12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 14 Temmuz 2015 EDİTÖR: OLCAY BÜYÜKTAŞ TASARIM: SERPİL ÜNAY Komşuda zor günler Yunanistan, kreditörlerin önerdiği kurtarma paketini kabul etti. 86 milyar Avro karşılığında AB, IMF ve Avrupa Merkez Bankası ülke üzerinde tam denetim sağlayacak vro bölgesi liderlerinin 17 saate yakın süren zirvesinde Yunanistan, iflastan kurtulmak ve Avro’da kalabilmek için ağır şartları kabul etmek zorunda kaldı. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, oy birliğiyle sağPELİN lanan anlaşmaÜNKER yı Twitter’dan duyurdu. Avro’nun patronu olarak adlandırılan Almanya Başbakanı Angela Merkel de B planına gerek kalmadığını belirterek “Siyasi bir karar ortaya çıktı. Bu kararda da bir programdan söz ediyoruz. Yunan parlamentosundan onay bekliyoruz” derken, IMF de, Yunan hükümeti ile çalışmaya hazır oldukları açıklamasını yaptı. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, ülkesinin kreditörleriyle anlaşarak borçlarını yeniden yapılandırmayı ve 35 milyar Avro tutarındaki ekonomik büyüme fonuyla orta vadeli finansman temin etmeyi başardığını söyledi. Çipras “Yük sosyal adalet temelinde paylaşılacak. Daha önce kriz döneminde bedel ödemeyenler bu sefer yükü üstlenecek” dedi. Ancak her ne kadar Çipras, ‘yük paylaşılacak’ vurgusu yapsa da kemer sıkma politikalarının reddedileceği vaadi ile iktidara gelen Syriza, yaptığı anlaşma ile geri adım atmış oldu. Üç yıl süreli 8286 milyar Avro’luk üçüncü kurtarma paketi karşılığında Atina’nın kabul ettiği koşullardan öne çıkanlar şöyle: 4 KDV artırımı dahil vergi düzenlemeleri, çalışma piyasası reformu ve emeklilik reformu gerçekleştirilecek. Yunanistan otomatik bütçe kesintilerini öngören mali kurala geçecek ve istatistik kurumunun bağımsızlığını güçlendirecek. 4 IMF Yunanistan’ı yakından denetlemeye devam edecek. IMF’yle anlaşma vadesi dolduğunda yenilenecek. Aksi halde Atina’nın AB destekli mali programı askıya alınacak. 4 IMF’yle birlikte diğer Troyka kurumları AB Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası heyetleri Atina’ya dönecek ve Yunan kurumları denetleyecek. Yunanistan mali konularda tek başına hareket edemeyecek. 4 Kamunun en değerli aktiflerinin transfer edilmesiyle Atina’da 50 milyar Avro’luk bir özelleştirme fonu oluşturulacak. Özelleştirmeler kreditör kurumların denetiminde yapılacak. Elde edilecek gelirin yarısı bankalara sermaye takviyesinde, bir çeyreği borç geri ödemesinde ve kalan çeyreği yatırımlarda kullanılacak. 4 Kamu çalışanları azaltılacak, bankacılık sektörü yeniden yapılandırılacak, elektrik iletim hatları operatörleri özelleştirilecek, eczaneler, süt üreticileri ve fırınlar başta olmak üzere birçok sektörle ilgili yeni düzenlemeler yapılacak. 4 Yunanistan tüm bu şartları karşılasa bile borçlarını kısmen bile sildiremeyecek. İkili kredileri kırpamayacak. Belirli şartların karşılanması halinde borç vadelerinin uzatılması ve faiz oranlarında indirim olabilecek. ekonomi 9 A Acı reçete oylanacak Yunanistan’da parlamentonun yarın taahhüt edilen reformları yasalaştırması gerekiyor. Diğer yandan Avrupa Merkez Bankası, Yunan bankalarına mali yardımın, Yunanistan’da parlamenterlerin yeni kurtarma paketine ilişkin reformları onaylamasına bağlı olduğuna işaret ederek acil likidite tavanını yükseltmekten kaçındı. Royal Bank of Scotland, Yunanistan’ın borçlarının uzun vadede sürdürülemez olduğunu ve borçlarını yapılandırmak zorunda olduğunu bildirdi. Barışsavaş süreci? Koalisyon toplantıları u yazının yazılmasında sıkışılmış zaman dilimi çinde siyasi gündemimiz, geleceğimiz adına gerçekten anlamlı iki toplantı sürüyordu. Birincisi AKPCHP koalisyonu, Cumhurbaşkanı tarafından bilinçli geciktirilmiş koalisyon arayışlarının gevşek bir takvime yayılmış görüşmelerinin ilkiydi. CHP Genel Merkezi’nde, ciddiyet, güven yaratma havası için uygun bir zaman dilimi ve geniş kadro katılımı ile gerçekleştirilen toplantının sonuçları üzerinden kuşkusuz çok farklı değerlendirmeler, öngörüler olacak. Sonucu üzerinden değerlendirme yapmayı seven gazeteciler içinde olmadığım için, bana göre en anlamlı işlevi; 13 yıl boyunca sandık çoğunluğunun, hukuksuz, demokrasinin olmazsa olmaz güçler ayrılığı, kurumların bağımsız işlevlerini ortadan kaldıran, özünde ülkemizi demokrasiden uzaklaştıran İktidarlarının saltanatına son veren, demokratik değerlere, kültürüne, seçim sonuçlarına saygının gereği iki partinin koalisyon görüşmelerine karşı olmayan duruşu sergilemeleriydi. Seçmen oyları içdış odaklı ülkemizde demokrasi adına pazarlanmış, dayatılmış 21. yüzyıl sivil otoriterliğine, rejim değişikliğine, Cumhuriyet devrimleri, laikliğin reddine ilişkin yürüyüşün dönemeç noktasında Meclis’in iki büyük partisinin koalisyon için masaya oturmalarının sonucunda, yine günümüz medyatik pazarlamasında öne çıkarılmış ortaklığın düşünü kuranlardan da hiç değilim... Seçim sonuçlarına göre Meclis içinde çözüm aramak, iktidar oluşturmak zorunda olan siyasi partilerimize, sil baştan demokrasi kültürü, geleneğini öğretme işlevinin sadece işe yaramasını dilerim... Sonrası uzun soluklu, sorun çözücü bir koalisyon hükümeti ya da dışardan destekli azınlık, ya da tüm partilerin zorunlu katılımı ile çözüm üretecek bir seçime hazırlık yapacak, kilitlenmiş sorunlar, yasalar, seçim düzenine ilişkin işler de kotarabilecek seçim hükümeti... Meclis iradesinden çıkacak sonuçların her birinin, 21. yüzyıl sivil otoriterliğini pekiştirmeyi öngörmüş Türkiye tipi başkanlık rejimine geçiş, kaos yönetimlerinden ülkemize, halkımıza daha az zararları söz konusu olabilir... HHH Ülkemizi kuşatmış, IrakSuriye batalıklarına, yakıcı ırklarmezhepler savaşlarına çekilme... Yunanistan’da yaşanmakta olanı son çarpıcı dersimiz; bizi gelişmekte olan tüm ülkeleri aslında her dönem tehdit eden; zengin kuzey dünyası projelerine hizmet öncelikli, ülkenin dinamikleri, halkının çıkarları, kaynakları, insan eksenli oluşturulmalarına izin verilmemiş, ekonomik projelerin önlenemez krizlerine bir kez daha çekilmemize ramak kalmışken... Kendi özelimiz, çözüm üretmek zorunluluğu yaşamsal Kürt sorunumuzda, bugüne kadar çerçevesi saklanmış, yine de kan dökülmesini durdurduğu için sadece halkımızı sevindirmiş “Barış sürecinin” sona erdirildiğinin tehditleri... Hafta sonu yaşanmış çatışmalarla, KCK’den gelmiş ateşkese son verildiği, barajların hedef alındığı açıklamalarının çakışması noktasında... HDP’nin ilk koalisyon toplantısı ile aynı saatlerde gerçekleştirdiği MYK toplantısı sonucu ya da eşbaşkanların açıklamalarından rahatlatıcı sonuçlar çıkarmak çok zor. Barış sürecini tehdit eden gelişmelerin AKP ya da Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından odaklandığı, ilk ateşin TSK’den geldiği... Kürt cephesi açıklamaları tehdit algılamasını hafifletmiyor. Dahası geçen haftalar öne çıkmış sınır ötesi tampon bölge gündemli İktidarlarından gelen tehditlerden daha da ciddi boyutları olabilir. Ne de olsa sınır ötesi projelerde belirleyici ABD İktidarları oldukça Erdoğan liderliğindeki İktidarlarının kimi farklı beklentiler adına diretmeleri söz konusu olsa da, hızlı uzlaşma kaçınılmazdı; ayrıntıları bilemesek de, sürpriz İncirlik’in daha işlevsel sınır ötesi İŞİD bombardımanları için kullanılması sonucunu getiriverdi. Sınırlarımızın içindeki hızlı çatışmacılığa geçişin anlamı savaş süreci değilse bile, İktidarları ile Kürt cephesinin ülke barışı için çok da kalıcı olamayacak; yeni çıkarlar dengelerinde yeni uzlaşma arayışlarının taktikleri de olabilir... B Yük paylaşılacak Anlaşmanın referandum öncesi taslaktan daha kötü olması kemer sıkmayı reddetme vaadiyle iktidara gelen Syriza’nın geleceği ile ilgili de tartışmalara yol açtı. Sermayenin çıkarları ön planda nlaşmayı ‘tam anlamıyla bir yenilgi’ olarak niteleyen New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Dr. Ümit Akçay bundan sonra olacaklar ile ilgili Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulundu: A 4 Varılan anlaşma, 15 Temmuz’a kadar Yunan parlamentosunun ilgili düzenlemeler yapması şartıyla geçerlilik kazanacak. Bu anlamıyla 2001 krizi sırasında Türkiye’de gerçekleşen “15 günde 15 yasa” değişikliği süreciyle benzerlik taşıyor. Tüm bu süperkemer sıkma tedbirleri karşılığında, borcun ne kadarının ve ne vade ile yeniden yapılandırılacağı ise net değil. Bu, programın uygulanmasına bağlı olarak 2001 krizini hatırlattı Zirve öncesinde Fransa Cumhurbaşkanı Hollande (ortada),Yunanistan Başbakanı Çipras ve Almanya Başbakanı Merkel sohbet etti. gündeme gelebilecek. 4 22 Haziran’dan bugüne yaşanan süreç, AB kurumlarının doğrudan finansal sermayenin çıkarları doğrultusunda karar aldığını bir kere daha kanıtlamış oldu. 2008 krizinden çıkış için özellikle Alman sermaye kesimleri ve Brüksel’deki teknokratlar tarafından gündeme getirilen kemer sıkma politikalarının 7 yıldır uygulanmasına ve herhangi bir olumlu gelişme yaşanmamasına rağmen hâlâ ve daha da sertleştirilerek dayatılmasının iki gerekçesi var. İlki kriz vesilesiyle Güney Avrupa ülkelerinde emekçiler üzerindeki disiplinin daha da arttırılması, ikincisi de Avrupa Birliği’nin neoliberal politika lar dışında herhangi bir alternatife kapalı olduğunun ilan edilmesidir. 4 Önümüzdeki iki günde Yunan parlamentosunda çetin bir süreç yaşanacak. Syriza içindeki Sol Platform bu anlaşmanın meclisten geçirilmesine karşı mücadele edeceklerini ilan etti. Ancak burada kritik olan, Syriza’yı iktidara taşıyan Yunan emekçilerinin tutumu olacak. Yıllardır kemer sıkma poitikalarından ve buna karşı mücadeleden “yorulmuş” olsa da, önümüzdeki günlerde Syntagma meydanı bu sefer ülkeyi doğrudan Troyka’nın denetimine bırakan bu anlaşmaya karşı dolabilir. Ancak önümüzdeki iki gün nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın tüm bu süreçte kesin olan tek şey kemer sıkma politikalarının Avrupa Birliği’ndeki sorunlara çözüm getirmeyeceği. ‘Bu bir darbe’ #ThisIsACoup KİM NE DEDİ? Telekonferans yarın Avro bölgesi maliye bakanları grubu başkanı Jeroen Dijsselbloem, “Avro grubu çarşamba günü telekonferans düzenleyebilir, Yunanistan’ın kurtarılması için yetkilendirme hafta sonuna kadar gerçekleşebilir” dedi. Özelleştirme Fonu Çok daha ağır Finlandiya Maliye Bakanı Alexander Stubb, Yunanistan’a dayatılan yeni şartların Atina’nın 5 Temmuz’daki referandumda reddettiği şartlardan bariz şekilde çok daha ağır olduğunu söyledi. AFP’ye konuşan birçok Yunanlı daha iyi koşullar bekliyordu ve mevcut anlaşmanın yaşamlarına herhangi bir iyileşme getirip getirmeyeceğinden şüpheli. vro bölgesi liderleri Yunanistan konusunda anlaştı ancak Almanya’nın anlaşma öncesi sert tavrı ve fonun denetiminin AB denetiminde olması sosyal medyayı salladı. Twitter’da #ThisIsACoup (#bubirdarbe) hashtag’i ilk sıralara yerleşti. Anlaşmada 50 milyar Avro’luk özel A leştirme fonunun kontrolünün tamamen Avrupa Birliği denetiminde olması ve Almanya’nın anlaşma öncesi sert tavrı sosyal medyada yankılandı. Twitter’da Barselonalı fizik öğretmeni Sandro Maccarrone’nin başlattığı #ThisIsACoup (#bubirdarbe) hashtag’i Nobel ödüllü ekono mist ve New York Times köşe yazarı Paul Krugman’ın da paylaşımının ardından dünyada ilk Türkiye’de de 6. sıraya yerleşti. Tweetlerde ‘1. Dünya Savaşı silahlarla, 2. Dünya Savaşı tanklarla, 3. Dünya Savaşı ise Bankalarla...’ gibi paylaşımlar dikkat çekti. Enkaz benzetmesi Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos, Avro Bölgesi’nin kendilerine dayattığı şartların çok kötü olduğunu belirterek “Bizi enkaza çevirmek istiyorlar. Yeter artık” dedi. Değerlere ihanet Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, blogunda Avro Bölgesi’nin taleplerinin “çılgınlık” olduğunu ve AB projesinin savunduğu değerlere ihanet edildiğini savundu. Bundan sonra ne olacak? 4 Yunanistan’da bankalar 2 gün daha kapalı kalacak, yarın yeniden durum değerlendirmesi yapılacak. 4 Yunan Parlamentosu’nda kemer sıkma önlemleri yarın oylanacak. 4 Ardından ulusal parlamentoların onay süreci başlayacak. Almanya perşembe günü kurtarma anlaşmasını parlamentoda oylayacak. 4 Syriza vekillerinin isyanda olduğu ve bu şartlarda Çipras’ın parlamentoda değişikliğe gidebileceği konuşuluyor. ‘Syriza parçalanır mı’ sorusu da gündemde. Partinin 149 milletvekiliden 17’si cumartesi yaptıkları açıklamada kurtarma planı görüşmelerini ve Çipras’ı desteklemediğini açıklamıştı. 4 Erken seçim tartışmaları da gündemde. Yunanistan Çalışma Bakanı Panos Skourletis, “Bu yıl içinde seçim gerçekleştirilmesini öngörüyoruz” dedi. Sağlanacak fonun AB denetiminde olması yurt içinde ‘Düyunu Umumiye’ benzetmesine neden oldu. Düyunu Umumiye 18811939 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’nun dış borçlarını denetleyen kurumdu. Düyunu Umumiye Kreditörlerle sağlanan anlaşmanın ardından Avrupa borsaları yükselişe geçti. Almanya ve İspanya borsası yüzde 1.5, Fransa yüzde 1.8, İngiltere yüzde 1, Stoxx 600 endeksi de yüzde 1.6 civarı yükseldi. Avro/dolar ise yüzde 1’in üzerinde düştü. Yunanistan anlaşması ve koalisyon görüşmelerini izleyen dolar/TL de 2.65’in altına geriledi. Borsa İstanbul yüzde 0.72 yükseldi. Piyasalar memnun Manda yönetimi Syriza’nın İspanyol müttefiki Podemos da varılan anlaşmayı ‘mali darbe’ olarak adlandırdı. Podemos’lu Pablo Echenique, “Yunanistan’da yaptıkları şey bir mali darbe başlatıp daha sonra Yunanistan’ı bir manda yönetimine çevirmek” dedi. İş Bankası ilk 100’de Dünyanın en saygın ekonomi ve finans yayınlarından olan The Banker tarafından, ana sermaye büyüklüğüne göre hazırlanan listeye göre İş Bankası, 118’inci sıradan 96’ncı sıraya yükselerek ilk 100’deki tek Türk bankası oldu. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, sürdürülebilir büyüme stratejisi doğrultusunda Mart 2015 itibarıyla aktif büyüklüğünü 252 milyar 931 milyon liraya çıkardıklarını belirtti. Ayrıca listede Türkiye’den 10 banka yer alıyor. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle