15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Olaylar ve GOrUSler KÜLTÜR SANAT Perşembe 25 Haziran 2015 CHP harç olabilir mi? FATİH TEMUR Tarih öğretmeni 16 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: AYNUR ÇOLAK A KP’nin bıraktığı yıkım onarılabilecek mi, yoksa 90’lı yılların moda deyimiyle yeni hükümet enkaz devraldık söylemlerine mi sığınacak, onu da çok değil önümüzdeki günlerde göreceğiz. Peki, şimdi ne olacak ya da ne olmalı? AKP’den hesap sorma işini, AKP’nin içinde olduğu bir hükümetten beklemek abesle iştigal olur. AKP’den ve gerçekleştirdiği yıkımdan kurtulmanın yolu diğer üç partinin bir araya gelerek geniş tabanlı bir hükümet kurmaları ve Türkiye’yi kucaklamalarıdır. ranması, kendisine emanet oy veren kimseleri hayal kırıklığına uğratmaması gerekmektedir. Kürt kimliği tanınmalıdır, eşit yurttaş eşit vatandaş tabii ki tartışılmaz bir gerçektir, bu durum Kürt milliyetçiliğine vardığında emanet oylarda büyük düşüş ve bir dahaki seçimlerde baraj altında kalmayla sonuçlanacaktır. Ayrıca yurttaşların HDP’ye oy verirken AKP faşizmine karşı set çekme, engel olma duyguları, Kürt illerinde ya da büyük şehirlerdeki Kürt mahallelerinde HDP faşizmine dönüşmesi HDP’nin oyunu diğer seçimlerde eritecek, HDP’yi baraj altında bırakacak başka bir faktördür. İkincisi, böyle bir hükümet MHP ile Kürtleri yakınlaştıracaktır, MHP liderinin HDP ile yatağa girmem minvalindeki sözleri buram buram popülizm kokan, tabana mesaj niteliği taşıyan irade açıklamalarıdır. Ancak tabanından, sokaktan haberi olsaydı, seçim öncesi kimler ne diyor, ne düşünüyor, bunları yoklasaydı ve resmi doğ MHP’li seçmen ru okusaydı muhtemelen böyle konuşmazdı Sayın Devlet Bahçeli. Sol seçmen kadar AKP’den kurtulmak isteyen MHP seçmeni de 7 Haziran seçimleri öncesi HDP konusundaki katı tutumunu terk etmiş, AKP karşıtlığı MHP seçmenini yumuşatmıştır. Erzurum saldırısı ve Diyarbakır katliamları sonrası yapılan açıklamalar da bu durumu destekler niteliktedir, bu yakınlaşma ve sinerji ortamı olası bir koalisyon durumunda yerini daha kapsamlı dostluğa ve kardeşliğe bırakacaktır. D Sanatçıya hapis yetmez, idam edelim! ünyanın birçok ülkesinden PEN dernekleri telefon ediyor, elektronik posta yolluyor, “Gazeteciler bitti şimdi sıra sanatçılarda mı?” diye soruyorlar... Dünya artık böyle bir yer... Hiçbir şey gizli kapaklı kalmıyor. Siz istediğiniz kadar ınk mınk deyin, çevir kazı yanmasın deyin, “şey, aslında...” diye başlayan tümceler kurmaya çalışın... Millet ağzıyla ve her yeriyle kahkahalarla gülmeye başlıyor... Siz o kahkahalar, acımalar ya da şaşkınlıklar karşısında onca sevdiğiniz ya da sevmeye çalıştığınız ülkenizin gülünç duruma düşmesine, küçüldükçe küçülmesine, onurunun kepaze edilmesine seyirci kalmak durumuna düşüyorsunuz... Kars’taki “İnsanlık Anıtı” heykeline “Ucube” diyen dönemin Başbakanı Erdoğan’dan Heykeltıraş Mehmet Aksoy 10 bin TL tazminat kazanmıştı. “Kazandığınız parayla heykel mi yapacaksınız?” sorusuna Mehmet Aksoy “Haram parayı heykele yatırmam” diyor. Vay sen misin diyen! Cumhurbaşkanı’na hakaretten 4 yıl 8 ay hapsi isteniyor! Buna ancak hazımsızlığın daniskası denebilir! “Hırsız var” demek suç olursa... Mehmet Aksoy anlatmaya çalışıyor: “Hani ekmeğini taştan çıkarmak derler ya... Benimki kitaptan okuma değil, ezbere söylenmiş değil. Ben ekmeğimi gerçekten taştan çıkarıyorum. Birebir taştan çıkarıyorum. Emek vere vere, taşı yonta yonta çıkarıyorum... Benim için emek en yüce değer. Babamdan böyle gördüm... Bugüne dek on bin ton taş yontmuşum. Yaptığım işe inanıyorum... Oysa aldığım tazminat parası, bana havadan geldi.... ” Mehmet Aksoy, benim arkadaşım. Hâlâ emek ve değer arasında doğrudan ilinti var sanıyor! Onu dinlerken gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum. Hey Mehmet, burası hırsızları değil, “Hırsız var!” diyeni hapse sokan bir ülke! Böyle bir hükümet neler getirir? Birincisi, ki en önemlisi genel anlamda Kürtlerin ve diğer tüm ezilenlerin temsilcisi söylemleriyle yüzde 13 oy alan HDP ülke yönetiminde söz sahibi olacaktır. Bu yönüyle tarihi bir olaydır. Yasamada sandalye alabilmek için büyük bedeller ödemiş Kürt siyasal hareketi bu sayede yürütme düzeyinde temsil edilecektir. Bu arada HDP’nin emanet oylara ve emanetçi seçmenine karşı da sorumluluğunun bilincinde olması, bu sorumluluk duygusuyla dav HDP’nin temsili CHP olası bir hükümette iyi bir oyun kurucu ve iyi bir hakem olacaktır. Üçüncüsü, bu seçimler aynı zamanda CHP seçmeninin de HDP’yle barıştığı, onları anladığı, empati kurduğu bir seçimdir, hatta bir adım ileri gidip bir kısım CHP seçmeni baraja katkı sunmak adına bizzat HDP’ye oy vermiştir. Böyle bir ortamda fotoğrafı doğru okuyan CHP lideri ve yetkili milletvekilleri de kesin, katı duygusallıktan uzak söylemlerle ilkeler etrafında ifadeler sarf etmiştir. CHP olası bir hükümette hem HDP ile MHP arasında harç görevini görecektir hem de iyi bir oyun kurucu, iyi bir hakem olacaktır. AKP’den suçlarının hesabını sormanın yolu CHP, MHP, HDP koalisyonu olacaktır. CHPHDP ilişkisi Kazanan mı kaybeden mi? Prof. Dr. İBRAHİM KAYA Dokuz Eylül Üniv. Sosyoloji C HP’nin ülke için anahtar parti olduğu gerçeği aslında bu seçim sonuçlarıyla da onanmıştır. CHP’nin katılımcılarından biri olmadığı hiçbir tarihsel proje başarıyla tamamlanamamaktadır. atmak istedi parti. Türkiye’nin ekonomik ve siyasal sorunlarını çözebilecek programa sahip oluşu, ne var ki, onun tekrar bir kurucu aktör olmasını sağlayamadı. Ancak, gelinen nokta şunu da göstermektedir ki CHP’siz bir yeniden yapılanma mümkün görünmüyor. Peki, neden CHP iktidar alternatifi olamıyor? Bunun iki ana nedeni olduğunu söyleyebiliriz. İlki, partinin tarihsel yönüyken yani cumhuriyeti ve ulusu inşa eden örgüt olması. İkincisi de sol yönün en önemli aktörü oluşudur. Bugün şu veya bu yoldan bir toplum halinde birlikte yaşamamızı mümkün kılan siyasa varsa, bunun kurucu örgütü CHP’dir. Türkiye Cumhuriyeti başlığını taşıyan bu siyasa zaman içinde önemli sorunlara da çözüm bulma arayışına girdiğinde, yine CHP çözümün anahtar örgütü olmuştur. Demokrasiye geçiş, sosyal devlet uygulamasının başlaması, işçi sınıfının sendikal haklarının sağlanması gibi büyük yeniliklerin altında hep CHP imzası vardır. Bu son seçimlerde de aslında böylesine bir yeniliğin altına imzasını Anahtar parti Parti bildiğimiz gibi 2010 yılındaki lider değişikliğinden bu yana önemli dönüşümler yaşadı. Ancak, en önemli yönü olan örgütündeki dönüşüm sınırlı oldu. Çok iyi bir programınız ve seçim beyannameniz olabilir, ama bir seçim kazanmanız salt o programa ve seçim beyannamesine dayanmaz. Seçimi hiç kuşku yok ki örgüt kazandırır. Örgütün profesyonel yöneticileri ile militanlarının programa ve beyannameye inanmaları seçim kazanmak için bir ön şarttır. Örneğin, genel başkan yardımcılarının hazırlanmasına doğrudan katkı verdikleri bir seçim beyannamesinin seçmende karşılığı olacağına samimiyetle inanmaları gerekir. Aynı şekilde parti için her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olması beklenen bir il ya da il Örgütteki sorunlar çe başkanının militan olarak seferber olması başarı için kaçınılmazdır. Ancak, partide bu rollerin ayrışması bağlamında sorunlar olduğu muhakkaktır. Partinin en ciddi sorunu örgütündeki rol dağılımının ayrışmamış olmasından kaynaklanan sorundur. Liderin geniş kitleler nezdinde sevilmesi, zannedildiği gibi oy patlamasına yol açmaz ama böylesine bir lidere sahip olan parti şanslıdır. Bu şansını oya dönüştürecek olan örgüttür. Kuşkusuz CHP’nin hedeflediği oy oranını tutturamamasının arkasında yatan çok önemli bir neden daha var. Bu neden, Türkiye’de seçmenin rasyonelbireysel oy davranışından ziyade kültürelkitlesel oy verme davranışına eğilimli olduğu gerçeğidir. Kültürel kimlik temelli siyasetin sosyoekonomik temelli siyaseti ikincilleştirmesi bu meseleyi aşikâr kılmaktadır. CHP’nin sosyal politika üzerine odaklanan ve ekonomik büyümeyi hedef seçen seçim propagandasına karşılık diğer partilerin kültürelkimlik eksenli politikaları daha “sempatik” bulunmuştur. CHP’nin salt sosyoekono Ekonomi önceliği mik politikayla oy oranını yükseltmesi demek ki mümkün görünmüyor. Ancak, CHP’nin kimlik politikası yapacak bir programı ve ideolojisinin olmaması esasında Türkiye için büyük şanstır. Kitleleri heyecanlandıracak siyasal bir perspektifi seçim çalışmalarının merkezine yerleştirmesi CHP’nin bundan sonraki tek seçeneğidir. Bu seçenek ülkeyi tekrar inşa etme, yeniden birlikte yaşama formülünü bulma ve uygulama seçeneğidir. Ekonomi seçmenlerin oy verme davranışını tek başına belirleyemiyor, çünkü rasyonelbireysel oy verme davranışından ziyade kitleselkültürel oy verme davranışı önemli ölçüde sonuçları tayin ediyor. Belki kültürel kimlik politikasına yer açamaz parti, ama ekonominin yanı sıra siyaseti konuşan, siyasetin dönüştürücülüğüne vurgu yapan bir programa ihtiyaç duyduğu çok açık. Sözünü ettiğimiz örgüt sorunlarını aşmış ve salt ekonomiden ziyade siyasete de programında öncelikli yer veren bir CHP yine de tek başına iktidar olma şansına sahip olmayabilir, ama oy oranının yüzde 25’in epey üstünde olacağı kesindir. Uygarlık ölçütü Onu dinlerken aklıma Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı geliyor. Anımsayacaksınız. Bir Fransa vatandaşının dönemin Cumhurbaşkanı Sarkozy için açtığı “Defol git, geri zekâlı” yazılı pankartı, AİHM “hiciv” olarak nitelemiş ve ifade özgürlüğü kapsamında saymıştı. Mehmet Aksoy’u dinliyorum: “Bak” diyor, “benim arabamda bile, şu slogan asılıdır: ‘Kara para değil, taş aklıyoruz.’ Aynen bu yazar. Yani ben taşa leke sürdüremem....” Bilmez miyim. Elbet sürdürmez. Hem zaten o, taşa değil, ışığa yön verir. O taş kütlesini yontan sanki elindeki murç, çekiç değildir. Kütleyi yontan ışıktır. Bence içinde bunca ışığı, aydınlığı barındırdığı için Melih Gökçek göreve başlar başlamaz “Ben böyle sanatın içine tükürürüm” demişti... Herkesin uygarlık ölçütü kendine. Kimininki tükürükle, kimininki hakaret davası açmakla, kimininki de emekle, çalışmakla, işle, aşkla, ışıkla ayarlı... Ekmek arası çekiç Mehmet Aksoy, şu sıralar harıl harıl çalışıyor. Bir an önce Özgecan’ın mezar taşını ve Gezi heykelini bitirmek için uğraşıyor. “Hapse girersem, heykel yapamam, içeri ne çekiç ne bıçak hiçbir alet sokmazlar, durumum kötü olur” diye kara kara düşünüyor... “Üzülme sana ekmek arası çekiç getiririm” dememle kahkahaları salıyor... Sonra bir an için düşünüp son kararını veriyor: “İçeri girersem, ben de resme başlarım” diyor. Bu acıklı, bu gülünç durumlara düşmemek için ne yapmamız gerekiyor sizce? T.C. İSTANBUL ANADOLU 1. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI 2010/4728 ESAS Satış ilanı ilgililerine tebliğe gönderilmiş olup, adreste tebligat yapılamaması ve tapu dairesince adresi bilinmeyenler ve bildirilmeyenlere iş bu ilan tebligat yerine kaim olunur. Satılmasına karar verilen taşınmazın cinsi, niteliği, kıymeti, adedi, önemli özellikleri: 1 NO’LU TAŞINMAZIN Özellikleri: İstanbul İl, Maltepe İlçe, Başıbüyük mah. 15455 Ada No. 47 Parsel No, 2. kat, 14 Bağımsız Bölüm, mesken nitelikli taşınmaz. Daire ikinci kat, girişinde antrekoridor, buraya açılan bir balkonlu salon, mutfak, iki yatak odası, banyotuvalet mahalleri mevcuttur. Salon ve odaların yer döşemeleri parke kaplı olup, hol, mutfak ve ıslak zeminler de karo seramik kaplamadır. Mutfakta tezgah alt ve üst dolapları, banyoda lavabo, klozet ve duşakabin bulunmaktadır. Dairede doğalgaz yakıtlı kombi kat kaloriferi tesisatı konulmuş ancak kombisi konulmamıştır. Daire net 77 m2 yüzölçümlüdür. Bina vasat malzeme ve işçilikle inşa edilmiş olup, yeni bir binadır. Binada su, elektrik ve kalorifer ve asansör tesisatları bulunmaktadır. Dairenin ısınması doğalgaz kombi ile sağlanmaktadır. Bina her türlü belediye hizmetlerinden yararlanmakta olup, ulaşımı kolay bir konumdadır. Yüzölçümü: 77 m2 Arsa Payı: 26/510 İmar Durumu: Dosyada mevcut, Maltepe Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 10/02/2015 tarih, 27827246310E106860 sayılı imar durumu yazısında söz konusu 150 pafta, 1470 ada 47 parselin, 15/02/200829/07/200813/09/200922/08/2010 tarihli 1/1000 ölçekli, Maltepe E5 kuzeyi uygulama imar planında (ön bahçe: 3.00 m.Yan bahçe: 3.00 m. İkiz ayrık nizam4 kat irtifaklı) “3/A4/3” yapılanma şartlarında konut sahasında kaldığı bildirilmiştir. Kıymeti: 170.000,00 TL KDV Oranı: %1 Kaydındaki Şerhler: Otopark bedeline ilişkin taahhütname ve yönetim planı. 1. Satış Günü: 10/09/2015 günü 14:00 14:10 arası 2. Satış Günü: 05/10/2015 günü 14:00 14:10 arası Satış Yeri: İSTANBUL ANADOLU 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ, KARTAL Satış şartları: 1İhale açık artırma suretiyle yapılacaktır. Birinci artırmanın yirmi gün öncesinden, artırma tarihinden önceki gün sonuna kadar esatis.uyap.gov.tr adresinden elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada tahmin edilen değerin %50 sini ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmek şartı ile ihale olunur. Birinci artırmada istekli bulunmadığı takdirde elektronik ortamda birinci artırmadan sonraki beşinci günden, ikinci artırma gününden önceki gün sonuna kadar elektronik ortamda teklif verilebilecektir. Bu artırmada da malın tahmin edilen değerin %50 sini, rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları toplamını ve satış giderlerini geçmesi şartıyla en çok artırana ihale olunur. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen değerin % 20’si oranında pey akçesi veya bu miktar kadar banka teminat mektubu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı isteğinde (10) günü geçmemek üzere süre verilebilir. Damga vergisi, KDV, 1/2 tapu harcı ile teslim masrafları alıcıya aittir. Tellaliye resmi, taşınmazın aynından doğan vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarını özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır; aksi takdirde hakları tapu sicil ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaktır. 4 Satış bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse İcra ve İflas Kanununun 133 üncü maddesi gereğince ihale feshedilir. İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi ayrıca hükme hacet kalmaksızın dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup gideri verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 2010/4728 Esas sayılı dosya numarasıyla müdürlüğümüze başvurmaları ilan olunur.04/06/2015 (İİK m. 126) (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. * : Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanılan Örnek 64’e karşılık gelmekledir. (Basın: 102378) Z. BARIŞ EDİBOĞLU ARACI (1962 2000) “Ölsem bile yeniden doğmak için ölürüm Toprağın en verimli katmanlarına düşer yüreğim Kanım, özsuyun dallara yürüyüşüyle bir olur akar İnsanlarına, çiçeklerine, kuşlarına bu dünyanın Sonsuza dek söyleyecek bir şeyler bulurum. Ben toprağın ilk gözağrısı, göğün mutluluğuyum Bir cırcır böceğiyim belki, şiirin dallarında Ölsem bile yeniden doğmak için ölürüm Yürür giderim böyle, sorularımın ardısıra…” A. Gülden DİNİZ ÜNLÜ “Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de” C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle