28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Haziran 2015 EDİTÖR: SERKAN OZAN Çelişkiler yumağı MİT TIR’ları gerçeğinin ortaya çıkmasının ardından iktidar ve yargıdan çelişkili açıklamalar geliyor umhuriyet’in gündemi değiştiren ‘İşte Erdoğan’ın yok dediği silahlar’ manşetinin ardından iktidar ve yargı ayağından gelen açıklamalar yaşanan ‘büyük çelişkiyi’ ortaya koydu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gazetemizin yayımladığı görüntülere ilişkin ‘MİT TIR’ları soruşturma dosyasında görüntüler yok. O görüntüler kurgu ve sahte’ açıklaması gazetemiz Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a açılan ‘casusluk’ soruşturmasını ilk günden tartışmalı hale getirdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ‘savcılık dosyasında olmadığı söylenen görüntülerle’ ilgili gazetemizi ‘casusluk ve ajanlıkla’ suçlaması ise Dündar hakkında yürütülen soruşturma üzerindeki siyasi baskıyı gözler önüne serdi. Savcılık ‘sahte ve kurgu’ olduğunu ileri sürdüğü görüntülerle ilgili gazetemiz hakkında ‘casusluk’ soruşturması başlatırken Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu miting meydanlarında gazetemizi hedef gösteren açıklamalarıyla yargı üzerinde açık bir baskı oluşturuyor. haber 13 C Küçük işler, çürük elmalarla çürük armutlar eyin damarlarına ne kadar kan gittiğini kestiremediğimiz bir yandaş yazar başlık atmış; “Türk Julian Assange’ı Can Dündar” diye… Assange’dan söz edince Bradley Manning’i anmamak olmaz elbette. Öyle de yapmış. Dünyanın süper gücü ABD’nin Afganistan, Irak gibi ülkelerdeki “kirli çamaşırlarını” ifşa eden Wikileaks sızıntılarını mümkün kılmış isimleri kendine örnek bellemiş. Sonra da çürük elmalarıyla çürük armutlarını toplamaya kalkışmış... Diyor ki “Küçük”; Assange ve Manning’in başına ne geldiyse, Can Dündar’ın da gelmeliymiş: “Devlet sırrını ortaya saçıp, ülkenin seçilmişlerini Lahey Adalet Divanı’nda yargılamak isteyenler bunun bedelini ödemek zorunda” buyurmuş. Sonra da “paralel evrenlere” geçivermiş. Kimdir bu “diline yakışmayan” şahsiyetler önce anımsayalım... Jullian Assange artık bütün insanlığa mal olduğu üzere Wikileaks internet sitesinin kurucusu, hacker ve aktivist. Henüz çerçevesini çizemediğimiz yeni çağın yurttaş gazeteciliğinin en parlak örneği. Bush yönetiminin kirli terörle savaş yıllarında Guantanamo Üssü’ndeki kötü muameleler, Afganistan ve Irak savaşlarındaki sivil katliamları bilmemizi sağlayan isim. Assange, Avustralyalı. ABD yönetimi kendisini Amerikan ordusunun mensubu ve istihbarat analisti Bradley Manning’in gizli belgeleri sızdırmasındaki rolünden ötürü sorgulamak istiyor. Başına bir sürü çorap örüldü, 7 Aralık 2010’da hakkındaki pek şüpheli tecavüz iddialarıyla ilgili gönüllü ifade vermeye gittiği Londra’da, İsveç tarafından hakkında yakalama emri olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kefaletle şartlı tahliye edildi. 21 Haziran 2012’den beri sığındığı Ekvador’un Londra Büyükelçiliği’nde yaşıyor... Bradley Manning, bizzat katıldığı Afganistan ve Irak savaşlarına dair on binlerce gizli belgeyi sızdırmış Amerikan ordusu mensubu. Mayıs 2010’da tutuklandı. Ağustos 2013’te ulusal savunma iletişim bilgilerini yetkisiz bir kaynağa vermek ve düşmana yardım etmek dahil 22 suçla itham edildi. Ordudan atıldı, casusluktan yargılanıp 35 yıl hapse mahkum edildi. Yattığı 3.5 yılın yanı sıra maruz kaldığı kötü muameleler nedeniyle cezasından 112 gün daha silinecek. Muhtemelen cezasının üçte biri dolduğunda kefaletle bırakılacak. Aslına bakarsanız, yandaş “Küçüğün” meczup sayıklaması misali çer çöpten öteye geçmeyen komplo teorilerine dair yazılarını şöyle bir tarasak, Assange ile Manning’in ifşa ettiklerini şuursuzca kullandığı örnekler bile bulabiliriz. Lakin mevzumuz o değil. Diyor ki yandaş yazarcık: “Batı demokrasileri kendilerine yönelik böyle operasyonlarda nasıl davranıyorlarsa, bizim devletimiz de aynı şeyi yapacaktır...” Amerikan devleti kendi ordusunun mensubu olan Manning’i casusluktan yargılayıp cezalandırır. Amerikan vatandaşı olmayan Assange’ı da sorgulamak ister. Peki ya bu ikilinin ifşa ettiği gizli belgeleri bütün dünyanın öğrenmesini sağlayan The Guardian, The New York Times, Der Spiegel gibi gazetelerin yayın yönetmenleri ve editörleri? Onlar hakkında bir “casusluk” yahut “ihanet” davası mı açılmış? Demokrasiyle yönetilen ülkelerde kamuoyunu yakından ilgilendiren sızdırılmış bilgileri yayımlayan gazetecilerin başına böyle işler mi gelmiş? Diyor ki yazarcık: “Türk devleti Esad’ı devirmek için atom bombası bile gönderse, bunu ifşa edemez...” Eder Küçüğüm, eder. İsrail’in atom silahlarını ortaya seren Mordehai Vanunu’yu İsrail devleti alıp ‘ihanetten’ yargılar. İsrail medyası da dahil dünyanın her gazetesi de bu ifşaatları alır yayımlar. Başta sizin “Yahudi düşmanı” yandaşlarınız. Onlar hakkında kimse dava filan da açmaz. “Küçük”giller önce kıyas yapmayı öğrensinler. Can Dündar görevi kamuoyunu aydınlatmak olan bir gazeteci. Tıpkı Wikileaks sızıntılarını yayımlayan Guardian, New York Times, Der Spiegel gazetelerinin yayın yönetmenleri ve editörleri gibi... Cumhuriyet bir gazete. Hiçbir hakiki gazete ve hakiki gazeteci sizin komşu bir ülkeye savaş ve yıkımdan öte bir şey getirmemiş kirli gündeminizin parçası olmak durumunda değil. Bizlerin gazeteci olarak “kırmızı çizgimiz” halkı egemenlerin kirli işlerine dair aydınlatmak sorumluluğu. Gerisi “küçük işler”... B Kurgu vurgusu 19 Ocak 2014’te ihbar üzerine durdurulan MİT TIR’larında silah taşındığını ortaya koyan görüntülerin gazetemizde yayımlanmasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı bir açıklama yaptı. Cumhuriyet’in 29 Mayıs 2015 tarihli manşetinin ardından yapılan savcılık açıklamalası özetle şöyleydi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturma dosyası kapsamında ya da Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisizlik kararıyla başsavcılığımıza gönderdiği dosya kapsamında bu görüntülere ilişkin hiçbir bilgi ve belge yoktur. Buna rağmen şüphelilerce MİT mensuplarının telefonları sahte isimle dinlenilmekte, öğrenilen yardım faaliyetinin planlanan kurgu çerçevesinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin terör örgütlerine yardım ettiği algısı oluşturmak amacıyla tertibat alınmakta, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne sahte ihbar ve sahte delillerle tuzak kurularak gerçeğe aykırı biçimde oluşturulan kurgu doğrultusunda arama kararına yazılan ‘sahte’ ibareyle (illegal bir örgütün ismi kullanılarak) yardım TIR’ları durdurulmakta ve aranmaya çalışılmaktadır.” Savcılığın açıklamasında dosyada Cumhuriyet’in yayımladığı görüntülerin olmadığı belirtilerek şöyle denildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturma dosyası kapsamında ya da Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yetkisizlik kararıyla başsavcılığımıza gönderdiği dosya kapsamında bu görüntülere ilişkin hiçbir bilgi ve belge yoktur. Bütün bu sebeplerle Türk Ceza Kanunu’nun 1.5 YILDA NE DEDİLER B KİMSEYİ İLGİLENDİRMEZ aşbakan Ahmet Davutoğlu, MİT TIR’larındaki silah görüntülerine ilişkin olarak, ‘Evet, Suriye’de ciddi catışmalar oluyordu ve Türkmenlere yardım ettik. TIR’ların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez” dedi. Habertürk televizyonunda soruları yanıtlarken “Dünyanın herhangi bir yerinde devletin bir kurumu devletin bir başka kurumunun verilen talimat gereği yaptığı bir faaliyeti bir suçmuş gibi yansıtabilir mi?” diyen Davutoğlu şöyle konuştu: “Yani Amerika’da istihbarat örgütü bir faaliyet yapıyor ama Pentagon o faaliyete baskın yapıyor. Siyasi otorite bir talimat vermişse, siyasi otoriteye bağlı bir kurum, siyasi otoriteden izin almadan o talimata müdahale etmesi açık bir suçtur. “Türkmenleri ezdirmeyeceksiniz ve yardım edeceksiniz” demişiz, istihbarat birimlerimiz bu talimatla harekete geçmişler. Kimin haddine gelip de eğer bir yanlış uygulama olduğunu düşünüyorlar gelip bize soracaklar. Başka bir şey yaparlarsa bu casusluktur ya da isyandır. TIR’ların içinde ne olduğu kimseyi ilgilendirmez.” ‘Görüntü yok’ iddiası 327, 328 ve 330. maddeleri ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 6 ve 7. maddeleri uyarınca, ‘devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasi ve askeri casusluk, gizli kalması gereken bilgileri açıklama, terör örgütünün propagandasını yapma’ suçlarından, söz konusu yayınları yapanlar hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatılmıştır.” Görüntü sahteyse... Gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay savcılık soruşturmasındaki çelişkileri ve yanıtlanması gereken soruları şöyle sıraladı: “Cumhuriyet’in yayımladığı fotoğraf ve görüntüler için Adana Cumhuriyet Başsavcılığı da, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da bu görüntülerin doğ ru ve sahih olmadığını beyan ediyorlar. Tamam, bunu anlıyoruz da, o zaman gerçek olmayan (sahte), uydurulmuş bir bilgi ya da görüntü için, devletin güvenliğine ilişkin bilgi ve belgenin temin edilmesi ve yayımlanması suçlamasını nasıl yapıyorsunuz? Ya o görüntüler sahtedir, ki bu durumda devlet sırrı da olmaz, sırrın temini ve ifşası da olmaz, olsa olsa yalan haber ve görüntü yayımlama söz konusu olabilir. Yok eğer yayımlanan görüntüler nedeniyle, devlet sırrının temini, sırrın casusluk maksadıyla ifşası suçlaması yapıyorsanız, bu durumda görüntülerin gerçek ve devlet sırrı olduğunu kabul ediyorsunuz demektir?” l Haber Merkezi Takçı: Türkmenlere gitmedi İT’e ait silah dolu TIR’ları durduran dönemin Adana Cumhuriyet Savcısı Aziz Takçı gazetemiz muhabiri Ahmet Şık ile yaptığı görüşmede, ‘silahların Türkmenlere gitmediğini’ söylemişti. Aziz Takçı, Ahmet Şık’ın “Bu mühimmatlar nereye ve kime gidiyordu” sorusu üzerine şu yanıtı vermişti: “TIR’larla ilgili soruşturma usulüne uygun devam etseydi bu malzemelerin nereye gittiği net tespit edilebilir ve spekülasyonların önüne geçilebilirdi. Bu konuda MİT, Adana Valiliği vasıtasıyla savcılığa verdiği yazıda, söz konusu malzemenin kendilerine ait olduğunu, Türkiye içi birimler arası nakil işlemi yapıldığını belirtiyor. O zaman başbakan olan Erdoğan ise M bu malzemelerin Suriye’deki Türkmenlere gittiğini söyleyerek MİT’in verdiği belgenin sahte olduğunu açıklamış oldu. Bu olaydan hemen sonra Suriye’deki Türkmenlerin ise kendilerine mantar tabancası bile gelmediğini söyledikleri basın0a yansıdı. Sizin yaptığınız haber içeriğinde yer alan tapelerde de yine Suriye’deki Türkmenler silahların kendilerine gelmediğini, başkalarına gittiğini söylüyorlardı. Bu durumda malzemelerin Suriye’ye gittiği kesinlik kazanıyor. Ancak Suriye’de kime veya hangi gruba gittiğini ben bilemiyorum, bilen biliyor.” l İSTANBUL / Cumhuriyet Masum Türker: TIR’larla IŞİD’e para da gönderildi SP Genel Başkanı Masum Türker, Cumhuriyet gazetesinin MİT TIR’larının silah taşıdığını belgeleyen görüntüleri vererek yılın gazeteciliğini yaptığını söyledi. Türker “Adana’da yakalanan TIR’ların silah taşıdığı doğrudur. Ancak o TIR’larda asıl taşınan şey ambargoyu delen İran’ın petrol satışları karşılığında gönderilen külçe altın ve bu altınların İran’a kadar ulaşmasını sağlamak için o tarihlerde varlığından haberdar olmadığımız IŞİD’e ödenen dolarlar taşınmıştır. Silahlar D ise eğer bir sorun olursa biz yardım amacıyla silah demek içindir” dedi. Bandırma’da yaptığı açıklamada TIR’ların MİT’e ait olmadığını savunan Türker, “MİT, insanı yardımdan sorumlu değildir. Ancak bu TIR’’lar Interpol aracılığıyla ve başka kaynaklardan gelen ihbarlar sonucunda durdurulunca TIR’ları MİT’in sahiplenmesi sağlanmıştır. Bu TIR’ların 1725 Aralık’la ilişkisi olduğu söylenilerek olayların üstü kapatılmaya çalışılmıştır” dedi. l Haber Merkezi Savcı Aziz Takçı MİT TIR’larının durdurulmasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Davutoğlu ve AKP’li yetkililerin yaptıkları açıklamalar şöyle: Efkan Ala/ 2 Ocak 2014 Orada Türkmenler var. Onlara götürülen yardım. Herkes işini bilecek. MİT tırlarını durdurarak Türkiye’yi dünyaya terörist ilan etmeye çalıştılar. Hayati Yazıcı/5 Ocak Bu günlerde sözü edilen, taşıma yapan TIR olduğu söylenen aracın, gümrük kapılarından bizim kayıtlarımıza göre çıkışı söz konusu değil... Tayyip Erdoğan/20 Ocak Savcı benim iznim olmadan kalkıp böyle bir müdahalenin içine giremez. Ve MİT’in ne getirip ne götürdüğüne bakamaz. Bu paralel yapılanmanın işte diğer bir versiyonudur. Burhan Kuzu 24 Ocak Velev ki bu TIR’larda MİT, Suriye ‘de her gün bombalar atılan Özgür Suriye Ordusu’na ya da Bucak Türkmenlerine silah taşıyor! Neresi gayri vicdani? TIR’lara karşı yapılan operasyonlarda hedef İHH’yi yıpratmaktır. Hayati Yazıcı 25 Ocak İstihbarat teşkilatımıza ait o araçların güzergâhları itibarıyla hukukumuza göre kontrol ve denetimle görevli organların usulüne uygun olarak bilgilendirilmiş olmasına karşın bir yerde bir savcı, bir emniyet, bir jandarma, mahkeme kararı alarak veya gecikmesinde sakınca var diyerek bu tür taşımalara müdahale etmesi hukuk dışıdır. Erdoğan 17 Şubat İstihbarat teşkilatı, Suriye’ye, hem de Suriye’deki Bayır Bucak Türkmenlerine insani yardım taşıyacak, birileri bunu silahla, zorbalıkla engelleyecek. Ey paralel yapının savcısı, sen benim bilgim olmadan, iznim olmadan MİT’e müdahale edemezsin. Bu ne cesaret? Bu millet bunu affetmez. Erdoğan 25 Temmuz MİT’in TIR’ını durduramazsın buna yetkin yok arayamazsın. Bunlar Türkmenler’e insani yardım götürüyordu. Davutoğlu 28 Aralık Suriye’deki mazlumlara yardım için giden MİT TIR’larına operasyon yapma zilleti gösteren herkes hesap verecek Davutoğlu 3 Ocak 2015 MİT TIR’larına yönelik operasyonla, bu millete tekrar karanlık ve zillet içinde günler yaşatmaya yeltendiler ama biz bunlara karşı en güçlü şekilde dirayetle durduk. l ANKARA / Cumhuriyet AKP’nin TIR’la imtihanı Düzeltme ve özür Gazetemizin dünkü 14. sayfasında yayımlanan ‘Cihatçılara gönderiliyor’ başlıklı haberde açıklamalarına yer verilen CHP Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu’nun yerine yanlışlıkla CHP Hatay Milletvekili Hasan Akgöl’ün fotoğrafı kullanılmıştır. Düzeltir; Dudu, Akgöl ve okurlarımızdan özür dileriz. M. Dudu C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle