16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 17 Haziran 2015 DUNYA RUSYA Trump da başkan adayı ABD’nin emlak kralı ve ‘reality star’ı Donald Trump, 2016 başkanlık seçimi adayları arasına katıldı. Milyarderin Trump Tower’daki açıklamasında Cumhuriyetçi mi yoksa bağımsız mı olduğu netleşmedi. EDİTÖR: CEYDA KARAN TASARIM: BETÜL BERİŞE İran televizyonunda bir ilk İran’da muhafazakârların kontrolündeki devlet televizyonu, önemli bir reformcuyu yayına çıkardı. Ev hapsindeki Mehdi Kerrrubi liderliğindeki İtimad Melli partisi kurucularından Cevad Haghşenas tartışma programına katıldı. 17 Kaide’ye ağır darbe aide’nin 2 numaralı komutanı ve Yemen merkezli ‘Arap Yarımadası Kaidesi’nin (AQAP) lideri Nasır Vuhayşi, ABD tarafından öldürüldü. Yerel kaynaklar, ABD’nin 9 Haziran’da Yemen’in güneydoğusundaki Mukalla’da insansız hava aracından (İHA) atılan dört füzeyle Vuhayşi’yi vurduğunu anlattı. Bu, Usame bin Ladin’in öldürülmesinden beri Kaide’ye indirilen en büyük darbe. AQAP’tan Halid Ömer Batarfi, 15 Haziran tarihli bir videoyla, “kahramanlar kahramanı, ustalar ustası” dediği Arap Yarımadası Kaidesi lideri Vuhayşi, ABD’nin insansız uçakla saldırısında öldürüldü. Örgüt Charlie Hebdo katliamını üstlenmişti Putin sunar: Yeni 40 nükleer füze ABD’nin Rusya’nın “olası saldırganlığına” karşı Baltık ve Doğu Avrupa ülkelerine tank ve ağır silah konuşlandırma planına Moskova’nın tepkisi nükleer füze envanterini büyütmek oldu. Rus general Yuri Yakubov, ABD’nin planı için “Uygulanırsa, Soğuk Savaş’tan beri en saldırgan adımı atacaklar” dedi. Kızıl Ordu korosu eşliğinde silah fuarı açılışında konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bu yıl “en gelişmiş füze kalkanı sistemlerini aşabilecek” 40 yeni kıtalararası balistik füze edineceklerini duyurdu. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg “Bu nükleer savaş tehdidi, adaletsiz ve tehlikeli” yanıtını verdi. K Vuhayşi’nin İHA saldırısında öldüğünü doğruladı. Yardımcı Kasım Rimi yeni lider seçildi. Vuhayşi’nin Kaide’nin en korkulan kolu haline getirdiği AQAP, ocakta Paris’te mizah dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen katliam başta olmak üzere Batı’ya yönelik pek çok saldırının sorumlusu. Charlie katliamını üstlenme videosunda konuşan Nasır bin Ali Ansi’yi mayısta öldüren ABD, Vuhayşi’ye dair bilgi için 10 milyon dolar ödül koymuştu. Bin Ladin, Ayman Zevahi Bin Ladin’in dostu ri’ye yardımcılık yapmış Vuhayşi, Afganistan’da eğitim almış, 2001’de ABD’ye karşı Tora Bora’da bin Ladin ile omuz omuza savaşmış, 2002’de İran’a kaçmış, Yemen’e teslim edilmiş, 2006’da hapisten kaçmış ve 2007’de AQAP lideri olmuştu. 2009 Noel’inde ABD yolcu uçağını iç çamaşırı bombasıyla havaya uçurma ve 2010’da patlayıcı dolu toner kartuşları yüklenen kargo uçaklarıyla saldırı komplolarından AQAP sorumlu. Yemen’de Suudilerin müdahalesini fırsat bilen AQAP, Hadramavt bölgesini ele geçirdi. Alın size ‘güvenli bölge’ ıvır kıvır, nereye kadar… Irak ve Suriye topraklarının kadim medeniyetlerinin mirasçılarını katleden, yerinden yurdundan sürenler için “öfkeli çocuklar” dediler. 49 vatandaşımızın aylarca rehin tutulmasını memlekete “misafir ediliyorlar” diye pazarladılar. Yetmedi, “Herkesin saygı duyduğu, IŞİD’in de üzmek istemediği bir kesim var” diye buyurdular. İş gelip, Suriye’nin kanlı iç savaşında Kürtlerin, Arapların, Süryanilerin çetelere karşı savunma birlikleri ve özyönetimlerini oluşturdukları Rojava’ya dayandığında, rahatsız oluverdiler. Ektikleri cihatçı Selefilik tohumu IŞİD saldırısı olup Kobani kantonunu vurduğunda, kadın, çoluk çocuk can havliyle kendini savunmaya çalışırken, “Kobani düştü düşecek..” dediler. Bir sevinç nidaları atmadıkları kaldı. Sonunda “değerli yalnızlıklarında” elleri mahkum olanı yaptılar, “açmam” dedikleri koridoru açıverdiler. Şimdi “Tel Abyad’da Araplar ve Türkmenleri uçaklarla vuran Batı, onların yerine terör örgütü PYD ve PKK’yi yerleştiriyor. Buna biz nasıl olumlu bakabiliriz?. Hayra alamet değil” diyorlar… İyi de “Siz kime olumlu bakıyorsunuz?”, “Hayra alamet olan” nedir? Sanki memleketin güney sınırını “melekler” tutuyordu, diyeceğiz ama demiyoruz. Nihayet sadede geliyoruz… HHH Düne kadar Akçakale sınırının karşısındaki Tel Abyad’da IŞİD’in kara bayrağı dalgalanıyordu. Yani, bölge ahalisine ya ölüm ya yaşam biçimi dayatan, Ortadoğu’yu virüs gibi saran Selefi cihatçı bir terör örgütünün elindeydi. Tel Abyad, IŞİD’in ilan ettiği halifeliğin kalbi olan 85 kilometre güneyindeki Rakka vilayetine açılan en kilit lojistik rotaydı. İşte bu hat artık kesildi. Arapların “Tel Abyad”, Kürtlerin “Gre Spi” dediği bu kent, 2012 Eylülü’nde el Kaide’nin Suriye kolu Nusra Cephesi ile Ahrar üş Şam ve benzeri grupların eline düştüğünde kimsenin gıkı çıkmamıştı. Bu gruplar Tel Abyad nüfusun yarısına yakınını oluşturan Kürtleri bombalayıp sürdüğünde, 400’e yakın kadın ve çocuk ortadan kaybolduğunda mesele eden olmamıştı. Ektikleri tohum IŞİD olup Ocak 2014’te Nusracıların bir kısmının katılımıyla Tel Abyad’ı ele geçirdiğinde kimse dertlenmemişti. HHH Şimdi işler tersine döndü işte. Suriye’ye saldıkları çetelerle “devrim yapacaklarını” sanıp, dört yıldır uluslararası literatürde adı “tampon bölge” olan bir “güvenli bölge” kurulsun diye tutturmuşlardı. Irak işgalinden esinle bin bir halkla ilişkiler faaliyetiyle kurdukları “Dostlar Grubu”, sahada çoktan defacto IŞİD karşıtı koalisyona dönüşmüşken, alın size ABD destekli “Kürt tampon bölgesi.” HHH İki yıl önce Tel Abyad’da terör estirmiş cihatçı çeteler, şimdi siviller çatışmalardan kaçtığında birleşip bildiri yayımlıyorlar. İçlerinde Arap’ı, Süryanisi, Ezidisi bulunan YPG/YPJ için “Araplara ve Türkmenlere mezhepsel ve etnik temizlik yapıyor” diyorlar. Buna ancak kargalar güler. IŞİD ve benzeri Selefi cihatçı zihniyetin yarattığı tahribat bölgede intikam duygularını kamçılamıştır. Bunda Sünnilerin IŞİD zoruyla hareket etmesi, bir kısmının IŞİD saflarına katılmasının da payı büyüktür. Geçen yıl bölgede IŞİD’den kaçan yüzlerce insanla konuştuğumda bizzat işittim. Lakin IŞİD tipi sistematik bir temizlik olamayacağını dünya âlem biliyor. Suriye Türkmenleri Meclisi’nden Abdurrahman Mustafa, Al Monitor’dan Fehim Taştekin’e, Tel Abyad’da kalan sınırlı sayıda Türkmenin IŞİD tehditleriyle bölgeye geldiğini söylüyor. Kilis’e sığınan Türkmenlerin de IŞİD ve İslam Cephesi arasındaki çatışmalardan kaçtıklarını... Nitekim PYD’nin ilk açıklaması, “evlerinize döneceksiniz” oluyor. HHH Suriyeli sığınmacıları en başından “rejim değişikliği davasının kozu” yapmışların, “Midyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmuş gibi” hissetmeleri normal. Şimdi bu hırsla Türk ordusunu “IŞİD karşıtı savaş” bahanesiyle Rojava Kürtleriyle boğaz boğaza getirmek için milliyetçi hissiyatı kaşımaya kalkışıyorlar. Hiç takılmayın. Bu yaşananlar insanlık için hayırlı bir gelişmedir. Ateşle oynamaya kalkışıp güneyimizde Selefi cihatçı zihniyeti yapılandıran, 1.8 milyon sığınmacıyı Türkiye’nin sırtına yükleyenler için elbette “hayırlara vesile değil”. 8 Haziran sabahından sonra kıvır kıvır nereye kadar… K Nasır Vuhayşi FİLİPİNLER Mursi’ye müebbet üstü idam cezası Mısır’da devrik cumhurbaşkanı Mursi’ye iki ayrı davada önce müebbet, sonra idam verildi. İhvan liderlerine de idam yağdı. Kararlar temyize açık. BM: Ölüm cezası durdurulsun Moro sembolik silah bıraktı Filipinler’de hükümet ile Moro İslami Kurtuluş Cephesi (MİKC) arasında 17 yıllık müzakere sürecinin ardından Mart 2014’te imzalanan tarihi barış anlaşması dün grubun sembolik ölçekli silah bırakma adımıyla yeni bir sürece girdi. Devlet Başkanı Benigno Aquino ile örgütün lideri Hacı Murad İbrahim’in katıldığı Maguindanao’daki törende MİKC elindeki silahların yüzde 5’ini uluslararası gözlemcilerin de yer aldığı başkanlığını Türkiye’nin Manila Büyükelçisi Haydar Berk’in yaptığı bağımsız silah bırakma komisyonuna teslim etti. Aquino, törende yaptığı konuşmada, “Tarihi bir ana şahit oluyoruz. Hükümetle çatışma içinde olan bir grubun silah bırakması yıllar önce hayal gibi gelirdi. Ama şimdi Morolu kardeşlerimiz bir taahhütte bulundu. Kardeşlerimiz gönüllü olarak silahlarını bırakıyor” dedi. 40 yıllık çatışma120 binden fazla can almıştı. Mursi yumruklarını sıkarak, Bedii, Baltacı gibi İhvan liderleri Rabia işareti yaparak mahkemeyi protesto etti. ısır yargısı devrik cumhurbaşkanı Muhammed Mursi dahil Müslüman Kardeşler liderlerine, başmüftülüğe danışması sonrası, bir kez daha müebbetten idama uzanan cezalar yağdırdı. Kararlar için temyiz yolu açık. Dün önce Mursi ve İhvan Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii dahil 35 sanık hakkında “Hamas, Hizbullah ve İran için casusluk” suçlamasıyla verilen cezalar görüşüldü. Daha önce idama çarptırılan Mursi ve Bedii dahil 17 sanığa 25 yıl hapis cezasına karşılık gelen müebbet çıktı. Temmuz 2013’teki darbe sonrası protestolarda öldürülen Esma’nın babası olan İhvan liderlerinden Muhammed Baltacı, Bedii’nin yardımcısı M Hayrat Şatır dahil 16 sanığın idam cezası onandı. Ardından 2011 ayaklanmasında “hapisten kaçıp hapishane ve karakollara saldırarak 3 subayı kaçırma” davasında 106’sı firari 131 sanığın cezaları ele alındı. Mursi, Bedii, gıyabında yargılanan İhvan’ın Katarlı akıl hocası Yusuf Karadavi dahil 107 kişi için idam kararı onandı. BM Genel Sekreteri Ban Kimun, kararlardan derin endişe açıklayıp Mısır’da ölüm cezasına moratoryum talep etti. Beyaz Saray sözcüsü “Siyasi karardan derin rahatsızlık duyuyoruz. Kitlesel dava ve mahkumiyetleri kınıyoruz. Bunları Mısırlı yetkililere iletiyoruz” dedi. ABD çok rahatsız Erdoğan: Dünya harekete geçsin, kararlar geri alınsın Ankara, Mısır’ın ilk seçilmiş cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile İhvan liderliğine verilen idam cezalarının “derhal geri alınması” çağrısı yaptı. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “Bu kararlar hukukun, temel hak ve özgürlüklerin katledilmesidir” diyerek uluslararası toplumun kararların bozulmasını sağlamasını istedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Batı ülkeleri sınavdadır” iddiasında bulunup ekledi: “Türkiye şeffaf seçime yönelirken, Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef tahtasına koyup ‘diktaya gidiyorlar’ diye yayın yapan uluslararası medyanın, Mısır karşısında tavrını göreceğiz. Meselenin demokrasi mi yoksa çıkarlar mı olduğunu göreceğiz.” CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bakoroğlu, kararı “rezalet” diye niteleyip “Hür dünya diye bir şey varsa bu idam engellenmeli. Durum Birleşmiş Milletler’e taşınabilir” dedi. AB İtalya’dan AB’ye göçmen resti ransa’nın sınırdan geçiş izni vermediği 300 Afrikalı göçmenin kampını İtalyan polisinin dağıtmasının ardından, İtalya İçişleri Bakanı Angelino Alfano AB’ye “O sahneler Avrupa’nın yüzüne atılmış bir yumruktur, İtalya’ya gelen göçmenlerin İtalya’da kalmak değil Avrupa’ya gitmek istediklerinin kanıtıdır” diye çattı. Başbakan Matteo Renzi’nin B planının göçmenlere Schengen vizesiyle AB’de serbest dolaşım sağlamak olduğu iddia edildi. Savaş 200. yıldönümünde canlandırılırken Britanya ile Fransa yine tartışma yaşıyor. F AP’de aşırı sağın yeni ittifakı Avrupa Parlementosu’ndaki aşırı sağcı partiler siyasi grup kurmak için nihayet uzlaştıklarını duyurdu. Fransa’nın Marine Le Pen liderliğindeki Ulusal Cephe partisinin liderliğinde kurulacak. “Uluslar ve Özgürlükler Avrupası” adlı gruba Hollanda ve Avusturya’nın Özgürlük partileri, İtalya’dan Kuzey Birliği, Belçika’dan Flaman Menfaati, Britanya’dan da UKIP katılıyor. Geçen yılki seçimlerde Avrupa genelinde oylarını arttıran ancak birleşik grup kuracak kadar uyuşma gösteremeyen partiler bundan böyle daha çok personel, bütçe ve insiyatif hakkı kullanabilecek. AP’de siyasi grup kurabilmek için 7 ülkeden en az 25 üyenin katılımı gerekiyor. Waterloo savaşı bitmez ransa imparatoru Napolyon Bonapart’ın İngilizlere yenilmesiyle Avrupa haritasının yeniden çizilmesine yol açan Waterloo Savaşı, 200. yılında Belçika’nın Waterloo kasabasında canlandırılıyor. Cumadan itibaren 5 bin figüran, ‘Paralel direniş yapmayın’ Afganistan’da TalibanIŞİD rekabeti kızışıyor. Militanlarının çoğunu IŞİD’e kaptıran Taliban’dan rakibine mektupla “paralel direnişe son ver” uyarısı geldi. Taliban lideri yardımcısı Molla Muhammed Mansur imzalı, IŞİD lideri Ebu Bekir Bağdadi’ye hitaben yazılan mektup, örgütün internet sitesinde yayımlandı. Mektupta IŞİD’e “Amerikalılara ve müttefiklerine karşı cihat tek bir bayrak ve lider altında olmalı” tavsiyesi yapıldı. F 360 at, 100 topun sahne alacağı 10 milyon Avro’luk gösteride Napolyon’u oynayan Parisli avukat Frank Samson’un “Tarihi önemine bakıldığında Waterloo’yu Napolyon’un kazandığı açık” demesi Britanyalıları kızdırdıdı. Basın “Fran sızlar tarihi yeniden yazarak Napolyon’u galip gösterme çabasında” derken, Bonapart’ı Saddam, Kaddafi, Hitler’le kıyasladı. Channel 4’da yayımlanan belgeselde Napolyon’un penisinin 3.8 cm olduğu iddiasına kadar düşüldü. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle