23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLAR ve GORUSLER 18 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: AYNUR ÇOLAK KÜLTÜR SANAT Çarşamba 6 Mayıs 2015 Roman Bildirgesi Düştü mü? BAYRAM SARI Yazar Yüzlerce yıl dışlanan Çingenelerin, kendi mahallelerinde özgürce yaşama hakkını, sadece rant uğruna ellerinden almak insan hakkı gaspıdır. B ir Romana “Tanrı, seni niye Çingene olarak yarattı” diye sorulduğunda vereceği yanıt, “Yemek, içmek, dans ve uyumak için” olacaktır. En fazla kazanan yazarlar 014’te Türkiye’de 50 bin 752 çeşit kitap yayımlanmış. Bunların yüz kadarı çok satanlar listelerine girmiş 15 20’si de 100 bin adedin üzerinde satış rakamına ulaşmış. Forbes dergisi her yıl bu “çoksatan” yazarların ne kadar telif ücreti kazandığını hesaplıyor. Forbes’in mayıs sayısındaki Özer Turan imzalı habere göre bu yılın en çok kazanan yazarı Uğur Koşar. “Allah De Ötesini Bırak” (Destek Yay.) adlı kitabıyla tanınan Koşar, 757 bin adet kitabı satılarak 1.7 milyon lira telif ücreti kazanmış. “En çok kazanan yazarlar” listesinde ağırlık edebiyat dışı eserlerde çünkü bu yıl çoğu “çoksatan” romancımız yeni kitap çıkarmamış. Soner Yalçın, Yılmaz Özdil siyasi, İlber Ortaylı tarih, Metin Hara, Nevzat Tarhan ve Ahmet Güneş psikoloji içerikli kitapları ile yılın en çok kazanan yazarları olmuş. Ayşe Kulin 1.5 milyon lira telif geliri ile yılın en çok kazanan romancısı. Listede İskender Pala, Canan Tan ve Orhan Pamuk da var. Forbes’in hesaplamasına göre en çok kazanan 20 yazarın kitapları 4 milyon 100 bin adet basılmış ve 12 milyon 300 bin lira telif geliri elde etmişler. Forbes çok satanlarda ilk baskı sayılarının 150 bin 250 bin arasında değiştiğine yani 100 bin sınırının da aşıldığına dikkati çekiyor. 15 yazarın yazdığı en çok satan 20 kitabı 7 yayınevi üretmiş. Türkiye’de geçen yıl 1732 yayınevi 50 bin yazarın kitaplarını yayımlamış. En çok satan 15 yazarı ve bunların kitaplarını yayımlayan 7 yayınevini çıkarırsak geriye 49 bin 985 yazar ve 1725 yayınevi kalıyor. Peki, bu yazarlar ve yayınevleri ne yapıyor? Bir de ona bakmakta fayda var. 2014’te yayımcılığın 2 milyar 381 milyon dolar sektör büyüklüğü var. Edebiyatın payı ise 112 milyon dolarla sadece yüzde 4.7. 2014 yılında üretilen 50 bin 752 çeşit yeni kitabın Roman ya da Çingene, elekçi, şopar, esmer vatandaş gibi sıfatlarla isimlendirdiğimiz bu halkın çocukları, kendini yerleşik toplumlardan soyutlayarak da olsa, kitlenin içinde varoluş çabasını sürdürmektedir. Hükümet seçim bildirgesinde, Romanlarla ilgili olarak “Önümüzdeki dönemde de başta istihdam, iskân ve eğitim sorunları olmak üzere, Roman vatandaşlarımızın sorunlarının çözümüne hız vererek her türlü ayrımcılık zeminini ortadan kaldıracağız” gibi kısa bir ifadede bulundu. Geçen yıllardaki uygulamalara baktığımızda bu bildirgenin doğruluğundan söz edebilir miyiz? Bakara Suresi’nin 258. ayetinde bildirildiği gibi: Hz. İbrahim putları devirip Allah’ın tekliğini dillendirdiğinde, “putperestler” onu cezalandırmak için tutsak ederler. Hükümdar Nemrut, Hz. İbrahim’i huzuruna alarak neden kendisine secde etmediğini sorar. Hz. İbrahim, “Ben, beni yaratan Allah’tan başkasına secde etmem. Benim Rabbim, dirilten ve öldüren Allah’tır’’ yanıtını verir. Kuranıkerim’de “Onun için (Hz. İbrahim) bir bina yapın ve derhal ateşe atın dediler.” Bunun üzerine, Nemrut’un halkı dev bir mancınık yapar ve İbrahim ateşe atılır. Enbiya Suresi’nde: “Ey Ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol dedik; böylece ona bir tuzak kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk.” Efsaneye göre, Hz. İbrahim’in mancınıkla fırlatılması sırasında, meleklerin bu duruma engel olduğu ve melekleri kovalamak için de şeytanın telkini ile kız Var oluş çabaları 2 Yozlaşan bakış “Kentsel Dönüşüm Projeleri”nde asıl amacın Roman mahallelerinin dağıtılması olduğu görüldü. (AA) ve erkek olan iki kardeşin mancınığın yanında “ensest” ilişkide bulunarak, ateşe atılmanın gerçekleşmesini sağladıklarıdır. “Çin Gen’’ adındaki kardeşlerin cinsel birleşmesinden “Çingene” olarak bilinen bu halkın türediği söylencesi, biz uygar dünyalıların bu topluma karşı yozlaşan bakışımızı da göstermektedir. mal Mahallesi yıkımından sonra, Çorlu ve Yalova gibi yerler göç almıştır ve Sulukule dramında ise mülkiyetin nasıl el değiştirildiği açıkça görüldü. Teoride Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı gibi bir imparatorluk değildir. Cumhuriyetin yurttaşları etnik ve dini yapıya göre kümelendirilip gettolarda yaşamaya zorlanamazlar. Her yurttaş istediği yerde yaşama hakkına sahiptir. Fakat yüzlerce yıl dışlanan Çingenelerin, kendi mahallelerinde özgürce yaşamak hakkını, sadece rant uğruna ellerinden almak da insan hakkı gaspıdır. Çingene mahallelerinin dağıtılması bu halkın katliama uğraması ile eşdeğerdedir. İçlerinde geliştirdikleri yardımlaşma ve ortak yaşam alanlarının sonlandırılması, Çingenenin “suç makinesi”ne dönüşmesine neden olacaktır. Asimile olmayı, kendilerinin dışında diğer dini, etnik gruplar tarafından engellenmiş bu lanetlenmiş halk, uyumsuz yaşamları ile mutsuzluk kaynağı olacaktır. 1978 Nisan ayında Genf kentinde yapılan 2. Dünya Çingene Konferansı’nda, oturumların başkanlığını yapan ve kendisi de Çingene olan Dr. Jan Cibula’nın, “Genf’’ bildirgesi, Başbakan’ın kısa cümlesinden daha gerçekçidir ve baskıya girerken düşme olasılığı da yoktur: “Ben Çingene doktorum. İnsanları fakir, zengin, beyaz ya da siyah diye ayırmaksızın iyileştiriyorum. Hiçbir ayrım yapmaksızın herkese ilaçlarımı ve bilgimi veriyorum, kalbimi veriyorum. Biz dünyada insanca yaşamak istiyoruz. Kapalılığı geride bırakmak, eski günahlarımızı unutmak istiyoruz. Biz güneşin altında bir yer istiyoruz. Karanlık dünyamızda, çocuklarımızın iyiliği elde etmesi, kültürümüzü herkese, bizim dışımızdaki herkese sunabilmeleri için aydınlık arzuluyoruz.” ‘Genf’ Bildirgesi İnsan hakkı gaspı Asıl amaç Kendilerini ifade edebilecek örgütlenmelerden yoksun olan Çingeneleri, sonuçta beş bin yıllık kaderlerinin tekrarı beklemektedir. Uygulamaya konulan “Kentsel Dönüşüm Projeleri’nde” asıl amacın Roman mahallelerinin dağıtılması olduğu görüldü. İstanbul’un Anadolu yakasının Küçükbakkalköy semtinde bulunan Çingene Mahallesi yıkıldığında, burada yaşayanlar Dudullu, Ümraniye, Çamlıca, Alemdağ, Sancaktepe gibi farklı yerlerde yalnızlığa mahkum edilip yoksunluğa bırakıldılar. Avrupa yakasında, Yahya Ke 9.542 çeşidi edebiyat (yüzde 18.8). Edebiyatta aslan payını romancılar alıyor. İlk baskı adedi 250 bine ulaşan romanlar var ve çok satanlar listelerine sadece romanlar girebiliyor. Şiir, öykü, deneme türlerinde kitaplara çok satanlar listelerinde rastlamıyoruz. Ortalama ilk baskı adetleri ise romanda 1000 1500, öyküde 500 1000, şiirde 300 500 adet. Çok satan listelerine giremeyen bir yazar ne kadar telif geliri elde eder, diye hesapladığımızda oldukça karanlık bir tablo ile karşılaşıyoruz. Ortalama roman fiyatı 17.5 TL (10 USD). 1500 adet basılan, üst fiyatı 17.5 lira olan bir romandan üst sınırdan yani yüzde 15 telif alsa bile bir yazarın elde edeceği telif geliri 3.937 lira 50 kuruş. Bir romanın iki yılda yazılabildiğini düşünürseniz yazarın aylık geliri 164 liradır. Bu rakama bakıp ne “yoksulluk sınırı”ndan ne de “açlık sınırı”ndan söz etmek mümkün. Normal bir yazar karnını doyurmak, ailesini geçindirmek için başka işler yapmak zorundadır. Telif geliri ile geçinebilen yazar sayısının 4050’yi geçtiğini sanmıyorum. 500 adet basılan bir öykü kitabında telif gelirinin 1000 lira bile olmayacağını, şiir kitaplarında çoğu şairin telif almak bir yana kitabını bastırabilmek için üste para verdiğini de belirtmeliyim. Yayıncılıktan en büyük payı, yüzde 51’le eğitim yayıncılığı alıyor. En büyük yayıncı da Milli Eğitim Bakanlığı (MEB). MEB 216 milyon 698 bin adet kitap üretmiş ya da ürettirmiş. 1 milyon adet basılan ders kitapları var. Bu ders kitaplarının yazarları ne kadar telif geliri elde eder? 2014’te en çok telif geliri elde ettiği ilan edilen Uğur Koşar’dan daha çok mu yoksa az mı kazanmışlardır? Daha gerçekçi bir liste yapabilmek için araştırmakta fayda var. Muhalefetin İktidar Şansı Nedir? Muhalefetin iktidar olabilmek için yeni siyaset anlayışına yönelmesi kaçınılmazdır. SEMİH GÖKTUĞ İktisatçı Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Ödülleri verildi u yıl 20’ncisi düzenlenen “Sadri Alışık Sinema ve Tiyatro Oyuncu Ödülleri” sahiplerini buldu. Beşiktaş’taki Mustafa Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ödül töreninde, jüri başkanlığını Zuhal Olcay’ın yaptığı sinema ödüllerinde, müzikal ya da komedi dalında, “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu” ödülü “Deliha” ile Gupse Özay’a, “En Başarılı Erkek Oyuncu” ödülü ise “İçimdeki Ses” filmiyle Engin Günaydın’a verildi. Dram dalında “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu” ödülünü “Gece” filmiyle Nurgül Yeşilçay, “Yılın En Başarılı Erkek Oyuncusu” ödülünü “İtirazım Var” ile Serkan Keskin kazandı. B yacağını dikkate almak gerekir. Toplumdaki karşılığı İktidar partisi, geçmişten gelen idari, siyasal, sosyal sorunları masaya yatırarak bu sorunların dönüşümü ile ekonomik kalkınma vizyonunu birleştiren bir politika izledi. Aynı zamanda; kültürel alanda muhafazakâr değerlere uygun olan düzenlemeleri gerçekleştirdi. Seçmen yapısının temel eğilimleri göz önüne alındığında, kültürel alanda muhafazakâr değerler ve ekonomik alanda büyüme vizyonu toplumda ciddi oranda karşılık bulan iki temel eğilimi ifade ediyor. Nüfusa göre, özel teşebbüs oranının dünyanın en yüksek T emel etkenler açısından muhalefetin durumuna bakıldığında, iktidara yakın olduklarını söyleyebilmek kolay değil. Muhalefeti genel bir çerçevede değerlendirdiğimizde, muhalefet anlayışının, kimlik siyaseti ve iktidar eleştirisi üzerine kurulu olduğu görülüyor. birkaç ülkesi arasında olması, girişimciliğin toplumda önemli bir yeri olduğunun göstergesi ve bu nedenle Türkiye ekonomik anlamda dünyanın en dinamik ülkeleri arasında. Büyük ekonomik hedeflerin tüm toplumlarda olumlu etki yaratmasının yanında, Türkiye’nin ekonomik anlamda dünyanın en dinamik ülkelerinden biri olduğu gerçeği, büyük hedefler düşüncesinin daha etkili olmasına yol açıyor. Muhalefet cephesinde ise parti siyasetinin en önemli konuları arasında ekonomik büyüme vurgusu ve ekonomiye aktif bir yaklaşım olduğunu söyleyeme yiz. Ekonomik veya siyasi kriz bekleyerek seçmen tercihinin kendisine yöneleceğini düşünmek, daha en başta iktidar şansını yok etmek anlamına gelir. Ekonomik muhalefet Güçlü alternatifler Kimlik siyaseti Türkiye’nin nüfus yapısı göz önüne alındığında, kimlik siyasetini en önemli unsur olarak öne çıkararak etnik ve kültürel kimlikler üzerinden siyaset yapmanın, iktidar olmaya yetmeyeceği gerçeği ortadadır. Gerçek muhalefet Aynı şekilde; sosyal adalet, hukuk devleti, demokrasi ve bireysel özgürlük alanlarında muhalefet yapmak, iktidara aday olmak için yeterli gücü sağlamıyor. Çünkü bu konular seçmenin çoğunluğu dikkate alındığında, diğer konuların gerisinde yer alıyor. Hem muhalefet, hem de iktidar açısından baktığımızda, ekonomi alanında iyileşmenin öne çıkarılmadığı ve geleceğe yönelik daha yüksek hedefler koyulmadığı takdirde, sadece değerler üzerinden siyaset yapmanın, iktidar şansı yaratama Oysa; toplumun çoğunluğunu kapsayacak temel ilkeler üzerinden siyaset üretmeden, eleştiri, polemik veya kısa vade puan almaya yönelik siyasi tavır ile iktidara aday olmak mümkün değil. İktidara aday olabilmenin yolunun, ekonomi ve diğer konularla birlikte bütünlük içeren güçlü bir alternatif ortaya koymaktan geçtiğini bilmek gerekir. Bu şartlar altında; hukuk devleti, demokrasi, laiklik gibi kavramlar konusunda fazla hassas olmayan; ancak ekonomik refahını artırmak isteyen seçmen kitlesini yanına çekecek bir alternatif üretemeyen muhalefetin, iktidar şansının zor olacağı açıktır. Bu etkenleri göz önüne aldığımızda; muhalefetin iktidar olabilmek için yeni siyaset anlayışına yönelmesi kaçınılmaz olmaktadır. Hukuk devleti, demokrasi, laiklik gibi değerlerden uzaklaşmadan, muhafazakâr değerlerle dengeli bir ilişkiyi koruyarak, sosyal adalet ve ekonomik büyümeye aynı anda vurgu yapan, yeni bir siyaset anlayışı, muhalefetin iktidar şansını ortaya çıkarabilir. iyatro ödüllerinde ise “Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu” ödülü Melisa Sözen’e, “Yılın En Başarılı Erkek Oyuncu” ödülü Rıza Kocaoğlu’na, verildi. Gecede “Ayhan Işık Özel Ödülü”ne “Çalsın Sazlar” ve “Yağmur Kıyamet Çiçeği” filmleriyle oyuncu Engin Hepileri layık görüldü. “Çolpan İlhan Sanata Değer Katan Kadınlar Ödülü”ne Ayla Algan, “Anadolu Efes Özel Ödülü”ne Tiyatro Öteki Hayatlar, “Seçici Kurul Komedi, Müzikli Oyun ya da Müzikal Özel Ödülü”ne Tuğrul Tülek ve Gizem Erdem, “Seçici Kurul Üstün Performans Ödülü”ne Genco Erkal değer bulundu. l Kültür Servisi Yeni anlayış Devlet Bahçeli Kemal Kılıçdaroğlu C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle