14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 25 Temmuz 2015 haber EDİTÖR: AYŞEGÜL ÖZBEK TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK 6 İddianamede MİT şüphesi Paris’te 3 Kürt kadının öldürülmesi ile ilgili soruşturmada tek zanlı Ömer Güney hakkında dava açılması talebinde bulunulurken, savcılık, mİT şüphesi üzerinde duruyor ransa’nın başkenti Paris’te 9 Ocak 2013 tarihinde 3 Kürt kadının öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın tek zanlısı konumundaki Ömer Güney hakkında dava açılması talebinde bulunuldu. Deutsche Welle’nin haberine göre Paris Savcılığı, soruşturmayı geçen günlerde tamamladı. Güney hakkında “terör amaçlı cinayet” suçuyla dava açılması talebinde bulundu. Paris Mahkemesi Terörle Mücadele Dairesi sorgu hâkimlerinin bu talebe olumlu yanıt vermesi halinde Güney’in Fransa’da yargılanmasına başlanacak. Fransız basınına konuşan Paris Savcılığı kaynakları, “Türk gizli servislerinin (MİT), öncelikli olarak Sakine Cansız’ı hedef alan cinayetin tasarlanış ve hazırlanış aşamasına katıldığını düşündüklerini” söylüyorlar. Ancak “MİT ajanlarının bu cinayete amirlerinin emriyle doğrudan ya da MİT’in imajını bozmak ama F Sakine Cansız cıyla MİT yönetiminden habersiz veya barış sürecine zarar vermek amacıyla katıldıklarına dair yeterli kanıt olmadığının” da altını çiziyorlar. Adli kaynaklar, Ömer Güney’in “casusluk faaliyetlerinin, Türkiye’de bulunan çok sayıda kişiyle gizli temaslarının ve soruşturma sırasında firar planlarının açığa çıkarıldığını” da belirtiyorlar. l Haber Merkezi e Monde Gazetesi’nden Soren Seelow, iki yıl önce Paris’teki suikast ile ilgili olarak savcılığın hazırladığı 70 sayfalık iddianameye ulaştı. Seelow ile Radikal.com. tr’den Ezgi Başaran görüştü. Gazeteye göre savcı iddianameye cinayetlerin ardından Türkiye basınında çıkan iddiaları da eklemiş. Bunların arasında Ömer Güney’in iki MİT görevlisiyle yaptığı iddia edilen ve Youtube’a düşen diyalog kaydı da var. Başaran elde ettiği bazı bilgileri şöyle sıralıyor: Güney yakalanıp hapse atıldıktan 10 gün sonra Almanya’da yaşayan bir Türk ajanı tarafından ziyaret ediliyor. Bu kişinin adı Ruhi Semen ve Fransız savcı Semen’in MİT için çalıştığını düşünüyor. Güney, Semen ile konuşurken son derece tedirgin. Şöyle diyor: “Burada ye ‘SÖylEDİklERİnİ kÂğIDA yAz vE Sİl’ L Fidan Doğan Leyla Söylemez K.T. isimli ‘ünlü bir ajan’ olduğunu yazıyor. Bu görüşmenin ardından, Fransız savcı Ruhi Semen’in ifadesini alıyor ve cep telefonunu inceliyor. Tarih 27 Ocak 2014. Semen, Anne’nin MİT, Bey’in bir ajan olduğu bilgisini doğrulamakla kalmıyor, Güney’in kendisinden gerçek ismi K.T. harfleriyle başlayan bu ajana bir mektup götürmesini istediğini belirtiyor. Semen inkar etse de, iddianamede yer alan bilgiye göre, cep telefonundaki bazı belgeler ‘kaçış planı’ olarak kabul ediliyor. Ne var Nokia marka cep telefonunda... Hastanenin krokileri. K.T. imzalı bir silah listesi: “2 Uzi MP5, 10 el bombası, C4, bir Beretta, kıyafet.” Ve Güney’den kendisine gelen bir SMS mesajı: “Bana gelirlerse kafalarına sıkarım, hapse dönmem.” Terörün çeşitleri imlerine göre terörün dini, dili, ırkı, vatanı yoktur. Nerden gelirse gelsin; amacı, hedefi ne olursa olsun lanetlenmelidir. Nitekim Suruç’taki katliamdan sonra Tayyip Erdoğan Kıbrıs’ta böyle konuştu. Bu sözler iki türlü yorumlanabilir: İlki: Terör, dinle, dille, ırkla, vatanla ilişkisi bulunmayan kendi başına bir olgudur. İkincisi ve üstü daha kapalı anlam: Terörist eylem benim dinim, dilim, ırkım, vatanım için de yapılmış olsa, bu onu lanetlememe engel değildir. Türkiye Cumhurbaşkanı’nın kastı bu anlamlardan hangisi olabilir? Sanırım ikincisi… Tayyip Erdoğan katliamın sorumlusu olabileceğini düşündüğü örgütün ya da örgütlerin adını açıkça anmasa da, bu toplu kıyımın dinsel ya da ırksal nedenlerle yapılmış olduğunu ima ediyor ve kınanması gerektiğini belirtiyor… İyi de, bu sözler, ülkemizde ve bölgemizde yaşanmakta olan alçakça terör cinayetlerinin nedenlerini, nereden kaynaklandığını açıklamadığı gibi, bunu yapmaktan sanki özenle kaçınıyor… HHH İlkel talan, yağma, intikam amaçlı katliamları bir yana bırakacak olursak tarihin tanıdığı en eski terör eylemleri dinsel amaçlı olanlardır. Ortaçağ Hıristiyan engizisyonu din amaçlı terörün tipik örneğidir. Müslüman Arap ve Osmanlı tarihi de din amaçlı terörün, katliamların örnekleriyle dolup taşar… Irksal amaçlı terörizmin en korkunç örnekleri ise, yine yağma, talan vb. amaçlı örnekleri bir yana bırakacak olursak, Nazizmin (Alman ırkçılığının) 20. yüzyılda insanlığa yaşattıklarıdır. HHH Dinsel ve ırksal terörizmin yanı sıra tarihin tanıdığı üçüncü bir terörizm, siyasal, sınıfsal amaçlı olandır. Bu tür terörizmin yakın tarihteki ilk örneği, Fransız Devriminin zaten bu adla anılan 5 Eylül 179328 Temmuz 1794 Jakoben egemenliği dönemidir… Bu görece olarak kısa sürede, devrim karşıtı olarak suçlanan kişiler ve halk yığınları kitlesel olarak giyotine gönderilmiştir. 1917 Ekim Devrimi öncesi, devrim süreçleri ve sonrası Rusya tarihi de siyasalsınıfsal amaçlı terörizm bakımından oldukça hareketlidir… Genel olarak 20 yüzyılda bu amaçlı terörizmin örnekleri saymakla tükenmez. HHH 19. yüzyılın ikinci yarısından (bu anlamda bir ilk örnek olarak Rus narodniklerinden) günümüze, siyasal (sınıfsal) amaçlı terörizm, öncelikle ve esas olarak, kişilere yönelik suikastlardır. Bu tür siyasalsınıfsal terörist eylemlerin halk yığınlarına, çocuklara, masum insanlara yönelik olanları öyle sanıyorum ki parmakla sayılacak kadar azdır. Buna karşılık, Rus devrimi süreçlerinden örneklerle sürdürecek olursak, 1905’te halk kitlelerinin pasif bir yürüyüş eyleminin kitlesel kıyımla durdurulması, ardından da 19061911 yıllarındaki başbakanlığı döneminde P. Stoliypın’ın muhaliflerine uyguladığı kitlesel ve acımasız yok etme yöntemleri, modern tarihteki devlet terörünün başlıca örnekleri arasında yer almıştır. HHH Ülkemizde, bulunduğumuz bölgede, ABD’de ve Batı Avrupa ülkelerinde bugün uygulanmakta olan terör ise, kimi kez iç içe girmiş olan dinci ve ırkçı terörizmin, teknolojinin sağladığı olanaklardan da yararlanan hortlatılmış biçimidir. Bu “çağdışı” terörizm, kanla beslenen bir vampir gibi, hasım olduğu tarafın tüm varlığına, bütün değerlerine, hiçbir insanca ölçü gözetmeksin acımasızca saldırır. Çünkü ırkçılığın ve günümüz gerçeğinde bugünün en büyük tehdidi olan dinciliğin temel düşüncesi (inancı) karşı tarafın hiçbir insanca değere sahip olmadığı, yapılması gereken tek şeyin onun köleleştirilmesi ya da yok edilmesi olduğudur... Bulunduğumuz bölgede bugün yaşanmakta olan terör gerçeği budur. Bu terörün arkasında emperyalizmin ve bölgesel uşaklarının bulunduğu apaçık bir gerçektir. Bu nedenle de terörizmin her çeşidini aynı sepete koyarak yuvarlak sözlerle geçiştirmeye çalışmak, yaşanmakta olan dinci terörizm gerçeğini, yanı sıra da kendi “dincikinci” ve emperyalizm işbirlikçisi kimliğini gizleme çabasıdır... K rin kulağı var. Bana söyleyeceklerini kâğıda yaz ve sonra sil.” Güney, Almanca’da ‘Annecim’ manasına gelen “Mutti” ve “Bey” kelimelerini kullanıyor şifre olarak ve şöyle diyor: “Bey’in ne dediğini söyle. Bu benim tek garantim, Anne’nin kararına güveniyorum.” (Güney’in terörle mücadele bölümünde kaldığı hücreye eklenen ses ileticisi sayesinde bu diyaloglara vakıf olunuyor) Bu sözlerin ardından, Ömer Güney, önündeki kâğıda Anne’nin (Mutti) MİT, ‘Bey’in 200 avukat İmralı’ya gidiyor KK lideri Abdullah Öcalan’ın 27 Temmuz 2011’de avukatlarıyla görüştürülmemesinin 4. yıldönümünde 27 Temmuz Pazartesi günü Özgürlükçü Hukukçular Derneği ve Mezopotamya Hukukçular Derneği’nin çağrısıyla yaklaşık 200 avukat İmralı’ya gidecek. Asrın Hukuk Bürosu avukatları gazetemize yaptığı açıklamada, “Çözüm sürecinin devam edebilmesi için İmralı Adası’ndaki sistemin lağvedilmesi, Öcalan’a uygulanan tecridin sonlandırılması ve kurulan iletişim yönteminin değişmesi gerekiyor” dediler. 27 Temmuz 2011’den günümüze dek avukatlara, 409 kez “hava muhalefeti ve gemi arızası” gibi gerekçeler sıralandı. Öcalan 2010 yılından 2014’e kadar ise toplamda 30 kez ailesiyle görüştü. 2015 yılında ise hiçbir şekilde görüştürülmedi. Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Ebru Günay, “Türkiye’nin hiçbir yerinde avukat önceden görüşmek için izin istemez. Ama İmralı’da önceden savcılığa başvuruyoruz” dedi. Günay, adada kalan bir hükümlünün avukatının gö P rüşme için vasi olarak başvurduğunu ve kabul edildiğini ifade ederek, “Arkadaşımız avukat olarak başvurduğunda izin vermediler. Aradaki fark ne” diye sordu. Büro avukatlarından Cengiz Çiçek ise, “2002’de AKP iktidara geldiğinde 27 Kasım 2002’de tecrit başladı. AKP Ergenekon operasyonları sırasında ‘Ergenekoncular adada tecridi uygulayarak AKP ile Kürtleri birbirine düşürdü’ iddiasıyla yola çıktı. AKP Öcalan üstündeki tecridi artırarak Kürt sorununu tırmandırdı. Şu andaki gerginliğin panzehirinin formülü Öcalan’da” diye konuştu. Çiçek, Öcalan’ın 5 Cilt savunmasının kendilerine cezaevi tarafından verilmediğini kaydederek, “Savunmayı ancak AİHM’e yollayarak alabiliyoruz” dedi. Çiçek, AKP’nin müvekkilleri Öcalan’la görüşmeler yaptığını belirterek, “AKP bunu kendi iktidarını sağlamlaştırmak için yaptı. Ancak karşılarında onların her hamlesi üzerine oyun kuran biri olduğunu hesap edemediler” dedi. lİSTANBUL/Cumhuriyet Polisin Tayvanlı eşi yere diz çökerek Budist inancına göre dua etti. (DHA) ‘AİHM aracılığıyla’ EŞİNİ BırAKAmADı iyarbakır’ın Yenişehir İlçesi’nde beraberindeki polis memuru Ali Karahan ile birlikte pusuya düşürülerek şehit edilen polis memuru Tansu Aydın son yolculuğuna uğurlandı. Evli ve 6 yaşında bir kız çocuğu babası olan şehit polis Tansu Aydın için, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü bahçesinde tören düzenlendi. Törene, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, Emniyet Müdürü Halis Böğürcü, askeri ve sivil erkan ile şehidin ailesi katıldı. Törende Eker’in ko Polis memuru Aydın, son yolculuğuna uğurlandı. Şehidin eşi cenaze aracındaki tabutunun yanına uzandı D Arjantinli anneler katliamı protesto etti nuşması sırasında sandalyede oturan şehit polisin eşi eşi Tayvanlı Vu Yhuy Tuanvi yere diz çökerek Budist inancına göre dua etti. Kardeşinin tabutuna sarılarak çığlıklar içinde ağlayan şehidin ablası Banu İlleez, törende bulunan Bakan Eker’e, “Bakanım ağabeyimi geri verin. Daha kaç polis şehit olacak” sözleri ile tepki gösterdi. Törende konuşan Diyarbakır Valisi Hüseyin Aksoy, 17 kişinin gözaltına alındığını belirtti. Şehidin cenazesi memleketi Zonguldak’a gönderildi. Şe Yanına uzandı hidin naaşının Zonguldak’ta uçaktan alındığı sırada eşi, Türk Bayrağı’na sarılı tabutu tutarak cenaze aracına kadar yürüdü. Vu Yhuy Tuanvi Aydın, cenaze aracına da binmek istedi. Eşinin polis şapkasını takan Vu Yhuy Tuanvi Aydın, cenaze aracının arkasından “Tansu” diye bağırdı. Acılı eş, daha sonra eşinin tabutunun yanına uzandı. Şehit polisin cenazesi konvoy eşliğinde Zonguldak’taki baba ocağına götürüldü. Şehidin cenazesi, ikindi namazında kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi. l Haber Merkezi Temkinli ‘çözüm’ AKP mYK’de çözüm süreci, koalisyon görüşmeleri ve son gelişmeler değerlendirildi EMİNE KAPLAN uenos Aires’in sembol meydanında buluşarak diktatörlük döneminde kaybolan çocuklarını arayan ve katillerinin yargılanmasını isteyen “Arjantin Mayıs Meydanı” anneleri, bu haftaki eylemlerinde Suruç katliamını protesto etti. Plaza de Mayo Anneleri Kurucu Çizgi Başkanı Nora Cortinas, Suruç’taki saldırıyı lanetleyerek “Biz dünyada mücadele veren bütün anneleri destekliyoruz, onlarla dayanışma içindeyiz. Nerede bir adaletsizlik varsa orada mücadele edenlerin yanında B yız. Bu insanların mücadelesi çocukların mutlu yaşaması için inşa edilecek oyun alanları ya da onları mutlu edecek her şeyin hayata geçirilmesinde onların yanındayız” dedi. YPG bayraklarının da taşındığı eylemde Latin Amerika Kürt Dayanışma Komitesi bir bildiri okudu. Arjantinli annelerin temsilcisi Nora Cortinas, Suruç’taki saldırıdan AKP hükümetinin de sorumlu olduğunu savunarak, yakınlarını kaybeden ailelerin yanında olduğunu söyledi. l BUENOS AIRES/DHA oğu ve Güneydoğu’da yaşanan son gelişmeler “çözüm süreci bitiyor mu” sorularını gündeme getirirken AKP MYK’de “Bugüne kadar elde edilen kazanımlardan geri adım yok, ancak güvenlik noktasında bir zaafiyete bundan sonra izin verilmeyecek” değerlendirmesi yapıldı. Koalisyon görüşmelerinin de değerlendirildiği toplantıda, erken seçimin öncelikli olmadığı, ancak müzakerelerden bir sonuç alınamaması durumunda seçimin kaçı D nılmaz olacağı dile getirildi. Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığında önceki gece geç saatlere dek toplanan AKP MYK’de, çözüm süreci, koalisyon görüşmeleri, Suruç saldırısının ardından bölgedeki gelişmeler değerlendirildi. Çözüm sürecinin de ele alındığı toplantıda, şu değerlendirmeler yapıldı: “Çözüm sürecine ilişkin bugüne kadar elde edilen kazanımlardan geri adım atılmadan, ancak güvenlik noktasında da bir zaafiyetin yaşanmaması için tüm tedbirler alınmalıdır. Çözüm süreci bölgede herkesin her istedi ğini yapması değildir. Birilerine meydanı bırakacak, orada halka şiddet ve baskı uygulanmasına izin verecek değiliz. Bu çözüm sürecinin ruhuna aykırı birşey. Güvenliğin olmadığı yerde özgürlük çok anlam ifade etmez, özgürlüğün olmadığı yerde güvenliğin bir anlamı olmaz. Terör olduğu müddetçe terörle mücadele olur.” Koalisyon görüşmelerinin de değerlendirildiği toplantıda, CHP ile görüşmeler sürerken MHP’nin tavrını değiştirmesi durumunda heyetler arası görüşmeler yapılabileceği kaydedildi. l ANKARA İzmir Konak’ta bulunan Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde önceki gün savaş karşıtı eylem gerçekleştirdikten sonra gözaltına alınan Sosyalist Demokrasi Partisi üyesi 5 genç serbest bırakıldı. Gözaltına alınan SDP üyelerinden G. A.’nın (17) polis tarafından dövüldüğü öne sürüldü. Sağlık kontrolü için Bozyaka Devlet Hastanesi’ne götürülen G.A.’nın, muayeneden sonra 3 polis tarafından siyah camlı ve kamerasız bir araca götürülerek işkenceye uğradığı iddia edildi. İddiaya göre yaklaşık 10 dakika boyunca dövülen G.A., polislerin kendisini ölümle tehdit ettiğini öne sürdü. Vücudunda morluk olduğunu söyleyen G.A. darp raporu aldığını ve şikayetçi olacağını söyledi. lİZMİR /Cumhuriyet Gence işkence iddiası C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle