16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 13 Ağustos 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: İLKNUR FİLİZ haber 13 Yüksekova’da da özerklik ilan edildi MAHMUT ORAL alk Meclisi’nin pazartesi günü Şırnak’ta özerklik ilan etmesinin ardından Demokratik Toplum Meclisi de Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde özerklik ilan ettiğini açıkladı. Demokratik Toplum Meclisi Eşbaşkanı Şerafettin Dede, “Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve halkının meşruiyetini tanımayan bir devletin kurumlarını, yasalarını, hukukunu ve sistemini tanımıyoruz. Tüm bu iş H kenceci, inkârcı ve faşizan devlete karşı kendi öz savunmamızı da sağlayacağız” dedi. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’ndan dün yapılan açıklamada da “Silopi, Cizre, Nusaybin ve Şırnak halk meclisleri devlet kurumlarını tanımayacaklarını, kendi öz yönetimlerini kuracaklarını ilan etmişlerdir. Öz yönetimlerine saldırıldığı takdirde meşru öz savunma haklarını kullanacaklarını açıklamışlardır” denildi. l DİYARBAKIR ‘Özerklik’ operasyonu OTURMA EYLEMİ Operasyonları protesto eden HDP ve DBP’liler Şırnak’ta oturma eylemi başlattı. Eyleme HDP milletvekilleri de katıldı. ırnak’ta “demokratik özerklik” ilan edilmesinin ardından dün kentte çeşitli adreslere operasyon düzenlendi. Sabah saat 06.00 sıralarında Şırnak Belediye Başkanı Serhat Kadırhan, Belediye Eşbaşkanı Eylem Onuk, Belediye Başkan Yardımcısı Murat Kabul, belediye meclis üyesi Kamil Külter, DBP Şırnak İl Başkanı Sa Ş lih Gülenç, yardımcısı Zozan Anık, DBP Merkez İlçe başkanı Ramazan Oğur, DBP’li Leyla İşlek, Salih Ürek, İHD Şırnak Şube Başkanı Emirhan Uysal’ın evlerinde arama yapıldı. Evlerinde bulunan DBP il yöneticilerinden Salih Ürek, Leyla İşlek ile Belediye Meclis Üyesi Kamil Külter gözaltına alındı. DİYARBAKIR / Cumhuriyet Zekeriya Öz vakası bir bütündür Güvenli bölge çarkı ABD ile güvenli bölge ve PYD konusunda yaşanan polemiğin ardından Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu, kendi sözlerine açıklık getirdi ürkiye ile ABD arasındaki İncirlik mutabakatında polemikler bitmedi. İki başkent arasındaki YPG / PYD muamması Dışişleri BakanDUYGU lığı Müsteşarı Feridun GÜVENÇ Sinirlioğlu’nun açıklamasıyla da devam etti. Sinirlioğlu’nun sözlerini düzeltmek için Dışişleri’nden, bizzat Sinirlioğlu’nun talimatıyla geçilen ikinci açıklamadan ABD’yi rahatsız eden o bölümler çıkarıldı. Sinirlioğlu, önceki gün Türkiye ve ABD’nin “güvenli bölge” konusunda anlaştıklarını belirterek “IŞİD, YPG ya da rejimin bu bölgeye girmesi durumunda, bölgeyi koruyan uçaklar tarafından vurulacağını” söyledi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 1 Ağustos’ta bombaladığı Zergele Köyü’nde 8 kişi yaşamını yitirmişti. Sinirlioğlu’na atfedilen açıklamadaki 3 temel yanlış ise şöyle: l İki ülkenin “güvenli bölge” üzerinde anlaştıklarını savunuyor. Ancak ABD ile varılan anlaşmada metninde “güvenli bölge” ifadesi geçmiyor. l ABD’nin bu işbirliğindeki en önemli şartı Esad rejimi ile savaşmamak. Hükümet bugün IŞİD ile savaşacağını söylese de hâlâ Esad’ın uluslararası koalisyon vurulmasını istiyor. l ABD, İncirlik işbirliğiyle YPG’yi de desteklemeyi umarken, Ankara karşı çıkıyor. Normalde basın mensuplarının “üst düzey bir kaynak” diyerek haberleştirdiği Sinirlioğlu’nun bu sözleri yayımlanınca Dışişleri, basın ile o açıklamalara dair bir not paylaştı. Sinirlioğlu’nun talimatıyla hazırlanan o notta “Müsteşar’a atfen yayımlanan hususların bazılarına itibar edilmemesi” talep ediliyordu. İşte o notun satır araları: YPG ve rejimi vurmak yok: O açıklamadan “rejim ve YPG” ile ilgili bölümler çıkarılmıştı. Güvenli bölge yok: O notta, IŞİD’den arındırılmış bölgenin “fiilen bir güvenli bölge haline geleceği” iddialarının ABD basınında yer aldığı savunuldu. ÖSO gitti, SMK geldi: Dışişleri, kendini aylar önce fesh eden Özgür Suriye Ordusu yerine de yeni bir tanımlama bulmuştu: Suriye Muhalefeti Kuvvetleri (SMK) Bölge Muhafaza Gücü: Notta, Suriye muhalefetinin bir ‘Bölge Muhafaza Gücü’ oluşturacağı da açıklandı. Ve bu güce gerekli “hava korumasının” ABD ve Türkiye tarafından verileceği belirtildi. l ANKARA T Açıklamadaki 3 yanlış Ölenlerin PKK ile ilgisi yok Uluslararası Af Örgütü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’yi hedef alan hava saldırıları sırasında 1 Ağustos’ta bombalanan ve 8 kişinin öldüğü Kandil yakınlarındaki Zergele köyünde incelemede bulundu. Af Örgütü’nden yapılan açıklamada, saldırıda ölen ve yaralananların hiçbirinin PKK ile ilişkisi olmadığı kaydedildi. Bölgeyi ziyaret eden Uluslararası Af Örgütü Kıdemli Kriz Danışmanı Lama Fakih, hava saldırısının gerçekleştiği çevrede belirgin bir askeri hedef olmadığını ifade ederek “Türk hükümeti bölgedeki köy sakinlerinin hayatını açık bir şekilde görmezden gelmiştir” diye konuştu. ABD jetleri İncirlik’ten vurdu BD ile varılan mutabakat sonucu İncirlik Üssü’ne gelen ABD uçakları, dün akşam IŞİD’e karşı ilk operasyonunu gerçekleştirdi. İncirlik Üssü’nde, dün akşam saat 19.50 sıralarında 4 jetin havalandığı görüldü. ABD’nin İncirlik’ten IŞİD’e karşı hava operasyonlarına başladığını duyurdu. ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’ndan yapılan açıklamada İncirlik’ten kalkan jetlerin Suriye’de IŞİD hedeflerini vurduğu kaydedildi. Anlaşma kapsamında ABD 480. Filo’ya bağlı F16 uçakları geçen günlerde İncirlik Üssü’ne inmişti. Güvenlik kaynakları operasyona Türk uçaklarının katılmadığını bildirdi. A İtibar etmeyin ABD: YPG’ye yönelik bir saldırı kabul edilemez İLHAN TANIR ışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun Suriye’de güvenli bölge konusunda ABD ile anlaşmaya varıldığı yönündeki sözleri, Washington’da yalanlanıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, “Bu bölgenin nasıl olacağı hakkında, IŞİD’i bölgenin dışına sürmeye zorlamak dışında, isim koymama ya da tanımlama yapmama noktasında çok dikkatliyiz. Güvenli bölge, IŞİD’siz bölge gibi tanımlama yapmayacağım.” İki ülke arasında “güvenli bölge” diye bir anlaşmanın imzalanmadığının altını çizen Toner, “Şu konuda çok açık olduk ki, güvenli bölge diye bir bölge yok, konuştuğumuz şey bu değil. Konuştuğumuz mesele, sürdürülebilir bir çabayla IŞİD’i bölgenin dışına sürmek” vurgusu yaptı. Toner, “Türkiye’nin, Suriye’de PYD’ye saldırmasına izin verir misiniz” sorusunu “Türkiye ile bu konudaki anlayışımız, saldırmayacakları yönünde” diye yanıtladı. D Ateşkesi Türkiye ve İran sağladı uriye’nin üç bölgesinde isyancılar ve ordu güçleri arasındaki çatışmalara 48 saat ara verilirken, Reuters haber ajansı ateşkesin Türkiye ve İran’ın arabulucuğu ile sağlandığını belirtti. Hizbullah’ın El Manar televizyonu, Lübnan sınırındaki Zabadani kasabası ile İdlib vilayetindeki Alevi köyleri Fua ve Kefraya’da dün sabah saat 6 itibarıyla ateşkesin başladığını duyurdu. AnlaşABD Dışişleri’nde Türkiye ile ilgili konuları da yakından takip eden üst düzey bir yetkili de Cumhuriyet’e “Biz açıkça Suriye içindeki YPG güçlerine Türk tarafından bir saldırının bizim için kabul edilemez olduğunu Türklere belirttik” açıklamasını yaptı. Sinirlioğlu’nun PYD’nin ABD tarafından vurulmasına ilişkin sözlerinin anımsatılması üzerine “Daha neler” manasında gülmeye başlayan S manın isyancılar adına müzakereleri yürüten Kaide’nin Suriye kolu Nusra’nın müttefiki Ahrar’üş Şam ile Hizbullah arasında sağlandığı belirtildi. Reuters’e konuşan Şam’a yakın üç yetkili ise ateşkesin Türkiye ve İran’ın arabuluculuğunda gerçekleştiğini söyledi. Haberde bu gelişme “yeni bir bölgesel yaklaşımın en güçlü işaretlerinden biri” olarak yorumlandı. l Dış Haberler yetkili, “YPG’ye saldırı tabii ki masada yok’’ dedi. “Aranızda bir iletişim sorunu mu var” sorusu üzerine “Bunlar karmaşık konular. Türkiye bizim müttefiğimiz ve beraber çalışmak istiyoruz’’ demekle yetinen yetkili, “Biz PKK’ye saldırılarda Türkiye’nin sivillere zarar verilmemesi adına mümkün olan en üst düzey dikkati göstermesini istiyoruz” diye ekledi. l WASHINGTON İran sınırı kapattı ürkiye’nin doğusunda İran araçlarına saldırıların artması üzerine, Tahran yönetimi iki ülke arasındaki en büyük kara geçiş kapısı olan Gürbulak Bazergan kapısının tek yönlü olarak kapatıldığını duyurdu. İranlı yetkililer “Mağdur olan sürücüler için Türkiye tazminat ödemeli” dedi. T ir dönemin kudretli savcısı Zekeriya Öz’ün hakkında darbe iddiasıyla soruşturma açılması, meslekten ihraç edilmesi ve en sonunda hakkında yakalama kararı verildiği gün yurtdışına çıkması, Türkiye’de hukukun nasıl bir güç kavgasının aleti olduğunu bir kez daha gösterdi. Zekeriya Öz, AKP iktidarının müteşekkir bakışları ve himayesi altında göstere göstere hukuku ihlal etmişti. Somut suçlarla hayali suçları, somut suçlularla haklarında suç ithamında bulunacak ciddi deliller olmayanları harmanlayarak hazırladığı binlerce sayfalık iddianamelerde imzası vardı Özel Yetkili Savcı’nın. Bugün AKP ve Erdoğan yalakalığını zirveye çıkarmış olan liberal ya da muhafazakâr maskeli borazanlar için o bir kahramandı. AKP yandaşı basın, Gülen Cemaati basını ile iş ve söz birliği içinde, onu yere göğe koyamıyordu. Zekeriya Öz’ün iddianamelerine hâkim olan zihniyet, somut suçu tespit etmek ve suçluyu bu suç oranında cezalandırmayı amaçlamıyordu. Düşman ceza hukuku mantığı, soruşturma yaklaşımında, tutuklama taleplerinde ve hazırladığı iddianamelerde hâkimdi. Elbette sadece Zekeriya Öz değil, birçoğu belli bir misyonla o göreve getirilen o dönemin özel yetkili savcılarının, özel yetkili ağır ceza hâkimlerinin çoğu için geçerli bir durumdu bu. Ama insanın gene de anlamakta zorlandığı noktalar vardı. Dalga dalga gelen bu suç tespitleri, savcılık sorgularında kullanılan dil ve sorgulama yöntemleri, aralarında ilişki kurmak için hayal gücünü epey zorlamak gereken olaylar, özel ile genel arasında kurulan son derece zorlama bağlar... Ve en önemlisi, mantık sınırlarını zorlayarak yaratılan ağır suç tarifleri. Daha yayımlanmamış bir kitap taslağına silah muamelesi yaparken, herkesi darbeye teşebbüs suçuyla damgalarken, iktidara etkili muhafeleti susturmayı, en azından yıpratmayı, AKP çevresinin tarihsel korkularını kışkırtarak, parçası olduğu ilişki ağına güç devşirmeyi amaçlıyordu. Zekeriya Öz’ün içinde yer aldığı, AKP iktidarının sırtlarını sıvazladığı Gülen Cemaatine yakın olan ya da güç orada biriktiği için yakın gözüken hâkim, savcı ve polis şebekesi, aynı zamanda bu cemaate yönelik eleştirileri de şiddetle bastırmayı beceriyordu. Uygulanan yöntem, terör eylemiyle darbe suçunu birleştirerek çok geniş bir ağır ceza suçu alanı yaratmaktı. Bu yönteme, ele geçen belgeler üzerinde tahrifat yapmak, hatta bütünüyle sahte belgeleri zanlıların bilgisayarlarına yükleyerek suç yaratmak da dahildi. Bu yöntemler yeni değildi. Birikim dergisinde Ekim 2011’de yayımlanan “Bir İktidar Aracı Olarak Terör Kavramı” başlıklı yazıda, (http://www.birikimdergisi.com/sayi/270/ biriktidararaciolarakterorkavrami) bu yöntemin nasıl Stalin döneminin gizli servisi GPU’nun suç ve suçlu yaratmak için kullanıldığını anlatmıştık. Zekeriya Öz ve daha birçok polis, hâkim ve savcıya şimdi aynı yöntem uygulanıyor. Bu kişilerin gerçekten suçlu oldukları konusunda bir kuşku yok. İşledikleri ağır hukuk ihlallerinin hukuk devletinin orantılı suç isnadı yöntemiyle cezalandırılmasına itiraz etmek mümkün olmazdı. Ama bugün Zekeriya Öz terör örgütüne üyelik ve darbeye teşebbüs, yani tam yolunu kendinin açtığı düşman ceza hukuku uygulaması içinde suçlanıyor. Bunun ne anlama geldiğini ve bu olağanüstü hukuk düzeninde bu kapandan kurtulmanın pek kolay olmadığını en iyi kendisi bildiği için yurtdışına kaçmayı tercih ediyor. Totaliter iktidarlarda muktedir kirli işini gördürttüğünü, aynı yöntemle tasfiye ettirir. Zekeriya Öz vakası, dünkü kudretli döneminde uyguladıkları ve bugün kendisine uygulananlarla bir bütün teşkil ediyor. Adım adım kurulan otoriter Erdoğan devletinin aşamalarını tarif ediyor. Not: Yazılarıma 10 gün ara veriyorum. B ‘Karayılan İran’a, Bayık Suriye’ye geçti’ iddiası ürk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kandil’e düzenlediği hava harekâtlarıyla ilgili hazırlanan istihbarat raporlarında, PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan’ın İran’a, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Cemil Bayık’ın Suriye’ye geçtiği bilgisinin yer aldığı iddia edildi. CNNTÜRK televizyonunun haberine göre; PKK’ye yönelik operasyonların sonuçlarına ilişkin hazırlanan istihbarat raporlarında, bombardımanların Kandil, Hakurk, Zap, Gara, Metina, Haftanin, AvaşinBasyan kamplarına yüzde 80 oranında hasar verdiği belirtildi. Raporlara göre operasyonlarda 300’e yakın PKK’li öldürüldü, 500’ü yaralandı. Operasyonların ardından örgütün lider kadrosunun yer değiştirmek zorunda kaldığı kaydedilirken, Karayılan’ın İran’a, Cemil Bayık’ın Suriye’ye geçtiği bilgisinin raporda yer aldığı ifade edildi. T Polisten gazetecilere dipçik: 2 yaralı olduğu, 3 yurttaşın yaşamını yitirdiği olaylar sırasında özel harekât polislerinin Silopi Devlet Hastanesi’nde hastane personelini tehdit edip, hastane içinde ateş açması ve yurttaşların tartaklamasının ardından bu kez polis şiddetinin hedefinde gazeteciler vardı. Mardin’in Nusaybin ilçesinde önceki gece PKK’lilerin HüSilopi ilçesinde Şırnak’ın geçen hafta 1 polisin şehit kümet Konağı’na düzenlediği saldırıda 2 polisin yaralanmasının aradından, yaralı polisler, ambulanslarla Nusaybin Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Özel harekât polisleri, hastanesi önünde görüntü almaya çalışan gazetecileri silahların dipçikleriyle saldırdı. Anadolu Ajansı muhabiri Arif Altunkaynak ve DHA muhabiri Ahmet Yokuş darp edildi. Polisler bir gazetecinin fotoğraf makinesini kırdı. Gazetecilere küfreden polislerin “Şerefsizsiniz, militansınız hepiniz” dediği duyuldu. TGC’den yapılan açıklamada, “Gazeteciye yönelik polis şiddetine ‘cezasızlık’ politikasından vazgeçilmesi için Meclis’i göreve çağırıyoruz” denildi. Basın Konseyi de “Sorumluların bir an önce saptanıp yargı önünde hesap vermesini istiyoruz” açıklamasını yaptı. l MARDİN / Cumhuriyet Anadolu Ajansı muhabiri Arif Altunkaynak (solda) ve DHA muhabiri Ahmet Yokuş (üstte) darp edildi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle