18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 5 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN 4 Hepimiz çeteyiz abi eçim sathı mailine girdiğimiz şu günlerde bir sürü kamuoyu yoklaması yapılıyor. Çoğunluk, bunların AKP’nin tek başına iktidar olma olasılığının zayıflığına işaret edenlerine odaklandı. Bu arada, başka ilginç sonuçlar da çıktı ortaya. Mine Sirmen de bunlar içinde en çok halkın yüzde 48’inin yolsuzluklara fazla aldırmadığını gösterenine kafayı takmış durumda. Dönüp dolaşıp onu söylüyor. Kendisine bunda şaşacak bir yön olmadığını, bu sonucun, halkımızın yozluğundan, bozukluğundan kaynaklanmadığını söylüyorum hep. Gerçekten de bu olayda şaşacak bir yön yok. Tayyip Erdoğan’ın parlak ikbal yolunun ilk basamağı olan 1994 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sırasında, kaçak evi olduğu ortaya çıktığında, saflar, onun bu ayıbının seçim şansını olumsuz etkileyip, kaybetmesine neden olacağını düşünmüşlerdi. Bu düşünce ilk bakışta doğru gibi görünüyordu. Öyle ya, kuralların uygulanmasını sağlayacak olan kişi kural dışı olabilir miydi ki? Ama beklenen olmadı, kural dışılık Tayyip Bey’in seçim şansını azaltmadı, tam tersine!.. Neden? Çünkü kural dışılık kuralın kendisi olmuştu. HHH Artık ayıp olan kurallara bağlılıktı, kural dışılık değil. Çoğunluk da zaten kural dışıydı. Az gelişmiş ülkelerde demokrasilerin kurallar ve güvencelerden oluşan bir nitelik rejimi olduğu yanılsaması gerçeği yansıtmıyordu. Demokraside, nicelik nitelikten önce geliyor ve belirleyici oluyordu. Peki demokrasimizin böyle olmasının nedeni halkımızın “fıtratı!” mıydı? Yanıtı orada aramak yanlıştı, sanırım sorunun özü ekonominin temelinde yatıyordu. Yolsuzluk, hırsızlık, adam kayırma, temeli üretime dayanan ekonomik yapılarda ayıp sayılıyordu, yoksa ürettiğinden çok üreyen, ürettiğinden çok tüketen toplumlarda öyle bir ayıp kavramı yoktu. Ürettiğinden çok üreyip, tüketen toplumlarda, ekonominin temeli üretime dayanamazdı, böyle bir durum, kaos, gırtlaklaşma yaratırdı. Ürettiğinden çok üreyen ve tüketen toplumlarda, açık, yağma ve talan yoluyla kapatılır. Yağma ve talan ekonomisinin kendine özgü kural ve kurumları vardır. Siyaset bir anlamda bölüşüm faaliyeti olduğundan, kapitalizmdeki artı değerin paylaşım kurallarını koyan ve denetleyen devlet, talan ve yağma ekonomisinde de talan ve yağmanın paylaşımının düzenlenmesi ve denetlenmesi işlevini yüklenmiştir. HHH Toplumsal ilişkiler geliştikçe, rant ve talan ekonomileri de zamana ayak uydurmalarını sağlayan kurumları oluştururlar. Talan ve yağmadan, geniş kitlelere de, tabii ki suyun başını tutmuş olanlarla kıyaslanmayacak oranlarda olmak üzere, pay verilmesi mekanizması demek olan “talan sosyal adaleti” kavramı bunlardan biridir. Ve geniş kitleler, aslında zaten kendi öz malı olan kaynakların talanına, yağmasına, kendisine verilen küçük pay hatırına göz yumar. Talan ve yağma ekonomisinde, herkesin bir takanağı vardır. Ya oturduğu bina ruhsatsızdır, ya kullandığı elektrik kaçaktır, ya çalıştığı yer kural dışıdır, vb. Kuralsızlığın kural olduğu ve hastalıklı bünyenin kendine özgü bir denge oluşturduğu ortamda klasik kuralları egemen kılmaya çalışmak bir sonuç vermez ve çoğunluk tarafından da olumlu karşılanmaz. Ekonominin tabanını değiştirmeden yolsuzlukla mücadelenin bir anlamı yoktur. Buna yaptığınız zaman, yolsuzluğu, hırsızlığı şikâyet ettiğinizde, büyük çoğunluğun yadırgayan bakışlarıyla karşılaşırsınız. Ya da düzenin daha harbi bireylerinden birine “bunlar çete!” diye yakınsanız, tüyler ürpertici ama gerçeği yansıtan şu yanıtı alırsınız: Hepimiz çeteyiz be abicim!.. Kılıçdaroğlu, Ardahan’da Başbakan’ı yuhalatmadı Kılıçdaroğlu, iktidara gelir gelmez siyasi 100 gün içinde ahlak yasası çıkaracaklarını söyledi HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Kars ve Ardahan’daydı. Türkiye’de 17 milyon yoksul olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Ardahan’da Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu yuhalatmadı. Kılıçdaroğlu, “Vatandaşlar diyor ki, yarın (bugün) sayın Davutoğlu’nun mitingi varmış. Bütün devlet dairlerindeki memurları toplayacakmış. Hiç önemli değil. Yuh çekmeyin. Ben siyasette gerginlik, kavga istemiyorum. Bana oy versin, vermesin hepsini kucaklayacağım. İnsan Allah’ın yarattığı en değerli varlıktır ve benim başımın üstünde yeri vardır” dedi. Özel uçakla geldiği Kars’tan karayolu ile Ardaha’a geçmek için otobüsle hareket eden Kılıçdaroğlu, Kars’ın Susuz İlçesinde vatandaşların ısrarı üzerine mola verdi. Bir kahvede vatandaşlarla sohbet edip çay içen Kemal Kılıçdaroğlu, Ardahan’da Kongre Caddesi üzerindeki PTT Meydanında toplanan binlerce kişiye hitap etti. Tarım ve hayvancılıkta ilgili sorunlara dikkat çeken Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin bir dönem kendiyle birlikte Orta Doğu ülkelerinin et ihtiyacını karşıladığını ancak şimdi canlı hayvan hatta saman ithal eder duruma düştüğünü vurguladı. S C CHP liderinin yollarına gül dökecekler HAKAN DİRİK Karaoğlan kasketiyle CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün Ardahan’da düzenlenen mitingde, Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün hediye ettiği kasketi taktı. Kılıçdaroğlu’nun kasketli görüntüsü, CHP’nin eski Genel Başkanı Bülent Ecevit’in “Karaoğlan” diye anıldığı yıllardaki kasketli görüntülerini hatırlattı. omanların bayramı Hıdrellez, İzmir’de CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğu’nun katılımıyla kutlanacak. CHP’nin Roman adayı Özcan Purçu’nun çağrısına olumlu yanıt veren Kılıçdaroğlu, bugün Tepecik’te “gül yapraklarıyla” karşılanacak. Purçu, Hacıhüsrev’den Kuştepe’ye, Tepecik’ten Türkiye’nin dört bir yanına dek Romanların, ilk kez Meclis’te temsil edilecek olmanın mutluluğuyla “bayram” yaptığını vurguladı. R Heyecanlıyız İzmir’deki Romanların, bayramlarını birlikte kutlayacağı Kılıçdaroğlu’na özel hazırlık yaptığını belirten Purçu, “Mahallede büyük heyecan var. Genel başkanımızı gül yapraklarıyla karşılayacağız. Partimize ve genel başkanımıza özel besteler yaptık, onları seslendireceğiz. Romanların kalbi Tepecik’te atacak” dedi. Purçu, “Hıdrellez Romanların bayramı. Baharın gelişini kendi kültürümüzün gerektirdiği şekilde kutluyoruz diye konuştu. İZMİR/Cumhuriyet Siyasi ahlak yasası İktidara gelir gelmez siyasi ahlak yasası çıkaracaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, “Sözüm söz, ilk 100 günde çıkaracağımız kanunun adı siyasi ahlak yasası olacak. Böylece siyaseti kirlilikten kurtacağız. Benim için yandaş yok, benim için vatandaş var. Sözüm söz” dedi. 11 milyon emeklinin 8 milyonunun aylık 1000 liranın altında yaşadığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, emeklilere Ramazan ve Kurban bayramında 2 maaş ikramiye vereceklerini belirterek şunları söyledi: “Dedik ki emekliye Ramazan ve Kurban bayramında birer maaş ikramiye vereceğiz. ‘Veremezsin kaynak yok’ diyorlar. Niye yok? Senin kaçak sarayına, Suriyeliye kay nak var. Emekliye gelince mi kaynak yok. Bu ülkenin kaynağı var. Ardahan’dan söylüyorum, Ankara’dakiler duysun: Kaçak saraya bağlanan bütün hortumları Allah’ın izniyle keseceğim.” Çiftçinin kullandığı mazot ve gübre ile elektriğin pahalı olduğuna dikkati çeken Kemal Kılıçdaroğlu, vatandaşın nasıl perişan edildiğini bildiğini anlattı. “Üreten Türkiye” diyen Kılıçdaroğlu, üreten ülkenin saygınlığının artacağını belirtti. ‘Dine en büyük zararı AKP verdi’ umhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun seçim meydanlarında muhalefeti din üzerinden eleştiren söylemlerine CHP sert çıktı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bekaroğlu, dine en büyük zararın AKP döneminde verildiğini, AKP’nin dini zenginleşme aracı haline getirdiğini söyledi. Bekaroğlu, “çalıyorlar ama çalışıyorlar” sözünün AKP’nin “Müslüman güvenilir kanaatini yıktığının” göstergesi ERDEM GÜL olduğunu, “rüşvet için fetva çıkarıldığını” vurguladı ve AKP için, “Bunlar Cahiliye dönemi Arapları gibi” nitelemesi yaptı. CHP İstanbul milletvekili adayı Bekaroğlu, AKP’nin Diyanet’in de desteğiyle özellikle CHP ve HDP’yi hedef alan din söylemli seçim kampanyasını Cumhuriyet’e değerlendirdi. Bekaroğlu, AKP’yi şöyle yanıtladı: Dine AKP kadar zarar veren olmadı: Geçmişte sert laiklik uygulaması olmuş, dindar insanlar zarar görmüş, mağdur edilmiş ama dine bugünkü kadar zarar verildiği hiçbir dönem olmamıştır. Maalesef AKP bu konuda çok kötü sınav verdi. “Müslüman güvenilir insandır; elinden ve dilinden insanlara zarar gelmez” kanaatini yerle bir ettiler. AKP’nin Müslümanlığa, İslami değerlere verdiği en büyük zarar “Çalıyor ama çalışıyor” sözüdür. Zenginleşme aracı: Dini sembolleri sosyal sermaye haline CHP’li Mehmet Bekaroğlu, AKP’yi ‘Cahiliye dönemi Arapları’ olarak niteledi C Mehmet Bekaroğlu getirerek zenginleşmenin aracı olarak kullandılar. İslami yapıları, cemaat ve tarikatları zenginlik ve güç yarışının içine sokarak bunların geleneksel işlevleri olan tebliği ikinci plana ittiler. Cemaat ve tarikatları ihaleler ve statü dağıtma yoluyla manipüle ederek bağımlı hale getirdiler; böylece kendilerine içeriden gelecek eleştirilerin önünü aldılar. Bu durum, aydınlar için de geçerlidir. Yalan, iftira, karakter katliamını, yani “psikolojik harbi” siyasetin gereğidir diye meşrulaştırdılar. Rüşvet için fetva: Size bu konuda onlarca örnek verebilirim. Mesela; vakıflar ve vakıf anlayışı, medeniyetimizin en önemli değerlerindendir. AKP iktidarında vakıflar rüşvetin aklandığı yerler haline getirildi. Maalesef AKP’nin ilahiyatçıları rüşvet paralarının vakıflarda kullanılmasına fetva verdiler. Bu ülkede ne zaman rüşvet için fetva çıkartılmıştır? Oy devşirmek için: “Sağ elin verdiğini sol elin görmesin” öğüdüne uymadılar; yardımı gösteriş ve oy devşirmenin aracı haline getirdiler. Hacca gitmek tamam da yetim hakkı ne olacak: (AKP döneminde) Toplumun daha çok dindarlaştığını sanmıyorum. Sonra dindarlık nedir; daha çok namaz kılmak, her yıl hacca gitmek, yılda birkaç kez umreye gitmek, başörtüsü dindar olmak anlamına mı geliyor? Elbette bunlar şeklen dindarlıkla ilgilidir ama bana göre din, İslam dini bunların yanında dürüstlük, yetim hakkı yememek, tevazu, merhamet, adalet gibi hasletler ister. Bu açıdan bakı İkramiye teklifi 2014’te verildi, destek çıkmadı HP’nin çok tartışılan “emekliye iki maaş ikramiye” vaadiyle ilgili Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın “İyi de siz meclistesiniz. İşçiye, emekliye, memura iki ikramiye verilmesi için kanun teklif ettiniz mi, seçim meydanına girince mi hatırladınız?” sorusuna CHP Bartın Milletvekili Rıza Yalçınkaya’dan yanıt geldi. CHP’li Yalçınkaya’nın, emekliye dini bayramlarda iki maaş ikramiye verilmesini de kapsayan yasa teklifini 22 Eylül 2014 tarihinde Meclis Başkanlığı’na sunduğu ancak AKP’den destek alamadığı ortaya çıktı. l FIRAT KOZOK / ANKARA C Şeklen dindarlık Rüşveti akladılar lınca bir dindarlaşma yok, aksine uzaklaşma var. Bakın bu ülkede öyle şeyler oluyor ki dindarlardan bir tek söz duymuyoruz. Bence dindarlığın içi boşaltıldı, sadece şekiller koruyor. En kötüsü, bu şekiller siyasette, ticarette, çıkar elde etmede araç olarak kullanılıyor. Taptıkları putu yiyenler: (Kuran’dan pasta, Kâbe maketi) Dahası var; “Bakara makara...”, “Başbakan Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir lider”, “Bizim rahmetimiz gazabımızı aşacak”, “İkinci Peygamber gibidir”, “Başbakan’a dokunmak bile bence ibadettir”, “Erdoğan’ın sünneti” Bütün bu laflar bu dönemde söylendi. Biliyorum çok kızacaklar ama söyleyeceğim; bunlar, Cahiliye dönemi Arapları gibi. Hani yolculuğa çıkarlarken taptıkları putların hamurdan, pasta gibi heykelini yaparlar sonra acıkınca da onu yerlermiş. Elbette bunu bir benzetme amacıyla kullanıyorum. Bunlar için din bir araç, daha doğrusu dinin içini boşaltarak araçsallaştırdılar. AKP din istismarı yapıyor: Hâlâ maalesef başörtüsü hâlâ siyasette bir araç olarak kullanılıyor. Bilindiği gibi, Sayın Kılıçdaroğlu genel başkan olduktan sonra başörtüsünün serbest olması için çok sayıda düzenleme yapıldı ve CHP bunlara karşı çıkmadı, bunları sorun yapmadı. Bu iş bitmiştir; bu ülkede kim hangi kıyafeti istiyorsa onu kullanıyor, isteyen istediği gibi giyiniyor, mağduriyetler kalmamıştır. CHP, açıkça ifade ediyor; CHP iktidarında asla böyle sorunlar olmayacak, haklar konusunda geri adım atılmayacak. Şimdi bu konuyu siyasi reklam filmi yapıyorlar, bu, din istismarıdır ve ayıptır. Çocukları kolejde İmam hatip diyorlar çocuklarını koleje gönderiyorlar: Genel Başkanımız çok açık konuştu, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, imam hatip okullarını biz kurduk, niçin kapatalım?” dedi. İmam hatip okulları bir ihtiyaçtır ve olmaya devam edecektir. İsteyen çocuğunu imam hatiplere gönderecek, bunda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ne var ki kimsenin çocuğunu imam hatibe göndermesini zorlayamazsınız. Tuhaftır; imam hatip okulları der dururlar ama çocuklarını kolejlere, iyi okullara gönderirler. Alevilere haksızlık Siyaset Alevilerin de hakkı: Eğer Aleviler cemevlerini ibadethane olarak görüyorsa, burada devletin başka bir şey söylemesi abestir, hak ihlalidir. Önseçimde Alevi adayların daha çok çıkmasından hareketle CHP’ye Alevi partisi demek haksızlık olur. Ama Aleviler daha çok CHP’de siyaset yapıyorlarsa, bunun nedeni CHP’nin Alevi partisi olması değil, Alevilerin diğer partilerde siyaset yapma imkânı bulamamasıdır. Dindarım ve CHP’deyim: Ben dindar kimliğimle CHP’de siyaset yapıyorum, bunu herkesin görmesini, bilmesini istiyorum. Bunu önemsiyorum. l ANKARA/Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle