28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DUNYA 10 HAMASİSRAİL EDİTÖR: GÜLRİZ ERGÖZ Bin Ladin’in oğlundan mesaj Afganistan’da 2001’de bir El Kaide eğitim kampında 10 yaşındayken görütülenmiş olan, bugün 24 yaşındaki Hamza bin Ladin sesli mesaj yayımladı. Oğul Ladin, cihatın Kâbil, Bağdat, Gazze’den Washington, Londra ve Tel Aviv’e taşınmasını istedi. TASARIM: BETÜL BERİŞE Japon Başbakanı özür dilemedi 2. Dünya Savaşı’nın bitişinin 70. yılında konuşan Başbakan Şinzo Abe, Japon militarizminin kurbanları için geçmiş hükümetlerin özürlerinin baki olduğunu, kendisinin özür dilemeyeceğini söyledi. “Yeni nesiller özre mahkum edilmemeli” dedi. Cumartesi 15 Ağustos 2015 ‘KıbrısGazze arası yüzer liman’ ‘Peşmergeyi yaktılar’ ABD: ‘IŞİD’in peşmergeye kimyasal saldırı yaptığı iddiasını inandırıcı buluyor, araştırıyoruz.’ Klor mu hardal gazı mı olduğu şimdilik meçhul ŞİD’in Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) başkenti Erbil’in güneybatısındaki Mahmur’da peşmergeye kimyasal saldırı düzenlediği iddiaları güçleniyor. Önceki gün Alman Savunma Bakanlığı IŞİD’le savaşan peşmergeye silah ve eğitim desteği veren Alman birliğinin saldırıdan etkilenmediğini, ama 60 peşmergenin solunum zorluğu yaşadığını duyururken, Wall Street Journal bunun hardal gazı olduğunu yazdı. Dün Pentagon yetkilileri “Hardal gazı iddialarını akla yakın buluyoruz, araştırıyoruz” dedi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi sözcüsü Alistair Baskey, her tür kimyasalbiyolojik silah kullanımının uluslararası hukuku ihlal ettiğini, ABD’nin olayı soruşturmaya devam ettiğini söyledi nilgun@cumhuriyet.com.tr w I Kıbrıs’ta çözüme varılması ve İsrail’le birlikte çıkarılan gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması planı yapılırken, Hamas ile İsrail arasındaki müzakereler sızdı. Hamas’ın Filistinli gruplara İsrail’le olası anlaşmanın maddelerini anlattığını aktaran Filistin Halk Partisi liderlerinden Valid İvad, Hamas’ın 710 yıllık bir ateşkese gitmesi karşılığı, İsrail’in Gazze’nin 3 km açığında Kıbrıs ile doğrudan bağlantılı, İsrail ve NATO’nun denetiminde bir “yüzer liman” inşa edilmesini kabul ettiğini söyledi. Buna göre Gazze’ye havaalanı inşasını ise İsrail reddetti. El Hayat gazetesine göre, bu öneriler Hamas lideri Halit Meşal ile eski Britanya Başbakanı Tony Blair arasında Doha’da yürütülen görüşmelerde şekillendi. Kimyasal saldırıların salı ve çarşamba düzenlendiği konuşuluyor. Peşmerge komutanlarından Muhammed Hoşawi “Gece mevzilerimize 45 havan mermisi atıldı. Bunların kimyasallarla dolu olduğuna inanıyoruz. Oluşan yaralar normal değildi” dedi. İktidar gasbı KP’yi örnek alan İslamcı Ennahda ile laik Nida Tunus’u bir koalisyon çatısında bir araya getiren Tunus kadar olamadık. Şartlar kuşkusuz ki farklı... Laik “Nida Tunus” ikinci değil, 1. parti konumunda; iktidarın demokratik yoldan el değiştirmesine olanak tanıyan Ennahda’nın ardında 13 yıllık güç birikimi yok ve en önemlisi bir Tayyip Erdoğan faktörü yok. Bu dinamikler, Batı’nın da büyük desteğini alan “Tunus mucizesini” mümkün kılmıştı... Bizde ise bugün “yetki/iktidar gasbından” söz ediliyor. Kılıçdaroğlu “AKP’nin koalisyon teklif etmediğini” ve Davutoğlu’nun “görevi iade etmeme” israrıyla bir “yetki gasbı” yaptığını söylüyor. Başka deyişle iktidar, “demokratik teamüller”le el değiştiremiyor. Değişime takozu en başta RTE koyuyor. Özetle bu bir sandık değil, “rejim bunalımı”. Sorunun temelinde 7 yıl önce “oldubittiyle” yapılan “cumhurbaşkanlığı referandumu” var. Parlamenter rejime “çift başlılık” ve “muğlaklık” getiren o akıl dışı oylama yapılırken; “Bu referendum demokrasimizde yeni bir kuralsızlık standardı oluşturacak” diye defalarca yazmıştım... İtiraz edenlerin anında “Jakoben, faşist” diye damgalandığı ortamda israrla “Bu kuralsızlık geleceğimizi yönlendirecek” diye elimden geldiğince uyarmaya çalışmış, şunları söylemiştim: “Cumhurbaşkanı seçimi ve yetkileri meselesi, kritik bir kavşakta bizi tekrar yakalayacak. Referandumun açtığı büyük belirsizlikler, bir sorunlar yumağı olarak yeniden önümüze çıkacak. 21 Ekim’i (2007) ilerde kırılma noktası olarak hatırlayabiliriz” (29 Ekim 2007, Sağnak). Bunları yazarken en yakın dostlarım dahi o zaman bana “İlahi!” diyordu: “Referandum bitti. Olay kapandı, kim artık ilgilenir? Çık bu konudan! Türkiye nasılsa sürekli kriz yönetimiyle idare ediliyor. Krizden krize yaşıyoruz. Sorunları bir sonraki krize dek –‘Allah kerim!’öteliyoruz. Sabah ola hayrola! Hele bir sonraki kriz gelsin, bakarız!” O kriz şimdi işte burada. Geldi! Erdoğan bugün bakın ne diyor: “Bakın şimdi aynı çevreler (cumhurbaşkanını) millet değil tekrar parlamento seçsin demeye başladılar. Yahu parlamento kim? Onlar milletin vekili, millet kim? Aslı. Aslın olduğu yerde vekilin hükmü olur mu?” “Millet beni seçti. Ben ‘millet’im!” demeye getiriyor: “Benim olduğum yerde millletin vekilinin hükmü yoktur!” Kendi meşruiyetini, parlamentonun üstünde tutuyor. Bu noktadan hareketle, “İster kabul edilsin ister edilmesin, Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir” diyerek ekliyor: “Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun hukuki çerçevesinin yeni bir anayasa ile netleştirilmesi, kesinleştirilmesidir. Hem buna engel olup hem de ‘Cumhurbaşkanı her şeye karışıyor’ demek, yağmur altında yürürken ıslanmaktan şikâyet etmekten farksızdır.” A Üretmesi kolay Peşmerge kimyasal saldırıya karşı maske takmaya başladı. Ardından peşmerge kuvvetleri komutanı Sirvan Barzani, “İlk incelemelerimiz, IŞİD militanlarının Mahmur’daki mevzilerimize iki kez hardal gazı kullandığını gösteriyor. Ancak laboratuvar sonuçlarını bekliyoruz” dedi. IKBY Güvenlik Konseyi, Mahmur dahil, IŞİD’in peşmergeye yönelik saldırılarını soruşturduklarını, ilk raporların roket ve top mermisiyle kimyasal atıldığına işaret ettiğini, bunun klor gazı olduğunu sandıklarını duyurdu. Etkilenenlerin baygınlık geçirdiğini, kustuğunu, bazılarında yanıklar oluştuğunu belirtti. Geçen hafta ABDRusya uzlaşısıyla BM Güvenlik Konseyi’nden Suriye’de kimyasal saldırıların araştırılması kararı çıkmıştı. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün (KSYÖ) rejimin kimyasal silahlarını imha ettiği Suriye’de IŞİD’in kimyasal saldırıları düzenlediğine delalet çok. Dün KSYÖ sözcüsü Malik Ellahi, IŞİD’cilerin kolaylıkla elde edilebilen sıradan endüstriyel kimyasallardan silah üretmiş olabileceğini söyledi. Kırılma noktası 2007 HAMASTÜRKİYE Aruri’nin dönüşüne ‘Erdoğan’dan ret’ İsrail’in 2014 Gazze saldırısını tetikleyen 3 Yahudi yerleşimci gencin öldürülmesinin sorumluluğunu İstanbul’da üstlendiğine dair görüntüler olan Hamas yetkilisi Salih Aruri, 12 Ağustos’taki Cumhurbaşkanı Tayyip ErdoğanHamas lideri Halit Meşal görüşmesinin gündemindeydi. Batılı istihbarat yetkililerine dayanan İsrail basını, Meşal’in Erdoğan’dan Aruri için verilmiş sınırdışı kararının iptal edilmesini istediğini ama Erdoğan’ın bunu reddettiğini yazdı. SUK ilk kez Moskova’da uriyeli muhaliflerin Ulusal Koalisyonu (SUK) ilk kez Rusya yönetiminin davetini kabul edip Moskova’ya gitti. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Yardımcısı Mihail Bogdanov’la görüşüp basın toplantısı düzenleyen SUK Başkanı Halid Hoca, Rus liderliğinin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a sıkı sıkı sarılmadığı izlenimi edindiğini söyleyip “Onlar daha çok Suriye devletine, toprak bütünlüğüne ve kurumlarının korunmasına bağlılar” dedi. Hoca, kendilerinin de devlet kurumlarının korunmasından yana olduğunu, Cenevre1 temelinde geçiş hükümeti istediğini söyledi. “Esad’ın alternatiflerini konuşmadık. Ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenebilecek insan çok” diye konuşan SUK Başkanı, Rusya’nın IŞİD’le savaş planı uyarınca muhaliflerin ve bölge ülkelerinin Esad’la işbirliği yapması önerisi S Yahu parlamento kim? İSRAİLFİLİSTİN Açlık grevindeki esir komaya girdi ‘Esad’ın geleceği’ Lavrov’la görüşen Hoca’ya (solda) göre Rusya Esad’a değil, Suriye devletine sahip çıkıyor. ni reddetti. Lavrov ise saygın muhalif Heysem Menna ile görüşmesinin ardından, şu mesajı verdi: “Aynı şekilde devam edilemez. Terörist grupların bölgede daha fazla toprak ele geçirmesini önlemek artık en önemli konu. ABD, AB ve Arap ülkeleriyle birlikte Suriye’deki tüm muhalif grupların tek çatı altında toplanması için çaba harcıyoruz.” Menna, Rus bakanla Esad’ın geleceğini de ele aldıklarını belirtti. İsrail’in resmen suçlamada bulunmadan hapiste tuttuğu Filistinli esir Muhammed Allan, açlık grevnin 60. gününde komaya girdi. Avukatı, 30 yaşındaki Allan’ın önceki gece durumunun kötüleşmesiyle komaya girdiğini ve solunum cihazına bağlandığını duyurdu. İsrail’in, 30 Temmuz’da onaylanan, Filistinli esirlerin “zorla beslenmesine” yönelik yasa uyarınca Allan’ı zorla beslemeyi kabul edecek tıbbi ekip aradığı söyleniyor. Allan’ın bağlantısının olduğu İslami Cihat’ın askeri kanadı ise esirin ölmesi halinde İsrail’i sorumlu tutup güç kullanacağını duyurdu. Küba 54 yıl sonra ABD’ye açıldı Mussolini’nin aşağılaması Bunlar aklıma Mussolini’nin “tarihi söylevi” olaraktan hatırlanan “Parlamento da kim oluyor?” mealindeki “Parlamento gri ve sağır bir kurumdur!” sözlerini getirdi... Mussolini, diktatörlüğe giden bu “dönemeç” sözleri sarf ettiğinde Çizme’de siyasi bir belirsizlik vardı. Kral ve Mussolini arasında “çift başlılık” yaşanıyordu. Faşistler, parlamentoda diledikleri çoğunluğu alamamıştı… Meclisi küçümseyen bu ifadeleri muhaliflere karşı artırılan bir gözdağı kampanyası ve siyasi cinayetler izledi. Mussolini şiddet ikliminde seçim yasasını tekrar dizayn etti. Acerbo yasası olarak bilinen yeni yasaya göre mecliste sandalyelerin yüzde 66’sını mutlak çoğunluğu! alabilmek için oyların yüzde 25’ini kazanmak yetecekti... Arkası çorap söküğü gibi geldi. Yeni yasayla gidilen 1924 seçimlerinden sonra muhalefet partileri ve muhalif yayın organları kapatıldı. Fiilen diktatörlük kuruldu. İtalya, bir dünya savaşıyla çıktığı 20 yıllık karanlığa gömüldü. Biz şimdi işte tam böyle bir “köprüden önceki son çıkış”tayız. Umalım 2015 Türkiye’sinin demokratik müktesebatı, 20’ler İtalya’sından fazla olsun... ABD Obama tatilde 6 kitap okuyacak ABD Başkanlarının yazlık konutu Martha’s Vineyard’da tatilini geçiren Barack Obama, kendini golfe verse de yanında 6 kitap götürdü: James Salter’ın “All That Is”, Anthony Doerr’in “All the Light We Cannot See”, Elizabeth Kolbert’in “The Sixth Extinction”, Jhumpa Lahiri’nin “The Lowland”, TaNehisi Coates’un “Between the World and Me”, Ron Chernow’un “Washington: A Life” eserleri. BDKüba ilişkilerinin normalleşmesi sürecinde elçilikler karşılıklı açıldı. Küba’ya 1945’ten beri giden ilk ABD Dışişleri Bakanı olan John Kerry’nin Havana elçiliğine ABD bayrağını çektirmesine, bayrağı 1961’de indirmiş 3 subay da katıldı. Kerry konuşmasında Küba’ya değişim için baskıdan vazgeçmeyeceklerini söyleyip “Küba’ya asıl hizmet, halkın sosyal adalete bağlı liderlerini özgürce seçebileceği gerçek demokrasi olacaktır” dedi. Fidel ve 2006’da başkanlığı devrettiği kardeşi Raul Castro ile görüşmeyen Kerry, bir grup muhalifle biraraya geldi. A Kerry’yle değil solcu liderlerle Fidel Castro, önceki gün 89. yaşgününü Venezüella Devlet Başkanı Nicolas Maduro ve Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’le kutladı. Beyzbol şapkası takıp ve eşofman giyen Castro, iki Latin solcu liderle minibüse atlayıp dolaşmaya çıktı. Fidel, yayımladığı yaşgünü makalesinde, elçilik açılışını anmazken, ABD’nin Küba’ya ambargo yüzünden 116 milyar dolar borcu olduğunu belirtti. Demokrasi çağrısı ‘Barış için görüşürüm’ Kolombiya Devlet Başkanı J. M. Santos Calderon, 2012’den beri barış görüşmeleri yürüttükleri FARC’ın lideriyle yüz yüze görüşebileceğini söyledi. Santos, “Barış görüşmelerini hızlandırmak amacıyla Timochenko lakaplı FARC lideri Rodrigo Londono Echeverr ile biraraya gelmemde sorun görmüyorum. Bir an önce çözüm istiyorum. Bunun için her ne koşul altında olursa olsun (kendisiyle) bir araya gelmeye hazırım” diye konuştu. Castro’nun 89. yaşgününün ertesinde Kerry, Havana’daki ABD elçiliğine Amerikan bayrağı çektirdi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle