28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KULTUR Cumartesi 15 Ağustos 2015 Enrique Iglesias konserine dört gün kaldı Dünyaca ünlü sanatçı Enrique Iglesias’ın “Sex&Love” turnesi kapsamındaki İstanbul konserine sayılı günler kaldı. KüçükÇiftlik Park’ta 19 Ağustos akşamı yapılacak olan konserde Enrique Iglesias, “Rhythm Divine”, “Bailamos”, “I liEDİTÖR: MEHMET KESKİN TASARIM: ÇAğlA SEvİNdİK ke It”, “Dirty Dancer”, “I’m a Freak” gibi hitlerini seslendirecek. Sanatçı Twitter hesabından “Türkiye! Tekrar geleceğim ve sizi göreceğim için çok mutluyum” diyerek sevenleriyle konser biletlerinin satıldığı Biletix sitesinin linkini paylaştı. Barışı dileyen buraya ‘Baksı’n ayburt iline 45 kilometre mesafedeki Bayraktar (eski adıyla Baksı) köyüne bakan, Çoruh’un coşkun can damarlarıyla gürüldeyerek serinleyen 2014 Avrupa Konseyi Müze Ödülü sahibi Baksı Müzesi, oluşumuna zemin hazırlayan Baksı Kültür Sanat Vakfı’nın (BKSV) kuruluşunun onuncu yıldönümünü, kurucusu ressam Prof. Hüsamettin Koçan EVRİM ve meslektaşı, haALTUĞ yat arkadaşı Oya Koçan’ın ev sahipliğiyle 12 Ağustos akşamı açılışı yapılan uluslararası bir sergi ve özel bir konserle kutladı. Heykeltıraş Meriç Hızal’ın, gün be gün bir umutla ‘Barış’ı gösteren güneş saatli, oturma düzenli masa heykeliyle anlamı derinleşen müze, 30’un üzerinde yerli ve yabancı sanatçının eserlerine, Alman küratör Marcus Graf’ın imzası ile bir yıl boyunca ev sahipliği yapmaya başladı. 17 B Hüsamettin Koçan’ın başını çektiği Baksı Kültür Sanat Vakfı, kuruluşunun 10. yılını Baksı Müzesi’ndeki ‘On’ sergisi ve İsmail Hakkı Demircioğlu, Erkan Oğur ve Bülent Ortaçgil konseriyle kutladı. Askeri güvenlik önlemlerinin alındığı etkinliğe, aynı gece izlenen yıldız yağmuru, pek çok insanı kendine çeken Huykesen dilek ağacı ve güneş saatli bir heykel gölgesinde okunan ‘Barış’ mesajı damga vurdu. arasındaki mesafeler için...” Ancak ne ‘aksilik’ ki, Oğur ve Demircioğlu’nun seslendirdiği, gecede icra edilen Edip Harabî’ye ait ‘Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram’ türküsü sırasında, ‘sigorta atması’ sebebiyle, bu güzel konser ve iyimser atmosfer, adeta yarıda kalmaya yüz tuttu. Ama korkulan şekilde ve ne iyi ki, böyle olmadı ve Bayburt’un rüzgârına karışan akustik notalara bu kez bölgede toplanan tüm davetliler, dolu gözlerle, kendiliğinden eşlik etmeye başladı. Neyse ki, bir süre sonra da giden ‘cereyan’ geri geldi ve konser, alkışlarla, Sivas Kangal çıkışlı ‘Zeynep’ ağıdı eşliğinde hep bir ağızdan tamamlandı. Nitekim, Baksı Müzesi’ndeki ‘On’ sergisi de, bu ifade çeşitliliğinin anlamlı bir yansıması biçimindeydi. Tarihi kilimler, çarıklar, giysiler ve resimlerin çağdaş işlerle yan yana gelip diyalog kurabildiği, ‘merkez’ ve ‘periferi’nin birbirini dışlamaksızın kucaklayabildiği merak zengini, demokrat bir iklim yaratan serginin yer aldığı müzeye imzasını atan Prof. Hüsamettin Koçan, “Herkesin gitmek istediği yere herkesi çağırma projesidir bu” diyerek, davete katılan basın mensuplarına şunları vurguladı: “Bu bir ‘gelecekçi’ projedir. Bu bir aslında belki de hayatın bizi bir ‘oldu bittiyle’ göçe zorladığı bir dünyada hafif bir ‘başkaldırı’ yanı var ama bizim bütün ilişkilerimiz, barış içerisinde ilişkiler. Buradaki insanlarla kurduğumuz ilişkiler o anlamda ‘karşılıklı eleştirel’ ilişkiler değil, ‘ortak anlayışla üretim’ ilişkileri kurmaya çalışıyoruz.” l BAYBURT İfade çeşitliliği Asker koruması Bölgedeki tarihsel ‘Huykesen’ Dilek Ağacı’na asılı çaputlar ve aynı akşamki Perseid meteor yağmuru sebebiyle, başta ‘barış’ adına olmak üzere tüm dileklerin tutulduğu, kötülüklere son verilmesinin arzulandığı bir yer halini alan Baksı’daki etkinlikler, Albay İbrahim Ayhan Vural öncülüğündeki bölge Jandarma Komutanlığı’nın aldığı güvenlik tedbiriyle dikkat çekti. İnsana, ‘Barış dileyen, buraya ‘Baksı’n!’ dedirtecek türde bir çok seslilik ve hoşgörü iklimi yaratan, Baksı’nın yedi renk ve onlarca çeşitteki kır çiçekleriyle be İsmail Hakkı Demircioğlu, Erkan Oğur ve Bülent Ortaçgil’in konser verdiği 10. yıldönümü kutlaması askerlerin koruması altında (yanda altta) yapılırken, müzedeki Meriç Hızal imzalı ‘Barış Masası’ bu görüntüyle (yanda üstte) tezat oluşturuyordu. zenen kutlamaya, İsmail Hakkı Demircioğlu, Erkan Oğur ve Bülent Ortaçgil, Türkiye’nin tüm zaman, inanç ve coğrafyalarından birer çiçek gibi toplayıp paylaştıkları şarkı ve türküleriyle zenginlik kattı. İlk olarak Ortaçgil’in sahneye çıktığı akşamda, sanatçı bir de itirafta bulundu: Müzisyen, kariyerini ve kişiliğini tarifleyen ‘Benimle Oynar mısın?’ uzunçalarındaki ‘Yüzünü Dökme Küçük Kız’ parçasının adını, bölgedeki deyişi ilk kez işittiği Baksı Müzesi kurucusu Prof. Hüsamettin Koçan’dan ‘çaldığı’nı belirtti. Baksı Müzesi’ni yine kendine özgü ironik tabiriyle, Koçan imzalı bir ‘külliye’ye (!) benzeten usta sanatçı, daha sonra da Oğur ve Demircioğlu’na, gitarı ve sesiyle zenginlik verdi. ci Dünya Savaşı sırasında yaşanmış bir silah kaçakçılığı hikâyesini işleyen, Karadeniz yöresi çıkışlı, 1930’larda taş plağa kaydedildiği düşünülen ‘Dursun Kaptan’ isimli tarihi bir türküyü de Bayburt’un serin bozkırına getirdi. Baksı’yı memleketi Elazığ, Harput’a benzeten ve kendini evinde hissettiğini aktaran sanatçı Erkan Oğur, Kul Âşık’ın ‘Yarim Senden Ayrılalı’ türküsü öncesinde ise, dinleyicilere şu anlamlı sunuşu yaptı: Dikkat çeken ‘aksilik’ Üçlü, dinleyicilerin yerel kilimler üzerinde tempo tutup eşlik ettiği akşam konserlerinde bir de sürpriz yaparak Birin “Bütün âşıklar için... Âşık olmuş olanlar için... Âşık olacak olanlar için... Aşk nedir, bilmeyenler için... Dünyevî aşklar için... Daha üst düzey aşklar için. Âşık ozanlar için... Analarımız, babalarımız, kardeşlerimiz, çocuklarımız, dedelerimiz, torunlarımız, dostlarımız, komşularımız, arkadaşlarımız, kuşlarımız, böceklerimiz, ağaçlarımız, sularımız, yaylalarımız, sizler için, bizler için, Baksı için, bu müze için ve bugünün öncesi, bugün ve bundan sonrası için... Tüm insanlar Çayönü’nde kazılar yeniden başlıyor Gazipaşa’da 2 bin yıllık Roma mozaiği ntalya’nın Gazipaşa ilçesine bağlı Güney köyündeki Antiocheia ad Cragum antik kentinde, üzerinde bitki ve geometrik şekillerin bulunduğu Roma dönemine ait 2 bin yıllık mozaik ortaya çıkarıldı. 2005’te kazıların başladığı antik kentin birçok yerinde mozaik yapıya sahip binalar bulunuyor. Kazı koordinatörü Doç. Dr. Birol Can “Bu yılki çalışmalarımızda, 2 bin yıllık Roma dönemine ait mozaikler ortaya çıkarıldı. 150 metrekarelik alanda ortaya çıkan bu mozaik bizi mutlu etti” dedi. Toplam 600 metrekarelik mozaiğin açığa çıkarıldığı antik kentte farklı motiflerin ortaya çıkması da bekleniyor. ‘Çin Malı Kapoor’, Kapoor’u kızdırdı akın zaman önce İstanbul’da da heykelleri izlenen Hint asıllı İngiliz sanatçı Anish Kapoor, ABD’nin Şikago kentinde yer alan ve üzerindeki siluetten ötürü kentle özdeşleşen ‘Bulut Geçidi / Cloud Gate’ isimli paslanmaz çelikten soyut eseriyle, Çin’in Karamay kasabasında bu eseriyle büyük benzerlik gösteren bir diğer ‘yapıt’ın daha ortaya çıkması üzerine büyük tepki gösterdi. Konuyla ilgili yasal yollara başvuracağını açıklayan sanatçı “Görünen o ki, bugünkü Çin’de başkalarının yaratıcılığını gasp etmeye izin verilebiliyor” dedi. Çin medyasında ise, Kuzeybatı Çin’deki ‘fasulye’ heykelinin Kapoor’un heykeliyle bir benzerliğinin olmadığı, bu eserin ‘büyük bir yağ balonu’nu temsil ettiği yorumları yapıldı. Karamay Turizm Bürosu’nun çalışanlarından Ma Jun, Wall Street Journal’in ‘China Real Time’ isimli blog sayfasına yaptığı açıklamada, “Benzer malzemeleri kullansak bile, biçim ve anlamlar farklı. Bulut Geçidi gökyüzünü yansıtıyor; bizimki ise, yeryüzünü’ ifadesini kullandı. l Kültür Servisi Y A iyarbakır’ın Ergani ilçesinde güvenlik gerekçesiyle ara verilen Çayönü’ndeki arkeolojik kazılara, 24 yıl aradan sonra tekrar başlanacak. Kazı çalışmaları için Diyarbakır’a gelen Çanakkale Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Aslı Erim Özdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan kazılar için gerekli ödeneğin çıktığını söyledi. Özdoğan, 12 kişilik ekibiyle Ergani’ye geldiklerini ve başlayacakları kazı çalışmalarının yaklaşık iki ay süreceğini belirtti. Çayönü’ndeki ilk kazı çalışmalarının İstanbul Üniversitesin’den Dr. Halet Çambel başkanlığında 1968 yılında başladığını ve bu kazı çalışmalarına 1978 yılında öğrenciyken katıldığını anımsatan Özdoğan, “1991 yılı sonuna kadar belirli aralıklarla kazı çalışmaları yürütülüyordu. O süreçte yaşanan güvenlik sorunları nedeniy D le ara verilen kazı çalışmalarına yeniden başlayacağız. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca çıkartılan 50 bin liralık ödenek kısıtlı ama şartları zorlayarak gelecek yıl başlayacağımız ve uzun soluklu sürecek projenin bir bakıma ön hazırlığını yapacağız” dedi. Diyarbakır’ın kuzeyinde, Ergani Ovası’nda, Dicle Nehri’nin kenarında bulunan Çayönü 1963’te keşfedildi. İlk kazılar Dr. Halet Çambel ve Prof Dr. Robert J. Braidwood tarafından başlatıldı. Çöyönü, Sesverenpınar (Hilar) yakınlarında bulunan eski adı Kotaberçem (Çayboyu) olan tarih öncesinden kalma bir höyük. Höyük çevresinde resimli resimsiz mağaralar, mağara duvarları kullanılarak yapılmış evlerin izleri bulunuyor. Höyük, arkeolojinin ilk veritabanında tarıma ilk başlanılan yer olarak gösterilmiş olması açısından önemli görülüyor. l AA Kapoor’un Şikago’daki “Bulut Geçidi” (üstte) adlı eseriyle Çin’deki “büyük bir yağ balonu”nu (altta) andıran çalışma. Bir çocuk daha okusun diye... 21. YÜZYIL EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI (YEKÜV) Tel : 0212.274 15 02 0212.213 74 02 Fax : 0212.275 52 44 www.yekuv.org yekuv@yekuv.org Vakıflar Bankası: Osmanbey Şubesi 00158007287986476 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle