28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Perşembe 25 Haziran 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 4 Saray CHP’yi istiyor CHP, Davutoğlu’na ‘Koalisyon kurarsak AKP Erdoğan’ın gölgesinden kurtulacak’ mesajı verecek uhalefetin AKP’siz koalisyon seçeneğinin iyice zora girmesiyle gündeme gelen AKPMHP formülünde dünden itibaren düşüş başladı ve seçimden sonra ilk kez AKPCHP koalisyon olasılığı hızla yükselişe geçti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu formüle sıcak bakmaya başladığı haberleri gelmeye başladı. Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na “Anayasal çizgilerimde kalacağım, koalisyona zorluk çıkarmayacağım” mesajı gönderdiği de öğrenildi. Siyasi kulislerde AKPERDEM GÜL CHP koalisyon seçeneğinin şansını artıran üç gelişmeye işaret ediliyor. Hem AKPAhmet Davutoğlu, hem Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hem de CHP cephesinde yaşanan bu üç gelişme şöyle ifade ediliyor: Davutoğlu seçim istemiyor: AKPCHP koalisyonuna ilişkin ilk güçlü işaret olarak Başbakan Davutoğlu’nun koalisyon konusundaki açıklamalarına dikkat çekiliyor. Davutoğlu’nun seçim öncesinin tersine tüm partilere kapılarının açık olduğu, kırmızı çizgi olmaksızın uzlaşma aradıkları ve bu tablodan mutlaka koalisyon çıkarmak gerektiğine ilişkin açıklamalarının altı çiziliyor. Davutoğlu, partisinde 3 dönemlikler ve başka bazı iç tartışmalar yerine hızla hükümeti kurarak uzun vadede partiye damgasını vurmayı öngörüyor. Saray’dan al haberi: AKPseçimden sonra sürekli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKPMHP koalisyonunu istediği bilgisi kulislere yansıdı. Ancak dünden itibaren bu bilginin gerçeği yansıtmadığı ya da görüşünün değiştiğine ilişkin bir olay anlatılıyor. Buna göre Erdoğan’a çok yakın bir Rıza da Rıza otoğrafı görünce, elimde olmadan mırıldandım: Pek de yakışmışlar maşallah! Fotoğrafta Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci ve İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, büyük işadamı Rıza Sarraf’a ihracatçılıkla gösterdiği başarılardan dolayı ödül verirken görülüyorlar. Rıza Sarraf’ı, başarılarını, Boğaz’daki yalısını, kimi bakanların gövdelerini kendisine siper etmelerini, çocuklarını Rıza Bey’in işleri için seferber etmelerini cümle âlem biliyor. Yine Rıza Sarraf’ın 17 Aralık olayındaki rolünü de herkes biliyor. Daha da bileceklerdi de, olayın takip edilmesine izin verilmediği için zaten kamu vicdanında aydınlanmış olan olayın, daha da bütün ayrıntılarıyla yargı önünde netleşmesi önlendi. Rıza Sarraf AKP’nin sevgili işadamıdır ve dokunulmazlığı vardır. Bu dokunulmazlık, yasama dokunulmazlığı gibi, yasal, hatta anayasal dokunulmazlıktan da öte, fiili bir dokunulmazlıktır ki, kaçak inşaatını, uzaktan yakından herhangi bir çıkarını, eşini dostunu ve kayırdığı kişileri de kapsar. Rıza Sarraf’ın bakanlara yüz binlerce dolarlık saat ve rüşvet dağıttığı söylenir. Bu söylentiler ne kadar doğrudur, tam olarak öğrenilemez, çünkü bu tür olaylar hemen örtbas edilir. HHH Ama bu örtbas etmeler, kamu vicdanında büyük rahatsızlıkların oluşmasını engellemez. Nitekim araştırmalar, son seçimlerde AKP’ye oy kaybettiren etkenler sıralamasında Tayyip mitinglerinin hemen arkasında, ikinci sırada yolsuzlukların yer aldığını gösteriyor. Yani “Çalıyorlar ama aynı zamanda çalışıyorlar da...” düşüncesi sanıldığı kadar yaygın değil. Ama AKP nedense 17 Aralık ve Deniz Feneri ve benzeri tüm olayların üstünü örtmeyi yeğliyor. Töhmet altında kalmak, olayların aydınlatılmasına tercih ediliyor. Rıza Sarraf’ın karıştığı olaylar, AKP’nin rızasıyla örtbas edilmiştir. Yani Rıza’nın olayında AKP’nin rızası var. Tercihini yapıp AKP yanında saf tutanların yürütmesinin içinde yer alanların artık bu durumda Rıza Sarraf ile aynı karede yer almaktan çekinmemeleri lazım. Çünkü Rıza Sarraf konusunda AKP’nin en tepesinde (resmi değil, onu da aşan fiili zirveyi kastediyorum) somutlaşmış bir rıza mevcuttur. Sen bu rızaya katıldıktan sonra aynı fotoğraf karesinde yer alsan ne olur, almasan ne olur? Nitekim Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci de olaya böyle yaklaşmıştır. Doğrusu Numan Kurtulmuş’un tepkisini anlamak imkânsız. HHH AKP’de Rıza Sarraf lehine oluşan rızanın nedenini anlamak, bu kuruluşun son zamanlarda artan bir ivme ile gittikçe gelişen bir rant paylaşım odağı olma niteliğini kavramayanlar için güçtür. Siyasal partilerin bu rant paylaşım odağı olma niteliği, seçmen karşısında ilan ettikleri ilkeleriyle çelişkiye düştüğü ölçüde parti kan kaybeder. Ayrıca bir ülkede er veya geç yolsuzlukla yoksulluk arasında yakın bağlantı oluşur. Bu kural geçici bir süre için tavsasa bile uzun erimde mutlaka doğru çalışır. Bütün bu gerçekleri bilmek konumunda olan Numan Bey, Rıza Sarraf’ın ödül töreninde aynı fotoğraf karesinde yer almamazlık edemezdi. Çünkü Sarraf Rıza konusunda Patron’un rızası var. Numan Bey üzerinde de aynı Patron’un vesayeti var. Şimdi gel de o karede yer alma bakalım sıkıysa!.. Numan Bey o karede ister istemez yer alacaktı. Allah rızası için değilse bile Sarraf rızası için yer alacaktı. F M Ana muhalefet kim olacak muamması KPCHP koalisyon hükümeti kurulması halinde muhalefeti MHP ile HDP oluşturacak. Ancak her iki partinin sandalye sayısı da eşit(80). Bu nedenle “ana muhalefet partisi kim olacak” sorusu ortaya çıkıyor. Bu siyasi tarihte bir ilk. Ana muhalefet partisi yalnızca protokoler bir konum değil. Ana muhalefet partisinin devlet protokolündeki yerinin dışında yasaların iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı kritik öneme sahip. Anayasaya göre yasaların iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkı, Cumhurbaşkanı, mahkemeler ve TBMM üye sayısının 5’de 1’i olan 110 milletvekilinin yanı sıra ana muhalefet partisine de tanınan bir hak. Bir parmahkeme başkanı başka yargı mensupları ve bazı iş dünyası temsilcilerinin de olduğu bir yemekte AKPCHP koalisyonunu işaret etti. Mahkeme başkanının “MHP’yle koalisyon sorunların çözümü için gerçekçi olmaz. Kısa vadede erken seçim riski taşımaya, biriken sorunları çözecek tek formül AKPCHP koalisyonudur” sözlerinin altı çiziliyor. Saray’a çok yakın olduğu ifade edilen mahkeme başkanının bu sözleri, Erdoğan’ın AKPCHP koalisyonuna karşı direnç içinde olmayacağının göstergesi sayılıyor. Saray’dan kurtul: Dünden itibaren CHP’de de AKP ile koalisyonla ilgili CHP’lilerden kampanya: AKP’siz Türkiye “AKPCHP koalisyonu”nun dillendirilmesine tepki gösteren CHP’liler imza kampanyası başlattı. “Change.org” üzerinden “#Halkın iradesi: AKP’siz bir Türkiye” sloganıyla başlatılan kampanyanın metninde uluslararası ve ulusal sermaye güçlerin düzenlerini sürdürmek için AKPCHP koalisyonu kurulması için çalışma başlattığı belirtilerek, “AKP, 13 yıllık iktidarı sonunda, gerçek yüzünü göstermiş ve ülkeyi bir kaosa sürüklemiştir. Kuvvetler ayrılığı ilkesi yıkılmış, tek adam yönetimine dönük, baskıcı başkanlık sistemi kurulmak istenmiştir. Algı yönetimini iyi bilen ‘Siyaset Tasarımcıları’ AKP CHP koalisyonunu gündeme getirmişlerdir. Bu AKP nin yarım kalan işlerinin tamamlaması ve aklanması anlamına gelecek ve AKP kurtulacaktır.” Halkın ve rejimin geleceği için CHP, MHP ve HDP’nin bir araya gelerek hükümet kurması gerektiği dile getirilen kampanya büyük ilgi görüyor. Kampanyaya Eski Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, eski CHP PM üyelerinden Turhan İçli, EğitimSen Kurucu Genel Başkanı Yıldırım Kaya, ODTÜ öğretim görevlilerinden Dr. Işıkhan Güler, EğitDer Genel Başkanı Mustafa Demir, Ankara Cesur Yürekler Grubu Sözcüsü Mehmet Yalçındere, Yerel Yönetim Uzmanı Ali Yavuz, Eczacı Bahar Gündoğdu’nun da aralarında bulunduğu çok sayıda tanınmış CHP üyesinin imza attı. l Haber Merkezi A ti ana muhalefet konumu kazandığında 110 imza bulup bulmamasına bakılmaksızın Anayasa Mahkemesi’ne başvuru hakkını elde edebiliyor. Ancak burada hem MHP hem HDP 80 milletvekiline sahip olduklarından ikisi de ana muhalefet konumu kazanamazlarsa, Anayasa Mahkemesi’ne iptal başvrusu yapabilmeleri için 110 imzayı tamamlamak amacıyla işbirliği yapmak zorunda kalaccaklar. Eğer AKPCHP koalisyonu kurulursa ana muhalefetin kim olduğu iki partinin oy oranlarına bakılarak belirlenebilir. Bu durumda yüzde 16 oyu olan MHP ana muhalefet partisi ilan edilebilir. katı tutumun değişmeye başladığına ilişkin işaretlere de görülmeye başlandı. CHP içinde, “AKP ile CHP arasında başlayabilecek bir koalisyon müzekeresini Saray’ın engellemeyeceğine” ilişkin ilk yorumların yapılması da dikkat çekiyor. Koalisyon görüşmelerinde CHP’nin Davutoğlu’na, “Koalisyon iki partiden oluşacak. Üçüncü bir odak olamaz. Dolayısıyla CHP ile bir koalisyon oluşması halinde AKP de özgürleşecek, kendi üzerindeki gölgelerden kurtulacak, bağımsızlığını ilan edecek” diyerek koalisyonun AKP’yi Erdoğan’dan kurtaracağı mesajı vermesi bekleniyor. l ANKARA CHP, MHP ve HDP olmalı İşte CHP’nin 5 önceliği 1 Silah dolu MİT TIR’ları 2 Roboski katliamı 3 Gezi Direnişi 4 1725 Aralık dosyaları 5 Cumhurbaşkanlığı Sarayı Fikri Sağlar TBMM’nin açılmasıyla kirli dosyalar için düğmeye basan CHP’li Sağlar ve Tanal, yakın tarihin kritik konuları için detaylı çalışma başlattı FIRAT KOZOK Hesaplaşma dosyaları hazır eclis’in açılmasıyla birlikte CHP, MİT TIR’ları, Roboski katliamı, Gezi Direnişi, 1725 Aralık dosyaları ve Cumhurbaşkanlığı Sarayı için düğmeye bastı. Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ile İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal soruşturma önergeleri hazırlıyor. Sağlar, gündemindeki konuları Cumhuriyet’e şöyle sıraladı: l 4 bakan için ayrı ayrı önerge: Soruşturma önergesi vereceğiz. İlk olarak 4 bakan için yeniden soruşturma açılmasını talep edeceğiz. Bunun için 55 arkadaşımızın imzasıyla hareket edeceğiz. l MİT TIR’ları ‘vatana ihanete’ uzanabilir: Yaklaşık 1500 TIR dolusu silah gittiği yönünde iddia var. Son olarak Cumhuriyet’te yayımlanan haberde TIR’ların içinden silah çıktığı fotoğraflarla tespit edildi. 1500 TIR dolusu silah gönderilmişse, bu müthiş yolsuzluktur. l Kaçak Saray’ı soracağız: En son Danıştay’ın vermiş olduğu kararlar var... Hukukun üstünlüğü üzerine Meclis’inde yemin edilen ülkede, bu ilkeye uymayan, “yıkabiliyorsanız yıkın” diyen, içine oturup, son olarak sarayı Cumhurbaşkanlığı’na devrettiren eylemler hukuk devletini yok saymaktadır. l Roboski sorumlusu Erdoğan: 34 yurttaşımızın öldürülmesinin sorumlusu doğrudan doğruya dönemin Başbakanı olan Erdoğan’dır. Yetkiyi veren odur. Dolayısıyla bugüne kadar sorumlu bulunmadığına göre, Başbakan sorumludur. CHP’li Mahmut Tanal da Meclis’te önceki gün yapılan yemin töreni sırasında 4 ayrı soruşturma önergesi hazırlayarak imzaya açtı. Tanal, “Roboski katliamı” nedeniyle dönemin Milli Savunma Bakanı ile Başbakanı, “Silah taşıyan MİT TIR’ları” nedeniyle dönemin Adalet Bakanı ve Başbakanı, “Gezi olayları” nedeniyle dönemin Başbakanı “17/25 Aralık yolsuzluk soruşturması”yla ilgili olarak da 4 bakan hakkında soruşturma açılmasını istiyor. l ANKARA M Sümeyye Erdoğan’a ikinci kez ret Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı, Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) yönetim kurulu üyesi Sümeyye Erdoğan’ın feSümeyye minist aktivist Pınar İlkka Erdoğan racan hakkında bir makalesi gerekçesiyle yaptığı suç duyurusu reddedildi. Erdoğan, İlkkaracan’ın Kazete.com’da yayınlanan “Vatikan’dan kopya: Toplumsal cinsiyet adaleti” başlıklı yazısı nedeniyle ‘hakaret’ suçlamasıyla şikayette bulunmuştu. İlkkaracan ifadesinde, eleştiriyi Erdoğan’ın üzerine aldığını belirterek durumun ‘hukuksuzluğuna’ işaret etmişti. Savcı Ali Fuat Taşkın, şikâyeti reddedince Erdoğan’ın itirazını inceleyen İzmir 2. Sulh Ceza Hâkimi, itirazı kesin olarak reddetti. Kadın ve LGBTİ hakları için çalışan 30 örgüt “Karar, Türkiye’de, eşitlik kavramını ‘eşdeğerlilik’ ya da ‘adalet’ kavramı ile sulandırmak isteyenler ile sivil toplum örgütlerini, aktivistleri ve akademisyenleri devletin en üst makamından dava açarak susturmak isteyenlere de bir yanıt olmuştur” açıklamasını yaptı l İSTANBUL /Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Erdoğan, üç gün önce Diyanet İşleri Başkanı ve din adamlarıyla dün de muhtarlarla Kaçak Saray’daki 6 buçuk milyon liraya malolduğu iddia edilen iftarların ardından, önceki gün orucunu Mamak’ta işçi ailesiyle birlikte açtı. Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, önceki akşam Mamak’ta 6 çocuklu işçi Yıldırım Çelik ve eşi Gözel Çelik’in evindeydi. Erdoğan’dan kalem kalem savunma araydaki gösterişli iftar sofraları nedeniyle eleştiri konusu olan Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki gün yaptığı yazılı açıklamasının ardından dün de muhtarlara verdiği iftarda yine savunma yapmak zorunda kaldı. Erdoğan “Maliyeti 240 bin lira olarak ifade edilen yemek masası sitelerdeki bir ustamız tarafından, 4 bin 600 TL+ KDV yani 5 bin liraya mal edildi. Ayrıca bu bir portatif tabladır. Suntadan yapılan masanın altındaki demir profiller Süleyman Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminden kalmadır. 435 bin TL olduğu iddia edilen sandalyeler de Abdulah Gül’ün döneminden kalmadır ve böyle bir maliyeti yok S tur. Masa üzeri ve çevresinden bulunan 32 bin TL maliyeti olduğu iddia edilen dekorlar da bir önceki dönemden kalmadır. Yemekte kullanılan çatal bıçak gibi servis malzemeleri de Demirel’in cumhurbaşkanlığı döneminden kalmadır” dedi. 110 kişilik iftar yemeği hazırlandığını ve tüm malzemelerin külliye mutfağından temin edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “Külliye aşçıları pişirdi, külliye personeli tarafından servis edildi. Yemeğin ve masanın hazırlanmasının tüm maliyeti 3 bin 390 TL. Yani kişi başı yemek maliyeti de 30 TL’dir” şeklinde konuştu. Erdoğan, “Biz milletimizle kucaklaşmak yerine belli kesimleri ağırlasaydık bölye bir saldırıya maruz kalmazdık. Beyaz Türkleri var ya bunların, onları ağırlayıp... Onlar size bize zenci Türk diyorlar. Ben de öyle bir zenci Türk olmaktan şeref duyuyorum” dedi. Erdoğan, ayrıca “Bir koalisyon hükümetinin çıkmasını temenni ediyorum. Siyasi partiler bu konuda üzerlerine düşeni yapmazlarsa çözüm mevkii yine milletimizdir” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Bürosu Zenci Türk diyorlar Adam başı 30 TL C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle