24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ 8 Sektör büyüdü oto sigortası küçüldü 2015 ilk çeyrek prim üretimi 7 milyar 897 milyon lira. Sigorta sektörünün 2015 yılı ilk çeyrek prim üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12.85 oranında artarak 7 milyar 897 milyon lira oldu. Böylece sektör ilk çeyrekte reel olarak büyümüş oldu. Prim üretiminin 6 milyar 959 milyon lirası elementer branşlardan, 938 milyon liralık bölümü de hayat sigortalarından elde edildi. İlk çeyrekte elementer branşlar yüzde 12.18, hayat sigortaları da yüzde 18.06 büyüdü. İlk çeyrekte dikkat çeken konulardan biri oto sigortalarının toplam üretimdeki payının yüzde 34’e düşmesi oldu. Hastalık sağlık branşının üretim payı yüzde 15’e ve genel zararların payı da yüzde14’e ulaştı. DOLAR AVRO FAİZ BORSA CUMHURIYET ALTIN ALTIN 24 AYAR 2.7140 4 kuruş 3.0290 4.5 kuruş 0.31 puan 10.32 84.018 1213 puan 693.44 17.85 lira 104.00 2.7 lira EDİTÖR: ŞEHRİBAN KIRAÇ TASARIM: SERPİL ÜNAY Salı 5 Mayıs 2015 İşten ne yemeğe ne uykuya vakit var Türkiye, OECD’nin “Daha İyi Bir Yaşam Endeksi”nde 36 ülke içinde en kötü sonuçları elde etti. ECD’ye göre Türkiye “Çok Uzun Saat Çalışan İşçiler” sıralamasında 36 ülke arasında ilk sırada yer aldı. Günde uyku ve yemek dahil “Boş Zaman ve Kişisel Bakım İçin Ayrılan Zaman” sıralamasında da sonuncu olan Türkiye’de bir işçi bu konulara günde 13 saat 42 dakika harcıyor. Sıralamada birinci İspanya’daki bir işçi ise günde 16.1 saatini kendine ayırıyor. Annebaba için sorun O Hayat sigortasına akademi açıldı ayat ve emeklilik branşında büyüyemiy ve kârlılığı artırmak isteyen şirketler, daha fazla sigortalıya ulaşmak amacıyla hem çalışanlarını hem de katılımcı adaylarında fark yaratacak projelere imza atıyor. Kısa bir süre önce ING olan adını NN olarak değiştiren NN Hayat ve Emeklilik, sigorta haftası kapsamında yeni bir uygulamaya ve derslere başladı: Hayat Akademi... NN Hayat ve Emeklilik ile Bilgi Üniversitesi işbirliğiyle hayata geçen ve şirket çalışanlarına yönelik bir diploma programı olan Hayat Akademi’de ilk eğitim, 150 satış, operasyon ve müşteri iletişim merkezi yetkilisinin katılımıyla geçen hafta yapıldı. Hayat Akademi ile hayat sigortası alanında farkındalığın artırılması ve şirketin ürün ve hizmetlerle ‘bireylerin hayatlarına nasıl temas ettiğinin’ gösterilmesi hedefleniyor. Ücretsiz çalışma Türkiye, çalışma saatlerinin kadınlar aleyhine dengesizliği açısından yapılan “Cinsiyet Eşitsizliği” sıralamasında da 32 ülke arasında sonuncu oldu. Raporda Türk ve Meksikalı kadınların ev işlerinde erkeklerden 4.3 saat daha fazla çalıştıkları, kuzey ülkelerin H pılan sınavların ortalamasında 70 ve üzeri puan alan, diploma almaya hak kazanacak. NN Hayat ve Emeklilik olarak üç önemli stratejileri olduğunu anlatan Frank Eijsink, bunları; hayat segmentinde büyümek, BES’te müşterilerle uzun süreli ilişkiler kurmak ve iş süreçlerimizin güvenirliği sağlamak olarak sıraladıktan sonra, hayatta büyümek için 2015’i ‘Hayat Yılı’ ilan ettiklerini dile getirdi. Çalışanların desteği ve özverisi olmadan stratejilerin başıralamayacağını dikkat çeken Eijsink’e göre, ‘Hayat Akademi’ programının, tüm çalışma arkadaşlarımın enerjisini ve coşkusunu ateşlemek gerekiyor. ‘Türkiye’de aile odaklı bir kültür yerleşik. Aileler sevdiklerini korumaya büyük önem veriyor. araştırmalarımız, Türkiye’deki ailelerin, çocuklarının iyi bir geleceği olmasına çok önem veriyor ve bunun yolunun iyi bir eğitimden geçtiğine inanıyor’ diyen Eijsink’in bu konudaki gözlemleri de dikkat çekici, “Türkiye’de eğitim maliyeti diğer mal ve hizmetlere kıyasla çok daha hızlı bir şekilde artıyor. Yani aslında bir çocuk anne ya da babasını kaybederse hem korkunç bir kayıpla yüzleşmek zorunda kalacak ve hem de maddi olarak sıkıntı yaşayabilecek. Bu da çocuğun hayatında geri dönüşü olmayan sonuçlarla yüzleşecek demek.” Bu nedenle hayat sigortasının, maliyeti oldukça düşük bir ürün olduğunu söyleyen Eijsink, programın, hayat sigortası alanında bilgi birikimi ve farkındalığı artıracağına, daha da önemlisi sunulan ürün ve hizmetlerle bireylerin hayatlarına nasıl temas ettiğiklerinin daha net görüleceğine inanıyor. de ise farkın 1 saate indiği bildirildi. OECD’nin “Daha İyi Bir Yaşam Endeksi”ne kaynaklık eden İşYaşam Dengesi alt endeksinde Türkiye’de insanların beşte biri ile onda biri arasında bir bölümünün zamanlarını ücretsiz işlerde geçirdikleri belirtildi. OECD, “Türkiye’de aile içinde görevlerin dağılımı hâlâ cinsiyet rollerinden etkilenmiş durumda: Kadınlar ücretsiz ev içi işlerde daha fazla vakit geçiriyor. Türkiye’de erkekler günde 116 dakikalarını yemek pişirme, temizlik yapma ve bakımda geçiriyor, bu 141 dakika olan OECD ortalamasından düşük ve Türk kadınlarının ev içi işlerde günde harcadıkları 377 dakikanın üçte birinden az. Bu OECD’deki en büyük farklardan biri” dedi. OECD’ye göre iş ve hayat arasında uygun bir denge sağlama özellikle çalışan ana babalar için sorun oluşturuyor. OECD, “Bu, yönetimler için de bir sorun. Ana babalar arzu ettikleri iş/ yaşam dengesini başaramazlarsa sadece kendi refahları değil ülkenin gelişmesi de azalıyor” dedi. Rapora göre çok uzun saatler çalışan işçilerin oranı Türkiye’de yüzde 43 iken, ardındaki Meksika’nın yüzde 29. Çok çalışmak sağlığa zarar OECD Türkiye’deki işyaşam dengesiyle ilgili şu tespitlerde bulundu: “İşyaşam dengesinin önemli bir boyutu kişilerin işte geçirdikleri vakit. Bulgular uzun çalışma saatlerinin kişisel sağlığa zarar verebileceğini, güvenliği tehlikeye düşürebileceğini ve stresi artırabileceğini gösteriyor. Türkiye’de insanlar yılda 1855 saat çalışıyor. Bu OECD ortalaması olan 1765 saatten daha fazla. Türkiye’de ‘ücretli işlerde’ erkeklerin yüzde 47’si, kadınların ise yüzde 33’ü çok uzun saatler çalışıyor.” 9.150 Suriyeli iş arıyor En çok tercüman olmak istiyorlar aklaşık 2 milyon Suriye’linin Türkiye’ye gelmesiyle işsizlik rakamlarını da etkileyen bir göçe şahit olduk. Secretcv.com tarafından yapılan araştırmaya göre 9.150 Suriyeli aktif olarak iş arıyor. Yüzde 85’i erkek olan adayların yüzde 41’i üniversite mezunu. Adayların yüzde 42’si eğitim durumunu belirtmemeyi tercih ederken, yüzde 6.7’si lise, yüzde 6’sı yüksek lisans, yüzde 3’ü lise, yüzde 1’i ise ilkokul mezunu. 14 milyon 377 bin kişinin yaşadığı ve işsizlik oranının yüzde 11.9 olduğu İstanbul’da iş arayan Suriyeli aday Y Acı katlanmasın Temas gösterilecek NN Hayat ve Emeklilik Üst Yöneticisi (CEO) Frank Eijsink, Akademi’de eğitimin başlaması nedeniyle düzenlenen konferansta amaçlarının ne olduğunu anlattı. Verilen bilgiye göre programla, NN Hayat ve Emeklilik, tüm çalışanlarının hayat sigortası sektörüne ilişkin bilgi düzeyini artırarak müşteriye sundukları hizmet kalitesinin artmasını sağlamak istiyor, bunun için de Bilgi Üniversitesi işbirliğiyle Hayat Akademi adında bir diploma programını hayata geçiriyor. Hayat Akademi teknik eğitim konu başlıklarının yüzde 70’ine katılarak, eğitimler sonunda ya sayısı ise 5.124 kişi. İstanbul’da ağırlık Avrupa Yakası’nda olurken onu yüzde 10 ile Ankara, yüzde 8.5 ile Gaziantep, yüzde 7 ile Mersin, yüzde 5.5 ile İzmir, yüzde 4.5 ile Hatay izledi. İş arayan Suriyelilerin en çok tercih tercih ettikleri pozisyonlar ise yüzde 14.5 ile tercüman, yüzde 13 ile satış temsilcisi, yüzde 11.7 ile müdür oldu. Secretcv.com Genel Müdürü Okan Tütüncü, “Satış temsilciliği yaklaşık 6 yıldır talebin en çok olduğu pozisyonların başında geliyor” dedi. milyon TL) net kâr, 1.2 milyar dolar net satış gelir açıkladı. Üretimin yıl sonunda 8.4 milyon tona çıkarılması planlanıyor. Erdemir Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, bu yıl 479 milyon dolar yatırım planladıklarını, ayrıca ilave 120 milyon dolara mal olacak, 2 yılda tamamlanacak ve galvaniz tesislerinin kapasitesini 2’ye katlayacak yatırım için düğmeye bastıklarını söyledi. Erdemir, 2019 sonuna dek yaklaşık 1 milyar dolar daha yatırım yapmayı planlıyor. rdemir Grubu bu yıE lın ilk çeyreğinde 137 milyon dolar (337.5 Erdemir’den 500 milyon dolar yatırım eçen hafta İstanbul’da “39. İktisatçılar Haftası”nda “Yeni büyüme stratejisi. Gerçek mi illüzyon mu?” başlıklı bir panele katıldım. Yaptığım sunuşu salı, perşembe yazılarımda okuyucularımla paylaşmak istiyorum. G Gülen: Hedef Avrupa düzeyi Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Türkiye’nin yüzde 1.3’ler seviyesinde sigortalılık oranına sahip olduğunu belirterek, sektörün ilk hedefinin Türkiye ile benzer özelliklere sahip Doğu Avrupa seviyesini yakalamak olduğunu söyledi. Her yıl mayıs ayının son haftası kutlanan Sigortacılık Haftası nedeniyle bir değerlendirme yapan Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, sigortalılık oranının Güney Avrupa’da yüzde 2.53’ler, Kuzey Avrupa’da yüzde 34’ler, Doğu Avrupa’da ise yüzde 22.5’ler seviyesinde olduğunu belirtti. Avrupa’nın 6’ncı, dünyanın 17’inci büyük ekonomisi olan Türkiye’nin düşük sigortalılık oranı ile önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna değinen Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, 19 milyonluk genç nüfusa sahip olmamızın da ümit vaat ettiğini belirtti. M. Uğur Erkan AHE’den Genç Plan Bireysel Emeklilik Sistemi’nin önemli şirketlerinden Anadolu Hayat Emeklilik, gençler için bir emeklilik planı hazırladı. 1825 yaşları arasındaki gençlere yönelik tasarlanan ‘Genç Emeklilik Planı’ ile düşük katkı paylarıyla erken yaşta birikim yapmaya başlama imkânı sunuluyor. Plana ilişkin bilgi veren Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü M. Uğur Erkan, sisteme ne kadar erken girilirse birikimin de o kadar yüksek olacağını vurguladı. Önlerinde uzun yıllar olması nedeni ile katkı payı tutarının diğer bireysel planlara göre daha düşük seviyede tutulabildiğini belirten Erkan, Anadolu Hayat Emeklilik’in, geleceğe güvenle bakmaları için her zaman gençlerin yanında olacağını sözlerine ekledi. 15 yıldır uygulanıyormuş “Yeni büyüme stratejisi” önemli bir konu. Pazar günü Gavin Davies Financial Times’ da dünya ekonomisinin, üzerinde genel olarak anlaşılan beklentilerden daha büyük oranlarda yavaşlamakta olduğunu vurguluyor, toparlanma olasılığı düşmeye devam ederken resesyon olasılığın yükselmeye devam ettiğini gösteriyordu. Bu veriler genel geçer ekonomik büyüme modellerinin, araçlarının beklenen sonuçları vermediğini gösteriyor. İlginç olan şu ki Dünya Bankası’nın 14 Ekim 2014’te düzenlediği bir toplantıda, 15 yıldır uygulanan “yeni büyüme stratejilerinin” sonuçları tartışılmış. Öyleyse “Yeni Büyüme stratejisi” denen bir şey var, 15 yıldır uygulanıyor. Ancak, Financial Times, Wall Street Journal gibi yayınlardaki, çoğunu bu köşede aktardığım yorumlara, IMF, OECD açıklamalarına bakınca, “Yaa, sahi mi?” demekten kendimizi alamıyoruz. Öyle ya, “uzun durgunluk”, “büyük depresyon” “gelişmekte olan piyasalarda hava değişti”, “balon patlıyor” gibi kavramlar ‘Yeni büyüme stratejisi’ gerçek mi? günlük yaşamın parçası olmadı mı? Nerde bu “yeni strateji”? Dünya Bankası toplantısına katılan konuşmacılar da, bu “yeni” stratejinin sonuçları konusunda iyimser değil: Bu stratejinin “yetersiz, sonuç vermekte çok yavaş” olduğunu düşünüyorlar. Örneğin Dani Rodrik, sanayi üretiminin en önemli büyüme motoru olduğuna işaret ediyor, ancak küreselleşmenin, yeni teknolojilerin özellikle gelişmekte olan ülkelerde, küresel talep yetersizliği sorunuyla da birleşerek bir “erkensanayisizleşme” yarattığını vurguluyor. Birer parlak nokta olan, Çin ve Asya ülkelerinde de büyüme gerilemeye başladı. Dolayısıyla, 2007’den bu yana küresel kapitalizmin genel olarak bir durgunluk, mali kriz içinde olduğunu da düşünerek, “yeni büyüme stratejisi” denen şey ne kadar yeni, ne kadar gerçek, diye sorabiliriz. Sakın bu “yeni strateji” aslında neoliberal modelin içinde kala rak kimi düzenlemelerle, var olanı koruma taktiklerinden ibaret olmasın? ‘Yeni’, ‘büyüme’, ‘strateji’ Bu sorunlara, “yeni” ve “büyüme” kavramları üzerinde düşünerek yaklaşabiliriz. Tabii bir de “strateji” kavramı var. Bu da, bir özneyi var saydığı için: “Kim ya da ne” sorusunu getiriyor. Yeni, “eskisi artık işlemiyor, başka, bir şey gerekiyor” anlamına geliyor. Peki, nedir işlemeyenler? Çok basit: Ekonomik krizin karşımıza koyduğu sorunları aşamıyoruz. Bu krizin temelinde, kâr oranları ve üretkenlikle ilgili sorunlar var. Bu sorunlar kendilerini “aşırı üretim, talep yetersizliği” olarak gösteriyor, borç yükü, işsizlik, düşük büyüme, finansallaşma ve mali kırılma gibi sonuçlar üretiyor. Eski strateji (neoliberal politikalar) uygulandıkça bu sorunlar daha da ağırlaşıyor. Büyüme ise tabii ki kapitalist üretim tarzına ilişkin bir kavram; ülke ekonomisinde sermaye birikiminin sürdürülebilmesini ya da dışardan değer transfer edilebilmesini gerektiriyor. Bir “yeni strateji” için bunları sağlayabilecek önlemlerin tasarlanması gerekiyor. Buradan strateji kavramına geçersek, bir politikalar bütünü, bunu uygulayacak bir kurumsal yapılanma/devlet biçimi, bunları talep edecek, uygulamaya konulmasını zorlayabilecek bir sınıflar dengesini, kadroları düşünmemiz gerekiyor. Devleti, belli girdileri (personel, ideoloji, finans, teknoloji; “epistemik” toplulukların ürünleri) işleyen bir organizma (kurumlar, personel, kurumları bağlayan network, gelenek, şiddet ve iletişim teknolojileri) olarak düşünürsek, stratejiyi de çıktılarla, siyasi kararlarla ilişkilendirebiliriz. Bu organizmanın dünya ekonomisi ve jeopolitik dengeleri ile her ülkedeki sınıflar matrisi içindeki güçler dengesi gibi iki kümenin kesiştiği yerde yaşadığını da not etmemiz gerekiyor. Kümelerden gelen uyarılar, girdi, işleme ve çıktı aşamalarını etkiler. Şimdi buraya kadar konuştuklarımızın üzerinde, bir “yeni strateji” oluşturmayı deneyelim. Devamı perşembe günü... C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle