18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Çarşamba 6 Mayıs 2015 KULTUR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Goran Bregovic ile Hıdırellez coşkusu... Balkan müziği denilince ilk akla gelen isimlerden biri olan Goran Bregovic, İstanbul, Ankara ve İzmir’de konser verecek. Bregovic, bugün Ankara Congresium, yarın İstanbul Volkswagen Arena ve 8 Mayıs’ta İzmir Container Hall’de müzikseverlerle buluşacak. Konserler Hıdırellez zamanına denk geldiği için, mekân gül ağaçlarıyla süslenecek. 19 Venedik’te kentle tümleşen sanat V Uçakla, elden; ama kalpten mektuplar Ressam ve şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun mektupları, üç yılın alın teriyle hazırlanan 500 sayfalık bir kitap ve çok boyutlu bir sergiyle İş Sanat’ta. Bennu Yıldırımlar, sergide sanatçının ‘Karadut’ mektuplarını seslendiriyor. MEHMET KESKİN lümünün üzerinden 40 yıl geçen ressam, şair Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun mektuplarından yola çıkılarak hazırlanan “Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Çağdaşlarından Mektuplar: Biz Mektup Yazardık” adlı sergi, önceki akşam İş Sanat Kibele Salonu’nda açıldı. Aile arşivinden yapılan seçkiyle hazırlanan sergi 20 Haziran’a kadar gezilebilecek. Sergiyle ilgili aynı adla bir kitap da, İş Bankası Yayınları’ndan çıktı. Kitap, Ruken Kızıler editörlüğünde Hughette Eyüboğlu tarafından hazırlandı. Üç yıllık bir çabanın ürünü olan 500 sayfalık kitap, sergideki işlerden oluşuyor. Eyüboğlu’nun yaşadığı dönemin sanat, edebiyat, siyaset ve iş dünyasının önemli isimleriyle mektuplaşmalarından bir seçkinin yer aldığı sergiye, Eyüboğlu’nun kendi sesinden, evliyken âşık olduğu Mari Gerekmezyan’a yazdığı “Karadut” şiiri ve Bennu Yıldırımlar tarafından Karadut mektuplarının seslendirildiği bir bölüm de eşlik ediyor. Şiir ve mektupların seslendirildiği bu bölümde sanatçının 1945 yılında yaptığı kâğıt üzerine yağlıboya “Karadutnü” adlı tablosu da bulunuyor. Serginin bir bölümünde sanatçının gönderdiği mektupların zarflarına yaptığı resimler sergilenirken bunla Ö Figen Ballı, Hughette Eyüboğlu, Adnan Ballı ve Ruken Kızıler. rın yanında üzerine resim yapılmış fakat gönderilmemiş zarflar da bulunuyor. Seçkide sanatçının Ahmet Hamdi Tanpınar, Fikret Muallâ, Âşık Veysel, Adalet Cimcoz, Orhan Veli Kanık, Necip Fazıl Kısakürek, İbrahim Çallı, Andre Lhoté, Fahrünnisa Zeid, Abidin Dino, Reşat Nuri Güntekin gibi birçok isimle yazışmaları yer alıyor. Sanatçının elinden çıkan işlerin de yer aldığı sergide, Nâzım Hikmet’in Eyüboğlu’na gönderdiği, Eyüboğlu’nun şiirlerine yönelik eleştirilerini içeren üç mektubu da bulunuyor. Sergide yer alan, Âşık Veysel’in mektubundaki “Parayı aldım. Mektup yazamadığımın sebebi elimden gelmeyişidir” sözleri ise Âşık Veysel’in sesini kaydetmek için teyp almak istemesi sonrası Eyüboğlu’nun yaptığı Âşık Veysel resminin kart olarak bastırılıp toplanan parayla teyp alınması sonrası geliyor. Bir mektupta işadamı Vehbi Koç’un “Başarılı öğrenciler yetiştiriyorsunuz. Bu memleket hizmetinizin devamını diler” sözleri yer alırken, bir başkasında, ressam Fikret Muallâ sanatçıya “Sanat hakkında lafların çok güzel, sen müthiş surette normalsin. Size gıpta ediyorum. Fakat ben daima ‘Temps des Cerises’i (Kiraz Mevsimi) dinlediğim yerleri özlüyorum” diye sesleniyor. Fikret Muallâ bir başka mektubunda “Paris’e geldiğimden beri bilmem hangi mecburi yalnızlığın, hangi sırrın bulamadığım anahtarını, içimde arayıp tarayıp keşfedemediğim isimsiz bir kederin, bir sürü uğradığım haksızlıkların isimsiz bir tehlike hislerinin esiri idim” diyor. Melih Cevdet Anday ise, Orhan Veli’nin ölümü sonrası sanatçıya içini mektupla döküyor: “İnsan Orhan (Veli) gibi çok yakınını kaybettiği zaman bu ‘ölümlü dünya’ sözünün şaka olmadığını anlıyor. Yok oldu... Sahiden akıl alacak şey değil. Sonra dünya gene istifini bozmadan tıkırında gidiyor. O halde neye bağlanmalı?” cakçı dükkânındaki ışıl ışıl işleenedik, doğası, meleri karanlık abidenin içinde tarihi, sanatçıkarşıtlık yaratıyor. Son yıllarıları ve özellikle nı şarkılar ve oda müziği bestemüzik dünyasındaki yelemeye adamışken, kısa sürede riyle efsane bir kent. Bu besteleyip bitirdiği 15. Senfonikente her gidişimde sasi bir başyapıt. Tanıklık Tutanatın ve sanatçının kennağı başlıklı anılarında besteci tin doğal ortamıyla kaybu senfonisini aslında bir opera planı içinnaşmasını büyüleyici bulmuşumdur. Önde düşündüğünü belirtir. Belki de çocuklukceki hafta Venedik’in 18. yüzyıldan kalma tan yaşlılığa uzanan tüm duyguların dramabir soylu malikanesinde Rigoletto’yu izletik anlatımı da bundandır. Senfoni başladıdim. Müzik piyanolu kentete uyarlanmış, ğı gibi derin ama parlak renkler içinde son tıpkı eski çağlardaki gibi bir ortam yaratılbulur. mıştı. Herbir sahne, malikânenin bir başka Orkestra üyeleri böylesi abidevi bir yapıtı odasında yer alıyor, izleyiciler perde aralailk kez çalmanın, dinleyiciler de dinlemenin rında salondan salona geçerek mekânın domutluluğu içindeydi. ğal ortamıyla opera sahnelerini birCarmina Burana leştiriyorlardı. Satartışması ten perdeler, kadife koltuklar, yaldız işGeçen hafta Fazıl Say lemeli tavan freskbir Carmina Burana tarleri, duvarlarda yağtışması başlattı. Sonuçlalıboya portreler ve rını da okudunuz bu süİDSO’nun Gürer Aykal doğal akustikte tıntunlarda. Yöneticilerin gülayan keyifli müzik... Bunun yönetimindeki konseri. nümüzde hâlâ 13.yüzyılı yargıgibi kentte nice kilisede dolıyor olması dehşet verici. Ayğal akustikten ve tarihi ortamdan yararlarıntıları merak edenler için bir açıklama eknıp şan düetleri, oda müziği konserleri düliyorum: CARMINA BURANA adlı metinler zenleniyor. Doğal ki Vivaldi her köşebaşınBeuron’da 13. yüzyıldan kalma bir Benedikda karşınıza çıkıyor. “Pieta”da yetim genç ten manastırında bulunmuş el yazmalarıdır. kızları eğitirken onlar için bestelediği bir Din dışı dünyadan, şehvet, kadın, içki, sardolu yapıtıyla her köşede devleşiyor. Tarihoşluk, delikanlının dizginlenemez coşkusu hi mekânlardaki dinletilerin tümü üst düzey gibi zamana göre ahlak dışı sayılan konulaolmasa da turistleri kentin müzik geçmişirı içerir. Goliards adı verilen, henüz yemin ne doğru mıknatıs gibi çekiyor. Venedik dü etmemiş öğrenci papazların üniversiteden nüyle bugünüyle görkemini koruyor. üniversiteye gezip derlediği Latince, eski AlGeçen hafta İDSO’da bir ilk seslendiri var manca ve eski Fransızca dillerindeki ezgidı: Şostakoviç’in 15. Senfonisi. Gürer Aykal lerdir. Carl Orff, 1930’da, bu ezgileri Latinyönetimindeki topluluk bu dev senfoninin ce metniyle büyük orkestra, koro ve solisther bir ayrıntısını titizlikle işledi. Besteci ler için 25 bölümlü bir sahne kantatı olarak yaşamının sonuna yaklaşırken bir yandan besteleyip üne kavuşturur. bütün acılarını sergiliyor, öte yandan da saf (Zaman İçinde MüzikRemzi Kitapevi, bir yaklaşımla çocukluğuna dönüyor, oyun2013) ‘Hayatın ritmi aksak’... ürkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC), Beşiktaş Belediyesi ve Belgesel Sinemacılar Birliği (BSB) ile düzenlediği, “Bir Belgesel, Bir Gazeteci, Çay ve Simit” etkinliğinin altıncı sezonunda bu hafta, Yasin Ali Türkeri’nin yönetmenliğini üstlendiği “Hayatın Ritmi Aksak” isimli belgesel yer alacak. Yapım bu akşam 19.00’da Levent Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluşacak. Belgesel, Ermeni kantocu Madam Ankini’nin sahne adıyla Aysun Işık ile Müslüman eşi Ömer Uğur’ın dillere destan aşk hikayesini işliyor. Samatyalı Aysun’un kantoya olan tutkusu; kendisi, ailesi ve yakın çevresi üzerinden anlatılıyor. l Kültür Servisi T C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle