16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Haziran 2015 yorum TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 20 ezi eylemlerinin tırmandığı günlerde artık bir eşiğin aşıldığı, iktidarın sarsıldığı, düzenin eskisi gibi sürdürülemeyeceği aşikârdı. Öyle de oldu. Türkiye’nin toplumsal tarihinde önemli bir yer tutan Gezi eylemleri, siyasette kayda değer gelişmelere yol açtı. Baskılara, yolsuzluklara, yoksulluğa karşı hak, özgürlük istemiyle muhalif bir hareket olarak doğdu, derin izler bıraktı. Eylemleri kendisine yönelik bir “darbe girişimi” olarak niteleyen, katılanları “çapulcu olmakla” suçlayan iktidarın erime sürecindeki önemli unsurlar arasında yer aldı. Artık AKP eriyor, çatırdıyor, yönetemiyor. Kendilerini daha da büyük bir açmaza sürükleyecek zorbalık ve baskıdan başka “çareleri” kalmadı. Bu nedenle yıldönümünde Gezi Parkı’na, Taksim’e çıkmayı yeniden yasakladılar... HHH Sol yapılanmalar içinde Gezi eylemleri pra G Harbiye Ulusal orduya ABD’ye sığınmış emekli vaizin cemaati aracılığıyla düzenlenen harekâtın bir boyutu da, 20082011 yılları arasında askeri lise kökenli Harbiyelilerin Menteş Kampı ve Kara Harp Okulu’ndan uzaklaştırılmasıydı. Geçmişte, subaylık için zorlu bir aşama olan Menteş Kampı’nda, bin kişilik gruptan genellikle 1015 kişi elenirdi. Elenenlerin, başarısız öğrenciler olduklarını da herkes bilirdi. 2008’de başlayan süreçte, askeri lisede derece yapmış öğrenciler bile başarısız sayıldı. Elenenlerin sayısı 100’ün altına düşmedi. Ardından, Kara Harp Okulu’na öğrenci alımlarındaki yöntem değiştirildi. Kara Harp Okulu’ndaki öğretmen subaylar, öğrenci alımları ile ilgili aşamalardaki görevlerinden dışlandılar. Yerine “İnsan KİM KİME DUM DUMA Kaynakları Birimi” adı altında dışarıdan kişilerin oluşturduğu bir yapılanmaya gidildi. Sınavın bir parçası olan mülakat siyasileştirildi. Özellikle askeri personelin çocuklarının subay olması engellendi. Örneğin, bir aday, yalnızca Atatürkçü bir albayın kızı olduğu için sınavda kazandırılmadı. Cumhuriyetçi olduğu anlaşılan gençler de özellikle mülakat aşamasında elendiler. Yaklaşık 7 yıldır orduya kapıkulu askerleri alındığını söylemek olası. Cemaatin ve iktidarın kapıkulu askerleri... Botanik bahçesi inşaatı Beytepe kampusuna girişte, yanda geniş bir çamlık alan var. Tarım Bakanlığı, buraya “Türkiye Milli Botanik Bahçesi” adını verdiğinde sevinmiştik. En azından bir avuçluk yer kurtuldu diye. Aradan zaman geçti. Bahçenin girişi inşaat alanına dönüştü. Kamyonlar, beton karıştırıcıları, hafriyat, demir, çelik, beton derken bahçenin yarısı gitti. Tarım Bakanlığı oraya “Milli Botanik Bahçesi Giriş ve Karşılama Merkezi” yapıyor. Ederi 38 milyon 674 bin lira. Atatürk’ün halka bıraktığı alanı saraylaştıran zat açar artık bu merkezi. ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI Adil bir seçim için “Türkiye’nin Oyları” yapılanması, seçim sonrasında tüm itiraz süreçleri bitene kadar bilgisayarları başında tutanakları inceleyecek büyük bir ekip kuruyor ve onları bilgisunarda örgütleyip eğitiyor. Amaç; siyasi partilerden de verilecek destekle tüm tutanaklara ulaşabilmek ve Türkiye çapında yapılacak çözümlemeyi, ilçe seçim kurullarına yapılacak ilk itiraz süresinin bitimine kadar sonuca ulaştırabilmek. En geç pazartesi sabahı elde edilmesi düşünülen tutanak resimlerini de; paketler halinde, oy farkının en az olduğu seçim bölgelerinden başlayarak bilgisayarları başındaki Türkiye’nin Oyları çözümleyicilerine dağıtmak ve sonuçları salı sabahına değin yollamalarını sağlamak. Bir tutanak başında en fazla 23 dakika geçirileceğini hesap ediyorlar. Bir çözümleyici, 34 saatini bu işe ayırırsa, her bir tutanakta ortalama 350 oyun bulunduğu yaklaşık 100 tutanağı incelemiş, dolayısıyla 35 bin oya sahip çıkmış olacak. Daha sonra bu sonuçlar, basın ve sosyal medya üzerinden kamuoyuyla, itiraz edecek milletvekili adayı ve partisiyle paylaşılacak. Yapılanma, sandık başında oy verme işlemi sırasında gönüllü gözetmenlerle durmayı ve tutanakların doğru ve yöntemine uygun olarak doldurulmasını sağlamayı da amaçlıyor. Yapılanmaya destek olmak isteyenler; http://turkiyeninoylari.com/gonullu/ adresinden form doldurarak seçimlerin adil sonuçlanmasına katkıda bulunabilirler. HARBİ SEMİH POROY lir mi? O zaman BDP’nin Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, eylemleri “Halk hareketini darbeye kanalize etme arayışı” olarak nitelendirmişti. Bir bakıma köşeye sıkışan AKP’ye omuz vermişti. “Hükümeti devirecek, darbeye doğru götürecek bir halk hareketini çıkarabilir miyiz anlayışı vardı. Bu kısmına şiddetle karşı çıktık. Gezi’ye mesafe koyduk” demişti. Öte yandan sözüm ona “demokrasi” adına AKP’ye yıllarca omuz veren, cemaati “STK” sayan, anayasa oylamasında “yetmez ama evet” diyerek bugünkü otoriter ve hukuksuz ortamın doğmasına destek olan sol liberallerin (ne demekse) ve 2. Cumhuriyetçilerin yatiğinin önemli yansımaları ve değerlendirmeleşadığı kafa karmaşası da dikkat çekmişti. ri oldu. Bazı örgütlenmelerde değişimler gözHHH lendi. Şimdi yeni bir seçime sayılı günler kaldı. Meclis’teki muhalif partiler de etkilendi, çeDoğrudan “evetçiler” ve “yetmez ama şitli sonuçlar çıkardı, çıkarıyor. evetçiler”in sayesinde bir başkanlık tartışmaÖrneğin bugünlerde “Türkiye partisi olma” sıdır, gidiyor. söylemini öne çıkardığı savunulan BDP’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın isteğinin bu HDP’ye evriliş sürecinde etkisi yok sayılabikez olamayacağı, AKP’nin anayasayı değiştirecek çoğunluğu elde edemeyeceği açık. Öte yandan nasıl bir iktidar [email protected] BEHİÇ AK şacağı, koalisyon olasılığıyla birlikte tartışılıyor. HDP’nin barajı geçip geçmemesi belirleyici olacak. Evet, yüzde 10’luk seçim barajı antidemokratiktir. Seçmen iradesini yok saymaktır. İstenilmeyen, beğenilmeyen, oy verilmeyen bir partinin milletvekili çıkarması anlamını taşır. Evet, bütün siyasal düşünceler Meclis’e yansımalıdır. Bu yanıyla HDP barajı aşamazsa 70 dolayında milletvekilliği AKP’ye geçecektir. Öyle de bütün bu olgular HDP’nin nasıl bir yapı olduğuyla ilgili sorgulamaları ve eleştirileri engelleyemez, dokunulmaz kılamaz. Kaygılar ve kuşkular vardır. Örneğin ana gövdesini Kürt hareketinin oluşturduğu HDP, yıllardır sürdürülen etnik temelli, yani milliyetçi tutumdan ne ölçüde ayrıştı? Örneğin gizli kapaklı “çözüm pazarlıklarını” sürdürdüğü AKP’yle bir koalisyona gider mi? HDP cephesinden “daha ne diyelim, takla mı atmak lazım, amuda kalkmak mı” jargonuyla şimdilik AKP’yle koalisyona karşı çıkılıyor. [email protected] Öyle de seçimin ardından “yeni doğan konjonktür” gerekçesiyle söylem ve eylem değişikliği olmayacağı, AKP’ye dışardan destek vermeyeceği ne malum?.. Nitekim Can Dündar’ın günlerce konuşulan Demirtaş röportajında “HDP dışardan desteğe sıcak” manşeti var. Dündar, köşesinde AKP’yle koalisyon konusunda “Buna hevesli değiller; böyle bir koalisyonun partilerine çok zarar vereceğine inanıyorlar. Ancak AKP yeniden iktidar olursa, dışarıdan destek verme fikrine uzak değiller” diye izlenimlerini yazdı. Bu izlenimin altında, tırnak içindeki konuşmalar da manşeti doğruladı... Dün AKP’yi CHP’den daha demokrat, özgürlükçü ve AB yanlısı gören yetmez ama evetçiler, neoliberallar, bugün HDP’yi öne çıkarıyor. Hatta kimileri HDP’nin sol bir yapı olduğunu, Yunanistan’da iktidara gelen Syriza’ya benzediğini savunuyor. Bana kalırsa benzemiyor. HDP parlamentoda olmalı ama onu “sol” saymak ve göstermek gerekmiyor. Gezi’nin “sol çocuklarına”, aramızdan koparılan fidanlara haksızlık olmasın!.. Gezi’nin getirdikleri! Seçimin gerçek ‘tarafları’ Haziran seçimlerinin “tarafları” acaba kimler? Seçime katılan siyasal partiler seçimdeki taraflar, cepheler ya da kurumlar gibi bulunsalar da, bir de halk olarak, toplum olarak beklentileri olanlar var. Korkudan, baskıdan, hukuksuzluktan kurtulmak isteyen çok geniş bir taraf var. Yarın “kaşının altında gözün var” diye kapısına dayanılmayacak bir demokratik düzen beklentisi içinde olanlar büyük çoğunlukta. Ekonomik sorunlardan, işsizlikten, çok düşük gelirden bunalmış geniş toplumsal katmanlar var. Bunlar pastadan aldıkları payın artmasını, haklı olarak istiyorlar. Yandaş değilsen “bertaraf olursun” uygulamasına karşılar. Ülkenin yaşam tarzının, “koyu bir İslamcı yapıya dönüştürülmesinden korkan” geniş bir kitle söz konusu. Türkiye’nin üniter yapısının bozulmasını istemeyenler çoğunlukta. Bu “taraflara” ve beklentilere karşılık “öte yanda” çok farklı hedefleri olanlar bulunuyor. Mevcut bozuk yapıdan, hukuksuzluktan, kuralsızlıktan “yarar sağlayan güçlü bir çevre” söz konusu. Bunlar, statükonun devamını arzuluyorlar. Avrupa benzeri bir demokrasi istemiyorlar. Dini (ve İslami) odaklanmaya yoğunlaşmış; çağdaş yaşam tarzını reddeden; bu dünyadan çok öbür dünyaya odaklanır duruma sokulmuş bir kesim “sadaka zihniyetiyle” devletin (iktidarın) yardımına muhtaç bırakılmış, “statükocu ve tutucu” bir zemin içine itilmiş. Hukuki düzenin bozulması ve cehalet, bu zeminin değişimini önlüyor. Tabii bu cehaleti istismar Yatırım cenneti Ankara’nın özellikle Eskişehir yolu, İncek ve Gölbaşı yönü, topraktan zengin olmanın örnekleri ile dolu. Koca koca gökdelenler, yabancı dilde adları olan siteler adeta türüyor. Duyduk ki, Türklerin tüm birikimlerini toprağa gömdüklerini öğrenen Suudiler de kârlarını katlamak üzere Ankara’ya geliyorlarmış. Örneğin, Suudi Arabistan firması Pan Kingdom, Eskişehir yolu ve Gölbaşı’nda, yalnızca bu yıl için 100 milyon dolarlık gayrimenkul yatırımı hedefliyormuş. Yapılan açıklamalara bakılırsa Suudiler, Ankara’yı “yatırım cenneti” olarak görüyorlarmış. Recep Sultan Saray’ın karşısındaki Gazi Orduevi’nin Suudi Kralı’na satılması da farz olur artık. 7 edip siyasal çıkarları için kullananlar açısından uygun bir durum. Demokrasi, hukuk, adalet ve insanlık dışı olarak statükonun devamından yana olan güçlü eller, ellerinde bıçak, “pastayı istedikleri gibi bölüp kendilerine en büyük payları ayırıyorlar”. İsraf ve yandaş ekonomisi halkı bunaltıyor. Hukuk dışılık ve adaletsizlik; hatta hukukun, “hukuksuzluk için bir araç olarak kullanılmasıyla” bu bozuk düzen zorla sürdürülmek isteniyor. 7 Haziran seçimlerinde “bir tarafı” da bunlar oluşturuyor. İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ORHAn ERİnÇ İcra Kurulu Başkanı AKIn AtALAY Genel Yayın Yönetmeni CAn DünDAR Mahalli lig ve Diyarbakırspor Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Tahir Özyurtseven Haber Koordinatörü Murat Sabuncu Yazıişleri Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç Sorumlu Müdür Abbas Yalçın Görsel Yönetmen Hakan Akarsu Reklam Genel Müdürü Özlem Ayden Şalt Reklam Genel Müd. Yrd. nazende Körükçü Reklam Grup Koordinatörü Hakan Çankaya Rezervasyon Yönetmeni Onur tunalı Yeni Türkiye Türkçe ezana karşı çıkanlar, elde Kürtçe Kuran siyaset meydanında. Ayasofya’da ezan okunuyor, kadılar kuruluna dönen Anayasa Mahkemesi, dini nikâhı uygun buluyor. Din bezirgânlığı ortaçağ pazarında çığlık çığlığa... HDP’nin dışardan desteği mi? Kapılar açık kalsın Dil Derneği ve İsveç Atatürkçü Düşünce Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği ve üniversite öğrencilerinin katılabildiği Gürhan Uçkan Şiir Ödülü’nü bu yıl kazanan Dilek Mayatürk’ün “Dedemin Mektubu” adlı yapıtından bir bölüm: Üzerinde “acil” yazan bütün kapılar kapalı Oysa acil olan tek şey kaçmak, Kapılar ardına kadar açık kalmalı! Şiirdeki “kaçma” imgesi birini anımsattı bize. Günü geldiğinde acilen kaçacak olan birini... Ve statükocular Suriye planı AKP’nin Suriye politikası ABD güdümündeydi. Ne zaman, Sultan’ın yüksek egosu nedeniyle Esad düşmanlığı ABD’nin bile kabul edemeyeceği noktaya taşındı, iş değişti. Yine cemaat devreye sokuldu. TIR’lar arandı. Sonuç: Türkiye, dünya kamuoyu önünde “savaş suçlusu” konumuna düşürüldü. HDP, Kandil ve Erbil çevreleri son zamanlarda “Kürdistan açılımı konusunda anlaşırsak AKP’ye dışarıdan destek verebiliriz” demeye başladılar. HDP barajı aşarsa, AKP de tek başına hükümeti kuramazsa biz dışardan destek vererek AKPHDP ortaklığını sağlarız pozisyonuna göz kırpıyorlar. Öyle ya, neden olmasın; Bir tarafın amacı, orta vadede, kademe kademe: önce özerk (ve yarı bağımsız) bir bölgesel yönetim; arkasından ver elini Kürdistan; Diyarbakır, Erbil, Kandil, Kobani ortaklığı! Öbür taraf da, iktidardan düşmemek için her şeyi yapacaksa ve İslamcı (ve Sünni) yapılanmayı daha da derinleştirmek amacındaysa; bu amaca ulaşmak için “gerekli büyük ödünleri” neden vermesin? AKP bu konuda ne kadar ileriye gider? 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi, AKP’de ayrışma olur mu? DiyarbakırsporDenizlispor maçında çıkan olaylardan sonra bölgesel siyasi ve idari çevrelerin yaptıkları açıklamalar ilginçtir: Diyarbakırspor olarak ulusal ligden çekilebiliriz. Mahalli (bölgesel) bir lig oluşturmak için girişimlerde bulunabiliriz. Düşündükleri mahalli (ve bölgesel) lig acaba, Diyarbakır, Erbil, Kandil ve Kobani’yi mi kapsıyor? Barzani son açıklamasında “5 yıllık bir projeksiyon” yaptı. Suriye’ye silahlar konusunda da “Türkiye’de taraflar” ortaya çıktı: Güney sınırında (Suriye Kürdistanı) isteyenler, Suriye’de İslam devletine destek verenler, (Esad’lı) bir Suriye’yi tercih edenler. CHP, AKP ve HDP bu konuda net olarak ayrıştılar. Seçimlere girerken tarafların niyetleri ile halkın beklentileri tam olarak örtüşmese bile, büyük çoğunlukta bir beklenti var; Türkiye Cumhuriyeti’nin ayakta kalması, laik ve demokratik bir toplumun oluşturulması, çağdaş ve uygar bir ülke haline gelinmesi çoğunluğun istediği şey. Bunlardan farklı niyetleri olanlar, yaptıkları ve söyledikleri ile zaten bunu gösteriyorlar. Önemli olan, oy vereceklerin yüzde kaçının bu gerçekleri göreceği. Yanıtı, 7 Haziran’da ortaya çıkacak. l Haber Merkezi Müdürü: Aykut Küçükkaya l Dış Haberler: Ceyda Karan l Ekonomi: Olcay Büyüktaş l Kültür Sanat: Evrim Altuğ l Spor: Arif Kızılyalın l Grafik: Ahmet Sungur l Fotoğraf: Uğur Demir l Düzeltme: Mustafa Çolak l Gece: Ayça Bilgin Demir l Yurt Haberler: Selin Görgüner Web Koordinatörü: Oğuz Güven [email protected] Ankara Temsilcisi: Erdem Gül İzmir Temsilcisi: Serdar Kızık Halit Ziya Bulvarı 1352 S. 2/3 Ahmet Rasim Sok. No: 14 İzmir Tel: (0232) 441 12 20 Çankaya 06550 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 Okur Temsilcisi: Güray Öz [email protected] Yayın Kurulu: Orhan Erinç (Başkan), Güray Öz (Bşk. Yrd.), Can Dündar, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Hikmet Çetinkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Mustafa Balbay, Hakan Kara. Mali İşler Müdürü: Bülent Yener l Muhasebe Müdürü: Günseli Özaltay l Satış Dağıtım: tunca Çinkaya Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Cumhuriyet Caddesi Beşler Apartmanı No: 44 Kat:3 Daire:4 34367 Elmadağ/İstanbul Tel: (0212) 251 98 74 75 81 82 Yaygın süreli yayın Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri Hoşdere Yolu 34850 Esenyurt/İstanbul Dağıtım: YAYSAT Doğan Medya Tesisleri Hoşdere 34850 Esenyurt/İstanbul Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. nAMAZ VAKİtLERİ İmsak Güneş Öğle İstanbul 03.30 05.28 13.09 Ankara 03.22 05.15 12.53 İzmir 03.38 05.43 13.20 İkindi 17.06 16.48 17.15 Akşam 20.38 20.19 20.38 Yatsı 22.25 22.02 22.26 C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle