16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 2 Haziran 2015 haber TASARIM: YALÇIN ERZAN 4 ‘İhtişam çöküş göstergesi’ Taksimofobi edat Yaşayan’ın bulmacalarına meraklı olanlar, başlıktaki sözcüğü yadırgamazlar. Geride bıraktığımız pazar günü, iktidardaki Tayyiban iktidarının Taksimofobisi (Taksim korkusu) bir kez daha depreşti. Gezi olaylarının ikinci yıldönümü dolayısıyla insanların Taksim Meydanı’na ve Gezi’sine çıkışlarının engellenmesi için, çeşitli yollar kesildi, kimileri trafiğe kapandı, kimi yerlerde barikatlar kuruldu. Tayyiban iktidarı, iki yıl önce olduğu gibi bir kez daha halkın gösteri ve ifade özgürlüğünü çiğnemek üzere vahşi önlemler alıyordu. Aslında, Gezi olaylarının ikinci yılında, Gezi Parkı’nda ve Taksim Meydanı’nda anmak her yurtaşın hakkıydı. Tıpkı Gezi olaylarında olduğu gibi, insanların tepkisini doğuran ve büyüten, polisin barışçıl, yasal gösterilere yaptığı müdahaleydi. İki yıl önce Gezi Parkı’nda olan da buydu. Gezi olaylarıyla birlikte toplumsal muhalefet öngörülemeyecek şekilde gelişip yaygınlaştı. Aslında, Türkiye’de Tayyiban karşısında toplumsal muhalefetin bu derecede büyümesine yol açan olayın ilk kez Taksim’de patlak vermiş olması rastlantı değildi. HHH Tayyiban için, Taksim, başlangıçtan beri bir simgeydi. Laik yaşam biçiminin ve ifade özgürlüğüne bağlı insanların yaşam biçiminin simge alanı olarak algılanıyordu Taksim. Öyle miydi değil miydi, Taksim’i bu yaşam biçimiyle özdeşleştirmek ne derece haklıdır, o ayrı bir konu. Ama Tayyiban’da böyle bir algı vardı ve Taksim hızla değişmeli, anlam ve sembol olarak değişik bir çerçeve içine oturtulmalıydı. Nitekim, kentin en önemli kültür merkezi, Avrpa yakasının yegâne opera salonu olan Atatürk Külütür Merkezi de, yenilenme ve tamir bahanesiyle kapatılmış, kullanılmaz hale getirilmiş, “açıldı, açılacak” derken, önce unutulmaya terk edilmiş, sonra da Ortadoğu ve Balkanlar’ın en vâsi geniş polis konuşlanma odağı haline dönüştürülmüştü. Taksim’de trafiğin yeraltına alınması, ne trafiği rahatlatmış ne de alanı yayaların bir gezinti yeri haline getirmişti. Güya düzenlemelerle Taksim şehircilikte, meydandan beklenen işlevlerin hiçbirisini yerine getiremez hale sokulmuştu. HHH Tayyiban’ın bir yaşam biçiminin sembolü olarak algıladığı Taksim alanı, ayrıca önemli bir rant odağıydı. Talan yağma avanta sacayağı üstüne bina edilmiş ekonomi, bu “rantı” görmezden gelemez ve yağlı parçanın AVMRezidans talanı dışında kalmasına göz yumamazdı. Gezi olayları bu yağmaya karşı geniş tabanlı, orijinal içerikli bir protesto olarak başladı. Taksim’e belirli bir yaşam biçiminin simgesini konduran iktidarın Taksim alerjisi, biraz da kendi basiretsizliğinin etkisiyle büyüyen Gezi olaylarının tabanının genişliği, mesajlarının özgünlüğü karşısında artık Taksim fobisine dönüştü. Tayyiban liderinin belki de ilk kez Gezi olayları karşısında soğukkanlılığını yitirerek gerçek suretini ortaya koymuş olmasının nedeni bu Taksim fobisidir. Sonra Taksim fobisi dallandı budaklandı. Taksim her vesileyle, her etkinliğine kapandı. Şimdi Taksim bir ölü meydandır. Amaç alanı bütün yaşam etkinliklerine kapatmaktır. Tayyiban tıpkı Taliban gibi, kendisine yabancı olan, sorgulayan, düşünen, laik yaşam biçiminin her türüne karşıdır ve artık her köşe başında, her alanda bu yaşamın simgelerini görerek tedirgin olmakta ve onu bastırmaya çalışmaktadır. Artık Geziciler haykırıyorlar: Her yer Gezi! Her yer Taksim! Bambaşka bir bağlamda bambaşka bir amaçla Tayyiban da bağırıyor: Her yer Gezi! Her yer Taksim! Her ikisi de kendi açılarından haklılar. Erdoğan’ın canlı yayında ihtişamlı görüntüsünü yorumlayan Prof. Ersin Kalaycıoğlu “Osmanlı’nın çöküş döneminde sarayların yapılmaya başlandığını görürüz” dedi DAMLA YUR S Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün TRT Haber canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Yıldız Sarayı’nda düzenlenen yayında varaklı koltuk ve masalarla çok motifli halı dikkat çekti. Koltuğun taht olduğuna ilişkin çeşitli tartışmalar yaşansa da tarihçiler bunların gösterişli bir koltuk takımı olduğunu söylüyor. Son dönemlerde artan yoğun ihtişamın sebep ve sonuçlarını değerlendiren uzmanlar, bunu sona gelme sinyalleri olarak yorumluyor. Uzmanlar şunları kaydetti: Sabancı ÜniversiteBeylerbeyi ve edip etmeyeceğine.” si öğretim üyesi Prof. Yıldız SaraTarihçi yazar Ayşe Ersin Kalaycıoğlu: “Osyı gibi devasa Hür: “Tarihte siyasi limanlı tarihine baktığımekânlara gederlerin, kralların, otokmızda imparatorluğun çilmişti. Devratların veya büyük şirçöküş döneminde salet meşruiyet ket sahiplerinin, fiziki ray inşalarının başladıperformansı ya da siyasi sona yakğını görürüz. 19. yy’da sorun teşkil laştıklarını hissettikleKırım Savaşı ve artan ettiğinde gösrinde geride kendileridış borçlanma sonrası Ersin terişe ihtiyaç ni temsil edecek, geleAyşe Beylerbeyi, Çırağan sa Kalaycıoğlu duyup bir başka cek kuşaklara anlatacak Hür rayları yapıldı. Saray çügörüntü çizmebir şeyler bırakma kayrüyüşün bir göstergesiye çalışır. Türkigısına kapıldıkları gödir. Aynı şekilde halısından, va ye krizde olan Yunanistan’dan, rülüyor. Örneğin antik döneraklı koltuklarına ihtişam da. İtalya’dan bile kötü durumda. min ünlü figürü Büyük İskenOsmanlı devletinin en güçlü ol Bir tarafta insanlar yoksullaşder gibi bir dünya imparatorduğu dönemde, padişahlar Top mışken öbür tarafta böyle bir luğu kurmayı veya Fransız İhkapı Sarayı gibi son derece mu şaşaa çok büyük tezat. Seçmen tilali döneminin kralı 14. Loutevazı binalarda yaşarken çökarar verecek yoksulluk yaşais gibi Versailles Sarayı’nda seküş dönemlerinde Dolmabahçe, yıp gösteriş görmeye devam fahat âlemleri yapmayı seçen ler bu tipin iki ucunu oluşturur. Bu tür dev projelere yönelmenin nedeni genel olarak zaten devlet veya şirket işlerinin kötü gitmesi ve bundan kaçış olduğu için, soyundukları işin bütçesine göre kendileriyle birlikte devletin sonunu getirmeleri şaşırtıcı olmuyor. Çamlıca’ya cami dikmek, Taksim’de eski rejimin bir yapısının kopyasını inşa etmek, bunlar da yetmeyince İstanbul Kanalı’nı açmak gibi. Hepsi de son derece masraflı, masraflı olduğu kadar içinde yükseldikleri coğrafi dokuya büyük zararlar veren binalar yapmak, Erdoğan’ın siyasi sonunun yakın olduğunu ima ediyor olabilir.” İSTANBUL Mandıra Filozofu daha çok izlendi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın TRT’de katıldığı Cumhurbaşkanı Özel yayını rating sıralamasında alt sırada kaldı. Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak, Yeni Şafak Gazetesi Yazarı Hilal Kaplan ve TRT Haber ve Spor Yayınları Dairesi Başkanı Nasuhi Güngör’le program yapan Erdoğan, Genel Yayın Yönetmenimiz Can Dündar’ı da “Onu öyle bırakmayız” diyerek tehdit etti. Program, Survivor All Star, Mandıra Filozofu, Üç Kâğıtçı, Kertenkele, Yılanların Öcü, Hava Durumu gibi program ve filmlerin çok gerisinde kaldı. Demirtaş’a ‘bar sanatçısı’ benzetmesi Cumhurbaşakın Recep Tayyip Erdoğan, Iğdır mitinginde muhalefet partilerine ağır sözlerle yüklendikten sonra “bütün partilere eşit mesafedeyim” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye sert sözlerle yüklenen Erdoğan, “terör örgütüyle masaya oturduğumuzu söylüyor. Eğer bunu ispat edemezsen alçaksın. Namertsin. Çünkü Tayyip Erdoğan ne bir terör örgütü mensubuyla ne İmralı’dakiyle ne masaya oturmuştur ne bir mektup göndermiştir. Hukukta bir kaide vardır. İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir” dedi. Iğdır Zübeyde Hanım Meydanı’nda konuşan Erdoğan, HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’a “bar sanatçısı” benzetmesi yaptı. HDP’ye destek açıklaması yapan aydınlara “aydın maydın geçinenler” diyen Birileri bundan da rahatsız Erdoğan, Iğdır mitinginde muhalefet partilerine ağır sözlerle lım. oluyorlar da onun için” dedi. yüklendi. Bahçeli’ye “terör örgütüyle masaya oturduğumuzu ‘Aydın müsveddesi’ söylüyor. Eğer bunu ispat edemezsen alçaksın. Namertsin” 200 aydının HDP’ye destek bildirisine tepkisini sürdüren diyen Erdoğan, Demirtaş’a “bar sanatçısı” benzetmesi yaptı. Erdoğan, HDP’lilerin arkalarını dönerek kendisini protesto etmesine de sert çıktı. Erdoğan, “Affedersiniz edebim müsaade etmiyor” dedi. Erdoğan, “68 Ekim olaylarından insanları sokağa döküp 50 kişinin ölümüne neden olan HDP’nin eşgenel başkanını eline saz tutuşturarak bar sanatçısı havasında pazarlıyorlar” diyen Erdoğan, “Bir eline saz veriyorlar, bir eline mikrofon. Bunları da artık görmeye başladık. Böylece pazarlamaya çalışıyorlar. Söylüyorum bugüne kadar Kürt kardeşlerimin tarihi, kültürü, inancı için tek söz çıkmamış olanların barajı geçmesi için İstanbul’daki elitler seferber olmuş durumda. Bunlar ne aydın? Bu ülkede 50 kişinin ölümüne neden olan bir insana aydın denilebilir mi? Bunlar kandan besleniyor kandan” ifadesini kullandı. Dörtyol kavşağında arkasını dönerek kendisini protesto edenlere de sert çıkan Erdoğan, “Çok enteresan şurada bir grup, affedersiniz edebim müsaade etmiyor sırtlarını dönerek işaret yapıyorlar. Ya sizde zerre kadar nezaket, haysiyet varsa, zerre kadar kabiliyetiniz varsa siyasette yer parlamentodur. Orada konuşursunuz, meydanlarda konuşursunuz. Bu tür affedersiniz ahlaki olmayan yöntemlerle bir yere varamazsınız. 40 yıldır siyaset yapıyorum ben. Bunun içinde dini, ahlaki terbiyem hiçbir zaman böyle bir yönteme tevessül etmeye müsaade etmemiştir” diye konuştu. Erzurum’da da konuşan Erdoğan, “İşte ordu işte komutan” sloganını atılması üzerine, “Herhalde sizler, Anayasa’daki başkomutandan bahsediyorsunuz değil mi” diye sordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, partililerin “evet” yanıtı vermesi üzerine ise “Yani yanlış yapmayaErdoğan, aydınlar için “aydın müsveddesi” ifadesini kullandı. Erdoğan, “200 tane aydın müsveddesi çıkmış, destekliyorlarmış. Peki siz bu 50 kişinin ölümüne neden olanları mı destekliyorsunuz? Taksim’i Kâbe ilan eden bunlar. Diyaneti kaldıracağız diyor. Ey benim Kürt kardeşim. Sen Diyanet’in kalkmasını mı istiyorsun?” dedi. Diyanet İşleri Başkanı Görmez’e zırhlı Mercedes tahsis etmesine yönelik eleştirilere tepki gösteren Erdoğan, ”Diyanet İşleri başkanımıza o da yetmez. Havuzumuzdaki uçaklardan yurtdışındaki seyahatlere göndereceğiz” ifadesini kullandı. Davutoğlu’nun Cumhuriyet öfkesi Kırıkkale’de de sürdü Başbakan Davutoğlu, Kırıkkale’de gerçekleştirdiği mitingde gazetemize yönelik “casus” suçlamasını sürdürdü. “Atatürk’ün kurduğu gazete gibi yansıtan kendini, bu MİT TIR’larını ifşa eden, casusluk faaliyetlerine yataklık eden gazete var ya bugün Kandil’le röportaj yapmış, bizi tehdit ediyor” diyen Davutoğlu, “Tehdide pabuç bırakır mıyız? Bu paralelcilerin gazetecileri de HDP’yi manşet yapmış. Oyunu görüyor musunuz? Paralelciler HDP’yle, ulusalcılar Kandil’le, HDP’liler DHKPC’yle iş tutuyor” dedi. Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan da haberle ilgili olarak “Paralel üflüyor, bunlar oynuyor böyle bir işbirliği oldu” dedi. Akdoğan, Kanal 24’te soruları yanıtlarken “Ülkesini teröristlere yardım eden bir ülkeymiş göstermeye çalışan bir anlayış ihanettir ve bir gücün taşeronu olduğunu gösterir” dedi. lANKARA / Cumhuriyet Tarabya Köşkü’ne Erdoğan için tel örgü Tarabya Köşkü’nün duvarlarının üstüne dikenli tel örgü çekilmeye başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduktan yaklaşık 9 ay sonra ilk kez Tarabya Köşkü’nde kaldı. Erdoğan sabah eşi Emine Erdoğan ile birlikte Tarabya Köşkü’nden helikopterle ayrıldı. Erdoğan’ın gidişinin ardından köşkün Kalender Caddesi tarafında bulunan bahçesinin duvarlarına dikenli tel örgü çekilmeye başlandı. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ünde İstanbul’a gelişinde kullandığı köşkün duvarlarında daha önce tel örgü bulunmuyordu. l İSTANBUL / DHA Bilal Erdoğan, Gaziantep’te AKP adayı gibi karşılandı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, vakıf çalışmaları adı altında seçimler öncesi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde gezilerini sürdürüyor. AKP seçim bürosunda konuşan, Gezi Direnişi ve 1725 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu “darbe girişimi” olarak nitelendiren Erdoğan, Gaziantep’te HDP’nin eşcinsel adaylarını eleştirerek “Siz ne zaman çiçek böcek partisi oldunuz?” diye sordu. Kılıçdaroğlu’nu hedef alan Bilal Erdoğan, başkanlık sistemini savunarak “Dünyanın bütün ülkeleri başkanlık sistemiyle yönetiliyor. Türkiye’deki aydın geçinenler İngiltere’deki demokrasiyi sorguladı mı?” dedi. 7 Haziran’da başkanlığa ‘evet’ Davutoğlu, Altındağ mitinginde 7 Haziran’da çok güçlü bir AKP iktidarının devam etmesi gerektiğini belirterek, ekonomik bereketin devam etmesi, yeni anayasa, başkanlık sistemi dahil bütün yönetim sistemiyle ilgili vizyonu hayata geçirebilmek için 7 Haziran’da AKP’ye “evet” denilmesini istedi. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle