28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLAR ve GORUSLER 16 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: AYNUR ÇOLAK KÜLTÜR SANAT Salı 28 Temmuz 2015 Seçimdeki oy geçişleri FİLİZ AYDIN KOÇ İstatistikçi / Seçim Analisti 7 Haziran seçimlerinde AKP yüzde 40.9, CHP yüzde 24.95, MHP yüzde 16.3, HDP yüzde 13.1, SP ise yüzde 2.1, oy aldılar. Partiler sırasıyla 258, 132, 80 ve 80 milletvekili çıkardı. Kuzeydoğu, Güneydoğu ve Ortadoğu Anadolu bölgeleri mercek altına alındığında; bu üç bölgede HDP 59 milletvekili çıkararak bölgede en çok milletvekiline sahip parti olmuştur. AKP 43, MHP 6, CHP 4 milletvekili çıkarmıştır. Bölgede denge değişmiş, AKP ikinci parti konumuna geçmiştir. HDP oylarının yüzde 53’ünü, AKP yüzde 13’ünü, CHP yüzde 4’ünü MHP ise yüzde 8’ini bölgeden almıştır. HDP 3.215.520 oy ile bölgede birinci partidir. Oy farkı 960.273 iken bu seçimde HDP 748.804 oy ile öne geçmiştir. Cumhurbaşkanı seçimlerine göre HDP bölgede oylarını yüzde 17 oranında arttırırken, AKP yüzde 2 oranında kaybetmiştir. AKP aslında bölgede aşırı bir güç kaybetmemiştir. HDP’nin “bölge partisi” olması konumunu oldukça güçlendirmiştir. 7 Haziran’da “katılım” yüzde 83.9 ile 2011 genel seçimlerine göre 0.8 oranında artmıştır, yani yaklaşık 4 milyon daha fazla seçmen sandığa gitmiştir. Katılımın yüksek olması tüm partileri etkilerken en çok da HDP’yi etkilemiştir. HDP’nin milletvekili çıkardığı 27 ilde de katılım Cumhurbaşkanı seçimlerine göre yüzde 20 ila yüzde 5 arasındaki oranlarda artış göstermiştir. Sahi senin kaybedecek neyin var? 7 Haziran seçim sonuçları oy kayıplarının ve un artışlarının yoğ olduğu bir seçim n azira oldu. Peki, 7 H ile seçim sonuçları 14 0 2011 genel ve 2 ğı lı Cumhurbaşkan seçim sonuçları ında karşılaştırıldığ ir lb karşımıza nası tablo çıkıyor? si beklenirken bu gerçekleşmemiş, tersine 2011 genel seçimlerine göre 2.5 milyon oy kaybetmiştir. Dolayısıyla, doğal seçmen artışı ile birlikte AKP’nin toplam oy kaybı 2.5 milyon seçmen değil yaklaşık 4 milyon seçmendir. AKP’nin 4 milyon oy kaybının, yaklaşık 1.5 milyonunun MHP’ye, 1.7 milyonunun HDP’ye, 400 bininin ise Saadet Partisi’ne gittiği söylenebilir. CHP’nin toplam oy kaybı yaklaşık 1 milyon civarındadır. Bu oy kaybı olmasaydı yüzde 26.4 civarında bir oy alabilirdi. Yani yüzde 1.5 oranında oyunu arttırabilirdi. MHP, 2011 genel seçimlerine göre yaklaşık 2 milyon oy artışı ile oylarını yüzde 34 arttırarak ülke genelinde yüzde 3.3’lük artış ile oy oranını yüzde 16.3’e yükseltmiştir. 2011 genel seçimlerine ve doğal seçmen artışına göre yaklaşık 500 bin oy arttırması olağanken, 1.5 milyon daha fazla oy artışı sağlamıştır. MHP’ye oy geçişi önemli ölçüde AKP’dendir. HDP, 2015 genel seçimlerini kazanan bir diğer partidir. 2011 genel seçimlerine göre 3 milyon 200 bin oy arttırarak (yüzde 115) oy oranını yüzde 6.6’dan yüzde 13.1’e yükseltmiştir. HDP seçmenin yoğun yaşadığı Güneydoğu Anadolu bölgesindeki ortanca yaşın ülke ortalamasından düşük olması nedeni ile doğal seçmen artışından en çok payı alacak parti olmuştur. Dolayısıyla 3 milyon 200 bin oy artışının yaklaşık 500 binin doğal seçmen artışı nedeni ile olduğu düşünülebilir. Geçmiş seçim sonuçları birlikte değerlendirildiğinde, HDP oylarının, yaklaşık 1 milyon 700 bininin AKP seçmeninden, yaklaşık 11.2 milyonunun ise CHP seçmeninden geldiği söylenebilir. Saadet Partisi 7 Haziran’da yüzde 74 ile en çok oy artışı yaşayan ikinci partidir. Saadet Partisi 2011’deki 550 bin oyunu, 950 bine çıkarmıştır. Burada yaklaşık 400 bin oyun tamamına yakınını AKP seçmeninden geldiği söylenmelidir. Sonuç olarak; 7 Haziran seçimlerinde yüksek katılım nedeni ile yaklaşık 4 milyon fazla seçmenin oy kullanması tüm dengeleri değiştirmiştir. Olası bir “erken seçim” için de “katılım” yine çok önemli bir etken olacaktır. O MHP’ye geçişler CHP’nin kaybı Yüzde 12’lik oy kaybı AKP, 7 Haziran’da 2011 genel seçimlerine göre yaklaşık 2.5 milyon, yani yüzde 12 oranında oy kaybetmiştir. Türkiye genelindeki oy oranı yüzde 9 azalmıştır. En çok oy kaybı yaşayan parti konumundadır. “Doğal seçmen artışına” bakılırsa yaklaşık 3 milyon 800 bin yeni seçmenin yaklaşık yüzde 49 oranında AKP’ ye oy verme CHP’nin 7 Haziran’da yaklaşık 3 milyon 800 bin seçmen artışına rağmen sayısal olarak çok düşük bir oranda yaklaşık 362 bin, yüzde 3 oy arttırması dikkat çekicidir. Burada doğal seçmen artışı içinde 2011 genel seçimlerindeki oy oranını bile muhafaza edebilseydi, yaklaşık 1 milyon oy artışı gerçekleşebilirdi. Dolayısıyla yaklaşık 626 bin civarında net oy kaybı görülmektedir. CHP önemli sayıda HDP’ye, diğer partilere minimal düzeyde oy kaybetmiştir. Diğer partilerden minimal oy almıştır. Seçimin asıl galibi Sonuç nun kaybedeceği bir iktidarı ve bir sarayı ve bir parası var. Diğerinin, kaybedeceği hiçbir şeyi yok. Peki ya senin? Her şeyi olduğunu düşünenle, hiçbir şeyi olmadığını düşünenin arasındasın. Haklı ya da haksız hiçbir savaşı onaylamıyorsun. Ama sahip olduğun ne varsa, hepsi savaşın tam hedefinde. Vicdanın mesela... Şu an kalbinin tam altındaki boşlukta duran ve ölen için olduğu kadar öldüren için de sızlayacak kadar büyük olan o vicdan... Savaş çıktığında hızla küçülecek. Ya hayatta kalma dürtüsüyle gerektiğinde etrafındaki zulme kayıtsız kalabilen zihninin yanına büzülecek. Ya da yanı başında parçalanmış cesetlere basa basa her ne pahasına olursa olsun güvenli bir köşe aramaya eğitilecek olan ayak tabanlarına saklanacak. Şimdilik kalbinin tam altında. Ama ya savaşın ortasında? Aklın sonra... Savaşları halkların çıkarmadığını biliyorsun; Savaşları halkların bitirmediğini de. Ölenlerin dövüşerek öldükleri ve güneşe gömüldükleri sadece yüreklere iyi gelen bir şiir. Tarih, o insanların uğruna öldüklerini sandıkları şeyle, uğruna gerçekten öldükleri şeyin aynı olmadığını sayfalarca yazdı. Ölünerek çoğalmak bir yalan; şehitlik bir tuzak; Ne yapılacaksa ancak ya şayarak ve yaşatarak yapılacak. O yüzden Kürt’e, Türk’e, Ermeni’ye, Rum’a, Arap’a düşman olmayı anlaman mümkün değil. Savaşın içine çekilen tüm insanlar için ayırt etmeksizin endişeleniyorsun. Düzenli ya da düzensiz tüm ordulardan, emirlerden, komutlardan tiksiniyorsun. Ne yapacaksın? O yalnız ve hüzünlü ama kıymetli aklın şimdilik başında. Ama ya savaşın ortasında? Korkulardan muaf o hayata güvenin var bir de... Muhtemelen tanısan aynı sofralarda kahkahalar atacağın insanlardan korkmayı sana da öğretecek savaş. Bunu daha önce başkalarına defalarca yaptı. Yıllar sonra çekilecek filmlerin dokunaklı hikâyelerine layık duyguları, acımasızca nasırlaştırdı. İnsanın korkuyla ateşlenen saldırganlığını besledi. Savaş çıktığında o kıymetli güvenin, korkuya yenilecek ve hep reddettiğin şiddete meyledecek. Şimdilik her türlü kışkırtmaya dirençlisin. Ama ya savaşın ortasında? Orada da aynı gücü bulabilecek misin? Savaş çözümden değil düğümden yanadır. Halkları da insanları da nefretle biler. Sınırlara, mayınlara, silahlara, tutsak kamplarına, tecritlere ve tehcirlere ikna eder. İkna olmayanı sistemden siler... Bu korkunç düzen ancak sistem dışı olmayı göze alanlar çoğalırsa çöker. HDP hükümete girsin... Tıpkı Öcalan’ın bir tür Türkiye eşbaşkanı haline gelmesi gibi Murat Karayılan, Cemil Bayık, Duran Kalkan ve benzerleri de siyasetin önemli şahsiyetleri haline geldiler. ALİ TARTANOĞLU Gazeteci Birmingham’daki tarihi Kuran için test çağrısı İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi Genel Direktörü Halit Eren, İngiltere’nin Birmingham kentinde keşfedilen tarihi Kuran için karbon testi yapılmasını istedi. A ma kafaları biraz karışık galiba... Biri HDP’den siyasette yönlendiricilik bekliyor. Öteki, Demirtaş’ın “Emanet oylara saygı göstereceğiz” sözüne, Erdoğanvari bir üslupla “Hooop, ne demek emanet oy! Duymayayım bir daha” diyor. Bir başkası “HDP koalisyona sakın katılmasın, sisteme teslim olmuş olur” diyor. Öteki çok sinirlenmiş, “Çatışmasızlık bitti gayrı! Yol yapıyorsunuz, baraj yapıyorsunuz... Olmaz! Biz vuracağız” diyor. Cumhuriyeti birlikte kurduk. Biz de kurucu unsuruz. Bu durum anayasada ve yasalarda belirtilip gereği de resmen yapılsın, demiyorlar mıydı? Demokrasi, demiyorlar mıydı? 7 Haziran’la birlikte HDP, TBMM’de bugüne kadar olmayan bir başkanvekilliği, bir de katip üyelik kazandı, idare amirleri zaten vardı. Komisyonlardaki üye sayıları artacak. Hazine yardımı almaya başlayacaklar. Bir de koalisyona katılırlarsa, Demirtaş başbakan yardımcısı ve devletin en gizli sırlarının görüşüldüğü Milli Güvenlik Kurulu’nun da üyesi olacak! O beğenmedikleri sistem sadece Diyarbakır değil Ankara, Türkiye’nin tümü yani... Bunların hepsi anayasada, yasalarda yazılı ve demokratik... meclise, hükümete, MGK’ye girsin. Hazine yardımını alsın. Bizim çocuklar bayrak yakmaya, Atatürk büstü tekmelemeye devam etsin. Öcalan hapisten çıksın, dağdakiler ovaya inip şirket kursun veya siyaset yapsın. Bizim keleşler de yüklükte dursun; hini hacette çıkarırız. Ama Türk bayrağı, Atatürk resmi, Anıtkabir vesaire olmasın... mı demek istiyor Ağa’lar? İ Karar verin 7 Haziran akşamı HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ortak basın toplantısı düzenlemişti. kümet kurmayın, MGK toplantılarına katılmayın mı diyecekti? Veya şimdi niye hazine yardımını, milletvekili maaşını, meclis başkanvekilliğini, kırmızı plakayı, pasaportu da almayın demiyorlar HDP’ye? Bunları “sistem”e teslim olmak saymıyorlar mı? HDP bu sisteme teslim olmasın diye mi bitiriyorsunuz çatışmasızlığı? HDP bu sistemin siyasi partiler yasasına göre kuruldu. Seçim yasasına göre seçilip geldiler kaç dönemdir. Kandil ağaları bunca zamandır, HDP ve öncüllerini sistemin dışında mı sayıyormuş? Öcalan sistemin ta göbeğinde değil mi? Kandil ağaları galiba şundan rahatsız: Başbakan yardımcısı ve bakan olacak HDP’lilerin makam koltuğunun sağ tarafında büyükçe bir Türk bayrağı, arkasında büyükçe bir Atatürk fotoğrafı olacak. “Anıtkabir’e gidip sap gibi dikilmek” zorunda kalacaklar. Başbakan yardımcısı, Türkiye’nin Milli Güvenlik Kurulu üyeliği koltuğunda otururken “özerklik” demek, saçmalamak olacak. Arazideki uzantılar bayrak yakıp Atatürk büstü tekmeler, karakol bombalar, asker öldürürse, HDP çok zor durumda kalacak. AKP’ye zaten çok benziyorlardı; daha da çok benzeyecekler. Yoksa HDP sistemin yasalarına göre kurulup Türklerden, Çerkeslerden vb. de oy alıp Lafzınızdaki gibi Türkiye Cumhuriyeti kuruculuğunun gereklerinin yapılmasını mı istiyorsunuz, yoksa ruhunuzdaki gibi mutasavver bağımsızlık için silahları yüklükte tutmayı mı? İkincisiyse açıkça söyleyin: Biz parti, siyaset, meclis, bakanlık, başbakan yardımcılığı, hazine yardımı, kırmızı plaka, kırmızı pasaport filan istemiyoruz. Savaşımıza devam eder, bağımsız olabiliyorsak oluruz, deyin. Samimiyet sınavı Kurucu unsurluksa kurucu unsurluk... Bu bir samimiyet ve dürüstlük sınavı... Hepsini aynı anda isterseniz solcu da demokrat da olamazsınız; ancak kasaba tüccarı olursunuz. Demokrasi diyorsanız, silahı bırakıp kendi tabirinizle sisteme teslim olacaksınız. Kusura bakmayın Kandil beyleri! Ya HDP’nin yakasını ve bizim aklımızı bırakın ya silahı! Hem oylar gelsin hem Atatürk olmasın, silah da elimde olsun... Yok öyle... Mesela HDP 280 sandalye kazansaydı, Kandil senyörleri hü Sisteme teslimiyet mi? slam Tarih, Sanat ve Kültür dererek karbon testi yaptıracakAraştırma Merkezi’nin (IRCItık. Ama maalesef o gün izin veCA) Genel Direktörü Halit Eren, rilmedi. Talebimi yenilemek isBirmingham’daki Kuranıketiyorum. Kültür Bakanlığı da burim hakkında açıklamalarda bu nu doğrudan yapabilir. Bu da bilundu. Eren, “Üniversiteyi aralimsel bir tespit oluyor. Oradaki dık. Eserin temini için girişimderi hangi yıla, yazının hangi yıleri başlattık fakat şöyle bir sola ait olduğu tespit edilebilir.” ru işareti var. Birmingham’daki Diyanet İşleri Eski Başkaeser kaç sayfa? Herhangi bir bil nı Tayyar Altıkulaç da Birminggi verilmemiş. İnternette iki vaham’daki Hz. Peygamber dönerak olarak görünüyor. Eğer öymine ait olduğu iddia edilen Kuleyse Topkapı’daki Mushaf taranıkerim hakkında açıklamamamına en yada bulundu. Alkını bu nedentıkulaç, “İnterle de oldukça nette gördüönemli ve bu ğüm sayfalarMushaf’a karda bazı imlâ ve bon testi yapılnoktalamalarmalı” diye kola, sure arasınuştu. nı ayıran süsEren şöyle delemeleri devam etti: “Eğer ğerlendirdim. Birmingham’daMushaf’ın Hz. ki örnek göPeygamber harüldüğü gibi yattayken yaiki varaklıysa, zılmış olmasını Topkapı’da bumümkün görlunan, elimizmüyorum. AnHz. Peygamber dönemine cak Hz. Osman deki Mushaf en ait olduğu iddia edilen sağlam örnek zamanında, saKuranıkerim olacak. Çünkü habenin ilesadece iki sayri gelenlerinin fası eksik. Yani Topkapı’da bupek çoğu hayattayken yazılmış lunan Mushaf tamamına en yaolması ihtimal dahilinde. Sahakın olan nadide Mushaflardan.” beler kendilerine göre, Kuran’ın IRCICA Genel Direktörü Eren tamamını değilse bile bazı sureayrıca şöyle bir çağrıda da bulerini ihtiva eden koleksiyonlar lundu: “O dönemin kültür bayazmışlardır. Ama Hz. Peygamkanından, bu Mushaf’ın karbon ber hayattayken vahiy sürdüğü testi için izin istedik. 4 milimlik için hiç kimse ayetleri iki kapak bir parça verilecek ve biz bunu arasına almayı düşünememişAlmanya ya da İngiltere’ye gön tir” dedi. l Kültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle