12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
‘Rabbim böyle yarattı!’ LGBTİ hareketin öncü isimlerinden transeksüel Öykü Ay, “Osmanlı sarayında hamam oğlanları vardı ve tarihimizdeki her şey madem çok değerli, o zaman biz de değerliyiz” diyor. TAYFUN ATAY 8 yerYUZU sofraları TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN Ramazan .. .. Derleyen tayfun atay Çarşamba 8 Temmuz 2015 lahiyatçı Prof. Hayrettin Karaman, LGBTİ bireylerce düzenlenen Onur Haftası’nın Ramazan’a denk gelmesiyle ilgili nefret dilini seferber ettiği bir yazı yazdı. Sonra LGBTİ Onur Yürüyüşü’ne izin verilmedi ve polis “Ramazan’da bu yürüyüşü yapamazsınız” anonsu eşliğinde grupları plastik mermi, tazyikli su, biber gazıyla dağıttı. Belli ki “İmam”ı “Cemaat” dinledi!.. Nihayet dün de Ankara sokaklarında bir İslâmcı örgütün astığı “Lut kavminin çirkin işini yapanı görürseniz, faili de mef’ulü de öldürünüz” yazılı afişler dikkat çekti. Örgüt, LBGTİ bireylere yönelik tehditkâr tavrını internet ortamında da sürdürdü. Eşcinsel ve trans bireylerin hakları dünyanın her tarafında tanınırken Türkiye bu hakların yanından geçmiyor. İslâm’la eşcinsellik arasında en küçük bir temasa dahi aman verilmeyerek bu, kirli, sapık, lanetli, günah, haram bir hâl sayılıyor. Peki, bir LGBTİ birey inançlı ve dindar olamaz mı? Bir eşcinsel ya da transeksüelin inancını sorgulamaya, onu din dışına itmeye kim, hangi hakla karar verebilir? Seks işçiliğinden gelen ve yıllardır transeksüel kimliğin Türkiye’de kültürel ve politik mücadelesinde öne çıkmış, aynı zamanda da inançlı bir Müslüman olup başını örten Öykü Ay’la bunları konuştuk. Hem Hayrettin Karaman’a, hem de Lut kavmine referansla... İ Fotoğraf: Vedat Arık 17 yıldır tesettürlüyüm det” var; bir de eşcinselliğin bir cinsel yönelim olarak kişinin kendi isteğiyle hayata geçtiği durum var. Lut kavmi helakiyle kastedilense aslında eşcinsellik üzerinden taciz ve şiddet pratiklerine yönelik bir tepki. Aynen öyle. Lut kavmine sebebiyet verebilecek tek kişi veyahut da zihniyet, 3 yaşındaki çocukları 30 yaşındaki adamlarla evlendiren zihniyettir diye düşünüyorum. Sokaktaki 5 yaşındaki, 10 yaşındaki erkek çocuklarına tecavüz edenlerdir. Ben Elhamdülillah Müslümanım. 17 yıldır tesettürlüyüm. Pek çok da tesettürlü trans arkadaşımız var Türkiye’de. Bakın, bizler bir aileye mensubuz, damdan düşmedik. Uzaydan da gelmedik. Ailemizin dinikültürel bütün manevi duygularını tabii ki evlâtlar olarak bizler de yaşıyoruz. O kadar homojen de değiliz. Yahudi’miz var, Ermeni’miz var, Müslümanımız var, Alevimiz var, yani bütün dinlere mensup arkadaşlarımız var translar olarak, daha doğrusu LGBTİ bireyler olarak. Sultanahmet’e gidip akşam orucunu açan da var. Kiliseye gidip mumunu yakan da var. Ateist olup hiçbir şeyi tınlamayan insanlar da var. Çoğunluk elhamdülillah Müslümandır, ama ben diğer dinlerde hiç dayatma tarzı bir şey görmüyorum. Neden Müslüman Öykü Ay: Biz uzaydan gelmedik lığı daElhamdülillah Müslümanız!.. yatıyorlar? Bize, hastalıklı, ucube gibi bakılıyor. İslâm’da haram deniyor, günah deniyor. Ahlâksızlık, kabahat de deniyor. Hayrettin Karaman öyle dedi: Müslüman halkımız eşcinselliği ahlâksızlık kabul eder ve yaptıkları kabahat tiksintiyle karşılanır diye konuştu. Ben şunu söyleyeceğim. Müslümanlık hoşgörü diniyse eğer, yaratılanı severim yaratandan ötürü denilen bir dine mensubum ve kurban olduğum Rabbim hiçbir canlıya zarar verilmesini istemiyor. Günah kılıyor. Sense beni ölüme itiyorsun, fuhşa itiyorsun! O zaman bana iş hakkı ver. Müslümanlık madem buysa, beni barındır, sağlık haklarımı ver. Her türlü sosyal haklarımı ver o zaman. Madem iyilik yapacaksın, Müslümansın, oruç tutuyorsun, böyle davrandığın zaman tuttuğun oruç da kabul değil senin! Secdeye durduğun namazın da kabul değil ayrıca. Neden insanlar bunu algılayamıyor. Din, Allah’la kulu arasındaki manevi bir köprüdür. Benim dinim beni ilgilendirir. Sevabım, günahım beni ilgilendirir. Ben kendi mezarıma gireceğim, sen kendi mezarına gireceksin. O beyefendi de kendi mezarına girecek. O mezarına girerken ben onun günahını çekmeyeceğim veya ben kendi mezarıma girdiğim zaman o gelip benim günahımı çekmeyecek. Kimse kimsenin mezarına girmeyeceği için kimse kimsenin hayatına da dayatmayla, zorbalıkla bunu yapacaksın diyemez. Müslümanlık bunu emretmiyor. Hayrettin Bey’in oğlu ya da kızı var mı? Bunu çok merak ediyorum. Çünkü evladı olan bir anne ya da babanın bu tür nefret söylemlerinde bulunması Allah katında günahtır. Çünkü ana rahmine düşen bir insanın dini, annesibabası hangi dine mensupsa öyle belirlenir. Ama cinsiyetine asla karar veremez ne annesi, ne de babası. Buna Rabbim karar verir. Rabbimden iyi biliyorsa buyursun kendi torunlarının cinsiyetini kendisi belirlesin! Saygılarımı sunuyorum ona!.. diyorsun: Bir cinsel şiddet, Şunu daha özel olarak da “eşcinsel şid Öykü Ay, ekmeğini kazanma zorunluluğu sonucu fuhşa itildiğini, bunun sorumlusunun da şeriatçı zihniyet olduğunu söylüyor. Cami hocası, müşterim oldu! Dindar insanlar da trans ilişki arıyor mu? Merter’de çalıştığım dönemlerde hiç unutmuyorum bir yeşil Kartal araba kızlara şöyle bir bakıp geçerdi ve kimse binmezdi arabaya. Bir gün ben gittim ve kapıyı açtığımda şöyle cübbeli, sarıklı, camiden çıkmış bir hoca çıktı karşıma. Pazarlığımızı yaptık, bindim, gittim, kaldık, sonra geldik aynı yere beni bıraktı. Kızlar geldi, neden gittin dedi bana. Ne oldu ki dedim. O adam cami hocası dediler. Olabilir, yani cami hocası insan değil mi, erkek değil mi her şeyden önce? Onun istek ve arzuları yok mu?.. Bir de şu vardı: Kurtuluş’ta oturuyor, bir kulüpte çalışıyordum. Müşteriler arasında iki amcaoğlu vardı ve iki arkadaş olarak kalıyorlardı bir evde. Onlara gittiğimizde nikâh kıydırır, öyle içeri girerdik! Çok enteresandı, çıktığımız zaman da bizim “Boş ol, boş ol” dememizi isterlerdi. Bir gün çıkarken, “Hayır, boşamıyorum, benim nikâhımdasın” dedik. Böyle espriler yapardık. Nikâh kıydırıp öyle içeri alırlardı bizi yani... Bu, heteroseksüel yasak ilişkilerde de yaygın dindar kesimde. Bir transla olunca da öyle demek... Tabii tabii... Aslında Müslümanlık bir hoşgörü dinidir. Şu an resmen dayatma dini gibi. Ama Müslümanlıkta 5 yaşında bir kız çocuğunu 25 yaşında bir kişiyle evlendireceksin diye de bir şey yok. Ben bunları aslında din şarlatanı olarak görüyorum. Elhamdülillah hepimiz Müslümanız, hepimiz ağaç kovuğunda değil, annemizin rahminde dünyaya geldik. Ama tarihimizde ecdadımıza saygı duyuyoruz ya, Sultan Süleyman kendi sarayında, hareminde yan odasında hamam oğlanlarını oturtturup, cariyelerinin başına onları getirttirebiliyorsa neden biz kabullenmiyoruz? O zamanlar vardı, madem ataya saygı duyuyorsan bütün kültürüne saygı duyacaksın. Ama şimdi neden bir avuç insanı koca bir ülkede barındıramıyoruz veyahut da ötekileştirip birçok dayatmayla onları suça teşvik ediyoruz? Resmen bir trans gördüğü zaman şu an toplumda herkes bir suçlu gibi bakıyor. Bizler suçlu değiliz. Bizler suça itiliyoruz. Müslüman toplum tarafından itiliyoruz aslında. Beni fuhşa iten Müslüman azınlık, şeriatçı zihniyet... Tayyip Bey’e oy verdim Bunu Müslümanların azınlığı olarak mı değerlendiriyorsun? E, yani hepsi değil. Çünkü çevremde görüyorum, başkaları da elhamdülillah Müslüman, ben onlarla oturup Kur’an okuyorum. Mukabelelere gidiyorum. Bunlar da Müslüman değil mi? Ama maalesef ki bu yobaz zihniyet böyle... Bu arada Tayyip Bey’i çok severim. Cumhurbaşkanımıza belediye başkanlığı döneminde, sonrasında iki dönem, üç dönem oyumu da vermişimdir, helâli hoş olsun. Ta ki bu seneye kadar... Şöyle bir şey söyleyeceğim, çok espritüel şekilde tabii: Görüyoruz basında işte, birçok söylemler, “Padişahım çok yaşa”, işte atalarımıza sahip çıkmak vesaire; oradan aynı noktaya geleceğim. Hani saray da yaptırdık ya, birkaç odasını da translara veya gey arkadaşlarımıza veya LGBTİ bireylere versin. O dönemde vermiş padişahlarımız. Adam küçük yaşta feminen çocukları hadım edip sarayında yetiştirmiş. Yani bu, tarihimizde mevcut. O dönemde vardı, neden şimdi yok. Tarihte olan her şey çok değerliydi, o zaman biz de çok değerliyiz!.. Tam tersi, başka bir yerden değerlendiriliyor. Mesela Kur’an’da anlatıldığı üzere Lut kavminin başına gelenlerden hareketle... Orada çok büyük bir yanlış anlaşılma var. Aslında İslâm’ı şarlatan gibi kullanan beylere söyleyeceğim, Lut kavminin sebebi onlar. Çünkü neden?.. 5 yaşındaki çocukla 30 yaşındaki bir adam evlendirilmez! Çünkü neden?.. Erkeğe zorla zina günahtır!.. Ben bunu isteyerek yapıyorum. Kimseyi de bu konuda eğilime teşvik etmiyorum. Etmem de. Hiçbir eşcinsel de yapmıyordur. Bu benim kişisel tercihim. O dönemde çocuğa taciz, erkeğe taciz, kadına taciz ve zevku safa, bunlar olduğu zaman eşcinselliğin üzerine yapıştırılmış bir damga bu. Erkeğe zorla taciz, kadına zorla taciz, tecavüz, içki, âlem, kavgagürültü derken Lut kavmi helak olmuş. Bu, başımızın üstünde! Ama bir avuç travestinin veya bir avuç LGBTİ bireyinin kalkıp da Lut kavmi helakine uğrayacağını sanmıyorum. Lut kavmine sebep, o şarlatanlar. Rabbimden iyi mi biliyorlar? Dünyanın en etkileyici ziyafeti arih, iktidar sahiplerinin düzenlediği kamusal şenlik ve ziyafetlerin destansal öyküleriyle doludur. Sıradan insanların, ziyafetlerinden söz eden tarihsel belgeler ise ya hiç yoktur ya da  çok nadirdir. Bu bağlamda;  “Dünyanın En Eski Mutfağı”nın  yazarı ünlü Fransız arkeolog  Jean Bottéro’nun bir Asur yazıtında yer alan ziyaSOFRA SOHBETLERİ fet betimlemesinin oldukça etkileyici olduğunu söyleyebilirim. Asur Kralı II. Assurnasirpal’ın (MÖ 883859), yeni başkenti Artun yapmak istediği Kalah ünsal (Nemrut) kentini canlandırma  ve saray yapımı çalışmalarının sona ermesini kutlama amacıyla verdiği ve Asur tanrılarının da “davetli” olduğu söz konusu ziyafet, tarihe kaydı düşülenlerin belki de en muazzamı gözüküyor: “Kral, on gün boyunca, üst düzey memurları ve Kalah halkı, çok sayıda komşu ve müttefikleri ve kentin ve anıtlarının restorasyonunda  çalışan işçiler de dâhil olmak üzere, toplam  69 bin 574  konuğuna  yiyecek içecek sağladı.” (Bottéro, La Plus VieilleCuisineduMonde, Paris: Edit.LouisAudibert, 2002) Bu konuklar arasında  en kalabalık  grup, Asur  ülkesinin dört bir yanından gelip Kalah’ta buluşan yaklaşık  47 bin  kadın ve erkekten oluşuyordu. Kutlamaların anısına dikilmiş  ve yüzyıllar sonra  Irak’ta  kazı yapan Alman T arkeologlar tarafından yeniden gün ışı gıda kermesi olarak değerlendirilebilir. Katılanların sosyal mevkileri ve siğına çıkarılan bu taş yazıtta, ayrıca konuklara sunulmak için kesilmiş ve pişi yasal önemlerine göre, farklı şeyler ikram edildiği varsayılsa bile sonuçta her rilmiş hayvanların, yiyecek ve içkilerin kral gibi o da halkını “yedirmiş, içirmişçeşit, sayı ve miktarları da belirtiliyordu: 1000 semiz sığır, 1000 dana ve ko ti.”  Nitekim bu büyük ziyafete katılan herkesin evine “memnun ve mutlu” olayun, 14 bin oğlak;  200 sığır  ve 1000 rak döndükleriözel besleme koni belirtmeyi ihyun, 1000 kuzu, mal etmemişti. 500 geyik, 500 Assurnasirantilop, 1000 örpal yaptıklarıydek, 500 kaz, 500 la övünüyoryabani kaz, 1000 du: Terk edilçulluk, 1000 bılmiş kasabaladırcın, 10 bin gürı yeniden ihvercin, 10 bin ya ettiğini, bukumru, 10 bin  ralara yeniden “küçük kuş”, 10 insan yerleştirbin çeşitli balık, diğini, ülkede10 bin kır sıçanı (çöl faresi).  Bu Dicle kıyısında Nemrut kentini başkent ki sarayları  laarada, 10  bin ek yapan II. Assurnasirpal aslan avlarken. yık oldukları mek, 10 bin yuihtişamla yenimurta, 10 bin tesden inşa ettirti şarap ve 10 bin kırba da şarap tüke diğini ve içlerini arpa ve saman stoklatilmişti. Liste, sebzeler, meyveler, çerıyla tıka basa doldurduğunu, ayrıca surezlerle  uzayıp gidiyor. Kısacası, “mö lama kanalları ve meyve bahçeleri kurnü”,  gerçekten krallara lâyık bir zendurduğunu, tanrılara tapınaklar yaptırginliktedir. dığını  söylüyordu. Ancak, daha da ile Asur imparatorluğunun en uzak köri gidiyor, tanrılara ve halkına  verdişelerinde yaşayan halkından tanrıya ği özel ziyafeti tüm ayrıntılarına varınkurban adına büyük ölçüde zorunlu yicaya dek, eşsiz bir belge olarak tariyecek ve içecek (kısacası haraç) sağhe emanet ediyordu. Hükümdarın, bu lamadaki büyük organizasyon gücünü dillere destan ziyafet aracılığıyla, hem de ortaya  koyan bu dev kutlama ziyadinsel inançlarını hem de midesini okfeti, görünürde, sunulan her şeyin kraşadığı halkı ve yabancı konukları indinlın ikramı olduğu ve günlerce süren bir de saygınlığını daha da artırdığı söyle nebilir. Ve bu yolla iktidarına, sosyolog  Pierre Bourdieu’nün klâsikleşen  deyişiyle, hem siyasal ve ekonomik alanda, hem de komşu devletlerle ilişkilerinde somut getirisi olacak bir “sembolik sermaye” sağladığı da.   Site devletlerinin yerlerini giderek imparatorluklara bıraktığı bu süreçte, Asurnasirpal’ın dev ziyafeti, Sümerlerden  bu yana,  tanrı  kültlerinin giderek ikinci planda kalmaya başladığını, “tanrılaşan” kral kültünün ise ön plana çıktığı mesajını veriyordu. Antik tarım toplumu devletlerindeki keskin sosyal  katmanlaşma ortamında, bu tür büyük hükümdar ziyafetlerinin iki somut işlevi vardı: Birincisi, tanrıların onuruna kurban sunarak onları memnun etmede dinsel ödev kisvesiyle halkının elindeki ürün fazlasını almak için yeni bir bahane, yani bir çeşit vergilendirme. İkincisi, aynı zamanda toplanan bu zenginliklerinin bir bölümünü yeniden halkına dağıtan “soylu ve cömert” iktidarının dinsel/siyasal meşruiyeti ve ekonomik gücünün, üretici halkın indinde benimsenmesi, hatta gerekli sayılması. Bu da çok doğaldır; zira merkezi bir yönetimin  yiyecek üretimi, muhafazası ve yeniden dağıtımını denetimi altında tuttuğu Mezopotamya’da  kralların tapınak  ve sarayları aslında tahıl ambarları, hayvan ağılları ve sulama kanalları  üzerine “inşa edilmişti”. Dünyanın en etkileyici ziyafetinin öyküsünü bir de  bu açıdan okuyabiliriz sanıyorum.   C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle