17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 24 Ağustos 2015 EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Obeziteye kapı açıyor Ucuz olması ve gıdada koruyucu etki göstermesi nedeniyle üreticilerin tercih ettiği mısır şekerinin obeziteye yol açtığı araştırmalarla sabit. Uzmanlar, ucuzluğu nedeniyle mısır şekerinin aşırı tüketildiğine ve doğurduğu sağlık sorunlarına dikkat çekiyorlar. ekonomi 11 AKYÜZ: PANcAR ŞEKERİYlE AYNI Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz ise kamuoyunda yaratılan “fruktoz sağlığa zararlıdır” algısının, belirli lobiler tarafından kasıtlı olarak pompalanan bilgi kirliliğinin yarattığı bir algı olduğunu ifade ederek mısır şekerinin bütün dünyada yıllardır güvenle kullanılan bir gıda maddesi olduğunu savundu. Mısır şurubunun doğal olmadığına, kimyasallarla üretilen yapay bir ürün olduğuna ilişkin bir diğer algı yaratılmaya çalışıldığını da belirten Akyüz, “Mısır şurubu kimyasallar kullanılarak değil doğal enzimler kullanılarak doğal mısır nişastasından üretilir. Diğer şekerler ne kadar doğalsa mısır şekerleri de en az o kadar doğaldır. Mısır şekeri içerik olarak pancar şekeri ile eşdeğerdir. Doğal şeker olarak lanse edilen rafine pancar şekeri sağlık ve beslenme konularında nasıl bir etkiye sahipse mısır şekeri de tamamı ile aynı etkilere sahiptir” diye konuştu. Türkiye’de kullanım 3 kg Avusturya, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, İngiltere, Hollanda ve Fransa gibi birçok AB ülkesinde NBŞ üretimi yapılmıyor, diğer AB ülkelerinde ise çok sınırlı miktarda kota veriliyor. ABD’de 2002’de kişi başına 16.7 kg olan yüksek fruktozlu mısır şurubu tüketimi son yıllarda 11.7 kg düzeyine indi. 1 Temmuz 2013 itibarıyla Hırvatistan’ın AB’ye üye olmasıyla, AB toplam şeker kotasını 13.529.618,2 tona, kota kapsamındaki izoglukoz üretim miktarını da 720.440,8 tona yükseltti. 500 milyon nüfuslu AB’de kişi başına düşen izoglikoz miktarı 1.5 kg iken, Türkiye’de bu oran 3 kg’ın üzerinde. eker sektöründe işin ekonomik boyutunun yanında bir de sağlık tarafı var ki tartışmalara neden oluyor. Bazı uzmanlar, hazır ürünlerde kullanılan yüksek miktardaki fruktozlu mısır nişastasının vücudun yağ mekanizmasını bozduğunu ve vücudun daha fazla yağ depolayacak şekilde çalışmasını sağladığını, fazla fruktoz tüketenlerde kan lipitlerinin bozulduğunu ve karın bölgesinin yağlanabildiğini savunuyor. Bazı uzmanlara göre ise mısır şekeri içerik olarak pancar şekeriyle eşdeğer ve en az onun kadar doğal. İstanbul Üniversitesi’nden Onkolog Yavuz Dizdar, nişasta bazlı şekerin (NBŞ) gıda endüstrisi tarafından ucuz olması ve gıdada koruyucu bir etki göstermesi nedeniyle tercih edildiğini söyledi. Sorunun da bu “koruyucu” etkiden ötürü ortaya çıktığını savunan Dizdar, “Halk sağlığı açısından en büyük risk, ucuz ve keyif vermesi nedeniyle şekerli ürünlerin aşırı tüketimini olanaklı hale getirmesi. O ne Ş Nişasta bazlı şeker; bisküvi, unlu mamul, hazır köfte, hamburger ve sosiste kullanılıyor. denle eğer bir risk olduğunu düşünüyorsanız, pancar şekerine göre çok daha ucuz üretildiğinden, bu aşamada karar siyasi bir tercihtir. Maliyet dinamiklerine bırakılırsa NBŞ’ye doğru kayma olacaktır” diye konuştu. NBŞ’nin mısır nişastasından yarı kimyasal bir yöntemle elde edildiğini söyleyen Dizdar, bileşiğin sonuçta serbest glikoz ve fruktozdan oluşan bir karışıma dönüştüğünü vurguladı. Fruktozun karaciğer ve doku Hastalık nedeni lar tarafından glikoz gibi işlenemediğini, insülin salgısını uyaramadığını, dolayısıyla karaciğer ve batın içi yağlanması gibi etkilerinin söz konusu olabileceğini kaydeden Dizdar, “NBŞ’nin başka hastalıklara neden olabileceğine dair bilimsel araştırmalar mevcut. NBŞ’nin Amerika’da yaygın kullanılmaya başlandığı son 30 yılda en azından bir obezite artışı aşikâr. NBŞ özellikle bisküvi, unlu mamul, hatta hazır köfte, sosis gibi uzun ömürlü gıdalar endüstrilerinde raf ömrünü artırmak amacıyla kullanıllıyor” ifadesini kullandı. KİM NE İSTİYOR? Yeni politika oluşturulmalı sonucunda bunun neyle ikame edileceği sorusu cevapsız kalıyor. Türkiye’de hayata geçirilecek hangi yatırımlar, elimizde mevcut değerlendirilmeyi bekleyen bu büyük endüstrinin gözden çıkarılmasıyla oluşacak sosyal ve ekonomik kayıpları karşılayabilecek; hangi sanayi ürünü dünyaca üretiminden vazgeçilemeyen bu stratejik küresel ürünün avantajını yakalayabilecektir? Bu politika konusu en kısa sürede çözüme kavuşturulmalı, sağlam bir şeker politikası çok geç olmadan oluşturulmalı ve hayata geçirilmeli. Şekerİş Sendikası: Türkiye’de, tarımsal girdi maliyetlerinin yüksekliği, tarımsal işletme ortalama ölçeklerinin küçüklüğü, tarımsal girdilerde vergi muafiyeti/indirimi uygulamalarının bulunmayışı, tarımsal desteklerin yetersizliği ele alınması gereken önemli sorunlar. Sektörümüzü rekabet ve maliyet unsurları açısından daha sağlıklı bir yapı içerisinde yürütebilmek ve avantajlarımızı harekete geçirebilmek yerine 10 milyon insanımız eliyle yaratılan 2,53 milyar dolarlık katma değerden ve istihdam gücünden vazgeçilmesinin KİRALAMAK, HAYALİNİ KURMAKTAN BİLE KOLAY. 250 bin ton yetersiz Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği: 201415 pazarlama yılı için Şeker Kurulu tarafından tespit edilen pazar sakaroz (Pancar şekeri) için 2.250 bin ton, NBŞ için verilen kota ise 250 bin ton. Bu kota genelde sakaroz için yeterli oluyor, hatta bazı seneler stoğa mal konulabiliyor, ancak mısır şekeri için hiç yeterli değil. 200001 pazarlama yılında, yani şeker kanunu yürürlüğe girmeden önce piyasada satılan mısır şekeri miktarı Şeker Kurumu’nun rakamlarına göre 461 bin tondu. Gıda ve içecek sektörü Türkiye’nin en çok büyüyen sektörü ve bu büyüme yüzde 10’un altına düşmüyor, bazı seneler yüzde 15’i bile geçiyor. Bu hızla büyüyen sektördeki mevcut talebin 800 bin tonlara geldiği tahmin ediliyor. Hal böyleyken 250 bin ton mısır şekeri sektörün ihtiyacını karşılamaktan çok uzak. Sanayiciler NBŞ’nin yüzde 30 artırılmasını yeterli bulmayarak 250 bin tonluk mısır şekeri kotasının sektörün ihtiyacını karşılamaktan çok uzak olduğunu iddia ediyor. Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği Başkanı Rint Akyüz bu hızla büyüyen sektördeki NBŞ’ye olan mevcut talebin 800 bin ton olduğunu iddia etti. Söz konusu açığın büyük bir kısmının kayıt dışı üretim ve kaçakla, daha ufak kısmının ise yüksek yoğunluklu yapay tatlandırıcılarla kapatıldığını belirten Akyüz, “Bunun yarattığı haksız rekabeti ve kayıt içinde çalışanların mağduriyetini bir kenara bırakın, devletin vergi kaybı müthiş bir seviyededir” dedi. PREMIUM KİRALAMA RENT•EASE. İster bireysel ister kurumsal olarak Borusan Otomotiv Yetkili Satıcıları’na gelin; belirli modeller* için geçerli Rent•Ease ile seçtiğiniz MINI otomobili 12 ay süreyle kiralayın. Hayalini kurduğunuz MINI otomobiller şimdi size hiç olmadığı kadar yakın. Rink Akyüz Kota artırımına son Ziraat Mühendisleri Odası: Türkiye’de NBŞ kotalarının sürekli olarak artırılmasına bir son verilmeli ve AB kota seviyelerine uygun olarak yeniden düzenlenme yapılmalıdır. Şeker üretim maliyetlerini düşürmek için şeker pancarı tarımı desteklenmeli. Kamuya ait şeker fabrikalarının özelleştirilmesinden vazgeçilmeli; pancarın yetiştirilmesinden şeker üretim ve pazarlanmasına değin tüm süreçte üreticilerin söz ve karar sahibi olacakları örgütlenmeler egemen BİTTİ olmalı. *MINI Cooper D, MINI Cooper D 5 Kapı ve MINI Cooper S Countryman ALL4 (otomobil donanımı ve aksesuar seçimi hariçtir). Kira bedeli ve istenecek peşin teminat, modele, yıllık kilometre seçeneğine, otomobil donanımına ve objektif faktörlere göre değişiklik gösterecektir. Ödemeler, kiracının kredi kartıyla, peşin ya da vade farksız 9 ay taksitle yapılabilir. Kampanya dahilindeki teklifler; geçerli MINI otomobillerin (KDV, ÖTV ve tescil masrafları dahil) anahtar teslim liste fiyatının %22’si olarak güncel kur ile hesaplanmaktadır ve 12 ay süreli 10.000 km/yıl kiralamalarda geçerlidir. Ek olarak 1.000 TL nakit teminat alınacaktır. Kiralama şartları hakkında detaylı bilgi için 0850 252 4444 numaralı Premium Kiralama İletişim Merkezi’nden ya da www.premiumkiralama.com adresinden talepte bulunulabilir. Borusan Otomotiv Premium Kiralama ve Tic. A.Ş. ilandaki şartları dilediği zaman değiştirme veya iptal etme hakkını saklı tutar. Görseldeki otomobil, opsiyonel donanım içermektedir. MINI 3 Kapı modellerinin CO2 emisyonu 97156 gr/km, ortalama yakıt tüketimi ise 3,76,7 lt/100 km’dir. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle