Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Pazar 19 Temmuz 2015 haber EDİTÖR: SERKAN OZAN TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 12 alde v i t fes ’deki du, l y ’ e t o r es v K 105 A dı r e l t e bil satıl t e l i b 2 bin Bir Cumhuriyet okurunun siparişleri aşlıktaki Cumhuriyet okurunun adı Aydın Engin. Bakmayın siz Cumhuriyet çalışanı olduğuna. Çok sıkı bir Cumhuriyet okurudur da. Hani abartıp “Resmi ilanları bile okur” demeyeceğim ama geri kalan bütün yazıları ve haberleri bıkıp usanmadan, atlamadan okur. Hatta geçenlerde “Harika Avcı kendi vurmuş” başlığıyla birinci sayfanın manşetine çekilen haberi bile bir yutkunduktan sonra “Herhalde bir bildikleri vardır” diyerek okudu. Eh bu kadar sıkı ve sadık bir okurun gazetesine haber siparişleri vermesi doğal ve hatta hakkı olsa gerek. Cumhuriyet çalışanı Aydın Engin elbette telefon edip “Çocuklar şöyle bir habere ne dersiniz” diye dolaylı siparişlerde bulunabilir. Ama Cumhuriyet okuru şapkasını kafasına geçiren Aydın Engin ancak şu anda okumakta olduğunuz gibi açık açık ve harbiden yazıp sipariş verebilir. HHH Ankara haberlerinden başlayacağım. Dolayısıyla ilk siparişlerim Cumhuriyet Ankara Bürosu’na. Artık büro komutanı Erdem Gül mü harekete geçer, Ankara’nın haber elebaşısı Ayşe Sayın mı görev verir, yoksa çoğunu çok az tanıdığım Ankara’nın genç haberci tayfası durumdan vazife çıkarıp kolları mı sıvar bilemem. Ey Ankara habercileri, koalisyon kurulacaksa kimler arasında kurulacak; yoksa tekrar seçime mi gidilecek haberleri artık sıktı. Zaten başlayan haftada işin rengi büyük ölçüde belli olacak. Yani o haberlerle vakit kaybetmeyin, ajans haberi gibi kuru haberlerle geçiştirin. Buna karşılık... Birinci sipariş: Bildiğim kadarıyla sonbaharda, galiba eylülde AKP Büyük Kongresi toplanacak. Şunun şurasında bir buçuk, iki ay kalmış ama AKP cephesinde olup bitenlerle ilgili tık yok. Dalın bakalım AKP kulislerine. Kongre hazırlıkları ne âlemde? İlçelerde, illerde kongreler tamamlandı mı? Delege kompozisyonları bir ipucu veriyor mu? Kongre sonunda Tayyip Erdoğan “ikinci 7 Haziran faciası” mı yaşayacak, yoksa sadece Erdoğan’a bağlılık yemini etmiş, biatta kusur etmemiş AKP’lilerden oluşan bir parti yönetimi ile mi karşılacağız? Abdullah Gül faktörü sahiden var mı? Varsa bu kongrede bir etkinlik gösterecek mi, yoksa hâlâ uygun zaman kollayan bir “mıy mıy” siyasetçi ile mi karşı karşıyayız? Üçüncü dönem koşuluna çarpıp Meclis dışı kalan ağabeyler ya da ağabeyimtraklar kongre için bir hazırlık yapmaktalar mı? Yoksa onlar Meclis’ten sonra parti yönetimine de burunlarını çekip uzaktan mı bakacaklar? Bu sorulara cevap veren sıkı bir analitik haber rica ediyorum. Hiçbir bilgi sızmıyorsa, soruların hiçbiri cevaplanamıyorsa bu da bir haberdir. “Kongre öncesi AKP’den ışık sızmıyor” diye başlık atıp yayımlanır. İkinci sipariş: Koalisyon kapısını kapatan MHP’de neler oluyor acep? Ankara’nın zengin kültür ve sanat yaşamından haberler aktarmak isterken zalim yöneticileri tarafından MHP’nin bıyıklılar ormanına sürgün edilen genç haberci Selda Güneysu’nun sırtına mı yıkılır, takviye mi verilir bilemem. Bildiğim, kolayca koalisyon kurabilecek ve devlet katında zengin bir kadro yerleştirme olanağı bulabilecekken kurmamayı yeğleyen MHP’de için için kazan kaynıyor mu? Kaynasa bile “Devlet Abi”likten “Başbuğ”luğa terfi etmiş Bahçeli’ye karşı çıt çıkarmaya cesaret edecek ülkücü kalmadı mı? Tosunlar dört yıl daha “Devletin başına Devlet geçecek” diye nafile yere bağırıp çağıracaklar mı? İçlerinden biri bile “Yav bu Devlet ne zaman devletin başına, olmadı bir yerine geçecek” diye sormayacak mı? Bir de böyle bir analitik haber rica ediyorum. Üçüncü sipariş: Galiba CHP’nin içini dışını iyi bilen, tanışmadan haberciliğine güvendiğim Fırat Kozok kolay halleder. CHP kendilerini nedense “ulusalcı” olarak tanımlayan, bildiğimiz Türk milliyetçisi siyasetçilerin ünlülerinden kurtuldu. Onlar “onbindeotuzbeşlik parti” saflarında ya da çeperinde durup “Doğru yerde miyiz, boş havuza mı atladık” sorusuna cevap arayadursunlar, CHP’nin tepelerinde böylesi siyaset erbabı hâlâ var mı ve etkinler mi? Eh bu da iyi bir analitik haber olur gibi geliyor bana... HHH Ankara bürosundan siparişlerim bu kadar. İstanbul, İzmir ve Diyarbakır siparişlerim başka bir yazıya kalacak. Biliyorum, “Ulan ona buna haber siparişi vereceğine kendin niye çalışmıyorsun” diyecek kötü kalpli Cumhuriyet okur ve çalışanları çıkacak. Kötü kalpliler işte. Ben çalışıyorum. Mesela şu pazar gününde bu yazıyı bitirdikten sonra Marmara Adası’nda, komşu ada Avşa şarapları üstüne karşılaştırmalı lezzet testleri yapacağım; ardından yağsız keçi peyniri kullanılan Girit usulü peynirli patlıcan acaba Kıbrıs Hellim peyniri ile daha mı lezzetli olur, gibi çetrefil bir konuda dört dörtlük araştırmacı gazetecilik örneği vereceğim. Boş vakit kalırsa kıyıya inip taş sektirmecede kendi rekorumu kırmaya çabalayacağım. Yani çok işim var çooook... Böyle olur dijital çağın çiçek çocukları Dünyanın dört bir yanından gelip Kestel’deki Neon Saykodelik Müzik ve Sanat Festivali’nde buluşan iki bin kişi gönlünce eğlendi, dans etti, coştu... Festival alanında paylaşım ön plandaydı ursa’nın Kestel ilçesindeki Alaçam yaylasında yapılan, elektronik müzik seMEHMET venleri bir araKESKİN ya getiren birinci “Neon Saykodelik Müzik ve Sanat Festivali” bugün sona eriyor. Festivali merak edip günübirlik bir ziyarette bulunduk. İstanbul’dan servisin gecikmesi veya gelmemesi sebebiyle festival alanına biraz geç ulaşıyorum. Yolda yine festival yolcusu Volkan’la tanışıyorum. Deniz otobüsü, metro sonra taksi ortağı oluyoruz ve cuma gecesi geç bir saatte festival alanına varıyoruz. Taksi şoförü Murat ilk günlerde festivali istemeyen köylülerin alışverişin artmasıyla birlikte fikirlerinin değiştiğinden bahsediyor. En fazla kârlı çıkan da taksi esnafı olmuş. Çünkü Kestel’den buraya gelmek 5060 lira. İlk gün yerli halkın “ramazan” hassasiyetinden dolayı küçük bir tartışma yaşanmıştı. Bu nedenle alan jandarma koruması altındaydı. Festivalde çeşitli sahnelerde bazıları dünyaca ünlü birçok isim sahneye çıkarken alanın bir bölümü ise sanat galerisi olarak tasarlanmıştı. Burada çeşitli atölye çalışmaları yapılırken isteyen bir resim yapıp duvara asabiliyor. Festival yöneticileri 2 binden fazla biletin kesildiğini söylüyor.Festival alanında alkol yasak, nedeni muhtelif... Gece derin, gökyüzü tamamen açık, bütün yıldız B B Festivale katılanlar rengârenk kostümleriyle dikkat çekerken güvenlik için bölgede bulunan jandarma katılımcılara bayram şekeri ve kolonya ikram etti. lar “neon”a eşlik ediyor. Dans edenler arada bir azalmasına rağmen sahnenin önünden hiç eksik olmuyor. Dans etmekten yorulan dinlenip tekrar geliyor. Gelen araçların plakaları arasında neredeyse her il var. Gece havanın soğumaya başlamasıyla, ağaç kökleri, etraftaki gündüzden hazırlanmış odunlar yavaş yavaş ateşe verilmeye başlanıyor. Yorulan, biraz ara vermek isteyen katılımcılar sohbete başlıyor. Bazıları ilk günden beri burada olduğu için zaten tanışmışlar. Saat 04.00 sıralarında soğuğa karşı durmak için kümelerden bir tanesine katılıyorum. Alkol yasak Para biriktirip geldim Ateşin başındakilerin hepsi İranlı, Tahran’dan gelmişler fakat burada tanışmışlar. Böylesi festivalleri kaçırmadıklarını söylüyorlar. Katılımcılar arasında Rusya, Ukrayna, Avrupa ülkelerinden de gelenler oldukça yüksek. “Dijital çağın hippileri” olarak adlandırılanlar “saykodelik” trans müziği İranlı saykodelikler ni dinlemek için tüm hafta için 105 Avro ödedi. Bazıları buraya gelmek için para biriktirdiğini bazıları yurtdışındaki benzer etkinlikleri de kaçırmadığını söylüyor. Festivalin katılımcıları arasında “paylaşım” ön planda. Üşüyene battaniyeler veriliyor, sabah kahvaltıları beraber yapılıyor. Çadırların önlerindeki sohbetler de cabası. “Gezi”yi hatırlamamak imkânsız. l KESTEL edeyi d i k a d ın 83 yaş ötürmek g askere e düştüler in için peş Kalbimi yeniledim, artık askere gidebilirim Açık kalp ameliyatına hazırlanan Ercüment Öktem, asker kaçağı olduğu iddiasıyla hastaneden alınıp karakola götürülmek istendi OSMAN İKİZ Cumartesi Anneleri 83 yaşındaki Ercüment Öktem bypass ve kalp kapakçıklarından biri değiştirilmek üzere ameliyata hazırlanırken asker kaçağı diye karakola götürülmek istendi. Sağlık personeli teslim etmeyince, polis yakalama emrini okuyarak hastanın ameliyattan sonra emniyete gelmesini istedi. Ameliyatı başarılı geçen Ercüment Ekrem şimdi 19531954 yıllarında askerliğini yedek subay olarak yaptığını kanıtlama mücadelesi veriyor. Olay Antalya’da meydana geldi. 8 Haziran günü Yaşam Hastanesi’nde ameliyata hazırlanan Ercüment Öktem karşısında polisleri görünce şoke oldu. Asker kaçağı olarak hakkında yakalama emri bulunduğu bildirilen Öktem, Ankara’da yedek subay okuluna gittiğini, asteğmen olarak Erzurum’daki 3. Ordu’ya bağlı, 9. Tümen’in, 9. Topçu Alayı’nda görev yaptığını, teğmen olarak da terhis olduğunu söylediyse de polisler, askerlik görevini yaptığını belgeyle kanıtlamasını istediler. Sağlık personeli, polislere hastayı teslim etmeyince, polisler yakalama emrini okuyarak Öktem’den ameliyattan sonra emniyete gelmesi gerektiğini bildirdi. Öktem ise polisin tutumu ve maruz kaldığı suçlama karşısında moral çöküntüsüne uğradı. Sağlık personeli şoke şivleri saklarken neden özen göstermiyor da haksız suçlamada bulunuyor acaba” diye serzenişte bulunuyor. Kaçak sayısının hayli kabarık olduğunu söyleyen askerlik şubesi görevlilerinin açıklaması eski kayıt defterlerinin kaybolduğu ya da okunamaz hale geldiği kuşkusunu doğuruyor. Kayıtlar dijital ortama geçirilirken okunamayan kayıtların atlanmış olması da bir olasılık. Bu durumda fotoğraflar belge olarak kabul edilmediğine göre kaçak olarak suçlanan birinin askerlik görevini yapmış olduğunu kanıtlaması olanak dışı. Askerliği kaydedilen defter şeklindeki eski hüviyet cüzdanları, yenileri verilirken herkesin elinden alınmış olduğundan bu şans da devlet tarafından ortadan kaldırılmış bulunuyor. Bu sorunun açıklığa kavuşturulması için akla gelen en kolay yol TBMM’de bir soru önergesi verilerek hangi yaş gruplarında kaç kişinin kaçak olarak arandığını Milli Savunma Bakanı’nın açıklamasını istemek. Son söz yine Öktem’in, “Bir damarıma stent takıldı. İki damara bypass yapıldı. Kalp kapakçığı da değiştiğine göre artık askerlik yapabilirim. Durumumuz gerçekten Aziz Nesinlik...” Neden yıllar sonra? Bayramlar bize zehir umartesi Anneleri, her hafta olduğu gibi bu hafta da Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirdikleri oturma eyleminde adalet istedi. Kayıp yakınları “Bu bayram, biz yine karanfillerimiz ve fotoğraflarımızla Galatasaray’dayız” dediler. HDP İstanbul Milletvekilleri Pervin Buldan, Hüda Kaya, HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, sanatçı Pınar Aydınlar ile Berkin Elvan’nın babası Sami Elvan ve annesi Gülsüm Elvan’ın da destek verdiği eylemde, “Failler belli, kayıplar nerede” pankartı açıldı. Bu haftaki eylemde 20 Temmuz 1992 tarihinde kaybedilen Hasan Gülünay’ın akıbeti soruldu. Gülünay’ın kızı Deniz Gülünay, “Babamı kaybedenler bugün dışarıda belki bayramı neşe içinde geçiriyorlar, bize ise bayramı zehir ettiler” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet C Kalp ameliyatı geçirdiği için korse takan Ercüment Öktem’in askerlik şubesine sunduğu belge ve fotoğraflar yeterli bulunmadı. Öktem şimdi askerlik yaptığını kanıtlamaya çalışıyor. olan hastanın ameliyatını bir sını buldu; ancak Kepez Askergün ertelemek zorunda kaldı. lik Şubesi, bu belgeyi de kanıt olarak yeterli bulmadı. GörevliKepez Askerlik Şubesi, Erler askeri birlikten gelecek rescüment Öktem hakkındaki bilmi yazının belge olarak dikkate gilerin daha önce ikamet ettiği İstanbul’dan geldiğini bildirdi. alınacağını belirttiler. Şubedeki görevli askerlik yapÖzen gösterilmedi tığını kanıtlayamaması halinde Öktem’in mahkemeye sevk Öktem’in ses tonundan ameedileceğini söyledi. Görevli ayliyatlı kalbinin, ihanete uğrarıca Öktem’in Erzurum ve Samışçasına kırıldığı anlaşılıyor rıkamış’taki askeri birliklerve “1965’ten beri pasaportum le temasa geçip belge edinmevar. İş icabı sayısız kez yurtdısini tavsiye etti. 83 yaşındaki şına çıktım, tam 61 yıl sonra ve Öktem, evde uzun aramalardan tam ameliyata alınacağım sısonra Ankara Topçu Yedek Su rada beni hastanede bulmaları çok tuhaf. İnsanların hastaneye bay Okulu’ndan 1953 yılında 38. Dönem mezuniyet diploma yattığını bile izleyen devlet, ar C M Y B