16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 17 Haziran 2015 haber EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY 10 TEL ABYAD OLAYININ ETKİLERİNİ İKİ ORTADOĞU UZMANINA SORDUK AKP gitsin 1 ayda düzelir GAZETECİ Hüsnü Mahalli, AKP’nin iktidar koltuğundan ayrılmasıyla, Suriye’nin bir ayda kendine geleceğini iddia etti, “AKP ne pahasına olursa olsun gitmeli. Yoksa bölgemizi hiç kimsenin haTürkiye ve Suriye, Ortadoğu politikasında nerede hata yaptı? Suriye değil, Türkiye yaptı. ‘Arap Baharı’ denen pis oyunla bölgenin mezhepsel lideri olacağını düşündü, hayal etti, kurguladı ve uygulamaya başladı. Kendi istihbaratı, S.Arabistan ve Katar istihbaratının yalan yanlış bilgileri üzerinde plan yaptı. Suriye’de daha hiçbir şey yokken, 2011’de Antalya’da Suriye’deki muhalifleri topladı. Hatay’da ‘Özgür Suriye Ordusu’nu (ÖSO) kurdu. ÖSO 2011’de ilk saldırısını Alevi köyüne yaparak, 130 memuru adice katletti. Bölgedeki Türkmenlerin, Kürtlerin pozisyonu nedir? Esad rejiminde baskı görüyorlar mıydı? Türkmenlerin Suriye’de, hiçbir şekilde zulme, kötü davranışa maruz bırakıldığını kimse söyleyemez. Suriye Genelkurmay Başkanı Türkmendi. Davutoğlu’nun yakın dostuydu. Suriye’de hiçbir Türkmen ‘bana kötü davranıldı’ diyemez. Türkiye Türkmenleri kullanmak, parayla satın almak istedi. Kürt meselesi hem iç politika hem de bölge politikası bakımından çok farklı. AKP, Suriye politikasını Alevi iktidarını yok etmek üzere şekillendirdi. İlk saniyeden itibaren mezhepsel yaklaştı. Müslüman Kardeşler’de AleviŞii düş yal edemeyeceği kadar kan ve gözyaşı bekliyor. Bu kan ve gözyaşı bataklığında sırayla herkes boğulacak. Müsebbibi de AKP iktidarı” dedi. İşte Cumhuriyet’in soruları ve Mahalli’nin yanıtları... manlığı vardır. Suudi Arabistan, Katar ve körfez ülkeleri, binlerce internet sitesi, yüzlerce TV kanalıyla Alevileri yok etme çağrısı yaptı. Sapık din adamları ‘Şiileri kesin, Alevileri parçalayın, kadınlarına tecavüz edin’ gibi, çok daha kötü çağrılarda bulundular. Bunları duyan 40, 50 bin sempatizan yurtdışından IŞİD’e katıldı. Alevileri kesmek, kadınlara tecavüz etmek için geldiler... Araplar ve Türkmenler niye Türkiye’ye kaçıyor, geri dönerler mi? Daha hiçbir şey yokken Mayıs 2011’de Hatay’da çadırlar kuruldu. ‘Provakasyon yapacağım, insanlar kaçacak ve ben kullanacağım’diye karar vermişti. Zaten ilk katliamı da Türkiye’den giden ruh hastaları yaptı. O insanları buraya nasıl çağırdılar? Gelene 500 dolar verilecek, vatandaş yapılacak diye diye... Kobani’den, Tel Abyad’dan kaçan Esad’dan mı kaçıyor? Yüzde 90’ı IŞİD’den kaçıyor. El Nusra, IŞİD, ÖSO, ve PYD arasındaki kavgadan kaçıyor. İç savaştan kaçanlar Suriye içinde, daha güvenli yerlere gidiyorlar. Ruh hastaları geldi Türkiye için tehdit Gelişmeler Türkiye için tehdit mi? Kesinlikle. Hep söylüyorum. Türkiye’deki 1.5 milyon Suriyeli arasında 200 bin uyuyan hücre var. Türkiye’de araştırmalar gösteriyor, IŞİD’e sempati duyan 10 milyon kişi var. Yüzde 13’lük bir oran ‘IŞİD terör örgütü değil’ diyor. 20 yıl sonra 50 bin IŞİD’ci karşınıza çıkarsa ne yapacaksınız? Suriye 5 yıl önce, hırsızlığın, kadına yönelik şiddet olaylarının hiç olmadığı en güvenli ülkeydi. MİT TIR’larının IŞİD’e desteğinin gelişmelerde rolü var mı? Eğer ABD Başkan Yardımcısı, ‘Türkiye IŞİD’i kurdu, militanlara silah verdi’ diyorsa, fazla söze gerek var mı? Obama geçen hafta ne dedi? 1725 Aralık tapelerinde, Hakan Fidan 2 bin TIR gönderdik diyor. 10 bin TIR’dır o. Militanlar 5 yıldır neyle savaşacaklar yoksa? Türkiye 5 bin PKK’li ile 30 yıl uğraştı, baş edemedi. Suriye devleti ilk defa böyle bir şeyle karşılaşıyor. Militanlara her türlü lojistik desteği veriyor. Şu anda militanların ellerinde Türkiye GSM hatları var. Silahı bıraktık, katillerin, doktoru, ilacı, donu, gömleği yani her şeyi Türkiye’den. ABD ve uluslararası koalisyon Türkiye’ye karşı Kürtleri mi seçti? Henüz değil, onlar acele etmez. l İSTANBUL ABD’yi büyük bir gemi gibi düşünün. Cumhuriyet Büyük geminin manevra imkânı çok yoktur. Bizim gibi ülkeler, yani küçük tekne gibi olanlar anında yön değiştirir. ABD gerekirse 100 yıl bekler. Planını 100 yıl önceden yapmıştır. 1991’de ortaya atılan Kürt Federal Bölgesi, bugünkü yapısına kavuştu.. Türkiye ne yapmalı? AKP ne pahasına olursa olsun, gitmeli. AKP giderse tüm coğrafya değişir. Türkiye normal dış politika çizgisine girerse, savaştan uzak durursa, Suudi Arabistan ve Katar hiçbir şey yapamaz. Suriye sorunu 1 ayda çözülür. Sınırı kapat. Ülkedeki gizlice toplanan liderleri ve komutanları kov. Militanlara yardımı kes, sınırı kontrol altına al... İddiasına giriyorum. Suriye devleti bu sorunu çözer. İran’la, Irak’la dost, Mısır’la kardeşlik ilişkisi geliştirir. Türkiye, yine saygın, herkesin güvendiği ve sevdiği bir ülke haline gelir. Hüsnü Mahalli Özdağ: PKK etnik temizlik yapıyor SERTAÇ EŞ rtadoğu ve PKK üzerine araştırma yapan MHP Gaziantep Milletvekili Prof. Dr. Ümit Özdağ, Türkiye’nin Suriye politikasının iflas ettiğini söyledi. Bölgede örgütlü Arap kuruluşların açıklamalarından “etnik temizlik” yapıldığını belirten Özdağ, sorularımıza şu yanıtları verdi: Türkiye’nin hatası? AKP’nin izlediği politikanın Türkiye’nin menfaatine ne kadar aykırı olduğu ortaya çıktı. Erdoğan ve Davutoğlu, ‘Suriye’de Esad’ı yıkıyoruz’ derken Suriye’nin parçalanması sürecinin taşeÜMİT ronluğunu yapmışÖZDAĞ lardır. PKK’ye ken O di elleriyle bir devlet kurdurmaktadırlar. Genelkurmay ve MİT’in katılımıyla güvenlik toplantısı yaptıklarını duydum. Buna ancak gülerim. Bunun en önemli mimarı AKP’dir. Gelişmeler Türkiye açısından ne gibi tehditler oluşturur? PKK, Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye, bugün olduğundan çok daha güçlü bir şekilde güç projeksiyonu yapacaktır. Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye yönelik büyük bir etnik temizlik bilinçli bir şekilde yapılmaktadır. Bu konuda bölgede örgütlü Arap grupların açıklamaları var, bizim iddiamız değil. PKK etnik temizliğe dayalı bir Kürdistan kuruyor. IŞİD bir yere giriyor, sonra ABD desteğiyle çıkartılıyor ve bölge PYD tarafından işgal ediliyor, PKK bu bölge bizim diyor. PKKHDP aynı şeyi Güneydoğu’da da yapıyor. Bölgenin etnik yapısı hangi bileşenlerden oluşuyor? Türkmenler, Araplar, Kürtler var. PKK bilinçli olarak Türkmenlere ve Araplara yönelik etnik temizliğe başladı. Seçimlerden önce yaptığım bir basın açıklamasında uyarıda bulundum. Yeni büyük bir göç dalgası başlayacak dedim. Çünkü yeni çatışma aşaması Suriye rejiminin yeni bir refleks geliştirmesine, çatışmaların ağırlaşmasına neden olacak. Ve Suriye yeni çatışmaların alevlendiği evreye girecek demiştim, şimdi girdi. El Nusra ve diğer muhalif örgütler rejime karşı çarpışırken PKK ve IŞİD çatışmalarının ekseni Halep’e kayacak. Kilis’in altındaki bölge tamamen Türkmen bölgesidir. Halep ekseninde yoğunlaşacak çatışmalar Türkiye’ye yönelik 800900 bin kişilik ağır bir göç dalgasını tetikleyecek. Gelenler geri döner mi? AKP gelenlerin yüzde 70’inin Türkiye’de kalmasını öngören bir yaklaşım içerisinde. Ortaya on sene içinde yeni sosyal, politik, etnik sorunlar çıkaracak. İŞİD açısında durum nedir? Kısa ve orta vadede IŞİD’in çözüleceğini düşünmüyorum. Aksine muhalefet başarı kazanır, Esad Şam’ı terkederek Akdeniz kıyısına Nusayri devletçiğini kurmak isterse, Şam’da IŞİD ile Nusra arasında selefiler arası iç çatışma başlayacak. Afganistan halini alabilir. Ben bu durumda Cemil Bayık’ın Mesut Barzani’den önce Kürdistanı ilan edeceğini düşünüyorum. MİT TIR’larının IŞİD’e desteğinin gelişmelerde rolü var mı? Ben o konuya girmiyorum. ABD Türkiye’ye karşı Kürtleri mi tercih etti? ABD’nin son Suriye politikasının gerçekten Türkiye’nin menfaatlerini ağır şekilde ihlal edici olduğu görülüyor. l ANKARA Vurulduğu yerde anıldı Berkin’in annesi, babası ve arkadaşları başından vuruluşunun 2. yılında da ‘adalet’ diye haykırdılar ezi Parkı gösterileri sırasında Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almaya gittiği sırada polis tarafından başından vurulan Berkin Elvan, vuruluşunun 2. yılında anıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından oğlunun terörist olarak adlandırılmasını kabul edemediğini belirten baba Sami Elvan, “2 yıl önce Berkin ekmek almaya gitti ve hâlâ ekmeğini alamadı. 14 yaşında vurulan bir çocuk için ekmek almanın belgesini sordular. Biliyorum ki Berkin’in katili en tepedeki. Ben onun peşindeyim ve sonuna kadar yakasını bırakmayacağım” dedi. Anne Gülsüm Elvan da oğlunun Erdoğan’ın vicdanını sızlattığını ve sokağa çıkamaz hale getirdiğini söyledi. Gezi Parkı gösterileri sırasında Okmeydanı’nda 16 Haziran günü polisin biber gazı kapsülü ile başından vurulan ve 269 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın vurulduğu günde Taksim Dayanışması ve ailesi tarafından Okmeydanı’nda tören düzenlendi. Berkin’in vurulduğu yere ekmek ve karanfil bırakarak mum yakan baba ürkiye, Suriye’nin iç işlerine karışayım derken, Suriye Türkiye’nin iç işi haline geldi. Hükümetin Türkiye’nin 81 iline eşit dağıttığı tek şey Suriyeli mülteciler. Bütün illerimize yayılan çok zor şartlarda yaşayan mülteciler sorununun nasıl çözüleceği tartışılırken, sınırımızda yeni bir mülteci akını ve karmaşık bir güç dengesi ortaya çıktı. Önce konunun insani boyutuna değinelim. Türkiye, 2010’da başlayan Suriye iç savaşında uluslararası aktörlerin hemen yanında yer alıp Esad’ı sabahtan akşama devirip, yatsı namazını Şam’da kılmaya niyetlendi. Esad’ın katı “muhaberat yapısı” uluslararası karanlık yapıların kontrolündeki terörist odaklarla karşı karşıya gelince arada kalan Suriyeliler çareyi ülkeyi terk etmekte buldu. Başlangıçta Suriyelileri topraklarımıza almak Ankara’ya huzur veren, uluslararası alanda itibar sağlayan bir sosyal faaliyet gibi göründü. Sayı arttıkça AKP’nin gururu da arttı. Öyle ya komşudaki zor durumda olan insanları içimize alıyorduk. Onlara daha iyi bir yaşam sunuyorduk. Ancak zaman geçtikçe işin bütün sırları döküldü. Artık Türkiye’de doğum yapan anneler vardı, Türkiye’de yeni Suriyeli aileler oluşuyordu... HHH Başta CHP olmak üzere muhalefet partileri hükümetin Suriye politikasını her fırsatta gündeme taşıdılar. Komşu ülkenin iç işlerine karışmanın orta vadede ters tepeceğini vurguladılar. AKP’nin muhalefete yanıtı şu oluyordu: “Biz Suriyeli aileleri ölüme mi terk etseydik? Kardeşlerimize kucağımızı açıyoruz. Birazcık vicdanı olan herkes bunu yapar.” Cümleler hoştu ama aslında içi boştu. Zira hükümet Esad’ın haftalar içinde devrileceğini düşünüyordu hatta günleri sayılıydı. AKP de Esad devrilene dek Suriye’den göçen herkese kucağını açacak, muhalefete de insanlık dersi vermiş olacaktı. Gelin görün ki geçen hafta işin rengi değişti. Milyonlarca Suriyeli Tel Abyad’dan Türkiye’ye doğru canını kurtarmak üzere akın etti. O da ne! Komşusuna kucağını açan insani AKP hükümeti gitmiş, 50 bin askerini sınıra yığıp gelenleri durdurmaya çalışan başka bir hükümet gelmişti. Olayın bundan sonraki boyutunu hükümet de görmekte zorlandığı için en azından her şeyi dondurmanın arayışı içindeydi. HHH Suriye’nin kuzeyinde yaşananların siyasi boyutu ise en az insanlık dramı kadar kaygı verici. Esad’ın kontrolünden çıkan bölgelerde kimin nereyi yönettiği, kimin adına güvenlik sağladığı belirsiz. Ağırlıklı olarak Türkmenlerin ve Arapların yaşadığı yerlerde de Kürt kontrolünün artması Suriye’nin içindeki dengeleri değiştirdi. Bu dengelerin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini hükümet de kestiremiyor. Türkiye Suriye sınırındaki kapıların karşı tarafında kontrolü sağlama yarışı halen devam ediyor. Bölgeden sağlıklı haber alınamadığı için şu aşamada bilinen tek şey mevcut durum ve yakın gelecek belirsizliği. Tel Abyad’da yaşananların Halep’e sıçraması halinde, “Halep oradaysa arşın burada” diyecek tartışmasız bir bölgesel güç yok. AKP hükümetinin bütün günahları bir yana, salt Suriye politikasındaki başarısızlığı bile Türkiye’nin yeni bir hükümetle yoluna devam etme zorunluluğunun en önemli kanıtıdır. Halep orada, arşın nerede? T G Fotoğraf: DHA ALİ AÇAR Adalet herkes için Sami ve anne Gülsüm Elvan ile çok sayıda kişi adalet talebini bir kez daha yineledi. Berkin’in 2 yıl önce ekmek almak için evden çıktığını ve bir daha dönemediğini belirten Sami Elvan, “Berkin hâlâ ekmeğini alamadı. Bu ülkede ekmek almak, misket oynamak, sokağa çıkmak ve hatta adalet istemek suç. Berkin için pankart açan 3 çocuk 8 yılla yargılanırken Berkin’in hâlâ katilleri ortada yok. Belki de bizi bir yerlerde gözetliyorlar. Biz kimseden bir tek çöp dahi istemiyoruz, yeter ki adalet yerine gelsin. O adalet yarın hatta yarından da yakın bir zamanda devletin en tepesindekine de lazım olacak” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Berkin’i terörist olarak ilan etmesini kabul edemediğini an Berkin’in vurulduğu yere ekmek ve karanfil bırakıldı mimar Mücella Yapıcı da, “Söz veriyoruz ki Berkin ve diğer çocukların katillerini bulacağız. Aradan geçen 2 senede hâlâ davanın açılamamış olması ve suçluların bilinmesine karşı ilerleme sağlanamaması da çok büyük bir ayıp” dedi. Berkin’in ailesinin avukatı Oya Aslan da soruşturma savcısının değişmesinin ardından yeni savcı ile görüşmediklerini ve dosyanın beklemeye alındığını söyledi. Okmeydanı’ndaki törenin ardından aile ve gruptakiler, Feriköy Mezarlığı’ndaki Berkin’in mezarına gitti. Oğlunun mezarına kapanan anne Gülsüm Elvan, “Oğlum arkadaşların karne aldı, sen nerdesin. Bebeğim kalk ne olursun. Ben seni çok özledim” diye ağıt yaktı. Anne Elvan bir süre sonra dayanamayarak bayılırken Berkin’in mezarı başında bulunanlar da gözyaşlarını tutamadı. Gezi’de gözünü yitiren Volkan Kesanbilici’nin tazminat davası Avukatın plastik mermi yok ısrarı CANAN COŞKUN Gülsüm Ana fenalaştı latan baba Elvan, “14 yaşındaki bir çocuğu terörist ilan ederek ekmek almanın belgesini sordu. Evet, benim çocuğum ekmek almaya gitti ve gerekirse belgesini gösteririz. Ama kendi hırsızlıklarının belgesini sormadı. Berkin’in katilleri en tepede. Ben onun peşini bırak mayacağım” diye konuştu. Anne Gülsüm Elvan da oğlunun Erdoğan’ın vicdanını sızlattığını ve sokağa çıkamayacak duruma getirerek itibarını sıfıra indirdiğini söyledi. ‘Büyük bir ayıp’ Taksim Dayanışması’ndan Berkin Elvan’ın, Gezi Parkı protestoları sırasında polis tarafından katledilmesinin yıldönümünde Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde eylem yapmak isteyen bir grup lise öğrencisi polis tarafından gözaltına alındı. l İSTANBUL/ANKARA Liselileri kovaladılar olkan Kesanbilici, Gezi Parkı eylemlerinin başladığı gün 31 Mayıs’ta Tarlabaşı’nda yürürken sol gözüne isabet eden plastik mermiyle görme yetisini kaybetti. Bilirkişi raporu, dönemin İçişleri Bakanı Güler’in “Emniyet’te plastik mermi yok” açıklamasının aksine Kesanbilici’nin plastik mermiyle yaralandığını, Emniyet’in envanterinde 421 adet plastik mermi atan FN 303 silahından olduğunu ortaya koydu. Tüm bu gelişmelere karşın Emniyet Müdürlüğü avukatı, Emniyet envanterinde plastik mermi Volkan Kesanbilici silahının bulunmadığını iddia etti. Kesanbilici’nin İçişleri Bakanlığı’na açtığı tazminat davası dün İstanbul 8. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Kesanbilici’nin avukatı Aslı Kazan Gilmore, Kesanbilici’nin gözünü kaybetmesine neden olan olayın polis tarafından atılan ve içinde demir bilye bulunan plastik mermi olduğunu vurguladı. l İSTANBUL V Fotoğraf: VEDAT ARIK C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle