14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 25 Temmuz 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN haber 5 Her daim ilk şüpheli: Solcular abaha karşı elimde kumanda cihazı kanallar arasında geziniyorum. Ortadoğu’nun güçlü sözü geçen devleti olma beklentisinden Ortadoğu bataklığına adım atıldığı gecenin sabahı. Türkiye uçakları sınırın hemen dibindeki IŞİD mevzilerini bombalıyor. Gazeteciler, sadece iktidar yanlıları değil, neredeyse hemen hepsi büyük bir heyecanla “son dakika gelişmesini” anlatıyor. Ağızlarınakalemlerine yerleştirilmiş devlet diliyle: IŞİD değil DAEŞ, Esad değil Esed, Saray değil Külliye... Uzayıp gidiyor liste. Tıpkı darbe dönemlerinde, 12 Eylül’de, 28 Şubat’ta olduğu gibi. Devletin, askerin “kullan dediğiistediği” dil. Anlatıyorlar, mesela “istihbarat birimlerinin verdiği hassas koordinatlarla vurulan karargâhlardan” bahsediyorlar. O karargâhlar burnunun dibinde kurulurken, sınırın öte yanında Türkiye askeriyle aynı kareye girecek yakınlıkta poz veren IŞİD’lileri unutup kahramanlık öykülerinden bahsediyorlar. Sınırları yabancı savaşçıların geçiş noktası haline gelmiş ülkenin buradaki “teşvik ediciliğiniihmalini” göz ardı edip “aman da sınırı ne güvenli hale getireceğiz zeplinle, duvarla” şakşakçılığı yapıyorlar. IŞİD’e bağlılığını daha önce yayımladığı videolarla ortaya koyan, geçen bayram “cihat çağrısı” yapan Ebu Hanzala kod isimli Halis Bayuncuk’un neden o gün değil bugün (dün) tutuklandığını sorgulamıyorlar. O polislerin arasında ellerini kollarını sallayarak gezerken niye “diğer tutuklananların kelepçelendiğine” kafa yormuyorlar. PYD, IŞİD’den tehlikeli manşetini atanlar, ABD’nin bölgede karadaki en büyük ortaklarından birinin onlar olduğunu saklıyorlar. Önceki gün itibarıyla “Türkiye, PYD ile koalisyonda somut anlamda artık yan yana” diyemiyorlar. Ya gazeteler. Hepsi hâlâ paralel derdindeler. Dün de hep beraber aynı manşetlere devam ettiler. Sanki Cemaat ile “beraber yürümemişler gibi o yollarda, ıslanmamışlar gibi yağan yağmurda”.. Bunları yazarken ekrandan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşuyordu. Medyaya bir çağrısı vardı. Diyordu ki: Tüm medyadan şunu istiyorum. Sizleri de birlik ve beraberlik içerisinde bölücü terör örgütlerini arkasına alanlara destek olmak değil de, bu ülkenin birliğini savunmaya buna destek vermeye çağırıyorum. Medya desteği verirse tablo çok daha farklı olur. İktidarı boyunca medyadan hep talepleri olmuş bir isim Erdoğan. Bazen direkt kendisi bazen aracılarıyla iletti “talepleriniemirlerini”. Bazen “ağlata ağlata” bazen emrine girenlere kazandırdıklarıyla kahkahalar attırarak yaptırdı istediklerini. Şimdi yine istiyor. Çünkü biliyor, deneyimli. 2011 yılında topladı medya patronlarını, yöneticilerini baktı kendi yasak konuşmasından çok “şunu da yazmasak şu söyleşiyi de yayımlamasakçılar” var “meslekte”. “Aşkla” yazan çizenler etrafında. Ve aslında anladığı “birlikberaberlikten” teksesli medya. O hedefine ulaşamayacağına emin olabilir. Ama tarih ne yazık ki “ne yazayım devletime örnekleriyle” döşelidir. Hele konu GüneydoğuKürtler olunca çoğu kişi şahinleşir. Duayen gazeteci Hasan Cemal’den 1990 yılından aktardığı “içinden şahin geçen” bir anıyla bitireyim: Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’na geliyor söz sırası. Sabri Paşa özel harpçi. Yani Genelkurmay Özel Harp Dairesi Başkanlığı’nı, basındaki deyişle “kontrgerilla”yı yönetmiş... Ses tonunu perde perde yükselterek konuşuyor önündeki kartlardan. Ben de not alıyorum: “Ordunun Türk basınına muhtırası mı?” (...) Tercüman’dan Nazlı Ilıcak soruyor: “Haberleri büyütelim mi, büyütmeyelim mi? Ne diyorsunuz?” (...) Önümdeki kartlara not düşüyorum: “Güneydoğu’da galiba bir dönüm noktası. İşlerin sertleşeceği anlaşılıyor, asker bastırıyor.” 6 Nisan 1990 günü Çankaya Köşkü’nde saat 16.30’da başlayan toplantı, tam 18.45’te sona eriyor. Cemal bu yazıyı 2011’deki toplantıdan sonra yazıyor ve soruyor: Aradan 21 yıl geçmiş ne değişti? 25 yıl sonra ben de değişmeyeni yazıyorum. Önümüzdeki yıllarda artık değişim isteğiyle ama umutlar azalarak. NOT: Star gazetesine bombalı saldırıda bulunulmak istendi. Tüm kalbimizle kınıyoruz. Meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileğinde bulunuyoruz. Devlet dilim benim biricik sevdiğim S Türkiye’deki azınlıklara yönelik büyük saldırının tarihi olan 67 Eylül, tarihimizin büyük utancıdır. Yassıada’da yargılama konusu olmuş, yıllar sonra da bunun bir derin devlet operasyonu olduğu, tanıklarıyla ortaya konmuştur. Dönemin hükümetinin tahrikiyle ateşlenen olaylarda şehre taşınan büyük çapulcu kitleler Ermeni, Yahudi ve Rumlara ait dükkânları yağmalamış, azınlıklara saldırmış, kiliseleri yıkmış, ölüm ve yaralamalara yol açmıştı. Peki, olaylardan sonra ilk kimler tutuklandı biliyor musunuz? Hatırlatalım: Kemal Tahir, Aziz Nesin, Hasan İzzettin Dinamo… Ve dönemin 45 solcusu… Hükümet’in ilk işi, bunun bir “komünist tertibi” olduğunu ilan edip solcu avı başlatmak olmuştu. Solcu öğrencilere yönelik Suruç saldırısından ve IŞİD’e yönelik askeri operasyondan sonra birden İstanbul’da solcu avı başlatılınca bunu hatırladık. Hükümet, IŞİD’lilerin toparlanmasından rahatsız olan tabanına, “Bakın onları da alıyoruz” mesajı mı veriyor, yoksa alıştığımız bir devlet refleksiyle puslu havadan istifade solcuları mı toparlıyor; bilemiyoruz. İkisi de fena… Müjde: Kabataş delilleri Çin’den geldi “kanıt gördük” diye anlatıp, yemin billah edip yazdılar. Yarı çıplak, deri giysili 100 kişi, masum bir kadına saldırıp, üzerine işemişti. Ama bir türlü kimse ortaya delil filan çıkaramamıştı. Delil olmayınca, iddia havada kaldı. Savunan gazeteciler de “Yahu yanlış yapmışım” filan deyip dönüş yaptılar. Meğer boşuna dönüş yapmışlar. Biraz bekleselermiş aradıkları delili bulacaklarmış. Yandaki fotoğraf, olayın en büyük delili. Çin’de yayımlanan Pekin Gençlik Günlüğü’nün haberine göre, bir grup yarı çıplak yabancı, “300 Ispartalı” giysisiyle Pekin’in bir semtinde böyle gösteri yaptı. Bir şarküterinin salatasının abataş’ı yıllardır K konuşuyoruz. Birtakım gazeteciler, promosyonunu yapmak için böyle giyinip sokağa çıkmışlardı. Ve polis gelip, hemen olaya müdahale etti. IŞİD’e bir isim daha: Dewle Jargon önemli. Konuşanın olaylara bakışını gösterir Örneğin AK Parti diyorsa, partiye yakın olduğu ortaya çıkar. Eğer AKP diyorsa, başta Erdoğan olmak üzere AKP’lilere göre “münafık” değilse bile “zındık”tır. Patronu AKP’ye yakın bir çalışanın işini kaybetme şansı yüksektir. Gelelim IŞİD’e. Onun adı da Erdoğan’a göre DAEŞ, başkalarına göre DAİŞ’tir. IŞİD’ciler ise, sadece “DAEŞ” dediler diye bir çocuğa 60 kırbaç vuracak kadar DAEŞ’e kızarlar. Dün yeni bir isim daha ortaya çıktı. Amberin Zaman konuşmuş. Akçakale’deki Suriyeli Arap mülteciler, “Dewle [IŞİD] bizden. IŞİD’de biz de Suriyeliyiz. Hayat Dewle’yle iyiydi. Nizam vardı, güvenlik vardı. Kürtler geldi kötü oldu” demişler. Seçim sizin. Fırsatçılar ylanpınar’da şehit Gazetemizde Ce berin başlığında edilen iki polisle ilgili ha tartışma yarattı. i es nilm “İnfaz edildiler” de sosyal medya bir lı ad ” sü rsü “Polis kü jı geldi. sa me hesabından “Tehdit” it eh “Ş ise ” ası dy “Havuz Me attı. ra ifti e diy ” iler ed em diy a, hem de Oysa hem Ceylanpınar’d li dünkü ilgi Diyarbakır’daki olaylarla leri vardı. de gazetemizde “Şehit” ifa gerek yok. a ray ifti e, did teh a, Yalan Polisin “Kaybolun” uyarısına uymayan bazıları zorla gözaltına alındı. Gözaltı emri veren Çinli polis şefinin, “Ulan bizim başımıza da bir Kabataş belası açmayın” deyip demediğini bilmiyoruz ama... Çin’in de Türkiye gibi insan hakları konusunda kırık notlu bir ülke olduğunu söylersek, yanlış olmaz. ‘Geç kalınmış önlem’ E CANAN COŞKUN Eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş ‘dev operasyonu’ yorumladı ski MİT Müsteşar YardımcıBaluken: sı Cevat Öneş, Türkiye genelinde IŞİD, Zamanlama PKK ve DHKPC’ye yönelik 16 ilde gerçekleştirilen operasyonlarmanidar, la ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Öneş, temkinliyiz IŞİD’in Türkiye’nin koalisyon güçleri içinde yer alması, ABD ile varılan mutabakat anlaşması, İncirlik Üssü’nün askeri amaçla kullanımına imkan verilmesi gibi durumların “Türkiye’de olması kuvvetle muhtemel uyuyan hücrelerini harekete geçirebileceği” uyarısında bulundu. Öneş, IŞİD operasyonlarla ilgili ise “Geç kalınmış bir önlem” yorumunu yaptı. DP Grup Başkanvekili İdris Baluken, TSK’nin IŞİD operasyonuna “temkinli” yaklaştıklarını vurgularken, “Zamanlama manidar” dedi. Demokrasi ve barış isteyenlerin ülkeyi adım adım savaşa götüren politikalara karşı seslerini yükseltmesini isteyen Baluken, “Türkiye direkt savaşın içine girmiş bir ülke pozisyonuna girdiğinde Suruç saldırısı gibi saldırılarla karşılaşabilir” uyarısında bulundu. “Çözüm süreci bitmemeli” diyen Baluken, “Tarafların kör inatlaşmaya girdiği, çözümsüzlük bulutlarının çoğaldığı dönemlerde düğümü hep sayın Öcalan’la yapılan görüşmeler çözdü. Heyet mutlaka Öcalan’la görüşmeli” açıklaması yaptı. H Öneş, “Şartlar zor olsa dahi tekrar yeni bir konseptle barış sürecini onaracak yeri adımlar, Türkiye iklimini değiştirecek, toplumun desteğini kazanıcı politik adımlara ihtiyaç var” diye konuştu. ‘Hatalar yapılmasın’ Öneş, Cumhuriyet’in Türkiye genelinde yapılan IŞİD operasyonları, operasyon kapsamında İstanbul Ömerli’de bayram namazı sırasında tehditvari sözleriyle gündeme gelen IŞİD’le bağlantılı kişilerin gözaltına alınması ve öncesinde IŞİD’in Türkiye’yi tehdit etmesine yönelik sorularını yanıtladı. Öneş, gelinen noktada IŞİD tehdidinin anlaşıldığını, Türkiye resmi makamları ve hükümet tarafından birinci derecede tehdit olarak tespit edildiğine işaret ederek, “IŞİD’e karşı güvenlik tedbirlerinin olması gereken şekilde gerçekleştirilmesi meselesinde gecikme olduğunu görmek” dedi. Uluslararası koalisyona aktif bir şekilde katılmak gibi bir durumla karşı karşıya kalın dığını dile getiren Öneş, “Gelinen nokta önceden gözlenebilecek bir noktaydı. O bakımdan geçmişte yapılan hataların değerlendirilerek, özeleştiri yapılarak, hatalar ortaya çıkarılarak yeni hatalar yapılmaması gerekir. Geç kalınmış bir önlem demek kesin” dedi. ‘Hücreler uyanabilir’ IŞİD meselesini “Türkiye’nin uzun süre meşgul olacağı bir mesele” olarak değerlendiren Öneş, “Özellikle Türkiye’nin koalisyon güçleri içinde yer alması, ABD ile varılan mutabakat anlaşması, İncirlik Üssü’nün askeri amaçla kullanımına imkan verilmesi IŞİD’in kendisi için çok ciddi bir tehdittir. Bu tehdit karşısıda Türkiye’de olduğu ifade edilen ve olması kuvvetle muhtemel hücrelerini harekete geçirmesi mümkündür, kuvvetle muhtemeldir, dikkate alınması gerekir. Türkiye’nin koalisyona aktif desteğini ortadan kaldırıcı, yeniden TürkKürt çatışmasını ortaya çıkarıcı adımlarla provokatif hareketleriyle Türkiye’nin kendisine yönelmesini engelleyici tedbirlere başvurabilir” uyarısında bulundu. IŞİD’in silahlı eylemliliğine süreklilik kazandırmasının konjonktürel bir durum olduğuna dikkat çeken Öneş, IŞİD’i rasyonel değil ideolojik davranan bir örgüt olarak tanımladı ve “Katliamlara yönelmesi dikkate alındığında sürekli tehlike arz edecektir” dedi. Sınır dışı ve yurtiçi operasyonlarının yerinde ve doğru olduğunu kaydeden Öneş, “IŞİD tehdidi yurtiçinde gerçekleşmiş olması muhtemel eylemler bakımından dikkate alınmak zorundadır. O bakımdan bu tip gelişmeler karşısında güvenlik tedbirlerinin zamınında alın ması önem kazanmıştır. Özellikle IŞİD’e karşı gerçekleştirilen harekatta koalisyon güçleriyle beraber yer almak önemlidir. Ancak bu harekat sırasında özellikle Türkiye’yi Ortadoğu bataklığına çekebilecek bir savaş ihtimali üzerinde önemle durmak ve hassas davranmak gerekmektedir” diye konuştu. ‘Baltalayıcı bir tavır’ Öneş, Suruç katliamının ardından PKK’nin yaptığı öne sürülen infazlara atıfta bulunarak, “PKK’nin yanlış bakış açısıyla meseleleri değerlendirdiği, HDP’nin siyasi mücadelesinin gelişmesi ortamında bir eylemlilik yaparak böylesine demokratik gelişimi, HDP’nin siyasi gelişimini, çözüm şartları ve oluşturma gayretlerini baltalayıcı bir tavır olarak ortaya çıkmıştır” dedi. lİSTANBUL ‘TIR’lardaki silahlar, bomba olarak döndü’ ERDOĞAN, 3 BAKAN VE SARRAF’A SUÇ DUYURUSU HP İstanbul MilletveAralık soruşturması şüphekili Mahmut Tanal, ka lileri eski AB Bakanı Egepatılan 17 Aralık yolsuzluk men Bağış, eski Ekonomi soruşturmasının 1 numaraBakanı Zafer Çağlayan, eslı şüphelisi Rıza Sarraf, soki İçişleri Bakanı Muammer ruşturmaya ismi karıGüler ve soruşturşan Sarraf ile bağlantımanın kilit ismi Rıza lı 3 eski bakan ve döneSarraf hakkında “irtimin Başbakanı Recep kap, suç işleme makTayyip Erdoğan hakkınsadıyla örgüt kurma, da suç duyurusunda buüye olma, örgüt adılundu. Tanal, Erdoğan, na suç işleme, görevi 3 eski bakan ve Sarkötüye kullanma, ihaTanal raf hakkında soruşturleye fesat karıştırma, ma başlatılarak şüphelilerin suç delillerini yok etme, gizcezalandırılmasını istedi. leme veya değiştirme ve kaTanal tarafından İstanbul çakçılık ve rüşvet” suçlamaCumhuriyet Başsavcılığı’na ları ile soruşturma açılması sunulan suç duyurusu ditalep edildi. l İSTANBUL/Cumhuriyet lekçesinde, Erdoğan, 17 CHP’DEN POLİS ŞİDDETİNE KARŞI YASA TEKLİFİ HP Genel Sekreteri, İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, İstanbul Küçükçekmece’de Suruç’taki bombalı saldırıyı protesto gösterisi sırasında annesiyle eve giderken polisin attığı gaz fişeğiyle yaralanan 7 yaşındaki M.G.D ve tüm polis şiddeti mağduru çocuklarla ilgili yasa teklifi verdi. M.G.D olayının, 2014 yılında Berkin Elvan’ın ölümüyle sonuçlanan olayla benzer olduğu vurgulanan yasa teklifiyle orantısız şiddet kullanan kamu görevlisi C C uriye sınırındaki gerilim ve Suruç’ta yaşanan patlamanın ardından Ankara Barış Bloku kuruldu. CHP ve HDP’nin de aralarında bulunduğu 52 oluşumun destek verdiği Ankara Barış Bloğu’nun ilk açıklamasında, “TIRlarla gönderilen silahlar, gençlerimize bomba olarak dönerken, barış, özgürlük ve demokrasi mücadelesini yükseltmek görevi ile karşı karşıya olduğumuzun bilincindeyiz” ifadeleri yer aldı. Açıklamaya, CHP Milletvekilleri Murat Emir, Ali Haydar Hakverdi ve Şener Saruhan, HDP Milletvekilleri Ayhan Bilgen, Erol Dora ve Yurdusev Özsekmenler de katılarak destek verdi. CHP ve HDP’nin yanısıra 52 oluşum, barış için çaba göstermeyi amaçlayan herkesi Ankara Barış Bloku’na omuz vermeye ve barış mücadelesini büyütmeye davet etti. l ANKARA/Cumhuriyet S ne verilecek tazminat cezalarının, personele rücu edilmesinin zorunlu hale getirilmesi istendi. Türkiye’de güvenlik kuvvetlerinin 1989’dan 2015’e kadar en az 350 çocuğun ölümüne sebep olduğunun altı çizilen teklif gerekçesinde, “Kötü muamele ve orantısız şiddet uygulayan kamu personelinin yargılanması ve toplumun vicdanında da kabul görecek sonuçlar alınmasının yanında, neden oldukları tazminat cezalarının kendilerine rücu edilmesi zorunlu olmalıdır. l İSTANBUL/Cumhuriyet Baluken, IŞİD operasyonunun “öncelikle zamanlama açısından manidar olduğunu” vurguladı. Baluken, “Türkiye daha kendi içindeki IŞİD sorununu halletmiş değil. Önce Reyhanlı’dan buraya kadar meydana gelen patlamaların sorumluluğuyla ilgili etkin bir soruşturma ve arka plandaki örgütsel yapı ortaya çıkarılmalı. Suriye’de IŞİD’le etkin bir mücadele zaten var. AKP’nin IŞİD’le ilişkilerinin hem içeride, hem dışarıda ciddi düzeyde teşhir olduğu, ciddi bir kamuouyu baskısının olduğu bir dönemde bir IŞİD saldırısı oluyor. 2.5 yıldır IŞİD’e her türlü desteği sunan, sınırlarını açan, sınırlarda IŞİD militanlarıyla ordu mensuplarının samimi fotoğraflarına göz yuman hükümet, köşeye sıkıştığı bir zamanda ihtiyaç duyduğu gerekçeye kavuşuyor” dedi. HDP Şanlıurfa Milletvekili Ziya Çalışkan ve arkadaşları IŞİD’in Türkiye’deki faaliyetlerinin ve tehdit unsuru olmaktan çıkarılması için Meclis araştırması istedi. lANKARA/Cumhuriyet ‘Manidar’ C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle