28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 17 Haziran 2015 haber EDİTÖR: ELİF TOKBAY 12 SAVAŞIN ZULMÜNDEN KAÇANLARLA KONUŞMAYA GİTMİŞKEN IŞİD’İN KAÇAK GEÇİŞLERİ SORUSUNU BEĞENMEYEN VALİ KÜÇÜK’ÜN ZULMÜNE YAKALANDIK O IŞİD’ci neden sırıtır? Ş u meslekte çapraz bulmaca, yıldız falı dahil bulaşmadığım dal kalmadı. Dış haberler servisi hariç… Benim mi içim çekmedi, şeflerim “bu herif o alanda bir işe yaramaz” yargısına mı vardılar bilemiyorum; bildiğim dış haberler için ben sadece bir okur olarak kaldım. Bugün şansımı deneyeceğim ve kapı yoldaşlarım Ceyda Karan ile Semih İdiz’in, meslekte Sami Kohen Ağabeyimden Fehim Taştekin arkadaşıma kadar uzanan bilirkişilerin alanına ucundan kıyısından gireceğim. Aslında bunun bir dış politika sorunu mu, yoksa su katılmamış bir iç politika sorunu mu olduğundan da pek emin değilim. Buyrun. HHH Sizin de gözünüzden kaçmamıştır, Suriye Irak bölgesinde öteki İslamcı terör örgütlerini sindiren ve kilit kentleri, yolları, kavşakları ele geçiren IŞİD çetelerinin rüzgârı tersine dönmüş gibi. Suriye Kürtlerinin siyasal örgütü PYD’nin askeri gücü YPG, Kobani’yi kurtardıktan, IŞİD çe Madem dış politika alanına bulaşacağım dedim, bu soruya açık seçik bir cevap vereceğim: Eğer Suriye sınırımızın tümünü IŞİD denetlerse bu AKP hükümeti için Türkiye’yi tehdit edecek bir oluşum değildir. Onlardan illegal de olsa petrol alıyoruz ve onlara illegal de olsa silah, cephane, havan topu veriyor; IŞİD askerlerinin Suriye sınırının batısından doğusuna güvenli geçmeleri için Türkiye içinden geçen turistik otobüs seferleri düzenliyoruz. Bu kanıtlanabilir bir iddia mı? Elbette. Hatırlayın, MİT TIR’ları denen silah yüklü araçlar… Güüümmmm!.. Ne yazık ki devam edemeyeceğim. Yayın yasağına çarptım. Duyduğunuz güümmm sesi oradan geldi. HHH Başka bir yol deneyeceğim… Arınç da resmen belirtti, “Bizim güneyimizde, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’yi tehdit edecek oluşumlara izin vermemek gerektiğini baştan beri söylüyo Akçakale Süleymanşah Konaklama Tesisi’ne sığmayan Suriyeliler içerde yer olmadığından gölgeliklere sığınmış. Sen misin soru soran: Şuradaki sakallıyı da alın Genç bir kadın yüzündeki siyah peçeyi gösterip “Üzerinde bu varsa istediğini yapabiliyorsun” diyor. ‘KÜRTLERLE KARDEŞ GİBİ YAŞARIZ’ apısında Akçakale Süleymanşah Konaklama TesiPINAR si yazıyor, saÖĞÜNÇ nırsınız çay bahçesi. Etrafı ise dün itibarıyla sayıları azalsa da son birkaç gündür Tel Abyad’dan kaçanlarla dolu. İçerde yer olmadığından gölgeliklere sığınmışlar. Büyük kısmı ilk gün otogarı doldurmuş, büyük şehirlere giden çok olmuş. Bu gördüklerimiz ise ya taze, bugün sınırı geçenler ve tekrar dönme umudu olanlar. Çoğu isim vermekten kaçınıyor, fotoğraf istemiyor, az cümle kuruyor. Neden kaçtınız sorusuna herkes önce uçakları, bombaları anıyor. Sonra “Kürtlerle DAİŞ savaşıyordu ondan kaçtık” diyor. Annesiyle gelmiş, aklı karşıdaki erkek kardeşinde olan K telerini püskürttükten birkaç ay sonra Cizire bölgesindeki IŞİD egemenliğini kırma yolunda ve yönünde adımlar atmaya başladı. Son iki günde ise bu adımlar artık iyiden iyiye somutlandı ve IŞİD’in Tel Abyad’dan temizlenmesiyle Türkiye’nin uzun Suriye sınırındaki “egemenlik kompozisyonu” adeta temelden değişti. Nitekim istifasını sunmuş, yenisi kurulana kadar usulen işbaşında kalan Davutoğlu hükümeti önceki gün apar topar toplandı. Sızan bilgilere göre toplantının ana konusu Suriye sınırında olup bitenlerdi. Bunu hükümet sözcüsü Bülent Arınç önceki günkü basın toplantısında saklamadan belirtti: Bizim güneyimizde, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’yi tehdit edecek oluşumlara izin vermemek gerektiğini baştan beri söylüyoruz.  Şimdi soralım: “Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’yi tehdit edecek oluşum” dendiğinde ne anlamalıyız? Herhalde Suriye sınırı boyunca oluşacak tehlike Esad yönetimi olamaz. Oralarda Esad’ın askeri gücünün de, yönetsel örgütlenmesinin de esamisi okunmuyor. Demek Esad güçleri değil. Ne kaldı? Türkiye’yi tehdit edecek bir oluşum topal ördek AKP hükümeti için ya IŞİD’dir ya da YPG, yani Kürtler… Hangisi peki? ruz” dedi. Peki, ne demek bu ? Besbelli, AKP hükümeti giderayak sınırın öte yakasında, yani bir “yabancı devlet toprağında” bir şeyler yapmaya kararlı. Ama bu savaş ilanı demek değil mi ? Evet öyle. Ama kolayı var. Çiçeği burnunda dış politika yazarınız olarak açıklayacağım. Kolayı var dedim a, hatırlayın ortalık ses kayıtları ile dolup taştığı günlerde, MİT Müsteşarı’nın, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı’nın ve Genelkurmay Başkanı’nın sohbet ettikleri ses kaydını da dinlemiştik. Orada MİT Müsteşarı, Suriye’ye asker göndermeyi haklı kılmak üzere çok parlak(!) bir öneri ortaya attı ve savundu. Dedi ki… Güüümmm!.. Tüh, yine yayın yasağına çarptım. HHH Şey… Dün YPG askeri gücünün önünden kaçıp Türkiye’ye sığınan ve askerlerimiz tarafından yakalanan IŞİD militanının fotoğrafını hatırladınız mı? Adam yakalanmış, etrafı silahlı askerlerle çevrili iken pişmiş kelle gibi sırıtıyordu. Acaba neden? “Güvenli bölgede, dost ellerdeyim” diye sırıtıyor diyeceğim ama… Demeyeyim. Belki ona da yayın yasağı konmuştur… Tehdit IŞİD değil gazetecilermiş abahtan beri beş yüz kadar sivil Akçakale sınır kapısından giriş yapmıştı. Her birinin kaydının alınıp aşısının yapıldığını söyleyen Urfa Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Haber Koordinatörü Arif Faraç az Vali İzzettin sonra Vali İzzettin Küçük Küçük’ün geleceğini, tüm gazetecicel de, “Görüştüğümüz inleri bir yere toplarsak soru sanlardan tam olarak böylarımızı yanıtlayacağını bir le bir şey duymadık, siz nemüjde gibi duyurdu. Bir sü ye dayadırıyorsunuz bu bilre sonra cılız gölgeliklerde giyi?” diye sordu. İşte bu çuvallarının üzerine çökbasın toplantısının bittimüş Tel Abyadlıların araği andı. Evrensel’den Hasından bir konvoy yanaştı. san Akbaş’ın “Hiç IŞİD’in Araçtan inen valinin etraadını anmadınız. Kaçak gefı anında kameralarla sarıl çiş yaptığı söylenen IŞİD’cimıştı zaten. ler Akçakale için bir tehdit oluşturuyor mu?” soruGidin buradan su havada kaldı. Az sonra Sınırdan girenlerin nevalinin talimatıyla yanımrelere yerleştirildiği soruda duran Deniz Yücel polis sunun ardından ikinci olakordonunun diğer yanına rak Die Zeit’tan Özlem Top alındı. Buna itirazlarımıza çu, “Karşıdan gelenler tam uzayan süreçte ben, Özlem olarak kimden kaçıyor” diTopçu, yine Die Zeit için çaye sordu. Yanıt “PKKPYD lışan Burçak Benli ve “Şuve Amerikan bombardımaradaki sakallı, gözlüklüyü nından” oldu. Topçu’yla bir de alın” diye kulaklarımızlikte bütün gün sınır yala duyduğumuz, yine sorukınında birlikte çalıştığısundan hoşlanılmayan Hamız Die Welt’ten Deniz Yüsan Erbaş, hepimiz artık Harp, sulhu vurur mu? genç bir kadın anlatıyor. Tel Abyad’daki IŞİD döneminden büyük şikâyeti yok. Üzerindeki siyah peçeyi gösterip “Üzerinde bu varsa istediğini yapabiliyorsun” diyor. Hatta Rakkalı olup da IŞİD’den şikâyet edenle tartışıyorlar bir süre. Bu şu açıdan önemli, IŞİD’den böyle söz eden biri bile “Sizi YPG, PYD mi evinizden çıkardı!?” Sorusuna “Alakası yok” diyebiliyor. Onlarca insanla konuştuk, evet YPG’den, adını vererek PKK’den hazzetmediğini söyleyen vardı, ama çok insandan da “Kürtlerle kardeş gibi yaşarız, öyle bir sorun yok” diye duyduk. Tek bir insan böyle bir zorlamadan söz etmedi. Evinde Tel Abyad’lıların akrabaları kalan bir Akçakaleli, ismini sorunca ona “ihtiyar” dememizi istedi, Amerika’ya lanet yağdırdı uzun uzun. “Harp sulhu vurur mu, insanların evlerini niye vuruyorlar” diye söylendi. Uçak sesinden yılmış. EMEL’İN TURKUVAZ OJELERİ 15 yaşındaki Emel, turkuvaz renkli objesini atmış çantaya. Gelir gelmez oje sürmüş. S kordonun diğer tarafındaydık. Bunun az öncesi etrafımızın bir grup insanla sarıldığı ve gazeteci olarak sorduğumuz soruların halkı tahrik ettiği söylenerek küfür yediğimiz andı. “Gidin buradan” diyorlardı, “güvenlik sorunu falan yok, haber uydurmayın” diye bağırıyorlardı. Kim olduklarını bilmiyoruz. Nihayetinde Yücel, Erbaş ve ben ilçe emniyete götürülmek üzere seçildik, bir odaya alındık. İyi polisler ve kötü polisler ve böyle roller var hayatta. Kimlik tespiti yapıldığı, gözaltı olmadığı söyleniyordu. Aranıyor muymuşuz, ona bakılmış. Bunun resmi bir işlem olup olmadığını sordum çıkarken, vaktimizi almamak için tutanak tutulmadığını söylendi. Akçakale’de sadece soru soran ve bu şekilde valiye de kamuoyunu aydınlatma şansı veren gazeteciler şu an için gerçek güvenlik tehdidiymiş, onların aranıp aranmıyor oluşu sorunmuş. Cevabımızı aldık. İyi polis kötü polis amamı farklı yaşlardan kadınlarla dolu başka bir gölgeliğe yanaşıyoruz. Özenle dikilmiş pullu payetli kıyafetleri içinde üç kız kardeş gözleri parlayarak anlatıyor. İki gündür buradalar, dört gün sınırda beklemişler. Fotoğraflarını gördüğümüz, tam sınıra yaklaşmışken IŞİD’in havaya ateş açarak engel olduğu gruptan onlar. 15 yaşındaki Emel “Havaya ateş açınca, insanları vurmayacaklarını anladık. Bir cesaret geldi, o an bir grup IŞİD’lilerin üzerine Yürüdük. Kadınlar da vardı hatta. Birden “Yeter” dedik” Diyor. O kargaşada sınır kapısından geçmişler. Ne yapacaklarını bilmiyorlar, başka bir yere gitmek istemiyorlar, açıkta uyuyor, evlere tuvalete gidiyor T lar. Yanlarında yatak denk, birkaç parça eşya. Emel bir de turkuvaz renkli objesini atmış çantaya. Gelir gelmez oje sürmüş. Eldivensiz, peçesiz gezemiyormuş çünkü. Yanlarında akrabası Hanuf Teyze var. Sakat Kocası karşıda kalmış, her şeye rağmen nasıl güleç... Sigara istiyor bizden, yakarken “IŞİD kırt” diyor elini boğazını keser gibi sallayarak. “Toprağa gireriz onlarla olacağımıza” diyor, çevresinden IŞİD’e katılan olup olmadı mi sorusuna. Sınır tarafı gergin, sınır tararafında kim kim bilemiyorsunuz. Kayıt tutan insanlar var farklı farklı. İçeri girenin etrafını saranlar... Onlar ikiye ayrılıyor, su verenler, bir de önce “Sizi PYD mi zorladı?” diye soranlar. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle