10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazar 19 Temmuz 2015 KULTUR EDİTÖR: CEREN ÇIPLAK ‘Ateşkuşu’ Bodrum’da dans ediyor Uluslararası Bodrum Bale Festivali dün akşam “Ateşkuşu / Bolero / İlkbahar Ayini” üçlemesiyle açıldı. Festival, 1 Ağustos ’a dek sürecek. Igor Stravinsky ve Maurice Ravel’in besteleri ile hayat bulan, masalsı konuları, renkli kostüm ve dekorları ile dikkat çeken bu eserlerin ilki “Ateş Kuşu”. Armağan Davran ve Volkan Ersoy koreografisi ile sanatseverler, sihirli yaratık Ateş Kuşu’nu, Büyücü Kashchei’yi ve onun Büyülü Bahçesi’ni tanıyacak. TASARIM: BETÜL BERİŞE 19 Meluses ‘Ghadulik’ (Viya) Evet, Hemşince söylüyorlar, yanı sıra Türkçe. İsimleri kendi dillerinde iki sözcüğün buluşturulmasından oluşturulan ve Bizim Işığımız anlamına gelen Meluses, sanılmaya ki etnik rock, yöresel pop ya da Karadeniz müziği yapıyorlar. İki eleman dışında Hemşinli değiller zaten. Kemençe yok, tulum yok. Buna karşın klasik rock toplulukların tüm çalgıları mevcut: vokalde Koray Çelik, gitarda Mağruf Kibar, elektrik gitarda Arif Kara, basta Gökhan Ölke, davulda Ata Erdem Şimşek’ten oluşan Meluses, 2009 yılında kurulmuş, bazı eleman değişikliklerinin ardından son halini 2013 yılında almış. Şayet bir benzerlik kurulacaksa, belki Lazca sözlü rock müzik yaptıkları için Zuğaşi Berepe ile kıyaslanabilirler. İmkânsızlıklar içerisinde çıkardıkları ilk albümleri “Ghadulik”te bölgelerindeki sorunlara eğiliyor, böceğin ve buzağının gözünden tasvir edilen dünyaları anlatıyor. Aşk, yaşam ve doğa ile ilgili şarkılarda politik ve çevresel vurgular yapıyorlar. Teknik açıdan virtüözite sergilemek iddiasında değiller. Geleneksel popfolkrock formatlı basit şarkılar söylüyor, arada bir reggae çalıyorlar. Şarkıların çoğu yumuşak; tüm sözler Mağruf’a ait, biri dışında, düzenlemeler ortak. Kapı açık, hoşgeldiniz... Kevork Tavityan, Kadıköy Süreyya Operası’nın AKM’nin yokluğunda sığınacak bir yuva olduğunu belirtiyor. ‘Bu görev bir lütuf değil yılların emeğine takdir’ İlklerin sanatçısı: Kevork Tavityan 968’de İstanbul’da doğan sanatçı Kevork Tavityan, M.S.Ü. Devlet Konservatuarı’nın opera bölümünden 1993’te lisans ve 1996’da yüksek lisans dereceleri alarak mezun oldu. Çeşitli dönemlerde çocuk korosu ve çok sesli koro şefliği de yapan sanatçı 199596 sezonundan itibaren profesyonel opera kariyerine başladı. İlk olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi CRR Konser Salonu Operasında roller aldı. 1998 yılında İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin açmış olduğu sınavı kazanarak kurumun solist kadrosuna katıldı. Bu kurumda şimdiye kadar pek çok eserde rol aldı. Sanatçı, opera rolleri dışında geniş bir liedoratorio repertuarına da sahip. Bunların yanı sıra 23. İstanbul ve 12. İzmir Uluslararası Müzik Festivallerine ve uluslararası Aspendos ve Side festivallerine katıldı. Son yıllarda koro şefliği çalışmalarına da yönelen Ermeni asıllı sanatçı, Salerno’da I mille colori dell’arte koro festivaline ve Essen’de Essen 2010 Avrupa Kültür Başkenti Sing! Day of Song gala konserine 60 bin kişilik bir seyirci topluluğu önünde koro şefi olarak katılmıştı. 2008’de bu yana çeşitli dönemlerde İstanbul Devlet Opera ve Balesi Opera Oda Korosu’nun, Acappella Grup 34 korosunun ve Sabancı Üniversitesi Klasik Müzik Korosu’nun şefliklerini yürütmüştü. Son olarak Fauré’nin Requiem’ini, Yusuf ile Züleyha Operası’nın korosunu ve Beethoven’in 9. Senfonisi’nin koral bölümünü yönetmişti. Solistlik ve koro şefliği çalışmalarının yanı sıra M.S.G.S.Ü ve Haliç Üniversitesi konservatuarlarında şan dersleri vermeye devam eden ve ilklerin sahibi olan sanatçı, Paris, Münih, Montreal, Plovdiv, Hannover, Essen, Salerno, Bükreş, Pekin, Şanghay gibi şehirlerde pek çok konserler vermişti. Tavityan, İstanbul’da opera sahnelenmesindeki ciddi mekân sorununun Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) yokluğu ile doğrudan ilintili olduğunu söylüyor. İstanbul Opera ve Balesi Müdürlüğü’ne vekâleten atanan Tavityan, sorularımızı yanıtladı stanbul Devlet Opemeye terk edildi, bunun ra ve Balesi’ne müyanı sıra Ankara ‘Akdür olarak (vekâleten) Saray’da yeni bir opera atanan Kevork Tavityan, binası yapılıyor, bu dubu göreve getirilen ilk Errumu nasıl değerlendirimeni asıllı sanatçı. Tavityorsunuz? yan 1998 yılında bu yana Evet, maalesef bugün İstanbul Devlet Opera ve İstanbul’un, İstanbul’a yaBalesi’nde solist olarak bir kışan, modern bir Opera çok eserde yer almış bir sabinası yok. Bu sebeple bünatçı. Görev teklif edildiğinyük zorluklar ve sıkıntılar de gururla kabul etmiş tekiçinde Opera ve Bale sanatlifi. Tavityan, “Bir Ermeni larını icra etmeye çalışıyosanatçıya sunulan bir lütuf ruz. Biz sıkıntı çekiyoruz değil, yılların emeğine, çaama, Avrupa yakasında lışmasına olan bir takdir” oturan Opera Bale seyirdiyor yeni görevi için... Tacimiz de ulaşım sorunları Tavityan 199596 sezonunvityan, bir Ermeni olarak dan itibaren profesyonel ope itibarı ile aynı sıkıntıyı çedeğil, İstanbul Devlet Opekiyor. Bugün Kadıköy’de ra kariyerine başlamıştı. ra ve Balesi’ne müdür olaSüreyya operasının kısıtlı kurumum için değişen pek rak atanması muhtemel koltuk sayısı ve sahne tekbir şey yok. Yaklaşık 18 yıl nik imkanlarıyla, Opera Baolan bir sanatçı olarak hedır, bu kurumun, çeyecan uyandırmale sanatının büyüsünü seşitli kademelerinde, yı tercih ediyor ve venlerine ulaştırmaya çalışıçeşitli görevler yeriekliyor: “Umarım, yoruz. Buradan Kadıköy Bene getirdim. Demek Türkiye’nin o günlediyesi Süreyya Operası’na ki, şimdi sıranın bu lerini de göreceğiz da teşekkürlerimizi bir kegöreve geldiği düşüre daha sunmak isterim. Bihep birlikte”... nüldü Genel Müdürze AKM’ nin yokluğunda sı İstanbul Devlet ÖZNUR OĞRAŞ lük tarafından. Görev ğınacak bir yuva oldular. Opera ve Balesi’nin ÇOLAK teklif edildi, büyük Ama artık sığınacak bir yuvekâleten de olsa memnuniyet ve guvadan çok, kendi evimize başına getirilen, rurla kabul ettim. Ama şuolan ihtiyacımız hem bizim, hatta devlet sanat kurumnu özellikle belirtmek istehem seyircimiz açısından larından birinin başına rim ki, bu görev, bir Ermedayanılmaz boyutlara ulaşgetirilen ilk Ermeni asıllı ni sanatçıya sunulan bir lü mıştır. Ümidimiz en kısa müdür siz oldunuz? Sizce tuf değil, yılların emeğine, zamanda bu sorunun en uyne değişti? çalışmasına olan bir takgun şekilde çözülmesidir. Evet. Şimdilik vekâleten ‘AkSaray’da Opera binası de olsa, böyle bir göreve ge dirdir. İstanbul’da bir opera konusuna pek hâkim değitirilen ilk Ermeni’yim. Esas lim. Ama öyle bir şey varsa, itibariyle, benim için, ya da binası yok ve AKM çürüames Bond maceralarının yeni halkası Spectre, Daniel Craig’in ajan 007’yi tekrar canlandıracağı yorumu ile dünya prömiyerini 26 Ekim’de Londra’da yapacak. Sony Pictures imzalı film ayrıca, tarihte ilk defa İngiltere ve İrlanda’da aynı gün gösterime girmiş olacak. Skyfall isimli daha önceDaniel Craig İ 1 Sayısız başarı diyeceğim odur ki, her yeni sanat kurumu ve binası bana ancak mutluluk verir. Opera sahnelenmesinde ciddi bir mekân sorunu var bu duruma nasıl bir çözüm bulmak gerekiyor sizce? Opera sahnelenmesindeki ciddi mekan sorunu, aslında özellikle İstanbul için konuşuyorum tabii, AKM’nin yokluğu ile doğrudan ilintilidir. Hatta, Süreyya operasının küçüklüğü ile de doğrudan ilintilidir. Birinin çok ciddi ve ivedilikle onarımı ve hizmete açılması gerekli. Kanaatimce öbürünün ise, sahne ve teknik modernizasyon sorunları giderilmeli. Özel kurumların düzenlediği festival, yarışma ve yayınlar sizce yeterli mi? Bu sizde bir rekabet duygusu yaratıyor mu? X kurum ya da şirket bir caz festivali daha düzenlese “yeter, daha fazlasına gerek yok” denebilir mi? Tabii ki eskiye nazaran Türkiye, festivaller, yarışmalar, yayınlar konusunda çok aşama kaydetti. Ama caz ve film festivalleri dışında, kurum ve firmaların Opera ve Klasik müziğe daha fazla yatırım yapmalarını çok isterim. Rekabet konusunu ise keşke İstanbul’da ikinci bir opera sahnesi olsaydı da o zaman konuşsaydık. Sedat Anar ‘Âşık Ölmez – Yunus’un İzinden’ (Kalan) Sedat Anar... Önünde üç bin yıllık bir çalgı, gözlerini geleceğe dikmiş genç bir harabat ehli; sağ eliyle geçmişten aldığını geleceğe veriyor sol eliyle. Yıllardır Ankara sokaklarında santur çalan, Anadolu halklarının dillerinden şarkılar söyleyen Şanlıurfalı sokak müzisyeni Sedat, üçüncü çalışması “Âşık Ölmez – Yunus’un İzinden” (Lover Never Dies – On The Way Of Yunus) albümünde, iki halk ozanı Yunus Emre ve Niyazi Mısri’yi selamlıyor. Selamla kalmıyor; ustalarının notaladığı şiirlerine başka başka hayatları, başka başka dünyaları ikram ediyor. Böylelikle de insanlarımızın yüzyıllar boyu süren dertlerine tercüman oluyor, bu iki büyük şairin acı, isyan, hasret ve sevgi dolu satırları eşliğinde. Tek çalgı padişahlığında yapılmamış bu albüm; şarkılar santur bir yana, tenburundan davuluna, neyinden uduna, çellosundan basgitarına huzur dolu bir çalgı zenginliği ve Sedat’ın mütevazı gür sesiyle ile bezenmiş. Yaşadıkları toplumun çürümüş, kokuşmuş (insana yabancı, ruhuna aykırı) değerleriyle asla bağdaşamayacak iki halk ozanı, tasavvuf şairi, bu iki ilerici halk insanı şayet bugün yaşasalardı, bizim göçebe fakir ama aşk dolu bu modern dervişimizin bedeninde, aklında ve ruhunda kiracı olurlardı. [email protected] J Yeni Bond filmi Spectre 26 Ekim’de gösterimde ki Bond macerasının yönetmeni Sam Mendes’in imzasını taşıyan yapım, ABD’de 6 Kasım’da gösterime girecek. Filmde Christoph Waltz ve Lea Seydoux ile, Andrew Scott, Naomie Harris, Ben Whishaw, Dave Bautista, Monica Bellucci ve Ralph Fiennes gibi oyuncular da rol alıyor. Son Bond filmi Skyfall, dünya çapında bir milyar sterlinin üzerinde gişe hasılatı yapmıştı. lKültür Servisi 2015 Kennedy Center Ödülleri belli oldu BD’nin saygın kültür ve sanat nişanı Kennedy Center Onur Ödülleri’nde bu yıl alkışlanacak ve Başkan Barack Obama tarafından tebrik edilecek isimler belirlendi. Buna göre, yılbaşında yedinci bölümüyle heyecan yaratacak Yıldız Savaşları serisinin yaratıcısı George Lucas ile, şarkıcı ve söz yazarı Carole King’in dışında, rock topluluğu The Eagles ve Batı Yakasının Hikâyesi müzikalinin oyuncusu Rita Moreno ile, Japon klasik müzik şefi Seiji Ozawa’yla birlikte, Broadway sahnelerinin kıdemlisi Cicely Tyson, bu ödülü almaya hak kazandı. Ödüller, 6 Aralık günü ABD’nin başkenti Washington’daki John F. Kennedy Gösteri Sanatları Merkezi’nde düzenlenecek bir törenle sahiplerine verilecek. lKültür Servisi A Louvre Abu Dabi inşaatında bir işçi öldü ‘Siyah Atların Ölümü’ ödül aldı ltın Portakal ödüllü yönetmen Ferit Karahan’ın “Siyah Atların Ölümü” adlı filmi, The Jerusalem International Film Lab’da ikincilik ödülü aldı. Ödül, Ferit Karahan ve yapımcı Gabriele Oricchio’ya verildi. Üç kardeşin 1914’te hapisteki ağabeylerini görmek için Ağrı’dan Diyarbakır’a uzanan yolculuklarına odaklanıyor. lKültür Servisi A Abu Dabi Müzesi inşaatı henüz tamamlanmadı. ransa’ya bağlı AFM (Agence France Museums) tarafından doğrulanan bilgiler ve aktivist sanatçı topluluğu Gulf Labor’a göre, 8 Temmuz’da Abu Dabi’nin Saadiyat Adası’nda Jean Nouvel imzasıyla inşasına devam edilen Louvre Abu Dabi Müzesi’nin yapımı sırasında, 28 yaşında bir Pakistanlı işçinin hayatını kaybettiği öğrenildi. Hyperallergic isimli kültür portalında yer alan bilgilere göre Birleşik Arap Emirlikleri’nde bölge polisince açılan adli soruşturmanın sonuçları bu ay sonunda açıklanacak. lKültür Servisi F David Gilmour’dan yeni albüm sürprizi ink Floyd’un kurucu üyelerinden, gitaP rist ve solist David Gilmour’un “Rattle That Lock” adlı yeni albümü 18 Eylül’de raflardaki yerini alıyor. Albüme adı veren “Rattle That Lock” adlı şarkı ise, dün ilk kez İngiltere’de radyolarda çalındı ve sanal marketlerde satışa sunuldu. Sony Music etiketiyle çıkacak albümde sanatçının kimi parçalarında eşi ve şair Polly Samson’ın imzası bulunuyor. lKültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle