırıp, bu çalışmaları gerçekleştirecek kişi, kurum ve kuruluşları belirlemeyi” yasal duruma sokmak. Yasa’nın 4’üncü maddesi ile de Bakanlar Kurulu dahil, sayılan çalışmaları yapanları “hukuki, idari veya cezai sorumluluktan” kurtarmak! HHH Türkiye’de sanı ne olursa olsun kimsenin yasal güvencelerine güvenmemesi gerektiğini AKP kanıtlamıştı. Ben de açılan yolun tehlikesini anımsatmıştım. Anayasadaki güvenceyi kaldırarak postallı darbecileri siz yargılattınız. Mokasenli darbecilerin sürekli güvencede olduğunu düşünüyorsanız yanılabilirsiniz... Postallı Darbeci Gitti Mokasenlisi Geldi... H Kopyala yapıştır hatası mı? Sayın Sedat Yaşayan’ın hazırladığı kitap armağanlı bulmacayı 15 yıldır çözüp gazetemize gönderiyorum. Bugüne kadar birçok hatalar oldu. İlgili arkadaşlara bildirdik. Ancak 9 Ağustos 2015 tarihinde gazetede açıklanan 26 Temmuz 20151531 kazanları ile 26 Nisan 2015 kazananları aynı kişiler. Kanımca kopyalayapıştır yapılmış. Bir hayli müdavimi olan bulmaca severleri bu durum çok üzmüştür. Harcadığımız emeğe saygı gösterilmesini istiyoruz. Saygılarımla... Nejdet Özer 11 Ağustos 2015, Salı, Cumhuriyet gazetesinin arka sayfasında sağ sütunda, reklam üstündeki habere lütfen bir bakar mısınız? “Halfeti’yi nasıl bilirsiniz. (soru işareti kullanılmamış). Şanlıurfa’nın küçük bir şirin ilçesi. (Küçük, şirin bir ilçesi demek sanırım daha doğru olur) Atatürk Barajı’nın altında kaldığından içinde tekne turları yapılan kasaba, PKK lideri (Liderliği sanki o kişinin özel bir unvanıymış gibi büyük L harfi ile yazılmış) Abdullah Öcalan’ın doğduğu şehir. Daha önemlisi, şimdi Halfeti bir parfüm adı oldu. Penhaligon’s, Trade Routes Collection serisinin yeni üyesine ‘Halfeti!’ (Parfümün resmi, tescilli markası ünlem işareti ko Parfüm reklamı! nularak mı yazılıyor?). Halfeti, lüks AVM’lerde 100 ML’si 629 TL’ye satılıyor.” Bu haberle özel bir parfüm markasının reklamı mı yapılıyor? Gizli reklam yöntemiyle Abdullah Öcalan’ın mı reklamı yapılıyor? (Aman, ne gizli, ne gizli...) Televizyonlar, radyolar, gazeteler bir ürünün reklamını yapmamak için olduk olmadık yerde mozaikleme, bip’leme yaparlarken böyle bir haber başka nerede yapılabilir? Neden? Saygılar, selamlar. Olcay Akdeniz Okur Temsilcisi’nin Notu: Haklısınız. Bu haber özellikle parfümün fiyatını ve satış yerlerini de yazarak amacını aşmış. Öcalan’ın doğum yeri ile ilişkisi de zorlama olmuş. aklarında yakalama kararı çıkarıH lan Ergenekon Davası’nın eski savcısı Zekeriya Öz ve 17 Aralık soruşturması savcısı Celal Kara Almanya’dan siyasi sığınma istedi. Sözcü’nün haberine göre Zekeriya Öz ve Celal Kara, Federal Alman Savcılığı’na başvurarak siyasi sığınma talebinde bulundu. Kaçak savcıların taleplerinin kabul edilme olasılığının yüksek olduğu bildirildi. Diğer yanZekeriya Öz dan Öz’ün Gürcistan’a giderken önemli belgeleri de götürdüğü ve siyasi iltica karşılığında Alman makamlarına bu belgeleri paylaşma sözü verdiği de iddia edildi. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca Celal Kara (HSYK) önceki gün İstanbul Başsavcılığı’na verilen yanıtta ise, Öz’ün hâlâ ‘savcı’ kimliği taşıdığı ortaya çıkmıştı. HSYK’nin yanıtında, meslekten ihraçla ilgili “Karar tebligat aşamasında” denilmişti. Öz ve Kara Almanya’dan sığınma istedi Blog sayfası açılamaz mı? Bildiğiniz üzere insanların sosyal medya üzerindeki aktifliği gittikçe yaygınlaşmış durumda. İnsanlar içlerini başkalarına sanal yoldan aktarmaya çalışmaktalar. Fakat bunu Facebook gibi güvenirliği düşük siteler yoluyla yapıyorlar. Sizden ricam bir projeye atılmamız ve Cumhuriyet gazetesi online sitesi içerisinde bir blog bölümü oluşturarak, hem amatör yazarları keşfedip hem de o insanların siyasi, kültürel, sportif, görüşlerini ifade etmesine olanak sağlamaktır. Yönetim olarak görüşülmesini arz ederim. Saygılarımla... Sezer Ayten C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle