23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 oğuş Holding’in sahip olduğu yüzde 14.89 Garanti Bankası hissesinin daha Banco Bilbao Vizcaya Argentaria’ya (BBVA) devrinin ardından BBVA’nın Garanti’deki payı yüzde 39.9’a çıkarken; Garanti Bankası’nın 15 yıldır genel müdürlüğünü yapan Ergun Özen de yerini Ali Fuat Erbil’e devrediyor. BBVA’nın devraldığı yeni paylarla birlikte Garanti’nin BBVA’ya katkısının da 240 milyon avrodan 400500 milyon avroya çıkması bekleniyor. Özen, yönetim kurulu üyesi olarak devam edeceği bankada, 2 Eylül 2015 tarihi itibarıyla görevini 1999’dan bu yana Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Ali Fuat Erbil’e devredecek. Garanti Bankası ve BBVA arasında imzalanan ortaklık anlaşması doğrultusunda, yeni dönemde Garanti’nin yönetim kurulunda genel müdür dahil olmak üzere 10 kişi yer almaya devam edecek. 10 üyenin 7’si BBVA, 2’si Doğuş Grubu tarafından belirlenecek. 10. üye ise taraflarca belirlenecek adaylar arasından seçilecek. Ferit Şahenk bankada yönetim kurulu başkanlığı görevini sürdürecek. DOLAR AVRO FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 2.7720 2.8 kuruş 3.0760 7 kuruş 10.10 07 puan 78.323 157 puan 664.76 16.19 lira 98.35 2.53 lira EDİTÖR: ZEKİ TEZER TASARIM: BAHADIR AKTAŞ Salı 28 Temmuz 2015 Garanti’de ağlatan veda Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, Nisan 2000’den bu yana sürdürdüğü görevini, Fuat Erbil’e devrediyor. Özen ayrılık konuşması yaparken gözyaşlarını tutamadı D Şahenk, “Garanti’nin dünya oyuncusu olduğunu görmek bizim için gurur verici. Büyük emekler vererek yetiştirdiğiniz öğrencinizin Dünya Bankası Başkanı olması gibi” dedi. Şahenk, Doğuş’un bankadaki yüzde 10’luk hissesinin gelecekte ne olacağına ilişkin de “Bir gün Garanti’deki hissemizi satıp da Türkiye’deki başka bir bankaya ortak olur muyuz? Asla. Yeni bir banka kurar mıyız? Asla” açıklamasını yaptı. BBVA Yönetim Kurulu Başkanı Francisco Gonzalez geleceğin bankalarının sadece finansal amaçlı çalışmayacağını, gelecekte pek çok bankanın kendisini baskı altında hissedeceğini ve bunun sonucunda dünyada bankacılık sektöründe konsolidasyon yaşanacağını öngördüğünü ifade etti. Ahmet Münir Gül: Satış ve sermaye doğru, devir fiyatı düşük Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün oğlu Ahmet Münir Gül’ün, kuruluşunda yöneticisi olduğu Ventis şirketini, Suudi Acwa Power’ın 25.3 milyon TL sermaye taahhüyle devraldığını duyurduğum yazıma açıklama geldi. Ahmet Münir Gül, Ticaret Sicili kayıtlarını esas alarak yazdığım yazı için, “üretilmek istenen algının tamamen yanıltma olduğu” ifadesine yer veriyor. Oysa şu paragraf; devir, devralan şirket adı ve devir tarihine dair yazıdaki bilgilerin tamamını doğruluyor: “Bir sektör realitesi olarak 31 Nisan 2015’te gerçekleşen rüzgâr lisans başvuruları öncesinde sektörde birçok proje alım satımı olmuştur. Bu çerçevede bizim de geliştirdiğimiz projelere ve şirketimize yerli ve yabancı muhtelif yatırımcılardan teklifler gelmiş, bunlardan biri olan Acwa Power ile yürütülen görüşmeler neticesinde ilgili şirket hisselerimizin tamamını 21 Nisan 2015 itibariyle devralmıştır. Dolayısıyla haberde ifade edildiği şekliyle firmamıza bir ‘özel ilgi’ olduğu ifadesi sektör realitesine tamamen aykırı olup, gerçeği yansıtmamaktadır.” (Ancak 31 Nisan 2015 olarak geçen tarihin, Nisan’ın 31 gün çekmemesi dolayısıyla, bir hata yapıldığı ihtimali de dikkat çekiyor.) Açıklama şöyle sürüyor: “Sanki satış bedeliymiş gibi yansıtılan 25 milyon TL’nin şirketin satış bedeliyle hiçbir alakası olmayıp, bu rakam, 21 Nisan 2015 itibariyle hissedarlık veya yönetim anlamında hiçbir söz sahibi olmadığım şirketin, bu rakam, şirket devri sonrasında, satın alan tarafça EPDK mevzuatı gereği zorunlu olarak, lisansa konu projelerin gerçekleştirilmesi için yatırımcı tarafından şirkete taahhüt edilen yasal rakamdır. Gerçek satış bedeliyle ilgili şunun da bilinmesi gerekir ki, bedel tamamen sektör gerçeklerine uygun şekilde ve bahsedilen rakamın çok daha altında teşekkül etmiştir.” Ben yazımda, 25.3 milyon TL’yi satış bedeli değil; devir sırasındaki sermaye taahhüdü olarak tanımladım. Ancak açıklamada, satış tutarının ne olduğu bilgisi yer almıyor. Ergun Özen 11. Ali Fuat Erbil Birleşme olacak Francisco Gonzalez Ben de çapulcuyum Ferit Şahenk Özen konuşması sırasında gözyaşlarını tutamazken, Özen’i Şahenk ve Gonzalez teselli etti. Özen Garanti’de yönetim kurulu üyesi olacak. Yeni banka asla Garanti’nin yeni hisse yapısı Doğuş Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ferit Şahenk ve BBVA Başkanı Francisco Gonzalez, Ergun Özen ve Ali Fuat Erbil tarafından basın toplantısıyla açıklandı. Öte yandan 15 yıllık genel müdürlük döneminde Ergun Özen’in son yılları görevdeki en zor dönemiydi. Haziran 2013’te Gezi direnişi sırasında bir grup protestocu Garanti Bankası’nın genel merkezinin önünde toplanmıştı. Protestocuları yatıştırmak için yanlarına gidip konuşma yapan Özen, “Ben de sizler gibi çapulcuyum” demişti. Ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu vandalizme destek verenler karşısında bizi bulur” diyerek Özen’i eleştirmişti. l Ekonomi Servisi Değişmeyen tek şey güven rgun Özen ise ayrılık konuşması yaparken gözyaşlarını tutamadı. Özen, “15 yıldır gururla sürdürdüğüm görevimi Fuat Erbil’e devretmenin mutluluğunu yaşıyorum. Bankacılığa ilk başladığımdan bu yana birçok şey değişti. Değişmeyen tek şey E “güven” oldu. Ben buna odaklandım. Gecemizi gündüzümüze katarak Türkiye’nin en değerli kurumu olma mutluluğunu yaşıyorum. Geçen dönemde bolluk refah, krizler, kemer sıkma uygulamaları, istikrar, bunların hepsini yaşadık. Bize müthiş bir tecrübe getirdi” diye konuştu. Özen, Şahenk’e profesyonellere güvenmek, ihtiyaç duyduğunda yanında olmak gibi ayrıcalıklı ortamı sunduğu için teşekkür etti. Fuat Erbil de Özen’e, “Gözünüz arkada kalmasın, emanete iyi bakacağız” dedi. Yeni tur Yunanistan görüşmeleri başladı unanistan ile kreditörler arasında ertelenen yeni tur görüşmeler dün başladı. Avrupa Komisyonu Sözcüsü Mina Andreeva, Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu temsilcilerinden oluşan heyetin Atina’da görüşmelere başladığını duyurdu. Andreeva, görüşmelerin hızla yürütülmesini istediklerini de söyledi. Geçen cuma günü başlaması beklenen görüşmelerin teknik nedenlerle ertelendiği duyurulmuştu. Kreditörlerin 86 milyar Avro’luk üçüncü kurtarma paketi için Yunanistan’dan kemer sıkmaya yönelik daha fazla reform talebinde bulunduğu ve görüşmelerin hızla yürütülmesini istedikleri belirtiliyor. Y Kale, 420 milyon lira yatırım planlıyor ale Grubu Başkanı ve CEO’su (Üst yönetici) Zeynep Bodur Okyay, önümüzdeki 5 yılda 420 milyon lira tutarında yeni yatırım planladıklarını duyurdu. Çanakkale’nin Çan İlçesi’nde faaliyet gösteren Kale Grubu’nun 58’inci Kuruluş Yıldönümü ve Geleneksel Seramik Bayramı kutlamaları sırasında konuşan Okyay, grubun doğduğu topraklara yaptığı yatırımların tutarının 1.5 milyar dolara ulaştığını hatırlattı. Kale Grubu’nun 58. yılında da yatırımlara hız kesmeden devam ettiklerini belirten Okyay, “18 Mart’ta, o dönemdeki Milli Savunma Bakanımız, bugünkü Meclis Başkanımız İsmet Yılmaz’ın teşrifleriyle, 58 K Yanis Varoufakis Yunanistan’ın eski maliye bakanı Yanis Varoufakis’in, paralel para sistemi oluşturulması için plan yaptığı yolundaki haberlerin ardından, konuyla ilgili kayıtlar yayınlandı. Varoufakis kayıtlarda, Başbakan’ın paralel para için kendisini görevlendirdiğini söylüyor. Ancak Varoufakis, vergi numaralarına ve merkez bankası hesaplarına gizlice ulaşmayı planladıkları yolundaki iddiaları yalanladı. l Ekonomi Servisi yıl önceki ilk fabrikamızın yerinde, tamamlandığında dünyanın en gelişmiş teknolojisine sahip olacak yeni granit fabrikamızın temelini attık. Bu fabrika için ilk etapta 100 milyon liralık bir yatırım yaptık. Önümüzdeki 5 yılda 420 milyon lira daha yatırım yapmayı planlıyoruz” dedi. Kale Grubu’nun kurucusu, babası İbrahim Bodur’u anan Okyay, “Bundan tam 58 yıl önce, o günlerde henüz 24 yaşında olan bir genç, yüreğinde böylesine büyük bir sevdayla yola çıktı. Sevda yolculuğunda emeği geçen herkese huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi. l Ekonomi Servisi geçti”, ne de OECD’nin “Yenilikler gereken hızda yaygınlaşamıyor” savı açıklayıcı değil. Aslında gizemli bir durum yok. Verimlilikte ve dinamizmde 1970’lerden bu yana küresel çapta giderek kronikleşen gerileme eğilimi, 1970’lerde başlayan (sermaye birikim modelinin yapısal krizine, 2000’li yıllarda başlayan ve 2007 kırılmasına yol açan “mali krize” ilişkin savlarla uyumludur. Yukardaki gizeme bir açıklama arayanların, kapitalizmin krizini, bu üretim tarzının iç dinamikleriyle açıklayan teorilere başvurmaları gerekiyor. Seramik sergisi Zeynep Bodur Okyay KP liderliği ölümden korkup, Andreas Lubitz olmaya karar vermiş görünüyor. Lubitz uçağı dağa çarptırmıştı. AKP de “barış sürecini”, İŞİD bahanesiyle, “tüm muhalefeti temizler, sonra seçime giderim” fantezisine çarptırdı. Gelişmeleri kaygıyla izlerken, “büyük resme”, kapitalizmin krizine ilişkin gelişmelere de arada sırada göz atmakta yarar var. Pazar günü Pelin Ünker “Kusursuz Fırtına” yazısıyla Türkiye ekonomisine bakmıştı. Ben şimdi açıyı biraz daha genişleterek, dünya ekonomisine ilişkin yeni açıklanan kimi ilginç verilere değineceğim. A Washington Post’tan R. Samuelson “Verimlilik esrarengiz biçimde düşüyor” başlığıyla son OECD raporuna dikkat çekti. Samuelson’un yorumuna değinmeden önce, Future of productivity 2015 başlıklı rapora biz de bakalım. Ayrıntılara girmeden, ilk 22 sayfada yer alan ‘Verimlilik sorunu’ kimi grafikleri aktarmakla yetineceğim. Sf. 15: İki grafik, gelişmekte olan ülkelerde, dünyada ve OECD ülkelerinde emek verimliliği ve çok faktörlü verimlilik artış hızlarını sergiliyor. 2006’dan sonra sert bir düşüş sergileyen artış hızları, 20082010 arasında kısmen toparlandıktan sonra, 2010’dan bu yana yeniden belirgin biçimde gerilemeye başlamış. Sf. 16: Bir grafik, çalışılan saat başına GSMH oranının OECD, Doğu Avrupa ve Latin Amerika ülkelerinde, 195070 döneminden bu yana (ABD, Kore, Avustralya, Y. Zelanda’da, yalnızca 9504 döneminde bir artış var) sürekli gerilemekte olduğunu gösteriyor. 19. sayfadaki grafikte, Hindistan ve Çin’de emek verimliliği büyüme hızı yalnızca 200007 dönemlerine bir artış gösteriyor, sonra gerilemeye başlıyor. 22. sayfadaki iki grafik, Büyük resim I OECD ülkelerinde iş yaşamındaki dinamizmi, bilgi temelli (teknoloji) sermaye yatırımları ve yeni başlayan girişimler üzerinden, 19952000, 200007; 0710 dönemleri için ölçmeye çalışıyor. Her iki grafikte de “9500” döneminden sonra belirgin bir gerileme var. Samuelson’a göre karşımızda “gizemli bir sorun” var. Çünkü, internet, rekabet, küreselleşme, gelişmekte olan ülkelerin teknolojik, bilimsel gelişmelere katkıları, verimliliğin artması için koşulların çok uygun olduğunu gösteriyor. Ancak tam aksine verimlilik gerilemesi küresel bir olgu. Ne “İnternetin ilk etkisi Dünya ticareti Devam edersem, Financial Post’ta (Kanada) rastladığım “Dünya ticaretinde ne oluyor” (Shmuel, 22/07/2015) başlıklı yazının aktardığı iki grafik, dünya sanayi üretiminin ve ticaret hacminin büyüme hızlarında 2014 yılından bu yana yeniden bir gerileme başladığını gösteriyor. Aynı dönemde sanayi üretimiyle ticaret hacmi karşılaştırıl dığında, envanterlerde belirgin bir artış yaşandığı (aşırı üretim sorununun basıncının arttığıEY) ortaya çıkıyor. Verimlilik hızları gerilerken, dünya ticaretinde gerileme, envanterlerde belirgin bir artış, kaçınılmaz olarak uluslararası alanda rekabetin, korumacılığın artacağını düşündürüyor... Gerçekten de The Bank of Canada’nın hazırladığı bir çalışma, dünya ticaretindeki gerilemeyi, ticareti serbestleştirmede isteksizliklerdeki, korumacı önlemlerdeki artma eğilimine bağlıyor (Financial Post). Australian Institute of International Affairs’den Profesör Evenett & Dr. Fritz’ göre korumacılık eğilimleri resmi verilerin gösterdiğinden çok daha güçlü. Yazarlar, ortak çalışmalarında, ticaretin sınırlandırılması (korumacılık) bağlamında, G20 ülkelerinde, Kasım 2008’den bu yana 2080 (DTÖ bulgularından yüzde 53 daha fazla) yeni önlem alındığını saptıyorlar. Perşembe günü jeopolitik ve emperyalizm konularıyla devam edeceğim. Bu açıklamadan, Hayrünnisa Gül’ün “anne” sıfatıyla, sitem dolu aramasıyla yaptığımız telefon görüşmesinden sonra haberim oldu. Köşk’ten ayrılmadan önce, gazetecilik gereği birçok kez sohbet ettiğimiz Bayan Gül, haksızlık ettiğim kanısındaydı. Hayrünnisa Hanım’a haksızlığın yazının neresinde olduğunu sordum. Bu paranın oğlunun cebine girmediğini belirtip “Ahmet’in parası yoktur. Eline geçeni de dağıtır. O farklıdır, beyniyle üretmeyi sever. Şirketine değer kattığı için ilgi göstermişlerdir” dedi. Yakın tarihteki düğün hazırlıkları için, her yerle görüşmeler yaptığını anlatırken, yarı şaka yarı ciddi “Eğer Ahmet’in böyle bir parası var da benim haberim yoksa, vallahi boğazına çökerim” dedi, güldük. Sonrasında Hayrünnisa Hanım’a, ülkeyi yönetenler kadar onların yakınlarının da attığı adımların dünyanın her yerinde haber değeri taşıdığını, somut belgelere dayalı yazıda 25.3 milyon TL’yi “sermaye artırımı” olarak tanımlamaya özen gösterdiğimi vurguladım. Hayrünnisa Hanım, sadece oğlu Ahmet Münir değil, ailece hep çok dikkatli ve mütevazı yaşamaya özen gösterdiklerini vurguladı. Kendisini epeyi üzen başka konular üzerine de sohbet ettik. Şu an, bu konuyla sınırlı tutacağım konuşmamızı iyi dileklerle sonlandırdık. Hayrünnisa Gül: Oğlumun parası yok Ziraat Azerbaycan’da faaliyete başladı Ziraat Bankası’nın Azerbaycan’daki iştiraki Ziraat Bank Azerbaycan ASC faaliyete başladı. 50 milyon AZN (yaklaşık 47 milyon dolar) sermaye ile kurulan banka ilk etapta İçerişehir/Bakü Şubesi ile hizmet verecek. Ziraat Bank Azerbaycan ASC’nin iki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesine katkı sağlaması amaçlanıyor. Azerbaycan Merkez Bankası, 30 Aralık 2014’te Ziraat Bankası’na bankacılık lisansı vermişti. l Ekonomi Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle