28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 24 Ağustos 2015 KULTUR Sanatseverlerin gözü Aspendos’ta Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü tarafından bu yıl 22’ncisi düzenlenecek olan Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali, 5 24 Eylül 2015 tarihleri arası seyircisiyle buluşuyor. Festival kapsamında bu yıl; 3 konser, 2 bale ve 2 opera eseri sahnelenecek. 7 gece sürecek festivalde Kore Ulusal Operası, Bulgaristan ve Uluslarası Türk Kültürü Teşkilatı’na (Türksoy) üye ülkelerden gelecek birçok opera ve bale sanatçısı sahne alacak. EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 17 Güzel dudaklar için merhametli sözler söyleyin Fotoğraf: Cecil beaton (1960) İ: S E r t r o P n U n o Bİr İk n R u b p E H y E R D Au Londra’daki Ulusal Portre Galerisi, 18 Ekim’e dek Audrey Hepburn: Bir İkonun Portresi sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, aktrisin döneminin meşhur fotoğrafçıları tarafından çekilmiş yetmişin üzerinde nadir fotoğrafını bir araya getiriyor ğu okuyucuya duyarsızlık gibi gelecektir. Halbuki, en çirkin dönemler değil midir bizi güzel olana, saf HANDE olana iten; Nâzım EAGLE Hikmet’in şiirindeki gibi “güzel günler göreceğiz” umudunu yaşatan? Öte yandan, insanlarda ruh güzelliğinin en aranılan nitelik olması gereken zamanımızda, Audrey Hepburn gibi “içi dışı güzel”, başarılı, güçlü, yetenekli ve zarif bir kadını anmak çok da yadsınası bir davranış olmasa gerek. Naziler tarafından işgal edildiği dönemde, Hepburn Hollanda Direnişi’ne maddi destekte bulunmak için dans performansları gerçekleştirmiş. 1941’de Arnhem Konservatuarı’nda bale eğitimine başlamış; 1944’de Winja Marova’nın gözde öğrencisi olmuş. 17 Eylül 1944’de Arnhem Muharebesi’nin başlamasıyla Hepburn ailesinin sayfiye evi ve Arnhem Konservatuvarı yerle bir olmuş. “Açlık Kışı”ndan herkes gibi Hepburnler de etkilenmiş. Audrey Hepburn’ün 16. yaş gününde Kanada birlikleri Hollanda’yı bağımsızlığa kavuşturmuş ve Audrey Hepburn annesiyle beraber bu sefer Amsterdam’a taşınmış ve Sonia Gaskell’in bale okuluna (şimdiki Hollanda Ulusal Balesi) yazılmış. 7 Mayıs 1948’de, “Yedi Derste Hollandaca” başlıklı filmde yer alarak ilk aktrislik tecrübesini edinmiş... Tüm bu uğraşlardan ve zor Fotoğraf: philippe Halsman mrü el verseydi, bu sene 80. yaşına basacak olan, sözbilim çınarımız, yazar ve şair Ali Püsküllüoğlu, “güzellik” sözcüğünü şöyle tanımlamış: “1. estetik bir beğeni, duygu, coşku, hoşlanma duygusu uyandıran nitelik. 2. Güzel olanın niteliği. ör. Güzelliği göz kamaştırıcıydı.3. Okşayıcı söz ya da davranış, yumuşaklık, iyilik. ör. Güzellik her zaman iş görür.4. Düşünsel ve ahlaksal yönleriyle hayranlık uyandıran şey. ör. İnsanlarda ruh güzelliği aranır”( Türkçe Sözlük, Can Yayınları, 2006). Güzellik görmeye en muhtaç olduğumuz, aksine güzelliğin anlamını yitirdiği bu acı dolu ve zor dönemde 18 Ekim’e dek Londra’daki Ulusal Portre Galerisi’nde ziyaretçileri akın akın kendine çekmeye devam edecek olan “Audrey Hepburn: Bir İkonun Portresi” sergisi üzerine yazı yazmak belki de ço Ö yıllardan sonra, Audrey Hepburn 1948’de dönemin meşhur tiyatro menajeri Cecil Landeau tarafından keşfedilmiş... Bu noktadan sonra Hepburn sadece sinema ve televizyon tarihinin ölümsüz aktristlerinden biri olarak değil, aynı zamanda modanın, stilin ve zerafetin bir sembolü olarak anılmaya başlar hale gelmiş. Direnişe dansla destek verdi 4 Mayıs 1929’da Brüksel’de doğmuş Audrey Hepburn. 1940’da, annesiyle Hollanda’ya yerleşmiş. İkinci Dünya Savaşı’nın en kızgın günlerinde, Hollanda’nın beş yıl boyunca Fotoğrafçılığın, sinemanın, reklamcılığın ve Amerikan Rüyası’nın Audrey Hepburn’ün dünya çapındaki yükselişindeki rolü göz ardı edilememekle birlikte, fotoğraf makinasının merceğine çocuksu ve saf olduğu kadar, yeri geldiğinde kadınsı yeri geldiğinde androjen ve çarpıcı pozlar verebilen bir hissiyata sahip olması da su götürmez bir gerçek. Sergi, ünlü aktrisin dönemi Sinema ve moda tutkunları buraya nin meşhur fotoğrafçıları tarafından çekilmiş yetmişin üzerinde nadir fotoğrafını farklı özel koleksiyonlardan bir araya getirmekle kalmıyor, aynı zamanda eğer yaşasaydı bu sene 85 yaşına basacak olan Audrey Hepburn’ü sinema ve moda tutkunlarının uslarına hiç ayrılmamak üzere yerleştiriyor. Sergiyi gezen ziyaretçilerin her birinin de kendilerine özgün bir Audrey Hepburn şıklığı taşıdıklarını belirtmek gerekir. Sergideki tüm fotoğraflar şüphesiz görülesi ama benim dakikalarca olduğum yerden hareket edemememe sebep olan Audrey Hepburn fotoğraflarından bazıları: Philippe Halsman’ın Life dergisinin kapağı için Roma yakınlarında çektiği majenta rengi keten gömlekli, kısa kesim saçlı, omuz üstünden bakışı insanın içine işleyen Audrey Hepburn; Cecil Beaton’ın Ocak 1960’da yine Roma’da Hass ler Hotel’in teras katında çektiği peyzajlı portre fotoğrafta Hepburn badem gözlerini aşağıdaki sokağa dikmiş; 1955’de Norman Parkinson, Audrey Hepburn’ü fuşya begonvillerin önünde, şeker pembesi kolsuz Givenchy elbisesi ve bilekte biten beyaz eldivenleriyle, sorgulayıcı bir ifade ile yakaladığı an deklanşöre basmış; Erwin Blumenfeld’in 1952’de tasarladığı ve fotoğrafladığı, Audrey Hepburn’ün Mr. Fred yapımı bir kuş tüyü şapkayı miğfer edindiği, güzelliğin zamanla kaybolmadığını sadece silikleştiği fikrini aktaran şairane poz... Tüm bunların bende uyandırdığı his, yazımı, Audrey Hepburn’ün bir sözüyle bitirmeye teşvik ediyor: “Güzel gözler için başkalarının iyi niyetini görün; güzel dudaklar için sadece ama sadece merhametli sözler söyleyin; letafet içinse asla yalnız olmadığınızı bilerek yürüyün.” hande@handeeagle.com Yazar Gürses okurlarıyla buluştu enç yazar Can Gürses Ankara’da okurlarıyla “Kırık Beyaz” kitabını konuştu. Gürses yazı yazmanın hayatındaki önemini “Yazmaya, okumayı yazmayı sökmemle başladım” sözleriyle özetledi. Okuyucuların sorularını cevaplandıran Gürses ardından son kitabı Kırık Beyaz’ı imzaladı. Romanları ve yazılarıyla edebiyat dünyasında dikkat çeken yazar Can Gürses, kitap yazmaya nasıl karar verdiğini “Konuşmayı söker sökmez masal anlatmaya başladım. Hatta konuşmayı masal anlatmak için öğrendim sayılır. Lisede yazdıklarım okul gazetesinde yayımlanmaya uygun görülmeyince yazdıklarımı uzun süre kimseyle paylaşmadım. Zaman içinde birikenler roman oldu” ifadeleri ile anlattı. Şu zamanlarda üçüncü kitabını yazan Gürses, edebiyatla ilişkisini umuttan çok yaraymış gibi kurduğunu söyleyerek “İn ‘Okur akar kitabını bulur!’ G san bu dünyaya yetemeyince roman yazmaya başlıyor. Ancak roman yazmak içindeki derdi çözmüyor sadece dayanabilmeyi sağlıyor” dedi. Gürses, popülerleşme kaygısıyla yazılmış moda dili taklit eden kitapların kitapçı raflarını, dergileri, gazeteleri ve metro duvarlarını istilasının okuyucuyla arasına mesafe koyduğunu ifade ediyor ve “Yazarın kim olduğu ve ne olduğuyla bu kadar ilgilenmeyip sadece yazıyla, edebiyatla ilgilenilseydi kitaplarımla okurlarım arasındaki mesafe kendiliğinden ortadan kalkardı” sözleriyle yazılarının değer ve takdir görebilmesi için gerçek yaşının yazı yaşına erişmesinin beklenmesinden yakınıyor. Gürses, “Yalnızlık, edebiyat ve dişilik arasında kan bağı değil de can bağı vardır. Bana kalırsa iyi edebiyat –onu var eden bir kadın yazar da olsa erkek yazar da olsa dişi tınCan Gürses Altı yeni oyun Can HaCIOĞLU ESkİşEHİR şEHİR TİyATRolARI börklüce’ye şiirler araburun’da eşitlik, barış, adalet, özgürlük mücadelesi vererek simgeleşen Börklüce Mustafa adına yapılan şiir günlerinin altıncısı gerçekleştirildi. Açılışta konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Börklüce Şiir Günleri’ni 2016 yılında uluslararası boyuta taşıyacaklarını söyledi. Börklüce Mustafa’nın heykelini yapmak için çalışma başlattıklarını dile getiren Kocaoğlu, “Şeyh Bedreddin, Börklüce Mustafa bundan 600 yıl önce haksızlığa karşı mücadele etmiş. Bıçak kemiğe dayandığında bu ülkede de mutlaka Şeyh Bedreddinler, Börklüce Mustafalar çıkacaktır” dedi. Konuşmaların ardından CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, şair Sezai Sarıoğlu ile birlikte babası Metin Altıok’u şiirleriyle andı. Bugün ortaçağ karanlığından ayakta kalabilmeyi şiire borçlu olduğunu belirten Zeynep Altıok, “Şiirle, sanatla, şarkıyla ruhlarımızı iyileştirebiliriz” diye konuştu. l İZMİR Cumhuriyet lar” sözleriyle kadın yazarlara büyük önem verdiğini dile getiriyor. Ancak ona göre, günümüzde kadın yazarlar dünyaya ve satış piyasasına egemen olan eril dille yazmayı, handiyse maço hatunluk taslamayı pek seviyorlar. Bu konu hakkında Gürses, “Hayatın doğasında gizli o dişi nidaları değil de dünyanın düzenine ait o eril, mertlik taslayan deyişleri seven çoğunluk da ancak böyle, dişiliklerini dillerinden arındırarak, sakınarak yazan kadınları okuyor okursa” yorumunda bulunuyor. l ANKARA Cumhuriyet skişehir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları 20152016 Tiyatro sezonunda, 2 yerli, 3 yabancı bir de çocuk oyunu olmak üzere toplam 6 yeni oyununu seyirci ile buluşturmaya hazırlanıyor. Ülkemiz gündemini meşgul eden siyasi, sosyal ve sosyokültürel sorunlar göz önünde bulundurularak oluşturulan repertuvarda, Amerikalı oyun yazarı, Sam Bobrick’in kaleme aldığı, Ekin Tunçay Turan’ın Türkçemize kazandırdığı “Halktan Biri”, Selahattin Hilav çevirisi olan, Çek yazar Jaroslav Hasek’in dünyaca ünlü oyunu “Aslan Asker Şvayk”, Büyük usta Turgut Özakman’ın kaleme aldığı “Töre”, İngiliz komedi ustası Ray Cooney’in, oğlu Michael Cooney ile birlikte yazdığı, Özgür Özdural’ın Türkçeye çevirdiği “ Tom, Dick ve Harry” ve Metin Kaçan’ın ünlü romanından Zerrin Altıok’un sahneye uyarladı E ğı “Ağır Roman” adlı oyunlar yer alıyor. Konu ile ilgili açılamada bulunan Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Ercüment Yılmaz; “Eskişehir Şehir Tiyatroları olarak, yeni bir sezonda daha seyircimizle buluşacak olmanın heyecanı içerisindeyiz. Repertuvarımızı oluşturan oyunları seçerken dram ve komedi dengesini gözetmeye, ülkemizde yaşanan politik ve sosyal sorunlara işaret etmeye özen gösterdik. Yeni projelerimizde yer alan yaratıcı ekiplerimiz, sanatçılarımız ve teknik personelimizle birlikte tüm şehir tiyatrosu ailesi olarak, Eskişehir seyircisine yakışan tiyatro eserleri ile izleyicilerimizin karşına çıkabilmek için kolları sıvadık, çok yakında perdelerimizi açıyoruz” şeklinde konuştu. Şehir Tiyatroları 1 Ekim’den itibaren seyircisi ile buluşmaya başlayacak ve sezon boyunca repertuvar oyunlarını sahnelemeye devam edecek. l ESKİŞEHİR K C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle