18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumartesi 2 Mayıs 2015 EDİTÖR: HAYRİ ARSLAN TASARIM: ZARİFE SELÇUK TÜSİAD ve ‘Merkez’ başkanına sahip çıktı CHP lideri Kılıçdaroğlu, Turkcell ve kamu bankalarının AKP’nin yan kuruluşu haline dönüştüğünü söyledi HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP’nin iktidardan gitmemek için her şeyi yapabileceğini söyledi. Provokasyon konusunda partilileri uyardığını belirten Kılıçdaroğlu, “Farklı düşünenler vatan haini oluyor” diyerek TÜSİAD ve Merkez Bankası başkanlarına destek verdi. Partisinin Afyonkarahisar ve Uşak mitingleri dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi: MİT yozlaştırıldı: MİT’in başında Hakan Fidan olduğu sürece MİT milli olma vasfını yitirmiştir. Ne olduğu şu anda belli değil. Fiilen yönetiyor. Devletin tüm kurumlarını yozlaştırdılar. En son yozlaştırdıkları kurum da MİT oldu. Hükümete hizmet sunan bir organa dönüştü. MİT eliyle CHP’ye yönelik bir algı operasyonu yapmak istiyorlardı. Dinlemeler, CHP milletvekillerini takipler. Bunu götürüp doğrudan Erdoğan’a servis etmeleri bizi son derece rahatsız etti. ‘Eğer bunu devam ettirirseniz açıklayacağız’ dedik. Elimizde bir şeyler vardı. MİT içinde bunları yapanların isimlerini biliyoruz. Partilileri uyardım: AKP iktidardan gitmemek için her şeyi yapar. İktidardan düşmenin maliyetinin çok yüksek olacağını biliyorlar. Bu maliyete katlanacak durumda değiller. “Savaş bile çıkarabilirler” deniyor. Yapabilirler. İktidardan gitmemek için yapabilirler. Biz bütün partililerimizi uyardık. “Provokasyona gelmeyin” dedik. AKP devletin gücünü kullanarak yapabilir. Arkadaşları uyardık. Adliye baskını: Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın öldürüldüğü adliye baskınını da CHP’ye karşı kullanmak istediler. Sezgin Tanrıkulu’nu arabulucu olarak gitmediği için suçladılar. haber 5 ollar tutulmuş, metro, metrobüs, vapur seferleri durmuş... Anadolu yakasından Avrupa yakasına ulaşım yok! Taksim’e çıkan tüm yollar polis tarafından barikatlar kurularak engellenmiş... Böylece 1 Mayıs kutlanmış oldu! Bu ülkede konuşmak yasak, dolaşmak yasak, sevmek, sevişmek yasak... Sıkıyönetim yıllarını anımsatıyor böylesine bir güvenlik kuşatması... Her yerde polis ve TOMA... Yaşasın hukuk devleti, demokrasi ve özgürlük! Hayatımızı çoğaltmak, birey olmak, 1 Mayıs’ı kutlamayı bile çok görenlerin yeni Türkiye’si böyle işte... Televizyonlar Konya’da yapılan kutlamaları canlı veriyor ekranlarında... Hakİş’in ayrıcalığı var ya! Ah benim güzel yurdum, canım yurdum ah! Yasaları hukuk sanan bir düşüncenin ürünü tüm hayallerimizi alıp götürürken, biz sadece seyrediyoruz. Bakın neler oluyor bugün Türkiye’de... Düşüncelerini ister beğenin ister beğenmeyin, bir bilim insanı Üsküdar vapurunda gözaltına alınıyor... Paralel’de tahliye kararı veren iki yargıç tutuklanıyor... Yaşasın laik demokratik, hukukun üstünlüğü ilkesinin var olduğu özgür Türkiye! Medya tüm olup bitenleri yazamadığı için, Konya’da yapılan 1 Mayıs kutlamalarını canlı verip büyüklerinden “aferin” alıyor. HHH Mevsimler değişiyor, ilkyaz şarkıları söyleniyor; tüm güzellikler akşam yağmurlarıyla buluşuyor. Şafak söküyor, gün ışıyor, öğle, ikindi derken güneş batıyor... Tan ağarırken bir sevda kanat çırpar ansızın. Ansızın bir güvercin havala Y C 1 Mayıs’la Yüzleşme... nır karşıdaki kilisenin üzerinden. O son fırtına, yağmurlar... Bak gülüm dün 1 Mayıs’tı, bizler alanlara çıkamadık! Oysa 1 Mayıs insanlık tarihi sayfalarının önemli bir bölümünü oluşturur, kırmızı bir karanfil gibi açar... İnsan bilincinin inanç ipoteğinden kurtulup çiçeklendiği yerde, özgürlük ve güvence beş sözcükle karşımıza çıkar: İş... Eğitim... Sağlık... Konut... Emeklilik... Aslında bu sayıyı çoğaltabiliriz... Türkiye’de dün yaşanan 1 Mayıs, halktan korkanlar tarafından Taksim Alanı’nda kutlanmadı. Küreselleşme ve neoliberalizm galip geldi, siyasal iktidar yapacağını yaptı. HHH İstanbul’da olaylar ivme kazandı; insanlar gözaltına alındı. Tam bu sırada Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmaya başladı. TV’ler yüzünü Cumhurbaşkanı’na çevirdi. Her neyse! Umutlarımızı yitirmeden, bir ilkyaz sabahında mavi göğün altında yürürken, hayatın çiçekli bahçelerinde düşler kuruyorum... Emperyalizmin kurduğu tuzaklara düşmemek gerekmez mi? Onun için savaş değil barış! Çağımız insanı, özgürlük hedefine dönük bilimsel bir eğitim; her koşulda hastalığa karşı sağlık güvencesi; çalışıp üretebileceği bir iş; başını sokabileceği bir konut; yaşamını sürdürebileceği oranda bir emekli maaşı... HHH Yaşadığımız coğrafyada kin, intikam, nefret tohumları atılıyor; etnik, dinsel ve mezhepsel kimlik çatışmaları emperyalist güçlerin işine yarıyor... Hayatın o dingin suyunu yudumlayarak temel hak ve özgürlükleri savunmak, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak görmek. Ergin Günçe’nin pek bilinmeyen dizilerinde çocuklara bakmak: “Çocuklara söğüt düdükleri dağıtırken iyi bilinen mayıs / Bir ses uyutur kulaklarında elmalar çürüten” Sessizlik bir çığlık oluyor şairin dizelerinde... Alevlerin alacakaranlığında yitik zamanları topluyorum bir bir. Bir deniz kıyısında ilkyazın kanat çırpışını seyrediyorum... Haydi korkuyu, yılgınlığı atın yüreğinizden, özgürlüğe doğru koşun... Ufuk çizgisine bakın uzun uzun... Köle değil birey olun! Baskıdan, zulümden korkmayın! İçinizdeki o çocuğu hiç büyütmeyin... İşte o zaman gerçek hayatın ne olduğunu anlayıp sıkıyönetim günlerini özgürlük günlerine dönüştüreceksiniz! TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı Sezgin Bey bana, “Oraya gitseydim, beni bile vurabilirlerdi” dedi. Sandık güveni yok: Sandık güvenliği için elimizden gelen her türlü çabayı göstereceğiz. İstanbul’da sivil toplum örgütleri bir hareket başlattı. Diğer partilerin de sandıklara sahip çıkması gerekiyor. Bu, şu anlama geliyor. AKP seçim yapmada güven vermiyor. Güvensizlik toplumun tüm dokularına işlemiş durumda. Toplumun kaygısı, verdikleri oyların başkalarına ERDEM gittiği yönünde. OkulGÜL larda toplantı yapılması, MemurSen’in elemanlarının sandıklarda görevlendirilmesi dikkat çekici. Fransa’da, ABD’de, İngiltere’de, Japonya’da seçimden kimse endişe duymaz ama bizde duyuluyor. AKP düşüyor: AKP’nin oylarının düştüğünü tüm alanlarda görüyoruz. Doğu, batı, güney, kuzeyde, her yönde düşüyor. CHP olarak biz yükselişteyiz. HDP’nin de parlamentoda olması gerektiğini inanıyoruz. HDP büyük ölçüde AKP’den oy alacak. HDP’nin zayıf kaldığı nokta yüzde 10 baraj konusunda başlangıçta çok net tavır takınması gerekiyordu. Biz CHP olarak en son, “Gelin siyasi partiler yasasını değişterelim, barajı düşürelim” dedik. Kimse kabul etmedi. Yapılabilirdi. Bir grubun başkanı: Erdoğan Cumhurbaşkanı mı onu sorgulamak lazım. Bir defa cumhurun başkanı değil. Bir grubun başkanı. Namus ve şerefi üzerine yemin etti. En tepedeki insan namus ve şeref kavramlarının içini boşalttı. AKP de rahatsız: Bize AKP içinden de, bürokratlardan hatta AKP milletvekillerinden de mesajlar geliyor. “Türkiye’nin kötüye gittiğini, bundan rahatsızlık duyduklarını” iletiyorlar. Bize yine iktidarın içinden yolsuzluk dosyaları da geliyor. O kadar çok dosya geliyor ki. Bizzat bana gelen dosyalar da var. Bunları takip ediyoruz. Farklı düşünen: Türkiye’de demokrasi yok. Bir dikta yönetimi var. Farklı düşünenler sağduyunun gereği olarak düşüncelerini ifade edenleri vatan haini ilan ediyorlar. TÜSİAD’ın başkanı, Merkez Bankası’nın başkanı vatan haini oldu. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Medya siyaseten baskı altına alınıyor’ edya baskı altında. ne dönüştü. Havuz medyası cı var. Türkiye bu treni kaçıM Siyaseten baskı altını destekleyen en önemli ak rırsa tipik bir Ortadoğu ülkena alınıyor. Bazı kalemletör haline geldi. Kamu bansi olarak yoluna devam eder. rin yazmaması, işsiz bırakılması için baskı var. İkincisi de ekonomik olarak muhalif basına reklam verilmemesi uygulaması var. Ekonomik ve siyasi açıdan medya baskı altında. Turkcell mesela. AKP’nin yan kuruluşu halikaları da böyle. İktidar eleştiriye tahammül edemiyor. Türkiye bu treni kaçırırsa: Türkiye’nin çivisi çıktı. Hukuk açısından, ekonomi açısından, insan hakları açısından öyle. Türkiye’nin kısa sürede toparlanmaya ihtiyaİstikrar diyorlar. Şimdi istikrar mı var? Dolarda mı, demokraside mi, insan haklarında mı ekonomide mi istikrar var? Hangi istikradan bahsediyorlar. 11 milyon emekliden bir fire bile istemiyorum. Bana laf yetiştirmesinler Siyasette kavga istemediklerini belirten CHP lideri Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı cumhurbaşkanlığını bilmeli, başbakan başbakanlığını bilmeli, ana muhalefet lideri de ana muhalefet liderliğini bilmeli. Bana laf yetiştirmeye kalmasınlar” dedi. ‘Biz asgari ücreti de sizi de çok iyi biliriz’ HP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sözlerini eleştirerek, Taksim Meydanı’nın daha önce kutlamalara açıldığını ve “kaos” yaşanmadığını belirtti. Kılıçdaroğlu, “Daha önce açıldı hiç de kaos çıkamadı. Ne diyecekler ona. 1977’ye diyorlar. Biz 2015 yılından bahsediyoruz. Çoğu ilde kutlandı hiçbir sorun da çıkmadı. Neden? İstanbul’u sıkıyönetim merkezi haline döndürdünüz. Halkınıza güveneceksiniz” dedi. Kılıçdaroğlu, ODTÜ Mezunları Derneği’nce, Vişnelik Tesisleri’nde düzenlenen “Seçim Süreci Tartışmaları” baş CHP lideri Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın eleştirilerine sert yanıt verdi C lıklı panele katılmadan önce, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çay ve simit 900 TL Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın muhalefet partilerini asgari ücret üzerinden eleştirmesini değerlendirerek, “Ben bu ülkede asgari ücretle çalışanların hangi koşullarda yaşadığını bilen biriyim. Çünkü ben oğluma telefon açıp oğlum, ‘paraları sıfırla’ demiyorum. Günde 3 öğün. Bir aile sadece bir çay ve simit yese 900 lira yapıyor. Geriye 49 lira kalıyor. Bunu bilmeyen biri çıkıp asgari ücret 1500 lira olacak diye felaket senaryosu yazıyor. Asgari ücreti biz bilmi yormuşuz. Meraklanmasınlar biz asgari ücreti de sizin ne mal olduğunuzu da çok iyi biliriz” ifadelerini kullandı. Erdoğan’ın başkanlık sistemine yönelik açıklamalarının kendisine sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, daha önce “Sayın cumhurbaşkanı ile beni muhatap etmeyin” dediğini anımasattı. “Namus ve dürüstlük nedir” sorusunun Erdoğan’a sorulması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Demokrasiyi kim bitirdi, oturup masalarda milletvekili listelerini kim hazırladı. 200 yıllık parlamenter sistemimiz var. Nasıl oldu da 13 yılda bu kayboldu” açıklamasını yaptı. l ANKARA / Cumhuriyet C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle