17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Haziran 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK haber 7 ‘Kardeşlik köprüsü kuracağız’ Samsun’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ: Gezi’de yarım kalanı 7 Haziran’da tamamlayacağız Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin Samsun mitinginde Gezi olaylarının yıldönümüne atıfla “Halkımızın onur ve özgürlük direnişinin bütün talepleri programımızda yer aldı. Bugün Gezi’nin direnişiyle zafere doğru gidiyoruz. 7 Haziran seçimi, Gezi’de yarım bıraktığımız işi tamamlamak olacak. 7 Haziran’da bütün Türkiye kazanacak” dedi. HDP’nin Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlediği mitinge binlerce kişi toplandı. HDP bayrakları ile donatılan alanda sık sık “Biz’ler HDP, Biz’ler Meclise” ve “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları atıldı. Figen Yüksekdağ halka hitaben yaptığı konuşmada, AKP hükümetinin birbirinden ayrıştırdığı halkları savaş tehdidiyle yaşamak zorunda bıraktığını belirterek “Bizler böyle yaşamak zorunda değiliz. Biz’ler ‘Türkiye halkları çatışma ve savaş siyasetine mecbur değil, mahkum değiliz’ diyoruz. 7 Haziran’da birbirinden koparılan bütün halklar kardeşçe, barış isteğiyle kucaklaşacak” dedi. Samsun halkına Diyarbakır, Van ve Ağrı halkının selamını ileten Yüksekdağ, “Samsun’dan Diyarbakır’a kadar, Trabzon’dan Van’a kadar kardeşlik ve barış köprüsü kurabiliriz” diye konuştu. Irkçılığın Türkiye’nin başına getirilen büyük bir bela olduğunu kaydeden Yüksekdağ, “Samsun bugün, barış, eşitlik ve kardeşlik cevabını verdi. Sizlerin duruşu çatışma ve tehdit politi HDP CHP’nin Umudu: AKP umhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) iktidar partisinin peşine takılmadan, mindere çekme girişimlerine prim vermeden, ekonomik sorunlara öncelik veren propaganda uygulaması üçüncü kez yaşanıyor. 15 Ekim 1961’de yapılan seçimler dahil, CHP genelde ya kendisini savunmak durumunda kalmış ya da iktidar partisinin dümen suyuna kapılmıştı. HHH Demokrat Parti’nin iktidara geldiği son seçim 27 Ekim 1957’de yapılan seçim olmuştu. Çoğunluk yönteminin uygulandığı seçimde DP ile CHP arasındaki oy farkı yüzde 6’ya düşmüş, DP 78 milletvekilliğini kaybederken CHP bir önceki seçime göre sandalye sayısını 147 artırmıştı. Ağır basan görüş oydu ki 27 Mayıs 1960 Devrimi yapılmasaydı, 1961’de yapılacak seçimin galibi olacaktı. HHH CHP’nin kendisini savunmak durumunda kaldığı ilk seçim 15 Ekim 1961’de yapılan milletvekili seçimiydi. “27 Mayıs’ta askerle birlikte olmadık, Adnan Menderes’i biz astırmadık” diye özetlenebilecek zorunlu bir propaganda sürecini yönetmek durumunda kalmıştı. Buna karşın yüzde 36.72’lik oy oranıyla birinci parti olmuştu. Silahlı Kuvvetler Birliği adıyla siyasete baskı yapan bir grup askeri etkisiz kılmak için İnönü hükümetleri dönemi başlatılmıştı. 10 Ekim 1965 seçimi sürecinde de “Ortanın Solu” söyleminin yarattığı “komünistlik” suçlamasına karşı savunmaya geçmek zorunda kalmıştı. Buna karşın ilk ve son kez Ulusal Artık (Milli Bakiye) yönteminin uygulandığı seçimi ikinci sırada ve yüzde 28.7 oy oranı ile tamamladı. HHH CHP’nin tarihinde, kendisine yöneltilen suçlamaları görmezden gelerek iktidarı hedef aldığı ve özgün vaatlerde bulunduğu iki seçim var. Bülent Ecevit’in Genel Başkanlığı’nda girilen 14 Ekim 1973 ve 5 Haziran 1977’de yapılan seçimler. İlkinde yüzde 33.29, ikincisinde de yüzde 41.38 oy almıştı. 1977 sonucu, CHP’nin hem oy oranı hem de 213 sandalye ile milletvekili sayısı yönünden rekor sayılacak bir sonuçtu. HHH CHP üçüncü kez ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığında aynı yöntemi uyguluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu’nun mindere çekme girişimlerine bir anlamda dalga geçen yanıtlar verirken, ağırlıklı olarak partisinin ekonomik önerilerini anlatıyor. 57’nci koalisyon hükümetini oluşturan partilerin neredeyse sıfırlanmasında, yaşanan ekonomik bunalımlar var. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2002 seçiminden bu yana yaşadığı oy oranı oynamalarında da büyüme oranının düşmesinin etkili olduğu belirtiliyor. CHP’yi ümitlendiren durum da yaşanan durgunluk karşısında geçmişten çıkarılan dersle gündeme geliyor. HHH AKP’nin sanki bir üst akıl sorunu varmış gibi geliyor. Olmasaydı, Kılıçdaroğlu’nun en az ücreti 1500 lira yapma açıklamasını balıklama atlayarak eleştirmez, çalışan seçmenin yüzde 48’inin en az ücretle çalıştığını unutup, işverenlerden karşı çıkmalarını istemezdi, diye düşünüyorum. Aynı yaklaşım emeklilere yılda verilecek iki ikramiye konusunda da söz konusu edildi. CHP’nin en önemli avantajlarından biri de iktidarın yeni yatırım diye sunduğu ya da yeni yapılmış gibi törenlerle açtıklarının çoğunun geçmişte de gündeme getirildiğinin ortaya çıkıyor olması. Seçmene etkisi ne olur bilemeyiz ama sonucun ak mı kara mı olduğunu 7 Haziran akşamı saat 22.00 dolaylarında öğreneceğiz. Çünkü paylaşımdan önce partilerin oy oranlarını bilme zorunluğu var. C Mitingde gerginlik HDP mitinginin yapıldığı alana girmek isteyen 500 kişilik gruba polis engel oldu. Grup, alana girerek Türk bayrağı asmak istediklerini söyledi. Mitingin yapıldığı alanın dışında yön levhasının direğine çıkan bir kişi direğe Türk bayrağı astı. Miting alanında Türk baykalarına karşı en esaslı cevaptır” dedi. 31 Mayıs’ın yeni bir başlangıcın yıldönümü olduğunu söyleyen Yüksekdağ, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Ne mutlu ki yeni bir dönemin başlangıcının, Haziran Ayaklanması’nın yıldönümünde Samsun’dayım. İki yıl önce bugünlerde Türkiye halkları, bir ağacın gövdesi ve gölgesi için bir orman gibi isyana geçmişti. HDP iki yıl önce başlayan Baluken: Kandil’de de zafer fişekleri patlayacak HDP Diyarbakır Milletvekili Adayı İdris Baluken, önceki gün seçim çalışmaları kapsamında merkez Bağlar İlçesi’ne bağlı Göçmenler Caddesi’nde esnafı ziyaret etti. Baluken’e kalabalık partili bir grup eşlik ederken, gençler davul zurna eşliğinde halay çekerek destek verdi. Esnafı ziyaret ettikten sonra HDP Fatih Mahallesi Seçim Bürosu’na giden İdris Baluken, burada toplanan kalabalığa hitap etti. Baluken, Diyarbakır halkının HDP’nin seçim çalışmasına gösterdiği ilgiye teşekkür ederek, Kandil’e yaptığı ziyarette seçimlerle ilgili PKK’liler ile aralarında geçen görüşmeleri dile getirdi. Baluken, partisinin seçimde zafer kazanmasını Kandil’in de beklediğini belirterek, “Kandil’de bulunan genç gerillalar, yanımıza gelip Amed’de (Diyarbakır) seçim havasını sordu. Biz de onlara Amed’in coşkusunu heyecanını anlatmaya çalıştık. Kandil’deki arkadaşlarımız bize ‘Kandil’in dört bir yanına havai fişekleri yerleştirmişiz. Amed’de zafer fişekleri patladığı an Kandil’de de biz havai fişekleri patlatacağız’ dedi” diye konuştu. DİYARBAKIR / DHA rağı olmadığını, alana girerek Türk bayrağı asacaklarını söyleyen gruba polis dağılmaları yönünde uyarıda bulundu. Polisin uyarılarına rağmen dağılmayan grup, çevik kuvvet tarafından çembere alındı, su sıkıldı. Direnenlerden 15 kişi gözaltına alındı. Fotoğraf: DHA Gezi direnişini, yani yeni yaşam gücünü ve geleceğini temsil ediyor. İki yıl önce isyanımız bir ağaç için başladı, ama onur için, özgürlük için, kardeşlik için, eşitlik için büyüdü ve yasaklanan tüm meydanları özgürleştirdi... Bugün Gezi’nin direnişiyle zafere doğru gidiyoruz. 7 Haziran seçimi, Gezi’de yarım bıraktığımız işi tamamlamak olacak. 7 Haziran’da bütün Türkiye kazanacak.” Bir iki “küçük” hata Halkın haber alma hakkının önceliği eçtiğimiz hafta hem ülkemiz için hem de Cumhuriyet için yoğun bir hafta oldu. Okur Temsilcisi’nin görevi çalıştığı gazeteyi övmek değil, varsa hataları, yanlışları okurların, ilgililerin, haberlere konu olanların eleştirilerini aktarmak, hatanın yanlışın peşine düşmektir. Ama bu kez Cumhuriyet gazetesini haberciliği için genel olarak paylaşılan kanıya da ortak olarak övmek durumundayım. Cumhuriyet gazetesi habercilikte çıtasını yükseltiyor. Kamuoyunun merak ettiği, haberdar olmak istediği konuların peşine düşüyor; onları ki onlar cesaret isteyen konulardıryazmaktan, belgelemekten vazgeçmiyor. Bu kez de öyle oldu. Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın imzasını taşıyan haber ve fotoğraflar halkın haber alma hakkının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Haberin cesaret gerektirdiğini söylemek kuşkusuz ve ne yazık ki bizim ülkemize, bizim gibi ülkelere özgü bir durumdur. Haberin hemen arkasından internet sitelerine yasak konulması, soruşturma açılması da bu türden gazetecilik ilkelerine uygun yayının neden cesaret gerektirdiğini kanıtladı. İhbarcı basındaki “vatan haini”, “tutuklayın” çığlıkları, en üst düzeyde saldırılar haberin ne kadar gerçek ve kimileri için can sıkıcı olduğunu gösterdi. Daha başından beri TIR’larda silah taşındığı biliniyordu ve iddialar Cumhuriyet tarafından da haberleştirilmişti; ama şimdi bu bilgi kanıtlanmıştır. Gazete halktan gizlenen, inkâr edilen gerçeği belgeledi, halka duyurdu. Gazeteciliğin özü de za lı mayıs ayında kurulduğuna göre, yazarınızın demek istediği herhalde “İsrail vatandaşı” değil Fransa vatandaşı Gazetenizin MİT TIR’ları konusundaki cesur Museviler olsa gerek. politikasını kutlarım. Diğer taraftan, bugünSinema ve televizyonlarda gösterilen filmkü gazetenizin 25. sayfasındaki televizyon bö lerin tanıtımı yapılırken, filmlerin orijinal adlalümünde La Rafle filminin tanıtımı yapılırken, rının da verilmesinin yararlı olacağını düşünü1942 yıllarında (artık kaç tane 1942 yılı varyorum. Ne de olsa “The Perfect Storm” filmisa), Almanların Fransa’da yaşayan İsrail vanin adının “İzlanda Balıkçıları” olarak Türkçetandaşlarına karşı giriştiği kara listeye alma ve leştirildiği bir ülkede yaşıyoruz. Saygılarımla. tutuklamalar anlatılıyor. İsrail devleti 1948 yıDr. Orhan Kurmuş üstte pornografik bir reklam var. Sitenizde yayımlanacak reklamların belirli bir kontrol sonrasında onaylanmasının oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Bu arada, özellikle belirli bir yaşın üstündekiler, bu tarz reklamların sizin kontrolünüz dışında olduğunu da düşünmeyecektir; sanki siz bu tarz firmalardan bilinçli reklam alıyorsunuz gibi de düşünebilirler. Bu daha da kötü. Saygılarımla. Onur Öztürk G ten budur. Sevindirici olan Cumhuriyet haberciliğinin okurlar, ciddi gazeteler, gazeteciliği ciddiye alanlar ve meslek kuruluşları tarafından ikirciksiz savunulmasıdır. Öyle oldu. Okurlarımız gönderdikleri sayısız ileti ile desteklerini belirttiler. Seçim kampanyası koşullarında gazeteyi kutlamaya zaman ayıran siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları Cumhuriyet’i yalnız bırakmadılar. Meslek kuruluşlarımız; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği yayımladıkları bildiriler, yaptıkları açıklamalarla Cumhuriyet’in yanında durdular. Bu arada Cumhuriyet’in, iktidara biat etmeyi gazetecilikle karıştıran medyanın kimi yazıcılarının iftira ve ihbarcılığını ciddiye almadığını da eklemek gerekir. Kuşkusuz Cumhuriyet’in halkın haber alma hakkı ilkesine sadık kalarak yaptığı haberi komplo teorileri ile açıklamaya çabalayan, haberin kendisini bir yana bırakıp kaynağının peşine düşen dostlar da olmadı değil, olsun; haber orada duruyor ve doğruluğu kanıtlanmıştır. Zaten Cumhuriyet’in haberinin doğruluğu bugüne kadar onu gizleyenler tarafından da itiraf edilmiş durumdadır. Cumhuriyet haberinin arkasında durduğunu, fikri takip ilkesini de elden bırakmayacağını açıkladı. Gazetenin taraflı yayın yaptığını ileri sürenlere ise söylenecek tek bir söz var; haber gerçekleri yansıtıyorsa o tarafta durmak gazetecilik ilkelerindendir, tıpkı yorumda özgürlüğün tarafında olmak gibi. lışlık yoktur. Hikmet Şimşek’in Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldönümünde verdiği konserden de söz edilmektedir yalnızca. Böylece okurumuzun yanılgısına benim daha vahim özensizliğim eklenmiş oldu. Haberi hazırlayan foto muhabirimiz, haber fotoğrafçımız, haberle fotoğrafı her zaman özgün bir şekilde birleştirmeyi başaran ödüllü arkadaşımız Necati Savaş’tan ve okurlarımızdan özür diliyorum. Portalda reklamlar Cumhuriyet Gazetesi’ni seven biri olarak, bir konuda sizi bilgilendirmek istiyorum. Web gazeteciliğinde dijital reklam gelirlerinin önemli olduğunun farkındayım ve reklamsız olmayacağını da biliyorum ancak her önünüze gelen dijital reklamın onaysız, doğrudan yayına geçmesini sağlıklı bulmuyorum. Ana sayfada, en Rakamlar birbirini tutmuyor 26 Mayıs 2015 tarihinde gazetenizde yayımlanan Doğan Satmış imzalı Seçim 2015 “Biz de sandığa gelmik” isimli Malatya ilindeki seçim ve adaylarla ilgili yazısında, “Malatya’da, MHP ve HDP’nin milletvekili çıkarması mucizelere bağlı. 84 bin oyla tek milletvekili çıkarabilen CHP’yi yakalamaları için, MHP’nin 34 binlik oyunu 2.5 katına çıkarması gerekiyor. HDP’nin ise 5 bin civarında olduğu sanılan oylarını 1520 katına çıkarması şart. Ve Malatyalılar, MHP için de HDP için de vekil şansı olmadığı görüşündeler” denilmektedir. Aynı yazının alt kısmında seçimlerde alınan oylarla ilgili görselde Selahattin Demirtaş’ın 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde 21566 oy aldığı yazmaktadır. 5 bin ile 25 bin sayıları arasındaki farkın dalgınlık olduğunu umuyorum. Saygılarımla. Cuma Baz Okur Temsilcisinin notu: Yazarımızın karşılaştırmayı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ın aldığı oyla değil, daha önceki genel ve yerel seçimlerde bağımsız adayın ve HDP’nin aldığı oylarla yaptığı anlaşılıyor. haritası. Ben Adana’da ikamet ediyorum, iki farklı basımınız veya süreklilik arz etmeyen bu durum için okurunuzu meraktan kurtarmak için bir bilgilendirirseniz çok sevinirim. İyi çalışmalar, bol başarılar... Osman Uyur Okur Temsilcisinin notu: Bazen erken basılan taşra baskısı ile daha sonraki baskılar arasında fark olabiliyor. Sonraki baskılarda daha önemli bir haber önceki baskının manşetini, sayfayı değiştirebiliyor. Neden farklı? Uzun, uzun zaman sonra bugün bir bayiye gidip Cumhuriyet aldım. Esnafım, kepengi kaldırıp tezgâhımı açtım, çayımı ısmarladım, gazetemi okumak üzere tabureme oturdum. Buraya kadar her şey normal. Bundan sonrası ise biraz anormal. İnternette baktım manşetinizde MİT TIR’larının görüntüsü var. Elimdeki gazetede “milli talan” KISA... KISA... KISA... Kültür sayfaları Eposta adresleri RTE’nin haber değeri RTE’nin sürekli yazılı görsel ve sanal basında çok sık görülmemesi gerektiğini, çünkü her attığı adımın bir haber değeri olmadığını düşünüyorum. Halkın karşısına elinde kutsal kitapla çıkanların, halkı aptal yerine koyup masal anlatanların değil, bilakis halka gerçekleri söyleyen ve elinde gerçekçi projelerle gelenlerin daha ön planda olması gerektiğine inanıyorum. Başarılar dilerim, sevgiyle kalın. Hakan Orhan Ve bir özür Geçtiğimiz hafta incelemek, doğru olup olmadığını araştırmak üzere bir kenera ayırdığım, bir okurumuzun 20 Mayıs’ta yayımlanan “Anıtkabir’de unutulmaz konser” başlıklı haberde “yıllar önce yitirdiğimiz Hikmet Şimşek’e konser verdirdiğimiz” iddiasını içeren kısa not, büyük dikkatsizliğim nedeniyle sayfaya girdi. Haberde bir yan Geçtiğimiz hafta Okur Temsilcisi köşesinde yer alan Bahadır Pak’ın dile getirdiği eleştiriye katılıyorum. Cumhuriyet gazetesinin özelliği olan kültür sayfalarının azaltılmasının doğru olmadığı kanısındayım. Saygılar... Tomur Bayer Eskiden yazarların email adresleri köşelerinde yayımlanır ve iletişim kurulabilirdi. Artık ne yazık ki göremiyoruz. Haklı gerekçeleri olduğuna inanıyorum. Ama örneğin Sayın Ahmet İnsel’e bir yazısı ile ilgili bir konuda danışmak istiyorum. Ben felsefe uzerine yüksek lisans yapıyorum ve siyaset felsefesi okuyorum. Kendisine ulaşabileceğim bir email adresi olsaydı keşke... Saygılarımla. Mine Küçük İyi ki varsınız Varsınlar sizi dava etsinler, yanınızdayız. Müthiş haberden dolayı tüm Cumhuriyet ailesini kutluyorum. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Sevgi ve selamlarımla. Arzu Snaet Çulhaoğlu tutuklandı Ulusal Parti Genel Başkanı ve Türk Solu gazetesi başyazarı Gökçe Fırat Çulhaoğlu, “Cumhurbaşkanına hakaret ve tehdit” iddiasıyla tutuklandı. Çulhaoğlu, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki işlemlerinin ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne gönderildi. Cumhuriyet savcılığında ifadesi alınan ve daha sonra mahkemeye sevk edilen Çulhaoğlu tutuklandı. Çulhaoğlu, bir internet sitesinde paylaştığı videoda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “tehdit ve hakaret” iddiasıyla gözaltı alınmıştı. İSTANBUL / AA C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle