16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ Rakı içmek için eve kapanıyoruz Rönesans Holding’e bağlı Rönesans İnşaat, yurtdışında elde ettiği başarılara bir yenisini ekledi. Rönesans İnşaat uluslararası inşaat sektörü dergisi Engineering News Record’un “Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhitleri” listesinde, 53’ün Rönesans İnşaat Avrupa’da 10. sıraya yükseldi cü sıradan 37’nci sıraya yükseldi. Rönesans İnşaat, bölgelere göre sıralamada ise Avrupa’nın en büyük 10. inşaat şirketi oldu. Rönesans Holding Başkanı Dr. Erman Ilıcak, “Bu konuma gelmemiz istikrarlı ve kaliteli çalışmaların somut sonucu” dedi. Pazartesi 24 Ağustos 2015 10 EDİTÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: SERPİL ÜNAY ’E GİSDER GÖRE Lİ ÜREK VERGİ S R ARTIYO Bayraktar: Kamu ihalesi yok, haksız kazanç yok! ski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar aradı: “Ne yaptım da aleyhimizde yazdınız?” İki gün önce bu köşede, sahibi olduğu şirketin, anonim şirkete dönüşmesi haberiyle “maksat ve konu” bölümünde yer alan, kamu ihalelerine girmeye, imar planları hazırlamaya vize veren maddeleri eleştirdiğim yazıdan söz ediyordu. Toplu Konut İdaresi (TOKİ), 90’lardan başlayarak, ekonomi muhabirliği yaptığım yıllarda izlediğim kurumlardan biriydi. Diğer kurumların yöneticileri gibi Bayraktar ile de TOKİ projelerini konu alan çok sayıda haber görüşmesi yaptım. Tümü de o dönem çalıştığım gazetelerde yayımlandı. (17 Aralık operasyonu sonrası görüşmek için kendisine ulaşma çabalarım sonuçsuz kalmıştı.) Bayraktar, haksızlık ettiğimi ve hedef gösterdiğimi söyledi. “Biri onu öldürürse mutlu mu olacağımı” sordu. Böyle bir yaklaşıma yanıt vermenin bile kabul edilemez olduğunu, şahsıyla ilgili hiçbir sorunum olamayacağını belirttim, “Gazeteci olarak, kamu görevinde bulunmuş, bakanlık yapmış kişilerin kamu ihalesine girebilme fikrini yanlış buluyorum, bunu eleştirdim” dedim. “Kamu ihalesi yok, haksız kazanç yok” dedi. Yazımda kamu ihalesine girdiğini yazmadığımı, ancak şirket statüsünde bunu mümkün kılan maddelerden söz ettiğimi vurguladım. Bayraktar, 42 yıllık geçmişe sahip şirketinin, sadece bir kez, 70’li yıllarda kamuya iş yaptığını, KİPTAŞ’tan başlayarak, kamuda görev aldıktan sonra da devletle iş yapmamaya özen gösterdiğini açıkladı. Şirketinin, tür dönüşümünü şöyle izah etti: “Beş çocuğum, eşleri ve 11 de torunum var. İki de biz 23! Limited şirkette, bir karar alınması için herkesin toplanması gerekiyor. A.Ş’de karar almak kolaylaşıyor. Bundan mana çıkarıp beni vuruyorsunuz.” Sermaye artırımlarını ise “kazandığı parayı kâr dağıtmadan sürekli olarak sermayeye ilave etmek” olarak tanımladı. Mali konularda çıkarılmış hiçbir “af” düzenlemesinden şirketinin yararlanmadığının altını çizdi. Öfkeliydi. “Benim yurtdışında hiçbir çöpüm yok. TOKİ başkanlığım, bakanlığım sırasında çocuklarım evlendi. Her birinde takılar takıldı. Hiçbirini hiçbir biçimde kullanmadım. Utanırım böyle şeylerden. Oğlum, yapı denetim şirketiyle vergi rekortmenleri listesine girdi” dedi. “Haksız hiçbir şey yapmadım yapmadım, yapmadım!” derken ses tonu yükseldi. “17 Aralık’ta benim ismimi geçirenlerin hepsi... Birileri telefonda konuşmuş da benim de ondan haberim varmış da. Nerede rüşvet, nerede yolsuzluk? Fikri Sağlar’ı da arayıp söyledim. Rüşvet bunun neresinde dedim?” Yazımda, Türkiye’nin içinde bulunduğu kanlı çatışma ortamını hatırlatmamdan derin rahatsızlık duymuştu. “Sanki şehitler umurumuzda değilmiş gibi... Benim kadar şehitlere içi yanan var mıdır?” dedi. Bayraktar’a, bu açıklamalarını yazıp yazamayacağımı sordum. Rakı fiyatının zamlanması, tüketimin lüks hale gelmesi, sigara yasağı ve mahalle baskısı nedeniyle rakı tüketimi restoran ve kafelerden eve kayıyor ürkiye’nin milli içkisi rakı tüketimi yıllık bazda büyük düşüşler gösterirken, rakı tiryakileri ise artık dışarıda içmek yerine eve kapanıyor. Önceki yıllarda rakı tüketimi için kafeleri, restoranları ve otelleri seçen yurttaşlar son yıllarda eve kapanmaya başladı. ŞEHRİBAN Geleneksel AlKIRAÇ kollü İçki Üreticileri Derneği’ne (GİSDER) göre 2014’te Türkiye’de rakının yüzde 57’si yani 23 milyon 92 bin litresi evde (perakende) tüketildi. Yüzde 43’üne denk gelen 17 milyon 175 bin litresi yerinde tüketim diye tabir edilen restoran, otel ve kafelerde satıldı. Rakı tiryakilerinin eve kapanmasının ana nedeni dışarıda içmenin pahalıya mal olması, sigara yasakları ve bazı yerlerde mahalle baskısı. 2014’te rakı tüketimi, vergi artışları nedeniyle yüzde 5 civarında düştü. 2013’te 42 milyon 337 bin litre civarında iç pazar tüketimi olan rakı geçen yıl 40 milyon 267 bin litreye geriledi. Son dört yıldaki iç pazar tüketimi de yüzde 18 civarında indi. E T 12 milyon 443 bin litreye çıktı. Viskinin Türkiye satış hacmi ise OcakHaziran 2014 döneminde 1 milyon 664 litreden yüzde 39’luk artışla OcakHaziran 2015 döneminde 2 milyon 315 litreye yükseldi. Rakıda her ne kadar toplamda küçük bir artış olsa da, viski satışlarındaki artış oranının büyük olması yurttaşın ucuzlayan ithal içkileri tercih ettiklerini gösteriyor. GİSDER’e göre bir süredir ÖTV artışları yapılırken rakıya daha fazla artış yapıldı, bunun sonucunda tüketici ithal içkiye yöneliyor. GİSDER verilerine göre, 2015’in ilk 6 aylık döneminde rakının bölgelere göre satış grafiğine bakıldığında ise yüzde 41’i Marmara, yüzde 33’ü Ege, yüzde 13’ü İç Anadolu, yüzde 8’i Akdeniz, yüzde 5’i Karadeniz ve yüzde 1’i de Doğu Anadolu Bölgesi’nde satılıyor. 2015 ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre rakı satışlarında Marmara Bölgesi’nin ağırlığında yüzde 6, Ege Bölgesi’nde yüzde 3, Karadeniz Bölgesi’nde yüzde 5’lik artış görülürken, İç Anadolu Bölgesi’nin ağırlığında yüzde 3 ve Doğu Anadolu Bölgesi’nin ağırlığında ise yüzde 6’lık düşüş görülüyor. Perakende rakı satışları ise özellikle yılbaşı ve ilkbahar dönemlerinde artış gösteriyor. Rakı tüketimi ocak ve aralık aylarında yüzde 10 iken temmuzda yüzde 6’ya kadar geriliyor. Marmara ilk sırada Geleneksel Alkollü İçki Üreticileri Derneği’nin (GİSDER) derlediği bilgilere göre, Türkiye pazarında OcakHaziran 2014 döneminde rakının satış hacmi 12 milyon 202 litreyken bu oran 2015’in aynı döneminde yüzde 2’lik artışla Yüzde 2 artış İhracat düşüyor GİSDER’e göre içki sektöründe dış ticaret dengesi Türkiye aleyhine hızla bozuluyor. 2013’te Türkiye 104 milyon 832 bin 598 litre bira ihraç ederken bu oran 2014’te yüzde 17.2’lik düşüşle 86 milyon 862 bin litreye geriledi. Rakıdaki düşüş ise yüzde 5’i buldu. 2013’te 3 milyon 254 bin litre rakı ihraç edilirken bu oran 2013’te 3 milyon 107 bin litreye düştü. ‘Yurtdışında tek çöpüm yok’ Siyaset sorun üretir hale geldi ge Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, siyasetin, varlık nedeninin aksine çözüm değil, sorun üretir hale geldiğini söyledi. Yorgancılar, “Görüntü olarak demokrasi pratiğinde sınıfta kaldığımız, demokrasinin uzlaşma rejimi olduğunu öğrenemediğimiz ortaya çıktı. Varlık nedeninin aksine siyaset, çözüm değil sorun üretir hale geldi” dedi. mareler belirdi” gibi bir şey. Geçen haftalarda gelişmeler, kapitalist uygarlığın ekonomik, kültürel krizinden çıkamadığını bir kez daha gösteriyordu. Geçen hafta “Yükselen Piyasalar”ın “çıkmazına” işaret etmiştim. I. ligin refah düzeyine ulaşabilmek için sanayileşmek gerekiyor, ama yüksek teknolojiye dayalı öncü sektörler istihdam yaratmıyor. İstihdam yaratan sektörlerin ürettiği malların piyasalarında doygunluk, dünya ticaretine daralma, rekabet, korumacılık belirtileri var. Merkez ülkelerde de üretkenlikte, refah düzeyinde gerileme gözlemleniyor. Ay başından bu yana dünya borsalarında izlediğimiz gerileme eğilimi de geçen hafta belirgin bir biçimde hızlandı: Dünya toplam piyasa değerlerinin (“Market Cap”: Hisseler x fiyatları) yüzde 70’ine sahip beş merkez ülkede indeksler haftayı ortalama yüzde 6 gerileyerek kapattı. Küresel kapitalizmde sistemik bir durum var: Sorunların aşılması bir yana, bir soru Ender Yorgancılar E Yorgancılar, Türkiye’nin düşük tasarruf oranı, yetersiz ve niteliksiz eğitim, dış girdi ve kaynak bağımlılığı gibi yapısal ekonomik sorunları derinleşmiş bir ülke olduğunu aktardı. Yorgancılar, bugün vatandaşların bankalara 377 milyar TL tüketici kredisi borcu olduğunu, firmaların yaklaşık 280 milyar dolar dış borcu bulunduğunu sözlerine ekledi. l Ekonomi Servisi na uygun çözüm bir başkasını ağırlaştırıyor. Daha akademik bir ifadeyle, sermaye birikim rejimi tükendi, yenisini üretecek akıl, kültür de ortada yok. Bir ironi bu durumu sergiliyor: Bir taraftan petrol fiyatları hızla düşüyor. Diğer taraftan, bu yıl kayıtlardaki en sıcak yıl oluyor. Çok değil 56 yıl önce, yakında petrol üretiminin kronik olarak talebin gerisinde kalacağından, varil fiyatının 200 dolara yükselmesinden korkuluyordu. Ortadoğu’daki hemen tüm savaşlar hep petrolenerji sorunuyla ilişkilendiriliyordu. Şimdi başka bir yerdeyiz. Starbucks’ta içki dönemi metlerine dahil etme programını ABD’deki 24 noktada başlatıyor. ABD merkezli firma, “Starbucks Evenings” adlı program kapsamında şarap ve diğer alkol ürünlerini servis edeceğini duyurdu. Listede 10 farklı şarap seçeneği bulunuyor. Alkoev kahve zinciri StarD bucks, son beş yıldır planlanan içki servisini hizlün yanında küçük atıştırmalıklar ve peynir tabakları sunulacak. Program ilk aşamada, Brooklyn, Denver, Miami, Orlando ve Kuzey Kaliforniya’da başlatılacak. Starbucks’ın, içki ruhsatı almanın zor olduğu Türkiye’deki şubelerinde bu uygulamayı başlatıp başlatmayacağı bilinmiyor. l Ekonomi Servisi “E Uygarlığın sonunda... Mayıs 2015 (60), 20 Ağustos 2015 (4045). Petrol fiyatlarındaki trendin Haziran 2014’ten bu yana, bir yılda yaklaşık yüzde 50 gerileyerek, yeni bir faza geçtiği 20002003 düzeyine doğru yöneldiği görülüyor. CNN, CNBC, Fortune, Bloomberg gibi finans medyası, çeşitli enerji piyasası uzmanlarına dayanarak, varil fiyatının 3015 dolar arasına inebileceğini aktarıyor. Hele bir de İran petrolü devreye girmeye başlarsa... Bu yeni trendin arkasında “uzun durgunluk” olgusunun özellikle Çin kapitalizminin kri Titanik’in güvertesinde Son yıllarda petrolün varil fiyatı şöyle (dolar): Temmuz 2008 (144): Şubat 2009 (44); Nisan 2011 (116); Haziran 2014 (106); Mart 2015 (48); zinin talep üzerindeki etkisi var. Bu yapısal bir etken, dünya ekonomisi toparlanmaya başladığında (!?) tersine dönebilir. Potansiyel olarak, siyasi risk getiren etkenler de var: Fiyatlar düşerken üreticiler, piyasa paylarını korumak için üretimi artırmaya devam ediyorlar. ABD petrol üretimi yeni teknolojilerin yardımıyla bir yılda yüzde 90 artmış görünüyor. Bu basınca direnmek ve fiyatları, rakiplerini piyasadan silecek düzeye çekmek iddiasıyla Suudiler de üretimi artırmaya başladılar. Wall Street Journal’a göre, “enerji endüstrisinde mevzi savaşları yaşanıyor”. Bu durum, “Titanik’in güvertesinde şezlong kapma yarışına” benziyor. Kapitalist uygarlığa hapsedilmiş insan faaliyeti, “kâr makinesini” beslemek için önce kömür, sonra petrol tüketiminin, yoğun tarım ve hayvancılığın atmosfere saldığı CO2 ve metan gibi gazlarla gezegenin ortalama ısısını sürekli artıran bir eğilim yarattı. 1950’de günlük 10 milyon varil olan petrol tüketimi bu yıl 100 milyon varile ulaşır, düşen fiyatlar tüketimi daha da teşvik ederken, okyanusların ortalama ısısı, 20. yüzyıl ortalamasından 0.81 0C daha yüksek oldu. ABD’deki Ulusal Okyanuslar ve Atmosfer İdaresi kurumu, son raporunda (Temmuz 2015) 2015’in, kayıtların tutulmaya başladığı 1880’den bu yana en sıcak yıl olacağını, kayıtlardaki en sıcak 10 ayın 9’unun 2005’ten bu yana yaşandığını, küresel ısınmanın hızlandığını söylüyor. Küresel ısınma, iklim koşullarına bağımlı tarım üretimini, balık stoklarını, kuraklık, sıcaklık dalgasıyla hayvancılığı, dolayısıyla genel olarak insanlığın gıda stoklarını yok ediyor. Kuraklık ve gıda, su kaynaklarının paylaşımda ortaya çıkan savaşlar 1940’lardan bu yana en büyük sığınmacı krizini yaratıyor. Kâr indeksli kapitalist kültür bu sorunlar karşısında iktidarsız, öbür dünyaya indeksli dinci kültür ilgisiz... Bir başka seçenek aranıyor. “Ölmüş bir adama daha fazla vurmayın” dedi. Kendi kanaatlerimi yazmamın daha doğru olacağını söyledi. Kanaatlerimden ziyade açıklamalarının önem taşıdığını, yeni bir yazıda yer vermek istediğimi söyledim. Sonra ikinci kez arayarak kendisinden izin istedim. Artık siyasetle ilgisi bulunmadığını, kendi halinde sıradan bir adam olduğunu, bunları yazmamın da daha iyi olacağına inanmadığını belirtti. Cevap hakkına duyduğum saygı gereği yazmak istediğim konusunda ısrarcı oldum. En sonunda “peki” dedi Bayraktar ve iyi dileklerini ileterek telefonu kapattı. Kanaat eklemeden paylaşıyorum. Soracak pek çok soru olmasına karşın, buna zeminin bulunmaması nedeniyle soramadığım notunu da düşerek. Ölmüş bir adama vurmayın Vodafone tansiyon ölçecek Vodafone Türkiye, ‘Vodafone Cep Sağlık’ platformu kapsamında diyabet ve tansiyon hastalarının uzaktan takibine yönelik yeni bir hizmet sunuyor. KadıköyŞifa Sağlık Grubu ve Artı Sağlık işbirliğiyle geliştirilen uygulamayla diyabet ve tansiyon hastaları kendilerine verilecek mobil sağlık ölçüm cihazını kullanarak yapacakları ölçümleri yakınları ve doktorları ile paylaşabilecek. Böylece, milyonlarca tansiyon ve diyabet hastasının uzaktan takibi mümkün olacak. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle