28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Olaylar ve GOrUSler KÜLTÜR SANAT Pazar 26 Temmuz 2015 Psikoloji kongresinde dini kimlik ve değerler Dr. NESLİHAN SABUNCU Özyeğin Üniv. 18 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: AYNUR ÇOLAK “D in artık önemli değil!” dedi Profesör Shalom Schwartz Milano’da gerçekleştirilen 14. Avrupa Psikoloji Kongresi’nde. “Bunu size kanıtlayacağım” diye sözlerine devam etti. Kendisi dünyaca ünlü bir sosyal psikolog ve kültürler üzerine araştırmalar yapan bir bilim insanı. Kendi adıyla anılan “Schwartz Değerler Ölçeği” farklı kültür ve uluslarda yaşayan kişilerin değer önceliklerini ortaya koyan ve binlerce atıfta bulunulan bir kuram. “İ Savaş günlerinde edebiyat festivali... günlerini yaşıyor, savaş soluyor, şiddetle yatıp, acılarla kalkıyoruz... Bu ortamda hangi sözcükleri kullanırsak kullanalım, her sözcüğün dilimizde bıraktığı o kekremsi tat, ağzımızdaki kan unutulacak, yok sayılacakmış gibi değil... Kuran On temel değer Dünyaya kendi kişisel değerlerimiz penceresinden bakıyor ve bu açıdan yargılıyoruz. 3 tane evrensel zorunluluktan ortaya çıkan (biyolojik, sosyal ve topluluk) 10 temel değerimiz var. Bunlar özyönelim (seçme, yaratıcılık, keşfetme), uyarılma (zorluklara karşılık yenilenme), hazcılık (kişisel zevkler peşinde koşma), başarı (sosyal standartlara göre kişisel başarı), güç (insanlar ve kaynaklar üzerindeki statü ve sahiplik), güvenlik (emniyet, harmoni), uyum (kişi ve normlara zarar vermemek adına hareketlerini kısıtlama), geleneksellik (kültüre ve dine saygı, bağlılık, kabul etme), yardımseverlik (grup üyelerinin refahını koruma ve geliştirme) ve evrensellik (insanları ve doğayı anlama ve koruma). Bütün bu değerler birbirleriyle etkileşim ve çelişki içinde. Örneğin başarı basamaklarını çıkarken başkalarına yardım etmekle zaman kaybetmek yolumuza çıkan önemli bir engel. Bu noktada motivasyona bağlı olan kişisel değer önceliklerimiz devreye giriyor ve bize seçimimizi yaptırıyor. Hangi dinden olduğumuz kendimizi tanımlarken önemli evet ancak hangi din, ülke, cinsiyet, eğitim ve yaştan olursak olalım, dine verdiğimiz önemin kişisel değerlerimiz içindeki yeri yüzde 1’den daha az oranda farklılık gösteriyor. rın korunması adına güvenlik, uyum ve geleneksellik öne çıkıyor. Yaşlılık döneminde güvenlik ve geleneksellik çok yüksek bir düzeye ulaşıyor. Erkekler için güç, kadınlar için yardımseverlik en öne çıkan değerler. Başarı, hazcılık, uyarılma, özyönelim erkeklerin öncelikleri arasındayken, evrensellik, uyum ve güvenlik kadınların öncelikli değerleri. Birey aldığı eğitimle değişmeye ve başarı odaklı olmaya başlıyor. Evrensellik üniversite eğitimiyle yükseliyor çünkü üniversite eğitimi bireyin ufkunu genişletiyor. Schwartz Değerler Ölçeği’ne göre ebeveyn, mizacımız, becerilerimiz, arkadaşlarımız, yetiştiğimiz çevre, bağlı bulunduğumuz din, kültür, içinde bulunduğumuz politik ve ekonomik sistem gibi diğer faktörler de değer önceliklerimize etki ediyor. Ayrıca birbirine zıt değerler arasında çoğunlukla denge sağlamaya çalışıyoruz. Schwartz’ın Milano’daki kongrede sunduğu “Dini kimliğin kişisel değerler içinde yok oluşu: Protestanlık, Katoliklik, Doğu Ortodoks Kilisesi, Müslümanlık, Yahudilik ve dinsizlik Tevrat kimliğin kişisel değerler içinde önemini kaybetmesi araştırmanın önemli bir sonucuydu. Üzerinde araştırma yapılan dinler tektanrılı ve bunlar temelde aynı felsefeye, uygulamada farklılıklara sahip. Doğu dinleri ve felsefesi bu çalışma kapsamının dışında kaldığı için ortaya çıkan sonuçlar daha homojen. Kendimizi tanımlarken hangi dinden olduğumuz önemli. Ancak hangi din, ülke, cinsiyet, eğitim ve yaştan olursak olalım, dine verdiğimiz önemin kişisel değerlerimiz içindeki yeri yüzde 1’den daha az oranda farklılık gösteriyor. Finlandiya’da yaşayan bir Protestan ile Doğu Ortodoks kilisesine bağlı bir Rus için din kişisel değerler içinde aynı yerde duruyor. Araştırmaya katılan bireyler dinin varlığına saygı duyuyor, ancak din kişisel değerlerimizle etkileşim ve çatışma halinde. Güvenlik, uyum, geleneksellik, yardımseverlik ve evrensellik değerleri bizi dine yakınlaştırabilirken, özyönelim, uyarılma, hazcılık, başarı ve güç bizi ondan uzaklaştırabiliyor. Yaşadığımız dünyanın her geçen gün daha fazla başarı ve güç odaklı olmaya başladığını düşünürsek, dinin solmaya yüz tutmuş etkisini daha iyi anlayabiliriz. Başımızı kaldırıp sadece yakın coğrafyaya baktığımızda bile terör, sefalet, hırsızlık, yolsuzluk bize bunu defalarca kanıtlıyor. zmir Edebiyat Festivali”... Şu üç sözcüğün bir araya gelmesi bile insanın yüreğine, ruhuna, gönlüne ilaç etkisi yapıyor... Ülkede bol bol müzik festivali, sinema festivali, kiraz festivali, karpuz festivali, ilelebet magazin festivali almış başını giderken “üvey evlat” muamelesi gören edebiyat, kapının dışından bakar dururdu... Ama işte İzmir Büyükşehir Belediyesi kolları sıvamış, İzmir ne demek, neredeyse tüm Ege’yi avucunun içine alan bir Edebiyat Festivali başlatmıştı. Akıllıca bir seçimle şair Haydar Ergülen’i de festivalin direktörlüğüne getirmiş. Hakkını yemeyelim, bu alandaki en büyük boşluğu bugüne dek 2009’dan beri süregelen İstanbul Tanpınar Edebiyat Festivali doldurmaya çalışıyordu... Ama İzmir Edebiyat Festivali farklı: Karaburun, Çeşme, Bergama, Selçuk, Menemen, Gümüldür, Seferihisar, Urla, Dikili, Foça... Hepsi 4 Eylül’e kadar, edebiyattan, şiirden nasibini alacak. Biz konuşurken Erkek ve kadın Edebiyat özgürleştirir Etkileşim ve çatışma İncil Değer öncelikleri Yaşam koşullarımız, dolayısıyla değer önceliklerimiz farklı. Yaş, cinsiyet ve eğitim, değer önceliklerimizi belirleyen pek çok faktör içinde en önemlileri arasında. Erken erişkinlik döneminde iş ve aile büyük önem taşıyor, başarı ve uyarılma tüm değerlerin önüne geçiyor. Orta erişkinlik döneminde kazanımla Kişisel değerler ve din üzerine bir çalışma” 20022012 yılları arasında 36 Avrupa ülkesinde yaşları 15 ile 102 arasında değişen yaklaşık 253.000 katılımcıyla yapılan Avrupa Sosyal Araştırması’nın sonuçlarından biriydi. Katılımcıların yaklaşık 94.000’i dinsiz, geri kalanı ise Hıristiyanlık, Müslümanlık ve Musevilik dinlerinden birine mensupmuş. Araştırmaya katılan 3 Müslüman ülke Türkiye, Kosova ve Arnavutluk’muş. İsrail de bu araştırmada yer almış. Dini Önceki gün festivalin açılışı Karaburun’da yapıldı. Karaburun Belediyesi’nin katkılarıyla... Genç yazar Asuman Susam’ın yönettiği panelin konuşmacıları İnci Aral, Latife Tekin ve ben... Bu birinci festival için çok gerçekçi, çok doğru, ufuk açıcı, çağrışımlarla yüklü, mutluluğa gebe bir tema seçilmişti: “Edebiyat özgürleştirir”... Evet edebiyat insanın kendisini, çevresini, dünyayı sorgulamasına, kavramasına, yorumlamasına, değerlendirmesine yol açar, geleceğe ilişkin düş kurmasına yol açar, kendini ve çevresini gerçekleştirmesini sağlar. Elbet bunlar sonucu özgürleşir insan... Ama gelin görün ki savaş Bizim panelin altbaşlığı “Türk edebiyatında kadın özgürlüğü” diye belirlenmişti. Ben Türkiye’deki kadın hareketinin gelişimiyle, kadın yazarların edebiyatımızdaki açılımları arasında koşutluk kurmaya çalıştım. İnci Aral’ın “Özgürlük cesaret ister” saptanması... Latife Tekin’in “Doğanın, kadınların, işçi çocuklarının, yoksulların olmadığı bir edebiyat kimseyi özgürleştiremez” saptaması... Asuman Susam’ın eril dilin egemenliği üzerine saptamaları... Her biri Karaburun’un Cumhuriyet Meydanı’ndaki Nergis Kahve’nin bahçesine, gecesine yerleşti... Biz bunları konuşurken... Daha kaç ölüm? Daha kaç katliam? Kaç bombardıman uçağı? Sınırın içinde mi, dışında mı? Yanlış politikaların bedelini daha ne kadar ödeyeceğiz? 7 Haziran seçimlerinden bu yana daha ne kadar süre geçmeli bu saltanatın sürmeyeceğini anlamaları için? Daha ne kadar süre sanki hiçbir şey olmamış gibi yapacaklar? Daha ne kadar bedel ödetecekler? Elbet bu sorular da gelip yerleşti “Edebiyat özgürleştirir” kavramının önüne ve arkasına... İzmir Edebiyat Festivali’nin açılışı, çok değerli şair Ahmet Telli’nin “Şiir Akşamı”yla sona erdi. Bir kez daha onun şiiriyle belleklerimizi tazeledik, ruhumuzu kötülüklerden arındırdık. “Sımsıcak tutsun diye kalbimin tenhasını” Ahmet Telli’nin şiirine sımsıkı sarıldık. Şiire sığındık. Kapadokya’da canlı müzik başkadır lasik Keyifler (KK), 6. Uluslararası Müzik Festivali ile tekrar Kapadokya’ya dönüyor. 1 23 Ağustos arası üç haftalık bir dönem boyunca bölgenin misafirleri ve yerlileri, her gün küçük toplulukların batı klasik müziği tarz K larından klasik Türk müziğine ve klasik caza varana kadar repertuarlarından oluşan müzik etkinliklerinin tadına varacak. Festivalin detaylarına internet üzerindeki www. kktr.org adresinden ulaşılabiliyor. lKültür Servisi VEFAT Can dostumuz, yoldaşımız İGD Batman Şubesi Başkanı ve tarihsel TKP üyesi M. ŞERİF BAYRAM DİSK’in Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler’in sevgili eşi, KETEV Genel Başkanı, Çok sevgili annemiz aramızdan ayrıldı. Dostluğunu, özgürlük, barış ve demokrasi değerlerine adanmışlığını unutmayacağız. TKP VE İGD' Lİ DOSTLARI Cenazesi 26 Temmuz 2015 pazar günü (bugün) öğle namazında Fatih İtfaiye Cad. Kadınlar Pazarında ki Ümmü Gülsüm Camii’nden kaldırılacak ve Batman’a uğurlanacaktır. Sabahat Türkler’i kaybettik. Nilgün Türkler Soydan Oğuz Soydan Ece Soydan C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle