23 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Salı 5 Mayıs 2015 KULTUR Deniz Gamze Ergüven ilk filmiyle Cannes’da Deniz Gamze Ergüven’in ilk uzun metrajlı filmi “Mustang” Cannes Film Festivali’nin prestijli bölümlerinden “Yönetmenlerin 15 Günü”ne seçildi. Yönetmen, TürkiyeFransa ortak yapımı olan filmde aile kurallarına karşı çıkmak isteyen 13 yaşındaki bir kız çocuğunun hikâyesine odaklanıyor. Film, AB sinema destekleme fonu EURIMAGES ve Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenmişti. EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK 19 Aile dramından ‘suratına tiyatro’ Murat Tezcan Demirbaş’ın Ortadoğu petrol politikalarını eleştiren ‘Babel’ adlı tablosu. Tiyatro Oyun Kutusu gençlerin duyarlığına sesleniyor Çileli ‘otoportre’siyle dünyayı dolaşacak Ardahan doğumlu genç ressam Murat Tezcan Demirbaş, Londra’da yapılan geleneksel BP Portre Ödülü Sergisi’ne ‘çileli halini’ işlediği otoportresi ile katılıyor. Ressam, sergi vesilesiyle sunulan seyahat ödülünü ise ‘atla Moğolistan yolculuğu’ şartıyla kabul etmiş. ünyanın en ‘prestijli’ portre yarışması olarak bilinen BP Portre Ödülü’nde bu yıl, 1975 Ardahan doğumlu Murat EVRİM Tezcan Demirbaş da ALTUĞ yer alacak. Sanatçı, 17 Haziran’da Londra’da açılacak ve bu yıl 2 bin 750 başvurunun yapıldığı sergiye iki aşamalı eleme sonrasında seçilen 55 uluslararası imzadan biri olmaya hak kazandı. Daha önceki yıllarda Sertan Saltan, Volkan Baga gibi genç isimlerin ödül ve sergi hakkı kazandığı yarışmaya katılan Demirbaş, işlediği aktüel detaylar üzerinden adeta bir gazeteci duyarlığıyla eser üretiyor. Ressam aynı zamanda, Anadolu Eğitim Sendikası 2013 Başöğretmenlik Ödülü’nü kazanan ve Konya Ereğlisi’nin büyük bölümünü yeşillendirmiş doğa tutkunu ve emekli öğretmen Rahim Demirbaş’ın da oğlu. Genç Demirbaş’ın Londra’daki BP Portre Sergisi’nde yer alacak ‘otoportre’ üslubundaki yapıtı ‘Ordeal’, kendi sözleriyle ‘sanatsal üretim sürecinin en zorlu ve çileli D Murat Tezcan Demirbaş’ın otoportresi... anını resmediyor. Eser, günümüz ressamının psikolojik bağlamda köşeye sıkışmışlığına da atıfta bulunuyor. Eser bu kapsamda 17 Haziran Londra özel gösterimi sonrasında, 18 Haziran20 Ağustos tarihleri arası Londra Ulusal Portre Galerisi’nde, ardından 10 Ekim28 Şubat arasında, İskoçya Ulusal Portre Galerisi’nde ve mart haziran arası Ulster Museum Belfast’da izlenecek. Yarışma ve sergi, beraberinde bir de BP Seyahat Ödülü getiriyor. Ödül uyarınca, sanatçıların önerdiği bir seyahat planıyla bir kültürü resmetme projesi hayata geçiriliyor. Kazananların seyahat masraflarını da BP karşılıyor. Genç Demirbaş, bir petrol firmasınca desteklendiği için kamuoyunda tartışılan bu geleneksel sergide yer almanın ne anlam taşıdığını sorduğumuzda ise, bu katılımın kendisi için izleyici takibine girmek olduğunu vurgulayarak, yarışmaya katılmasında ahlaki ve siyasi bir engel görmediğini bize şöyle izah ediyor: “Benim Ortadoğu petrol politikalarını eleştiren ‘Babel’ resmimi, Amerikan politikalarını eleştiren resimlerimi izleyicilerin bu vesile ile görebilecek olması ihtimali, beni mutlu ediyor. Ayrıca bu etkinlik vesilesiyle kazandığım BP Seyahat Ödülü için sunduğum gezi planlaması da, ‘en az benzin harcaması’ yapacak biçimde ayarlandı. Moğolistan’da at üzerinde iki haftalık bir seyahat planlaması teklifinde bulundum. Eğer bu da kabul edilirse, istediğim şey gerçekleşecek!” zmir kökenli bir özel topluluk olan Tiyatro Oyun Kutusu, ‘suratına tiyatro’ izleri taşıyan yeni bir oyunla uzunca bir süredir sahnede. 1986 doğumlu İngiliz yazar Polly Stenham’ın 19 yaşındayken kaleme aldığı ilk oyunu ‘O Yüz’ (That Face), öncelikle İzmir’de sunulmakla birlikte, İstanbul ve Ankara’ya yaptığı turnelerle hareketlilik kazandı. Serdar Saatman’ın sahnelediği 6 kişilik ve 2 perdelik oyun, karakterlerden biri çıkarılarak ve tek perdeye indirilerek sunuluyor. Senaryo yazarlığı da yapan Stenham’ın dört oyunu var. 2007’de Royal Court Theatre’da sahnelenen ‘O Yüz’ ile üç ödül birden kazanan yazar, aynı tiyatronun genç oyun yazarları grubunda çalışmaya başlamış. Oyun yazarlarını, çalışma odalarının loşlukla beslenen düş dünyasındaki çabalarını terkedip, ‘sahOyun, Mia’nın okulda ‘yeni yetme’ bir kıza annesinden neden bakarak’ yazçaldığı ilaçları içirmesiyle başlayan skandalın yurt ma pratiğine yönlendışındaki babaya bildirilmesiyle ivmeleniyor. diren deneysel yaklaşım 2000’li yıllarda ülkemizde de oluştu. İstanbul’daki ‘Ye lan şiddet ile eşleşince, oldukça irkiltici bir tiyatro olayı oluşuyor. ni Metin Yeni Tiyatro’ çalışmaları bu tip girişimler arasında yer alıyor. İ bir kıza annesinden çaldığı ilaçları içirmesiyle başlayan skandalın yurt dışındaki babaya bildirilmesiyle ivmeleniyor. Kendisini ve çevresini, her şeyin denetim altında olduğu, çocuklarının uslu uslu okula gittiği, Martha’nın da gerekirse tedavi edilebileceği görüntüsüyle avutan baba mı sorumludur yaşananlardan, yoksa dünyayı kendisine ve çocuklarına zindan etmiş anne mi? Stenham sorunun yanıtını seyirciye bırakıyor. Böylece, ‘klasik bir aile dramı teması’nı, ‘suratına tiyatro’ yöntemleriyle işleyen bir sahne metni kotarılmış. Oyunun ‘aile dramı’ özelliği, belden aşağı küfür ve argo kullanımlarla bezeli sahne dili, görsel düzeyde sunu Star Wars Bayramı dünya gezegeninde coşkuyla kutlandı emelini ‘May the Force Be With You’ (Güç Seninle Olsun!) deyişinden alan dünya Star Wars (Yıldız Savaşları) bayramı dün dünya gezegeninde coşkuyla kutlandı. Bu vesile ile Vanity Fair dergisi de serinin hayranlarına geleneksel bir ‘güzellik’ yaparak dizinin yılsonunda izlenecek yedinci halkasının başrol takımını kapağına taşıdı. Öte yandan, İnternet üzerindeki paylaşım kaynağı Spotify ise, bu bayram gününde en çok dinle T nen Star Wars parçalarını sıraladı. Buna göre, Yıldız Savaşları Bölüm I: Gizli Tehlike” filminin müziklerinden “Duel of Fates Kaderlerin Düellosu”, dünyada en çok dinlenen Star Wars şarkısı oldu. Spotify kullanıcıları dünyada 215 bi nin üzerinde “Star Wars” temalı çalma listesi hazırladı. İlgili Listenin ‘Top Ten’ sıralamasının ikinci ayağında ‘İmparatorluk Saldırısı’, üçüncü sırada ise ‘Kantin Bandosu’ bulunuyor. Öte yandan yarın akşam saat 22.00’de de İstanbul Sıraselviler Nublu’da da, Film Hafızası imzalı bir Star Wars partisi yapılacak. l Kültür Servisi Polly Stenham oyununu bir oranda kendi yaşam deneyimine dayandırmış. Çünkü kendisi de, oyun kişileri gibi, parçalanmış bir ailenin bireyi olma talihsizliğini yaşamış. ‘O Yüz’ oyununda, ergenlikten erginliğe geçme sarsıntılarıyla kıvranırken bir yandan da annesi Martha’ya sahip çıkmaya çalışan Henry’yi tanıyoruz. Panik atak hastası, ayyaş Martha ise oğluna aşırı biçimde tutkun. Kocasını erken yitirmiş ya da elinden kaçırmış kadınların kiminde görülen ‘oğul sapkınlığı’ Henry’ye soluk aldırmıyor. Martha ise her gün daha kötüye gidiyor. Kısır döngünün bir parçası da, HongKong’da çekik gözlü bir güzelle yaşamakta olan baba Hugh’un boş evinde kalan, sadist eğilimli, yolunu şaşırmış Mia. Ana kız arasındaki gerilim ‘nefret’ boyutlarına ulaşmış. Anne olarak yönlendirici gücünü çoktan yitirmiş olan Martha’nın çocuklarını denetim altına alma girişimi ne denli gülünç ve acıklıysa, Henry’nin, ailesini bir arada tutma çırpınışları da o denli umarsız. Oyun, Mia’nın okulda ‘yeni yetme’ Anaoğul ve babakız kutuplaşması Doğru tiyatro için doğru uzam Oyun en çok 50 seyircinin bulunduğu küçük salonlarda oynanmış. Ankara Akün Sahnesi’nin geniş uzamında ise seyirciyle iç içe ve soluk soluğa oynanması gereken oyunun yoğun atmosferi sağlanamıyor. Dekorlar büyük sahneye iyi yerleştirilemediği için, görüntüde ‘pasaklılık’ ya da ‘öylesine uyduruluvermiş’ etkisi oluşuyor; dahası, sahneye giriş çıkışların netliği ortadan kalkıyor. Sonuç olarak da oyunun amatörce kotarıldığı izlenimi oluşuyor. Doğru tiyatro için doğru uzam gerektiği gerçeği böylece bir kez daha kanıtlanmış oluyor. Deneyimli DT oyuncusu Zeynep Nutku, Martha’da denetimli, sanki hiç enerji harcamıyormuş etkisi veren, olgun bir oyunculuk sunuyor. Oyuna çok sıkı çalıştığı belli olan Yarkın Ünsal, Henry’nin çok yönlü baskılar altında bunalmışlığını, sessel ve bedensel gücünü son noktasına dek harcayarak dile getiriyor. Oyunculukta daha ‘tutumlu’ olmalı. Mia’da İrem Deniz duygu yoğunluğuna yeterince ulaşmıyor. Küçük rollerdeki Gonca Altıntaş ile Reyhan Taşkınlar görevlerini yerine getiriyorlar. Maya Plisetskaya 89 yaşında yaşamını yitirdi ‘Ölümsüz kuğu’ kanatlandı yüzyılın en iyi dansçılarından biri olarak gösterilen Rus balerin Maya Plisetskaya 89 yaşında yaşamını yitirdi. Çaykovski’nin “Kuğu Gölü Balesi”nde sergilediği unutulmaz performansı sebebiyle “ölümsüz kuğu” olarak anılan Bolşoy balerini Plisetskaya’nın Almanya’da geçirdiği kalp Sanatın reçetesi: ‘Teselli İlacı’ aşamı ve çalışmalarını Belçika’da sürdüren ve eserleri Ömer M.Koç Koleksiyonu’nda da yer alan çağdaş sanatçı Ali Cabbar’ın ‘Teselli İlacı / Placebo Effect’ adlı kişisel sergisi, 10 Mayıs’a kadar İstanbul Nişantaşı’ndaki Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi ‘Operasyon Odası’nda devam ediyor. Bir aydır izlenen ücretsiz etkinlikte en büyük ilgiyi, sanatçının bir rakı şişesinden yola çıkarak ürettiği ‘Teselli İlacı’ isimli, sınırlı sayıda üretilmiş olan ve içinde yine rakı bulunan sanat çalışması görüyor. Cabbar’ın sokak sanatı ve pop çağrışımlı işlere ağırlık verdiği sergide, kâğıt üzerine tükenmez kalemle yapılmış desenler, stensil ve vinil yapıştırmalar da bulunuyor. l Kültür Servisi Ali Cabbar’ın sergisi 10 Mayıs’a dek görülebilir Y 20. krizi sonrası hayata gözlerini yumduğu belirtildi. Rus TASS ajansına açıklama yapan Boşloy Balesi Başkanı Vladimir Ourin, “Eşi Radyon Şedrin beni aradı. Kalp krizi geçirmiş. Alman doktorlar ellerinden geleni yapmış, ama kurtaramamışlar” ifadelerini kullandı. Plisetskaya, 1990’da 65 yaşındayken “prima balerin” (solo dans eden kadın balerin) olarak emekli olmuştu. l Kültür Servisi C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle