18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
OLAYLAR ve GORUSLER 22 EDİTÖR: ÖZGÜR MUMCU ve SİNEM USER KARA TASARIM: AYNUR ÇOLAK KÜLTÜR SANAT Cuma 29 Mayıs 2015 Bilim yerinde mi sayıyor? Rekabetçilik, yenilikçilik ve yaratıcılık bakımından toplumda ve siyasi iktidarda köklü zihniyet reformu olmaksızın, gelecek beklentisinde iyimser olmak hayalciliktir. Prof. Dr. Altan Onat İstanbul Üniv. Cerrahpaşa Tıp Fak. Emekli Öğretim Üyesi B ilimsel yayın üretme başarımı Türkiye’de önce belirgin yavaşlama, 7 yıldır da yerinde sayma sergiledi. Bilimde derinleşmeye, uzmanlaşmaya gerek olmadığı, onun sonucunda geliştirilen teknolojik ilerlemeye bağlı uygulamalara, tüketim mallarına asıl önem verildiği her düşünen yurttaşımızca malum. Siyasi iktidarın süregelen politikası bu “inancı” körüklüyor. “Orta gelir tuzağı”na kapıldığımızı giderek daha yaygın bir aydın kesimi fark etmekte. Şu sırada bilimsel yayınların 2014’teki nicelik durumunu yakından incelemek yararlıdır. Bazen gereklidir beyaz yalanlar Göçmenlik sorununu insancıl ve duygusal bir yaklaşımla ele alan, vasat bir dram: “The Good Lieİyi Bir Yalan.” Film, kuşkusuz son derece etkileyici bir başyapıt değilse de seyircisini baştan sona perdeye bağlayan, eli yüzü düzgün bir dram sayılabilir sonuçta. Bilimde performans Bilimde performansın en güvenilir ölçütü, gelecekte kazanılacak atıflar arasında yüksek sayıda atıf sağlamış yayınların saTürkiye olarak bilimsel makalelerdeki payımız ne yazık ki yerinde saymaktadır. (KAAN SAĞANAK) yısı, sonra kazanılan atıfların toplam mız yerinde saymaktadır. Hamgrubu dergilerinsayısıdır. Son ölçüt le yapan komşumuz İran’ın bu de yer alan Türkiuygulanınca, ülkeyıl gerisine düşersek şaşmamaye kaynaklı makaler arasında 26’ıncı lıyız. lelerin 2013 yılınsırada olduğumuz, da 38’inci sırada buEssential Sciencelunduğu açıklandı. Bilimi geri plana itme Indicators verileKalkınma ve gelişmişlik yükrinden anlaşılmakÜlkelerle sek katma değerli ürünler üretadır. terek ihraç etmemizden, bu da kıyaslama Norveç, Finlandiyenilikçiliğe dayalı sanayiye saDünya rekabet gü hip olmaktan geçer. Gereken ya, Polonya, Avuscü açısından iddia turya, İsrail ve Tayteknolojiyi ancak nitelikli uztaşıyabilecek ülkevan gibi küçük ülman, eleman ve de bilimin çeşitlerin bilimsel yayın kelerin gerisinde li alanlarında hamle yapmamızsayılarını bizimle yer almaktayız. Atıf la elde edebiliriz. karşılaştırmak üzeölçütü yakın geçmiş Dünya bilimsel yayın binde payı açısından 6 ülkenin Düşünce özgürlüğünde gerire şu beş ülkeyi seç leme, düzeyli araştırmalara uyiçin uygulanamadıson 12 yılda ikişer yıllık dönemlerdeki gelişmesini tim: ğından, bilimsel yagösteren grafik. Türkiye Kore, Brezilya ve İran’dan gun ortam hazırlamama, maddi Güney Kore, Breyın sayılarını incefarklı olarak 7 yıldır yerinde saymaktadır. desteği yeterince ve layık olanzilya, Tayvan, İran lemek yararlıdır. lara tahsis etmeme anılan tıkaWeb of Science’den elde edide 1’lik düzeyden, izleyen 13 yıl ve Polonya. Son 12 yıldaki yanıklığın başlıca sebepleridir. len 2014 yılı verilerinden yın verilerinden dünyadaki pay Üniversite sayısının kuyrukluiçerisinde 6 kata yükseldi. Yedi Türkiye’den toplam 26 bin 672 yıldır yüzde 1.31.4’lük pay ban ları hesaplanarak ikiyıllık döyıldız hızında artması, bilimde yayının kaynaklandığı, uluslar nemlerde elde edilen dünya dında tıkanma yaşandı. Dünilerleme kaydetmeyi sağlamaz. sıralamasındaki 17’nciliğimizin payları grafikte açıklanmaktaya payında değişiklik bakımınDışarıdan sporcu veya doktor itkılpayı korunduğu öğrenilmekdır. dan 2014’te bir önceki yıla göhali benzeri, dış kaynaklı teknotedir. Salt yayın verilerinden Gerilerdeki İran’ın bize yetişre en üst 67 ülke sıralamasınloji ithali ancak günü kurtarmaçok, dünyadan aldığımız payın tiği, Brezilya ile Güney Kore’nin ya yeter. da, 52’ncilikte yer almamız dikincelenmesi, nesnellik gereğidir. kat çekici. bizden daha hızlı geliştiği görülToplum olarak bu sarmalın bimektedir. Yüksek atıflı yayın açısından lincine varıp, yetkililerden soru7 yıldır pinekliyoruz! hayli daha geride bulunduğuTürkiye’nin aradaki mesafenu düzeltme talebini ayyuka çıyi açması gerekirken, ne yazık karmak, ilerlemenin olmazsa olBilimsel yayınlarda ülkemizin muz bilinmeli. maz koşuludur. ki, bilimsel makalelerdeki payıdünyadaki payı 1987’deki binNitekim Nature yayıncılık ütün ülkeyi ölüme, acıya boğarak yıllarca sürecek olan bir iç savaşın darmadağın ettiği Sudan’da, 1983’te kuzeyle güney arasında patlak veren kanlı çatışma sahneleriyle başlayan “The Good Lieİyi Bir Yalan”, köylerine saldırılıp ebeveynleri katledilen Sudanlı Deng kardeşlerin dokunaklı hikâyesini anlatan bir ABDKenya yapımı. Yönetmen koltuğundaysa, öteden beri Amerikan sinemasıyla rekabet edemeyip yetiştirdiği değerleri de kısa sürede Hollywood’a kaptıran Kanada sinemasının Qebec kanadından Philippe Falardeau oturuyor. B Sudanlı köylüler... 2011’de, yabancı dilde en iyi film Oscarı’na Kanada’dan aday gösterilen “Monsieur LazharCanım Öğretmenim”iyle tanıdığımız yönetmen Falardeau’nun Afrika ve ABD’de Sudanlı amatör oyuncuları yöneterek ilk kez İngilizce çektiği “İyi Bir Yalan”, doğada (inekleriyle beraber) alabildiğine basit ve sade yaşayan, saf ve naif Sudanlı köylülerin, uygarlığın teknolojik gelişmelerle doruğa vurduğu, günümüzün en büyük tüketim toplumu olan ABD’deki modern ve Amerikan tarzı hayatla karşılaştıklarında neler olacağına odaklanan bir dram özetle. Öldürülmekten kaçıp Etiyopya ve Kenya’ya doğru açsusuz kilometrelerce yürüyüp cesetler dolu nehirlerden geçerek bir mülteci kampına varan Deng kardeşlerden doktor olma heveslisi Mamere’le (Arnold Oceng) sürekli İncil taşıyan kızkardeşi Abital’e, doğrucu Davud Jeremiah’la (Beşiktaşlı Demba Ba’yı andıran Ger Duany) mekanikten iyi anlayan Paul (Emmanuel Jal) da katılıyor. Kampta büyümüş bu gariban Sudanlılara yıllar sonra piyango vuruyor ve Amerikalılarca Kansas City’ye gönderiliyorlar 2001 baharında. Oldukça dağınık yaşayan görevli Carrie de (geçen yıl oynadığı “Wild”la dikkati çekmiş Reese Witherspoon) bu ağır travma geçirmiş, yeni bir hayat kurma çabasında ve kültürel uyum sağlama sürecindeki Sudanlı göçmenlere eviş bularak yardımcı oluyor, kendi de onlardan çok şey öğrenirken. Finalde öldüğü sanılan büyük kardeş Theo’yla (Femi Oguns) ona yerini veren Mamere’in birbirlerine kavuştukları o göz yaşartıcı duygusal çekim gibi yoğun insancıllığıyla öne çıkan film sonuçta bütün insanlar kardeştir mesajıyla akılda kalıyor. İnsancıl boyutuyla iz bırakıyor Yönetmen Falardeau’nun, gerçek olaylardan yola çıkan Margaret Nagle’nin senaryosundan çektiği insancıllığının yanı sıra farklı kültürlerin karşıtlıklarının vurgulanmasına dayalı, beylik bir mizahı da barındıran ve adını da Mark Twain’in unutulmaz kahramanı Tom Sawyer’in ele avuca sığmaz, afacan arkadaşı Huckleberry Finn’in maceralarından alan bu film, kuşkusuz son derece etkileyici bir başyapıt değilse de seyircisini baştan sona perdeye bağlayan, insancıl boyutuyla iz bırakan, eli yüzü düzgün bir dram sayılabilir sonuçta. Okulların dershaneye dönüşmesi ERCAN AKCAN Bankacı İktisatçı İlk bakışta dershanelerin okula dönüşümü olarak görünen süreç aslında büyük oranda özel okulların dershaneye dönüşmesine neden olmaktadır. kışta tutarlı bir yaklaşım olarak görünmektedir. rici bir eğitim almasının önüne geçmektedir. İçinde bulunduğumuz eğitim, öğretim yılında sayıları az da olsa temel ortaokul ve lise statüsünde okul açılmıştır. Bu okulların eğitim sistemlerinde ise okul müfredatı yüzde 3045, sınava hazırlık eğitimi ise yüzde 5570 arasında değişmektedir. Ayrıca akşamları ve hafta sonları etüt eğitimi adı altında eğitime devam edilmektedir. Az sayıda açılmasına rağmen bu okullara, özel okullardan önemli ölçüde bir öğrenci transferi gerçekleştirmiştir. Önümüzdeki eğitim, öğretim yılında dershanelerin tamamen kapanacak olması nedeniyle bu tür okulların sayısı oldukça artış göstermiştir. Özel okullar, temel ortaokul ve liselere öğrenci geçişini durdurabilmek amacıyla kendilerince önlem almaya başlamışlardır. Özel okullar, Milli Eğitim Bakanlığı ders müfredatının yanında, TEOG sınavına hazırlık eğitimleri ve hafta sonu eğitimi gibi pek çok değişiklik yapmayı planlamaktadır. Korkarım ki bu sürecin sonunda eğitim sistemimizde kaliteli bir ortaokul, lise eğitimi hayal olarak görünmektedir. Dershanelerin okula dönüşüm süreci tersine işleyerek okulların dershaneye dönüşümü gerçekleşecek gibi görünmektedir. S on yıllarda lise giriş sınavlarının her yıl farklı bir sistemde gerçekleştirilmesi ve dershanelerin kapatılarak temel lise ve temel ortaokula dönüşüm süreci, zaten sıkıntılı olan eğitim sistemimizi daha da içinden çıkılmaz bir duruma sürüklemektedir. Milli Eğitim Bakanlığı OKS, SBS sistemlerinin öğrencilerde yaratmış olduğu sınav stresini azaltmak gerekçesiyle TEOG sistemine geçerek iki yıldır bu sistemi uygulamaktadır. İlk ba Sınavlara endeksli Bu sistemde öğrenciler hem ilk dönemde hem de ikinci dönemde altı dersten Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu merkezi sınava girmektedir. İzlenimlerime göre bu sistem ile öğrenciler de, eğitimciler de bütün yıl boyunca çalışmalarını bu sınavlara endeksli olarak sürdürmektedir. Bu süreç ise öğrencilerin gerçekten gelişti Dershaneler Bütün bunların üstüne bir de dershanelerin kapatılması ve temel ortaokul ve liselere dönüşüm süreçleri, sistemi iyice içinden çıkılamaz bir sürece sokmaktadır. İlk bakışta dershanelerin okula dönüşümü olarak görünen bu süreç aslında büyük oranda özel okulların dershaneye dönüşmesine neden olmaktadır. Abasıyanık’ın öykücülüğü New York’ta tanıtıldı Önlemler Sessiz bir direniş... Türk edebiyatının önemli isimlerinden Sait Faik Abasıyanık’ın öykücülüğü, New York’ta düzenlenen bir etkinlikte Amerikalı okurlara tanıtıldı. New York’taki 192 Books Kitabevi’nde düzenlenen etkinliğe, Sait Faik’in birçok ünlü öyküsünü İngilizceye çeviren Maureen Freely konuşmacı olarak katıldı. Freely, Sait Faik’in sıradan insanların hikâyelerini sosyal normların baskısına ve hızlı Batılılaşmanın etkilerine sessiz bir direniş sergileyerek anlattığını vurguladı. Edebiyat severlerin yoğun ilgi gösterdiği gecede Freely, Sait Faik’in “Mavnalar” adlı öyküsünün İngilizcesini okudu. l Kültür Servisi Palmira’ya zarar vermeyecekler Irak ve Suriye İslam Devleti ‘IŞİD’ üyeleri, Suriye’nin bugün Tadmur olarak anılagelen antik Roma kenti Palmira’ya ait kalıntılarına dair bir video paylaşarak, söz konusu eserlerin ‘çoktanrılı’ bir içerik veya anlam göndermesi olmadığı gerekçesiyle yok edilmeyeceğini açıkladı. Konuyla ilgili haber ilk kez, önceki günkü The Guardian gazetesinde yer aldı. Özel okullar yeni öğretim yılında Milli Eğitim Bakanlığı ders müfredatının yanında, TEOG sınavına hazırlık eğitimleri gibi pek çok değişiklik yapmayı planlamaktadır. (KAAN SAĞANAK) C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle