16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Pazartesi 1 Haziran 2015 EDITÖR: MEHMET KESKİN TASARIM: ÇAĞLA SEVİNDİK kültür 19 Kalemini ‘Gezi’ye çıkaranlar anlatıyor Kadir Aydemir, Anıl Nişancalı, Pınar Öğünç ve Can Semercioğlu, Gezi’nin ortaya çıkan neticelerini Cumhuriyet için değerlendirdi. ohumlamin kendilerini, çevrerı daha Geyi ve seçimleri nasıl etzi Direnişi’nin kilediğini sorduk. ‘Evhenüz başında atılmaren Bozması’ romanıyla MEHMET ya başlanılan ve buöne çıkan Anıl NişancaKESKİN gün her yerde karşılı, Slavoj Zizek çevirilemıza çıkan duvar yari ve Sabit Fikir dergisinzıları, fotoğraf, resim, besdeki yazılarıyla Can Semercite veya kitaplar, bu konuoğlu, ‘Aksi Gibi’ isimli öykü da belirgin bir kültürel ürekitabıyla gazetemiz yazarı Pıtimin oluştuğunu haber verinar Öğünç ve şair, Yitik Ülke yor. Biz de, Gezi üzerine yoYayınları kurucusu Kadir Ayrum ve yapıtlarıyla kalem de demir, sorularımızı içtenlikle oynatmış dört isme bu birikiyanıtladı. ‘Gestapo 2015’ şağıdaki yazının ‘benzerini’ 2013 yılında yazmıştım. Şimdi okuyunca, yalnız yıl sayısını ‘güncellemenin’ yeterli olacağını anladım. Öyle yapıyorum... Adolf Hitler’in 1933’te iktidara gelişinden hemen sonra kurulan “Gestapo” tam adıyla “Geheime Staatspolizei”, yani “Gizli Devlet Polisi”, Nazi Almanyası’nın en güçlü polis örgütü ve Nazi diktatörlüğünün de temel taşlarından biriydi. Hitler’in sağ kolu ve “Reich Mareşali” Hermann Göring tarafından 1933’te kurulan bu birim 1945 Mayısı’nda resmen son bulana kadar, gerek Almanya’da gerekse Avrupa’nın Nazilerin egemenliğindeki bütün bölgelerinde herkes, günün birinde Gestapo tarafından ziyaret edilebileceği korkusuyla yaşadı. Gestapo’nun girmediği ve sızmadığı makam ve mekân, izlemeye ve sorgulamaya alamayacağı kurum ve kişi yoktu. Bunun için herhangi bir suçun işlenmesi veya kanıt bulunması gerekmiyordu ve aranmıyordu. Zaten gerek Almanya’da gerekse Nazi işgali altındaki öteki bütün ülkelerde açıkça Führer’den yana olmayan, ona en ufak bir eleştiri yönelten bütün kişi ve kurumlar ‘potansiyel suçlu’ ve ‘vatan haini’ sayıldıklarından, Gestapo’nun yetkileri de sınırsızdı. Ortada bir suç bulunmasa bile, geliştirilen işkence ve baskı yöntemleri sayesinde her türlü ‘işlenmemiş suç’un kanıtını sağlamak çok kolaydı. Gestapo’nun en duyarlı olduğu kurumların başında ilkokuldan üniversiteye kadar bütün eğitim kurumları geliyordu. Daha Hitler iktidara gelmezden önce, 1930 yılında oluşturulmasına başlanan ve 14 yaşından itibaren bütün Alman gençlerini kapsamayı hedefleyen “Hitler Gençliği” (Hitlerjugend) adlı örgütün de yardımıyla Gestapo, eğitim kurumlarında gençleri her an izliyor, ana babaları, en yakınları, hocaları, öğretmenleri, sınıf arkadaşları ve komşuları da dahil olmak üzere, açıkça Hitler’den ve Nazilerden yana olmayan herkesi derhal ‘yetkililere’ ihbar etmeyi öğrencilere birincil vatanseverlik görevi olarak belletiyordu. Bu arada aynı görev, ‘sakıncalı’ gördükleri öğrencileri açısından bütün hocalar ve öğretmenler için de bir yükümlülüktü. Böylece birkaç kuşak Alman genci, daha yeniyetmelik yaşlarında vatanseverliğin yolunun ancak böyle bir ‘muhbir kimliği’nden geçebileceği bilinciyle yetiştirildi. Savaşın bitiminden ve Nazilerin ‘korku imparatorluklarının’ yıkılmasından sonra, damarlarına yıllar boyu muhbirliğin o korkunç zehrinin akıtılmış olduğu kuşakları bu zehirden arındırabilmek çok, ama çok zor oldu. Evet, iki yıl önceki yazım böyleydi. Şimdi bütün dileğim, gelecekte herhangi bir zaman bu yazıyı yinelemek zorunda kalmamak! A T Gestapo’nun iktidarı... ‘Herkes yanındakinin Süpermen’iydi’ vren Bozması’nı yadıma gelecek bir Süperzarken aklımda Gemen yok, herkes yanındazi yoktu, çünkü o zamankinin Süpermen’i olmak zolar Gezi yoktu. Kitap belrundaydı. Belli bir kültürli bir ölçüde apolitik jenede kavrulan bir nesil vardı, rasyona, benim jenerasyoGezi herkese ortak bir binumdan ilerliyordu. İnalinç verdi. Bizim cehalet ve nılmaz popüler kültür, müferasetle girdiğimiz bir sazik ve sanrılı bir vaş vardı ve buaşktan bahsedinun aklımızdan yordum. Aklımda çıkmasını zaten olan şey, çok sevbekleyemezsiniz. diğim Kazancı YoGezi, bizim makuşu romanı gisalımızdı, tabii ki bi, politik bir gersürekli onu anlaçeğin birden yüze tacağız. Gezi bir vurmasıyla olayı toplum algısına kapatmaktı. Yani dokunduğu kabu anlamda gönül dar, insanların birahatlığıyla söyAnıl Nişancalı reysel sinirine de leyebilirim ki, ‘31dokundu. Genç ne(Yazar) 3233 Mayıs’ olaysil resmen karşısınları, benim imdadıma yetiş daki korkunç kötü adama ti. Hem kendi algım açısınuyuz oldu ve bunun için bir dan, hem de bana bir final gücü olduğunu fark etti. Arvermesi açısından. Düşünkadan bangır bangır ve çok senize, herkes ölüm tehlisinirli bir nesil olarak gelikesi altında ağlıyor ve yaryoruz, benden söylemesi. ‘E ‘Bir tek AKP değişmedi’ vet, bir ‘Geda kitap ve belgezi nesli’nden sel yayınlandı, birsöz edebiliriz. Ankaç da film çekildi. cak bunu dile getiÖzellikle kitap düzerirken dikkatli olyinde bir kültür enmak gerek. Çündüstrisinden bahsetkü Gezi nesli sademek yanlış olmaz. ce Gezi’deki isyanÖte yandan popüla birlikte ortaya ler kültürün içine Can Semercioğlu çıkmış ve orada kı (Gazeteci, çevirmen) sızmış bir Gezi etsıtlı kalmış bir şey kisi mevcut. Teledeğil. Türkiye’deki vizyon dizilerinden sol hareketlerin, halk harepopüler romanlara kadar geketlerinin mirasını kapsayıp niş bir mecrada Gezi’ye yaonların üzerine bir şeyler ko pılan göndermeler bunun bir yarak, onları aşarak ortaya göstergesi. Ancak burada da yeni bir eksen çıkarmayı badikkatli olmak gerekiyor. Geşaran bir nesil bu. zi daha yeni başladı, onun etGezi’den sonra çok sayıkileri kültür düzeyinde za “E manla daha görünür hale gelecek. ‘Seçimler ve Gezi’ ifadesini gündelik kullanımda düşünürsek, kesinlikle bir etkisi var. Özellikle Gezi’de aktif olan partilerin programlarında çevresel duyarlılıklar görece arttı, Gezi’nin temelini oluşturan yaşam tarzının özgürlüğü ve bir arada yaşama meselesine vurgu ön plana çıktı. HDP eşcinsel, CHP ise Çingene milletvekili adayı gösterdi. Gezi’de bir tek AKP değişmedi. AKP de Gezi’de iyi olup da bugüne kalan ne varsa ona karşı çıkmaya devam ediyor. Eğitim ve yaygın faşizm... ‘Yazılacak romanları merak ediyorum’ akamlar yalan söyhatıralarına değmeden ama lemez, Gezi’ye katıtam da onların birikimiyle lanların büyükçe bir kesiyazılacak hikâyeleri, romanmi bir kuşağa işaret ediyor. ları merak ediyorum. Ama şu da var, Gezi, birçok Hükümetin seçim kamkıstasta muhtelif panyasını oturttubileşeniyle heteroğu bizsiz dilinin, jen bir yapıydı. İki ‘biz’den oy alabilyıl uzaktan baktığımek için katmermızda hepsinin bir lenen ayrımcılığın aradalığı ve tüm ve bilhassa Cumbundan mülhem o hurbaşkanı nezdinyeni ‘şey’ daha iyi de kontrol edilegösteriyor kendimez hale gelmiş öfni bence. İçinden, kenin geçmişinde, Pınar Öğünç sağından, solun (Gazeteci, yazar) Gezi önemli bir dudan Gezi geçen rak. Gezi’nin talepkültür ürünleri olleri farklı düzeylerdu, evet. Ama şahsen, tüke de farklı partilerin seçim betimi de içeren endüstri kısyannamelerine de yansıdı. mından önce üretim faslı il Kimsenin gücü Gezi’yi yagimi çekiyor. İçinde bir kez şanmamış kılmaya yetmez dahi Gezi geçmeden, Gezi artık. Bir cümlede üç yanlış... Cazın buğusu Afyon’da u yıl 15’incisi düzenlenecek olan Afyonkarahisar Caz Festivali bugün başlıyor. Birçok ünlü ismin sahneye çıkacağı festival bu yıl Babylon ve Pozitif’in kurucularından, 2013’te hayatını kaybeden Mehmet Uluğ anısına gerçekleştirilecek. Yarın yapılacak açılış konserinde Petra Brabencova ve M.K. Band ile Los Quemados caz toplulukları festivalin klasikleşen mekânı Ali Çetinkaya Tren Garı’nda sahnede olacak. 8 Haziran’a kadar sürecek festivalde 3 Haziran’da Çek piyanist Milan Svoboda kendi adını taşıyan kuartetle ertesi gün de ikili olarak Ali Çetinkaya Tren Garı’nda Afyonlu cazseverlerin karşısına çıkacak. Öykü GürmanOrhan Şallıel ikilisinin konseri ise 5 Haziran’da NG Güral Afyon Otel’de gerçekleştirilecek. l Kültür Servisi eçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’na lüks otomobilin yeterli olmadığından, uçak tahsis edilmesi gerektiğinden dem vururken öyle bir laf etti ki, tek bir cümlenin içinde üç “yanlış” vardı. Birincisi, bizim Diyanet İşleri Başkanlığı ile kıyaslamaya kalktığı Vatikan, bir devletti. İkincisi, Vatikan’ın kendi ordusu, banka sistemi ve darphanesi vardı, ama Vatikan’da mutlak yürütme, yargı ve yasama yetkilerini elinde tutan Papa’nın uçağı yoktu. Üçüncüsü, Vatikan’ın başındaki Papa Katolik Kilisesi’nin en yüksek ruhani lideriydi; ama Türkiye’de İslam dininin inançları ve ibadet esasları ile ilgili işleri yürütmekle görevli Diyanet İşleri Başkanı, Erdoğan’ın sandığı gibi “dini lider” değildi. Ne rastlantı ki, geçen gün G “R B Başbakan Davutoğlu’nun Hakkâri’de Yüksekova Havalimanı’na Selahaddin Eyyubi adını koyarken sözünü ettiği “Hakkâri’de Bir Mevsim”in yazarı Ferit Edgü’nün yeni bir kitabı çıktı kısa bir süre önce. Ve yine ne rastlantı ki, bu özdeyişler kitabının adı, “Cahil”. Kitabın başındaki sözler ise bir rastlantı olmasa gerek: “Aptal, salak, gerzek, cahil... Tüm bunlar yakın akrabadırlar. Bunların en yaygını, en tehlikelisi cahillerdir. Çünkü o her şeyi bilir. Doğduğunda hattâ doğmadan önce her şeyi öğrenmiştir. Bu anlamda Tanrı’nın seçkin kuludur. Yoluna çıkmaya gelmez, sizi ezer geçer...” Edinburgh’dan önceki son çıkış Makedon yönetmen Aleksandar Popovski’nin rejisiyle sahnelenen “İmparatorluk Kuranlar yahut Şümürz” sezonun son oyununda 3 Haziran’da Trump Kültür ve Gösteri Merkezi’nde sahnelenecek. Oyun daha sonra ise ağustos ayında İskoçya’da düzenlenecek dünyanın en büyük sanat festivallerinden Edinburgh Fringe Festivali’nde seyirciyle buluşacak. l Kültür Servisi ‘Seçimlere yansıyacak’ ezi sürecinin bana gösezilebiliyor. Yazmak dediğire şöyle bir etkisi var: miz şey sokaktaki hayattan, Kimin ne olduğunu görkomşuluk ilişkilerinden, izdük. Bugün herkes kendi lediğimiz haberlerden, aşkâleminde. Endüsttan bağımsız değil. riyel olaraksa tek Yeni yayımladığımız önemsenebilecek şiir kitaplarımızda şey üretilen eserleda Gezi etkisi açıkça rin niteliği olmalı. seziliyor. Twitter’da, sosGezi sürecinin inyal paylaşım sitelesanlar üzerinde rinde ‘Hashtag’leayırt edici bir etkisi re, mesajlara döoldu. Dayanışma ve nüştü her şey. Hapaylaşım ruhu geyat büyük hızla de Kadir Aydemir nişledi ve güçlendi. (Şair, yayıncı) Özellikle genç nesil ğişiyor. Buna direnmek gerek. Kioy kullanmayı, tetabın gerçekliği unutulmamel demokratik hakları samalı. vunmayı, insan haklarını daYitik Ülke Yayınları’na ge ha da önemsiyor. Seçimlere len dosyalar içinde, zaman olumlu etkisi olacak diye düzaman evet; bu sürecin izleri şünüyorum. G C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle