18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cuma 29 Mayıs 2015 haber EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: YALÇIN ERZAN Saray’ı versene alkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy, 12 Eylül askeri darbesi ürünü olan yüzde 10 seçim barajının aşılması ve HDP’nin Meclis’e girebilmesi amacıyla aralarında sanatçı, gazeteci, yazar, sendikacı ve meslek örgütlerinin temsilicilerinden oluşan bin kişiye mektup göndererek destek istedi. 6 Halkevleri HDP’ye destek için mektup gönderdi H Erdoğan’ın Diyanet’e uçak tahsis edilmesi gerektiği açıklamasının ardından Demirtaş, kendisi ne derse Erdoğan’ın tersini yaptığını söyledi MAHMUT LICALI Eğit donat programı niçin gecikiyor? ürkiye ile ABD arasında epey bir zaman önce mutabakata varıldığı söylenen Suriye’deki ılımlı muhalifleri eğitme ve donatma programı bir yılan hikâyesine döndü. Ankara ile Washington tarafından bu konuda yapılan açıklamalar da tam örtüşmüyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu bu programın başlanması için neredeyse tarih veren sözler sarf ederken, Washington’dan “İşin detayları üzerinde hâlâ çalışılıyor” açıklamaları geliyor. Çavuşoğlu’nun geçen günlerde yaptığı bir başka açıklama ile kafalar yine karıştı. Çavuşoğlu Daily Sabah gazetesine verdiği demeçte, eğitdonat programının “lojistik ve personel” ile ilgili nedenlerden “biraz geciktiğini” yoksa bir sorun olmadığını söyledi. Ardından, eğitilip donatılarak Suriye’ye gönderilecek muhalif unsurlara hava desteği sağlanması konusunda Washington ile “prensip anlaşmasına” varıldığını belirtti. Özetle, Türkiye üslerini ABD uçaklarının Suriyeli muhaliflere hava desteği sağlamak üzere kullandıracak ki, bu gerçekten Ankara için Suriye konusunda “ileri” sayılabilecek bir gelişme sayılabilir. Ancak, Hürriyet gazetesinin dünkü haberine bakılırsa, Washington’ın bu konuda net bir şey söylemekten kaçındığı görülüyor. ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Albay Steve Warren hava desteği konusundaki soruları üzerine “Görüşmeler devam ediyor. Yapacağımız bir duyuru yok” demiş. Bu sözler Çavuşoğlu’nun sözlerini yalanlamıyor tabii. Fakat diplomaside “prensip anlaşması” esnek bir ifadedir. Washington’ın açıklaması ise bu konuda hızlı gelişmelerin yaşanmayacağını gösteriyor. Peki, Suriye’de durum askeri açıdan kritik bir noktadayken ve Esad güçleri stratejik bölgelerde zorlanırken muhaliflere önemli destek sağlayacak bir program niçin geciktiriliyor? Çavuşoğlu’nun Daily Sabah’a yaptığı açıklamalardan, Türkiye’nin IŞİD ile Esad rejimine karşı eşzamanlı savaşılmasını istediği anlamı çıkıyor. Böylece Ankara’nın, asıl hedefin Esad olması konusundaki talebinde geri adım attığı izlenimi çıkıyor. Belki de öyledir. Fakat Washington, “prensip olarak” Esad’ın gitmesini istese de, asıl derdi hâlâ IŞİD ve Türkiye’den destek gördüğüne dair söylentilerin bir türlü kesilmediği El Nusra gibi radikal İslami örgütler. Bu arada Amerikan basınında çıkan bazı analizler, Washington’da “Esad’ın gitmesi fakat rejiminin kalması” formülünün, radikal İslamcıların zemin kazanmaları olasılığına karşı tercih edileceğini gösteriyor. Bu ise sadece Esad’ı değil, rejimini de “düşman” ilan etmiş olan AKP yönetiminin işine gelmiyor. Ankara’nın Suriye formülü aslında çok basit. Esad gidecek, serbest seçimler yapılacak ve demografik çoğunluğa sahip olan Sünniler Müslüman Kardeşler’in ağırlıkta oldukları bir iktidarı başa getirecekler. Ancak tüm yaşananlardan sonra bu basit hesabın tutması artık mümkün değil. Bu arada Ankara ve Washington’ın eğitdonat programının ayrıntıları konusunda da tam mutabakat içinde oldukları kuşkulu. Her şeyden önce kimlerin “eğitilip donatılacağı”, bunların içinden radikal İslamcılara geçişlerin nasıl engellenebileceği belli değil. Ayrıca, eğitilip donatılanların öncelikli olarak IŞİD ve El Nusra’ya karşı mı, yoksa Esad güçlerine karşı mı kullanılacağı konusunda da netlik yok. IŞİD’in Irak’ın Ramadi kentinde bozguna uğrattığı ABD tarafından “eğitilip donatılan” Irak ordusunun silahlarını ele geçirmesi de Washington açısından bir başka sorun. Eğitilecek Suriyeli muhalifler başarılı olamazlarsa kendilerine verilecek silahların IŞİD’in eline geçmeyeceğine dair bir garanti yok. Bu sorunlar eğitdonat programının gecikmesinin asıl nedenlerine işaret ediyor. Başka bir ifadeyle gecikmenin “lojistik ve personel sorunlarından” kaynaklandığına inanmak güç. İşin özünde hâlâ Suriye konusunda AKP iktidarı ile ABD’nin örtüşmeyen öncelikleri yatıyor. Bu karmaşadan kârlı çıkan ise son günlerde Irak ve Suriye’de görüldüğü gibi, IŞİD oluyor. ABD bundan rahatsız. Fakat tüm hesaplarını Esad’ın yenilmesi üzerine kurmuş olan Ankara’nın bundan ne kadar rahatsız olduğu meçhul. HDP’ye destek için bir mektup kaleme alan Oya Ersoy, 7 Haziran seçimleri yaklaşırken siyasi iktidarın HDP’nin barajı geçmemesi için her türlü yöntemi devreye soktuğunu söyledi. Gezi gösterileri ile birlikte AKP’nin sokakta kaybettiğini ve Meclis’te de kaybetmesi için HDP’ye destek çağrısı yapan Ersoy, “AKP’nin, anayasa çoğunluğunu elde edememesi, diktatörlük hayallerinin suya düşmesi, Kürt halkının mecliste temsil edilmesi amacıyla yüzde 10 barajını yıkmanın yolunu açmak için daha önce hangi partiye oy verilmiş olursa olsun bu seçimlerde yurttaşları HDP’ye oy vermeye çağırıyoruz. Ersoy, HDP’ye destek çağrısı yaptı Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e uçak tahsis edilmesi gerektiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a “Ben ne söylersem herhalde tersini yapacak. Diyorum ki: Saray’ı Diyanet İşleri Başkanı’na veremez bence” diye çağrı yaptı. 7 Haziran seçim kampanyası döneminde Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’e tahsis edilen lüks aracı eleştiren ve Görmez’in aracını iade etmesiyle sonuçlanan tartışmayı başlatan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Diyanet İşleri Başkanı Görmez’e uçak tahsis edilmesi gerektiği açıklaması üzerine yeni bir çağrı yaptı. Demirtaş, Erdoğan’ın Diyanet tartışması üzerinden oy devşirmeye çalıştığına işaret ederek, “Ama halk bunların israf ve lüks konusundaki hayâsızlığını her gün daha fazla görüyor” diye konuştu. Demirtaş, kendisinin ne söylerse Erdoğan’ın tam tersini yaptığını belirterek, “Örneğin diyorum ki; Saray’ı Diyanet İşleri Başkanı’na veremez bence. Bakalım ne yapacak?” diye konuştu. Halkın Erdoğan’ın tarzından ve kampanya yürütmesinden rahatsız olduğunu kaydeden Demirtaş, “Bir parti genel başkanı bunları söyleyebilir ve yapabilir. Ama bir Cumhurbaşkanı HDP’ye karşı kampanya yürütemez. Bir Cumhurbaşkanı bu kadar tehlikeli siyasi çalışmayı kendi çıkarları için ülkeyi felakete sürükleme pahasına yapamaz. Demirtaş, şunları dile getirdi: “Kobani olayları, Roboski, Gezi, sokaklarda katledilen 336 çocuğun tamamı öldürüldüğünde kendisi sorumluluk sahibiydi. Bunların hesabının sorulmasından korkuyor zaten. HDP barajı aşarsa bunların faturası tek tek çıkacak. ‘Emrini ben verdim’ demedim mi Gezi’de. Bunun hesabı sorulacak. Roboski katliamından sonra Genelkurmay Başkanı’nı tebrik etmedi mi? Hepsinin hesabı sorulacak diye panik halinde, korkuyor.” l ANKARA HDP T ‘Oy devşiriyor’ TIR’lar dolusu silah hangi parayla alındı? Demirtaş, Hatay’da AKP’ye yüklendi. Demirtaş, “IŞİD, Nusra ve Kaide gibi tecavüz ve barbarlık ordusunun kökünü kurutacağız. Hepimiz tehlikedeyiz, Türkiye de tehlikede, Hatay, Antep tehlikededir. Yüzünü ne zaman buraya dönecekler bilmiyoruz. Türkiye’ye karşı büyük bir cihat saldırısı başlatabilirler” dedi. Demirtaş, “ErdoğanDavutoğlu ikilisi bütün bunları yaparken sır küpü MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dı. Siyasete atılmak isteyince AKP’den milletvekili adayı olmak isteyince Cumhurbaşkanı buna izin vermedi. MİT Müsteşarı, değişip yerine başka birisi, başka bir ekip gelirse bütün suçları ortaya çıkacaktı. Bombalar, füzeler, onların hepsi ortaya çıkacak. Hangi parayla alındı ortaya çıkacak. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmayı gerektirecek suçlar. TIR’lar dolusu bombalar, füzeler hangi parayla alındı, kim taşıdı kime teslim edildi? Katar ne kadar para verdi, Erdoğan ne kadar para verdi? Bunlar ortaya çıkmasın diye bu kadar panik halinde. İktidar inanılmaz bir şekilde kontrolünü yitirmiş durumda. Türkiye’yi felakete sürüklüyor. HDP barajı aşamaz ise AKP Suriye’de savaşa girecek” dedi. Seçimlerde hangi sonuç çıkarsa çıksın ülkemizde barıştan, emekten, eşitlik ve özgürlükten yana bir toplumsal muhalefet birliği yaratılması kaçınılmazdır. HDP’nin barajı aşması ve AKP’nin geriletilmesi için, mahallede, sokakta, üniversitede, okulda, hastanede, fabrikada, tarlada, akademide, medyada kararlı ve iradi bir tutumu yaygınlaştırarak, ülkenin nefes alacağı bir iklimi yaratmak üzere bütün ilerici, demokrat, sosyalist kesimlerin ve kişilerin bu konuda gösterecekleri çaba oldukça önemlidir. Hepimiz biliyoruz ve inanıyoruz güzel günler göreceğiz...” dedi. ‘Güzel günler göreceğiz’ azlıçeşme Meydanı’nda 30 Mayıs Cumartesi günü miting yapmak için, HDP’nin yanı sıra 29 Mayıs için AKP’nin de başvurduğu ortaya çıktı. İstanbul Valiliği, 28 Mayıs tarihinden sonra yapılacak mitinglerde takdirin İlçe Seçim Kurulu’nda olduğunu belirtmişti. Meydanı kimin kullana Kazlıçeşme kurayla HDP’nin K cağına ilişkin Zeytinburnu İlçe Seçim Kurulu’nda yapılan kurayı HDP kazandı. Böylece 30 Mayıs’ta Kazlıçeşme’de HDP olacak. 30 Mayıs’ta Yenikapı Meydanı’da ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla fetih etkinliği gerçekleştirilecek. l İSTANBUL/Cumhuriyet Akdoğan: Yalan uyduruyor Başbakan Yardımcısı, Dolmabahçe resmiyle ilgili Demirtaş’ı eleştirdi aşbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe açıklamasında kimin nerede oturacağını bile bildiğini açıklayan HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı yalan uydurmakla suçladı. HDP’nin barajı geçemediği takdirde ortalığın karışacağını dile getiren Akdoğan, şimdiden birtakım tehditlerde bulunulduğunu ve bunun demokrasiye hiç yakışmadığını söyledi. Akdoğan, HDP’nin barajı geçtiği takdirde ise “Bir şekilde hükümeti deviririz, Türkiye’de kriz çıkar, koalisyon bile kurulamaz, hükümet kurulamaz, bir kaos çıkar ve burada vesayet özlemcileri vesayet düzenini kurarlar. HDP’de o karambolde bir şekilde ben özerklik ilan ederim” düşüncesinin hâkim olduğunu söyledi. Demirtaş’ın Cumhuriyet’te yer alan “Cumhurbaşkanı Dolmabahçe’de kimin nereye oturacağına karıştı, izleme heyetinde isimlere müdahale et Kimlere mektup gitti Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy’un kaleme aldığı ve destek istediği isimler arasında özetle şu isimler yer alıyor: “DİSK Genel Başkanı Kani Beko, sanatçılar Altan Erkekli, Rutkay Aziz, Meltem Cumbul, Genco Erkal, Tarık Akan, Sezen Aksu, Cevat Çapan, Aytaç Arman, Zülfü Livaneli, Edip Akbayram, Müjdat Gezen, Yavuz Top, Cahit Berkay, Haluk Bilginer. Akademisyenler Korkut Boratav, Hayri Kozanoğlu, Çağlar Keyder, Meryem Koray. Gazeteciler Ali Tezel, Ali Sirmen, Emre Kongar, Çiğdem Toker, Melih Aşık, Deniz Zeyrek, Şükran Soner, Ayşe Arman, Nail Güreli, Güngör Uras ve sosyalist siyasetçiler Alper Taş, Erkan Baş, Aydemir Güler, Bilge Seçkin Çetinkaya, Metin Çulhaoğlu.” İSTANBUL/Cumhuriyet B ‘Fındıkkurdu Başbakan’ Bahçeli, “Fındık para etmiyor ama bizimle edecektir. Fındık kurdu Başbakan duysun” dedi iresun Osman Ağa Meydanı’nda konuşan Bahçeli, işsizliğe ve yoksulluğa dikkat çekerek “Giresun’un şikâyet ve perişanlığı tahammül edilemeyecek boyuttadır. Giresun işsiz, yoksul ve sancılıdır. AKP’yle Giresun’un işsizliği tavan yapmış, resmi verilere göre 38 bine ulaşmıştır. Giresun’un geçim kapısı fındığa dayalıdır. Fındık dalında kalırsa umutlar havada kalacaktır. Fındık para etmezse AKP dö Başbakan Yardımcısı Akdoğan. ti, şu olmasın bu olsun dedi” sözlerini anımsatan Akdoğan, bunların hepsinin külliyen yalan olduğunu ileri sürdü. Akdoğan, şöyle konuştu: “Cumhurbaşkanı’nın işi yok, kimin nereye oturacağına mı karışacak? İzleme heyetinde kimin olup, olmayacağına mı karışacak? Bunlar Öcalan adını kullanarak, topluma yanlış bilgi vermeye alıştıkları için şimdi Erdoğan adı üzerinden yalan uydurmaya başladılar. Sen, İmralı’ya karşı Brütüs olabilirsin ama kimse bizden Erdoğan’a karşı Brütüs olmamızı beklemesin. Bugün de çıkmış diyor ki, ‘HDP ile Öcalan’ın bir ilgisi yok, onun başkanı değil bir şey değil’. ‘Biz talimat almayız’ demeye getiriyor. Peki talimat almazsanız bu heyet niye İmralı’ya gidiyor? Piknik yapmaya mı gidiyor? Yani Öcalan talimatını hiç iplemiyorsanız, sözünün bir kıymeti yoksa niye İmralı’ya gidiyorsunuz? Ne işe yarıyorsunuz?” l ANKARA / Cumhuriyet G neminde, yıllarca olduğu gibi Giresun hüsran yaşayacaktır” dedi. Bahçeli, “Fındık para etmiyor ama bizimle edecektir. 7 Haziran geldiğinde, fındığınızı azar azar gasp eden, fındık paralarınızı götürüp Saray’a ve lükse yatıran müsriflere geciken demokratik tepkinizi gösterecek misiniz? Fındık kurdu başbakan bunu iyi duysun. Biz, AKP gibi söz verip üzerine yatmayız. Biz, AKP gibi umut uyandırıp hayalleri yıkmayız” dedi. Hukukun kenara atıldığını, demokrasinin de sal dırı altında olduğunu ifade eden Bahçeli, “Erdoğan, tarafsızlığı peynir ekmek gibi yemiş bitirmiştir. Şeref ve namus üstüne ettiği tarafsızlık yeminini bozmuştur” dedi. Trabzon’da konuşan Bahçeli, Erdoğan’ın Katoliklerin dini lideri Papa ile Diyanet İşleri Başkanı’nı karşılaştırmasını sert dille eleştirdi. Atatürk Alanı’nda halka hitap eden Bahçeli, “Vatikan’da Papa’nın uçağı var bizde neden yok demiş. Erdoğan’ın söylediği yalanın üzerinden 2 gün geçti, yalanı ortaya çıktı. İs lamda ruhban sınıfı yoktur. Hangi akılla Papa ile Diyanet İşleri Başkanı’nı aynı kefeye koyuyorsun? Bunları aynı kefeye koyup karşılaştırmak ya cehalet ya fitneciliktir. Ruhban sınıfı yaratma sinsiliği hangi alçakça planların ürünüdür. İstismar kuşatması ile sarsılmaktadır. Erdoğan Vatikan’ı mı örnek almaktadır? Türkiye kilise açıp cami kapatan ahlaksızların kapanındadır. Bunun için önümüzdeki günlerde Ayasofya’yı bile kullanabileceklerdir” dedi. l Yurt Haberleri C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle