15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 12 Haziran 2015 haber EDİTÖR: CANER ÖZTÜRK TASARIM: MÜGE KAYGUSUZ 4 ‘Her senaryoya açığız’ Cumhurbaşkanı’nın meşruiyeti Haziran seçimlerinde, sandıktan çıkan mesaj Tayyip Erdoğan’ın konumunu gündemin ön sırasına oturttu. Artık ufukta belirmiş olan koalisyon görüşmelerinin baş konusu Tayyip Erdoğan’ın eşine dünyanın hiçbir yerinde rastlanmayan konumu oldu. Kimi bunun tartışılmasını normal görüyor, kimi karşı çıkıyor. Nitekim, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal önceki gün yaptığı açıklamada, son seçimlerden yüzde 41 oranında oy almış olarak çıkan AKP’nin hiçbir şekilde 10 Ağustos 2014 seçimlerinde yüzde 52 oy alarak seçilmiş olan Cumhurbaşkanı’nın meşruiyetini tartışma konusu etmeyeceklerini söylemiş. Mahir Ünal galiba sapla samanı birbirine karıştırmış. Her şeyden önce, olaylara soğukkanlı yaklaşan kimse AKP’nin aldığı yüzde 41 oyla seçimden birinci parti olarak çıktığını yadsımıyor. Evet, seçimlerden AKP’nin birinci parti olarak çıktığı, nasıl yadsınamaz ise seçmenin ona tek başına iktidar yetkisi vermediği de o kadar yadsınamaz. Cumhurbaşkanı’nın konumunda da durum aynıdır. Dikkat buyrulursa kimse, Tayyip Erdoğan’ın 10 Ağustos 2014’te, Cumhurbaşkanı olarak seçildiğini yadsımıyor. Kimse makamın meşruiyetini tartışmıyor. HHH Evet, Tayyip Erdoğan anayasanın 102. maddesine dayanarak seçilmiş olan cumhurbaşkanıdır. 101. madde gereğince tarafsızdır ve 105. madde gereğince de sorumsuzdur. Ancak bir nokta daha var. 10 Ağustos, 2014 de Tayyip Erdoğan Türk halkı tarafından yüzde 52 oyla, cumhurun başı olarak seçildiği zaman, istediğini yapsın, astığını assın, kestiğini kessin diye seçilmedi. Tayyip Bey seçildiği gün kendisine halk sübyan mektebi hocasına sunulmuş sabi sübyan gibi “eti senin kemiği benim!” diye teslim edilmedi... Tayyip Erdoğan’a 10 Ağustos 2014’te, cumhur vekâlet verdi. Ve bunu yaparken de verdiği yetkinin sınırlarını ayrıca da süresini belirtti. Zaten demokrasilerde sistem böyle işler, halk kendi adına devletin erkini kullanacaklara vekâlet verir, bu vekâletin sınırları ve süresi, anayasa denen temel metinde belirtilmiştir. Tayyip Bey’e verilen vekâletin süresi de sınırları da anayasanın 101. ve 104. maddelerinde belirtilmiştir. HHH Bu yetkiler üç aşağı beş yukarı bütün klasik parlamenter sistemlerde aynıdır. Türkiye’de, 12 Eylül Anayasası yürürlüğe girdiğinden bu yana, yetkilerde bir değişiklik olmamıştır. Değişiklik yalnızca, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi hükmünü getiren 101 ve 102. maddelerde olmuştur. Ama bu değişiklik sistemin parlamenter niteliğini değiştirmemiştir. Benzer durum, yani Cumhurbaşkanı’nı halkın seçmesine rağmen sistemin parlamenter kalması hali, Avusturya, Belçika, Danimarka, İzlanda, Hollanda, Norveç, Avustralya ve Japonya için de geçerlidir. Bu ülkelerde, cumhurbaşkanı halk tarafından seçilmekle birlikte, sistem parlamenter olduğundan cumhurbaşkanının yetkileri semboliktir. Bu durumda, sözü edilen ülkelerin cumhurbaşkanlarından hiçbiri Başbakan’a veya yüksek mahkeme başkanına “hele sen şöyle bir kenarda dur bakayım beni halk seçti!” diyemez. Çünkü cumhurbaşkanını nasıl halk seçmiş ise başbakanı da halk seçmiştir. Ve cumhurbaşkanı nasıl milli iradeyi temsil ediyorsa, yüksek mahkemenin başkanı da aynı şekilde milli iradeyi temsil etmektedir. Burada, erk yasal yetkiden kaynaklanmaktadır, yoksa o makama nasıl seçilindiğinden değil. Seçilen kişi, isterse cumhurbaşkanı olsun, seçiminin meşruiyetine rağmen, anayasanın ve yasaların kendisine verdiği yetkinin sınırlarını taşıyorsa, meşruiyetini de yitirmiş oluyor demektir. Bu seçimin en önemli yanı, bu gerçeğin seçmen tarafından Tayyip Erdoğan’a yüksek sesle hatırlatılmış olmasıdır. Bu durumda her koalisyonun ilk işi de buna göre davranmak olacaktır, olmalıdır. Partisinin il başkanları toplantısında koalisyon tartışmalarını değerlendiren Davutoğlu, ‘Kapılarımız kapalı değil’ dedi. Davutoğlu, Kılıçdaroğlu’nun ülkeyi idare edemeyeceğini savundu aşbakan Ahmet Davutoğlu, bazı koalisyon senaryolarıyla dışarıdan Türkiye’ye gömlek biçilmesine izin vermeyeceklerini belirterek “Siyasetin belirleyici aktörü olarak hiçbir alternatifi ve ihtimali devre dışı bırakmadan ve kapıları kapatmadan gerekli adımları atacaklarını” söyledi. Davutoğlu, “Her senaryoya açığız” dedi. Davutoğlu, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında, siyasetin belirleyici aktörü olarak hiçbir alternatifi ve ihtimali devre dışı bırakmadan adım atacaklarını belirterek kapıları hiçbir zaman kapatmadıklarını, siyasi kapıları kapatanların tekrar bir değerlendirme yapmaya ihtiyaçları olduğunu söyledi. Herkesle oturup konuşabileceklerini anlatan Davutoğlu, bu konuşmalar neticesinde ülke için en doğru olan neyse onun gereğini yapacaklarını kaydetti. Hiç kimsenin ülkeye gömlek biçmesine izin vermeyeceklerini belirten Davutoğlu, “Hiç kimsenin şu veya bu başkentte oturarak şu veya bu kapalı kapılar ardından şu veya bu koalisyon modeli üzerinden Türkiye’ye yeni bir gömlek biçmesini istemeyiz” dedi. Bugünkü sistemle yürümenin zor olduğunu, sistem ve anayasa değişikliği gerektiğini kaydeden Davutoğlu, istikrarlı bir Türkiye tablosunu ancak AKP’nin çıkarabileceğini, özgüvenlerini yüksek tuta 7 B Davutoğlu, seçim sonuçlarını partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında değerlendirdi (Fotoğraf: NECATİ SAVAŞ) rak, Türkiye’nin siyasi gerçekliği üzerinde olabilecek alternatifleri göz önünde bulundurarak yollarına devam edeceklerini söyledi. Karamsarlık ortamına girmeyeceklerini, dışarıdan ithal edilen psikolojilere de mahkum olmayacaklarını kaydeden Davutoğlu, “Ne netice olursa elhamdülillah deriz, sonra da o neticeyi doğru okur, varsa o neticeden alınacak dersler çıkartır, tekrar yola bismillah der, devam ederiz. Bu bağlamda da Türkiye’deki gelişmelerle ilgili her senaryoya açığız” dedi. AKP içinde farklı kanaatlerle bir parçalanma yaşanır mı diye çaba içinde olanlar olduğunu kaydeden Davutoğlu, “Siyaset rehavet ya da yorgunluk kaldırmadığı gibi siyaset fazla bir emniyet içinde farklı gelişmelere kapalı olmayı da kaldırmaz. Her an teyakkuz halinde olmamız lazım. AK Parti’nin siyasi denklemin dışında kaldığı bir tablo Türkiye’nin etnik ve mezhep temelli bölünmeyle siyasetin tanımlandığı bir tabloyu ortaya çıkartır” görüşünü dile getirdi. 37 ilde temsil edilmeyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ülkeyi idare etme iddiasının olamayacağını, CHP’nin ana muhalefet görevini de yapmaması gerektiğini savunan Davutoğlu, seçimlerden çıkan bir sonucun da ana muhalefet partisi boşluğu olduğunu ileri sürdü. MHP’nin de 34 ilde temsil edilmediğini anımsatan Davutoğlu, seçimlerin başarılı partisi gibi lanse edilen HDP’nin de 55 ilde temsil edilmediğini belirtti. Bazı çevrelerin “AK Parti dönemi bitti” gibi başlıklar attığını kaydeden Davutoğlu, bu tablonun AKP’siz bir Türkiye siyasetinin imkânsızlığını ortaya koyduğunu söyledi. Davutoğlu, seçim sonuçlarına göre gerekli muhasebeyi de yapacaklarını, partiyi yenileyeceklerini belirtti. l ANKARA / Cumhuriyet Temsilleri yok ‘Sistem değişikliği’ Partide seçim barajının yüzde 5 ya da yüzde 7’ye düşürülerek erken seçime gitme seçeneği tartışılıyor TÜREY KÖSE AKP de ‘baraj’dan rahatsız oldu DP’nin “emanet” oylarla beklentilerin üstünde oy alıp barajı yıkmasından rahatsız olan AKP, seçim barajını yüzde 5 ya da yüzde 7’ye düşürerek erken seçime gitme seçeneğini tartışmaya başladı. CHP ve HDP de koalisyon pazarlıklarında yüzde 10 barajının düşürülmesini masaya koymaya hazırlanıyor. Toplumsal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TESAV) Başkanı Erol Tuncer “Baraj yüzde 5’e düşmeli. Bu, normalleşmeyi sağlar. AKP’nin aklı varsa ders alır, barajı düşürür” dedi. HDP’nin “barajı aşamaması AKP’ye yarar” diye verilen “emanet” oylarla beklentilerin çok üstünde oy alması özellikle AKP’yi tedirgin etti, hesaplarını altüst etti. Kulislerde, AKP’nin “erken seçim” kararı vermesi durumunda barajın yüzde 5 ya da yüzde 7’ye düşürülmesinin gündeme gelebileceği konuşulmaya başlandı. MHP barajın düşürülmesine sıcak yaklaşmıyor ancak, HDP’nin yüzde 13’ü aşmasından çok büyük rahatsızlık duyan MHP’nin, “HDP’nin gerçek gücüne gerilemesi” için barajın bir miktar düşürülmesi noktasına gelebileceği konuşuluyor. CHP de koalisyon pazarlıklarında baraj konusunu gündeme getirmeye hazırlanıyor. Son MYK toplantısında “Seçimlerde baraj nedeniyle bizden HDP’ye oy gitti. Her parti kendi gerçek gücüyle TBMM’de temsil edilmeli” değerlendirmesi yapıldı. TESAV Başkanı Tuncer, HDP’nin beklenenin üstünde oy almasından AKP’nin de şikâyetçi olduğunu vurgularken, “Tuzak kurdular, kendileri o tuzağa düştüler. Şimdi barajın yüzde 7’ye düşürülmesi telaffuz ediliyor, doğru olmaz. Yüzde 5’e inmeli. AKP’nin aklı varsa barajı düşürür. Bir ders aldı. Adam olana bir ders yeter” görüşünü dile getirdi. l ANKARA / Cumhuriyet H AKP’li Topuz’un oğlu memuriyetten atıldı Gülseren Topuz’un oğlu Berk Topuz, kendi evine bomba süsü verilmiş paket göndermişti. İKLİM ÖNGEL Bennur Karaburun, AKP’den Bursa milletvekili seçildi. CHP: Baraj düşsün Engelli milletvekilinin hedefi ‘kök hücre’ Milletvekili genel seçiminde TBMM’ye girmeye hak kazanan AKP’li engelli milletvekili Bennur Karaburun, öncülüğünü yaptığı “kök hücre” tedavisiyle ilgili çalışmalardan sonuç almayı hedefliyor. Gezi Direnişi’nde yağmur altında tekerlekli sandalyesiyle ilerlerken çekilmiş fotoğrafıyla gündeme gelen ve AKP’den Bursa milletvekili seçilen Karaburun, Türkiye’deki 9 milyon engelliyi temsil etmenin mutluluğunu yaşadığını söyledi. Karaburun, milletvekilliği döneminde en büyük amacının, “kök hücre” tedavisi gibi konularda yürütülen çalışmalara destek vermek olduğunu vurguladı. Bennur Karaburun, 2006’da, o dönem yasal olmadığı için Sağlık Bakanlığı’nın özel izniyle kök hücre ameliyatı geçirdiğini aktardı. Ameliyat öncesi bunun riskli olduğunun kendisine söylendiğini ancak bunlara aldırış etmediğini dile getiren Karaburun, “Birinin bunu yapması gerekiyordu. Kimse elini taşın altına koymazken, ben o taşın altına gövdemi koydum. Bir başlangıç oldu ve bu kök hücrenin faydasını gördüm” değerlendirmesinde bulundu. l BURSA / AA ‘Fişleme değil sağlık gözetimi formu’ TBMM Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Başkanı Ali Özer, gazetemizde dün yayınlanan “Koalisyon öncesi son fişleme” başlıklı haberimizle ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “TBMM’nin yeni dönemde istihdam edilecek personelin işe giriş formunda yer alan sorularla fişlendiği” iddiasının gerçek olmadığı belirtilerek “Söz konusu form, Kurumumuzda sağlık gözetimi kapsamında devam eden işe giriş/ periyodik muayene çalışmalarımızda kullanılmakta olup halen yürürlükte olan ‘6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ ve ‘İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik’ gereği hazırlanmıştır” denildi. Seçimden bir hafta önce Beykoz İlçe Sağlık Müdürü olan, seçime birkaç gün kala müdürlüğü alınarak hekimliğe geri çekilen AKP’li eski vekil Gülseren Topuz’un oğlu Berk Topuz’a en büyük darbe seçimden sonra geldi. Cep telefonuna “tehdit mesajlarıyla” evine bomba süsü verilen iki paket gönderen, uzman tabipliği dahi tartışma konusu olan Topuz, seçimlerin ardından memuriyetten atıldı. Sosyal medya hesaplarında yakasında Cumhurbaşkanlığı rozetiyle Tayyip Erdoğan’la çekildiği fotoğrafı “Allah seni başımızdan eksik etmesin” ifadesiyle birlikte paylaşan Topuz, geleneksel tıbba olan ilgisiyle biliniyor. Türkiye’de 13 yıldır tek iktidar olan AKP dönemi sona ererken bürokraside de ilk değişiklikler gerçekleşemeye başladı. AKP’nin eski İstanbul Milletvekili Gülseren Topuz’un 1982 doğumlu doktor oğlu Berk Topuz’un genç yaşına karşın kısa süredeki yükselişi, se Topuz, sosyal medyada Erdoğan’la olan fotoğrafı paylaşmış “Allah seni başımızdan eksik etmesin” ifadelerini kullanmıştı. çimlerin ardından son buldu. Topuz, 2009’da aracının içinde göğsünden vurulmuş olarak bulundu. Durumu ağır olan Topuz, ameliyat edildi. Topuz’u yaralayan kişiyse yakalanarak tutuklandı. Topuz’un yazıp oynadığı senaryoysa bu olaydan sonra başladı. Topuz’un, tutuklanan kişiden intikam almak ve cezaevinden çıkmasını engellemek için belli aralıklarla kendi cep telefonuna tehdit mesajlarıyla birlikte yine kendi evine “bomba süsü verilmiş iki paket” gönderdiği tespit edildi. Bu olay nedeniyle Topuz ceza aldı. l ANKARA / Cumhuriyet AKP tuzağa düştü Hollanda, Türk rektörün kovulmasını istiyor Hollanda, Türkiye’deki seçimler öncesi, “HDP’ye oy verilmemesi” çağrısıyla gündeme gelen Rotterdam İslam Üniversitesi (IUR) Rektörü Prof. Ahmet Akgündüz’ün görevden uzaklaştırılmasını istiyor. Akgündüz, HDP’ye verilecek oyların “eşcinsellere, Ermenilere, din düşmanlarına” destek olacağı açıklaması yapmıştı. BBC Türkçe’de yer alan habere göre Hollanda Eğitim Bakanı Jet Bussemaker, Akgündüz’ün, “pılısını pırtısını toplayıp gitmesini” istedi. Bakan, Akgündüz’ün kovulması için ısrarcı olacağını açıkladı. Akgündüz daha önce de Gezi protestolarına ilişkin “dinsizlerin, Ermenilerin, Alevilerin işi” açıklaması yapmıştı. C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle